31 Mart 2017 Cuma

İNSANLIK ÖLMÜŞ...



Söze nerden başlanır bilmiyorum. Olay hala aklımda tapteze... Bugün ilk dersimin iptal oluşuyla ikincisine de gitmek istemedim pek. Açıkçası bugün her şeye karşı pek bi isteksiz ve neşesizdim. Yaşayacağım olay içime doğmuş olmalı ki böyle bir ruh halindeydim belki de...


Annemin Üsküdar'da bir işi vardı. Bizde öğleye doğru işini halletmek için evden çıktık ve ilk Üsküdar otobüsümüzü kaçırdık,ikincisini bekledik ve bindik. Üsküdar'a vardığımızda annemin işini hallettik ve çarşının içerisine doğru yürümeye başladık. Karşıdan karşıya geçecektik,bekliyorduk. Tam o sırada bir kedi karşıya hızlıca geçmeye çalıştı. Annem gelen arabaya yavaşlamasını belli etmek için elini kaldırdı ama araba aksine hızlandı ve kediyi sağ arka tekerinin altına aldı,bastı gitti ardına bakmadan. Haberlerde izlerdim böyle benzer haberleri ve üzülürdüm nasıl böyle dikkatsiz ve merhametsiz olabilirler diye..

Oluyormuş işte. Kedi ayağa kalkmayı başardı başarmasına ama bağırsağı arkasından çıkmıştı bir esnafın paspasının önüne geldi bıraktı kendini oraya. Onun yanına koştum,bağırdığımı hatırlıyorum.Kucağıma aldım kediyi,veteriner nerde diye bağırmışım,ağlamaktan ne dediğimi hatırlamıyorum bile. Birkaç insan başımıza toplandı,ölmüş o dediler. Annem de kızım öldü o dedi. Hayır ölmedi dedim. Ama baktım başı düşmüştü hayvanın.Annem de bende üzgündük. Hala etkisinden çıkamadım bu olayın,ağlıyorum tekrar ağlıyorum. En kızgın olduğum şeyse bir esnafın yanıma gelip bu kadar ağlamayın tamam demesi. Nasıl ağlanmaz!! İnsanlık ölmüş! Bu hayvana çarpıp tekerleklerinin altına alan ve ardına bakmadan basıp giden bir İNSAN yarın öbür öbür gün bir insana da aynısını yapar. Gerçi çok uzak değil. Görmüyor muyuz benzer haberleri?

Ne zaman bu kadar merhametsiz,duyarsız olduk bilmiyorum. Ellerimde tutuşum geliyor aklıma..Sadece çok üzgünüm...

29 Mart 2017 Çarşamba

CIVIL CIVIL BİR GÜN




Böyle güneşli havaları, daha bi çok seviyorum. Bana moral,neşe veriyor şu yoğun geçen hayatımda.

  Kısa bir süre önce RAM stajımdan çıktım. Yol devam ederken düşüne durdum. ''Ne şanslısın ama Tuğçe!'' dedim kendi kendime. Üniversite hayatım boyunca tam beş farklı yerde staj yapmışım. Birbirinden farklı beş deneyim. Ama beni en çok mutlu eden staj yerlerimde hep karşıma iyi insanların çıkması. Çok şükrediyorum Rabb'ime.

Geçenlerde Eymencik'in,  yavruyken aldıkları ve besleyip büyüttüğü tavşanı,Momo ölmüş. Onunla birlikte televizyon izler,oyunlar oynardı. Küçük kardeşi gibiydi. Ona dokunup ''Anne neden uyanmıyor artık'' diyormuş. 3 yaşında olduğu için ölüm kavramını bilemiyor ama elbette uygun bir dille anlatılması gerek. İnşallah yeni bir tavşanı daha çok sever ve daha çok oyunlar oynarlar birlikte.

Mutlu günler bizimle olsun! 




28 Mart 2017 Salı

STAJ HALLERİ




Güneşli bir gün bugün. Yaşasınn!!
Bahar geliyor, kendini yavaştan alıyor olsa da😂.

Salı günleri yazacağım yazıları staj yaşantım aldı resmen😇. Ama hiçbir itirazım yok çünkü lisede yaptığım öğretmenlik stajımı ve öğrencilerimi seviyorum.

Bugün bir ders erken çıktım stajdan. Hava pırıl pırıl nasıl aydınlık nasıl güzell tam gezmelik diye geçirdim içimden. Tabi ki de hala öyle geçiriyorum içimden ama gel gör ki akşama da formasyon dersleri var. Bitecek bir gün bitecek inşallah 😍

Haftaya iki ders benim. Ders anlatmalara başlıyoruz artıkk,çok heyecanlı! Kendimi çiçeği burnunda bir öğretmen hanım gibi hissediyoruum🙈.

Mutlu haftalar ve bol güneşli günler bizimle olsun!




27 Mart 2017 Pazartesi

KELEBEK GİBİ



Çocukken baharın gelmesiyle birlikte bahçemizde kelebek yakalamaya çıkardım.

 Bu bazen yarım saat belki bir saat sürerdi. Ama hiç usanmadan bir tanesine sahip olmayı onlara dokunmayı, sevmeyi isterdim. İlk zamanlar bir tanesini yakalar hemen eve doğru koşar kapıyı çalıp annemin açmasıyla gözlerini kapamasını ve aç dediğimde elimde yakaladığım kelebeği odaya doğru bırakır annemi mutlu etmek isterdim.

Sonra bir yakalayıp eve gidiyorum ikincisi derken yorucu olduğunu anlamış olmalıyım ki cam bir kavanoza yakaladığım kelebekleri içine koyduğumu ve kapağına da hava alsınlar diye delikler açtırdığımı anımsıyorum.Sonra oturup meraklı meraklı onları inceleyip sonra da evde kavanozdan çıkartıp bir tanesinin önüne pet şişe kapağıyla su koymuştum😇.

 Her birinin birbirinden farklı oluşu,kanatlarındaki göz kamaştırıcı desenleri ilgi çekici,büyüleyici. 





26 Mart 2017 Pazar

YAĞMUR YAĞIYOR




Kara bulutlar ve gökyüzünden çıkan sesler yağacak olan yağmuru haber veriyordu bugün.

Tam havalar düzeliyor,ağaçlar çiçek açıyor,kuşlar cıvıldıyor derken pazar gününe yağmurlu başlamış oldum. Böyle havalarda şöyle bir mug türk kahvesi alıp,dışarıda yağan yağmuru seyre koyulmak... 


Bu hafta ara ara sağanak yağmurların olacağı söyleniyor. Ama ne olacağı bilinmez. 

Güzel bir yarın bizimle olur inşallah


KÜÇÜK PRENS DİYOR Kİ




   Küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti.

''Hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. Çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. Ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz''dedi onlara.''Siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. Dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. Ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.'' Güller bu duyduklarına çok bozuldular.''Evet, güzelsiniz. Ama boşsunuz. Sizin için kimse yaşamını feda etmez. Yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. Ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. Çünkü ben onu suladım. Ve onu camdan bir korunakla korudum. Önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. Ve bazen de suskunluklarına katlandım. Çünkü o benim gülüm.''







25 Mart 2017 Cumartesi

KİKİ



Dün çok güzel bir film izledim. Listemde olanlardan bir tanesiydi,Kiki's Delivery Service.


Miyazaka'nin ellerinden çıkmış bir film. Hani diyorum ya Miyazaka'nin hayal gücünden istiyorum diye,işte bunu bu filminde de görmek,karakterin yerinde kendinizi hissetmeniz fazlasıyla mümkün.

Bu film de Kiki adında küçük bir cadı kız var. Cadı deyince,bir uçan süpürgeye de sahip Kiki'miz.  Aynı zamanda bir kedisi de var,zaman zaman onunla sohbet eden onu dinleyen bir kedi.



Kiki,cadılık eğitimini tamamlamak için başka bir yere gitmeyi ve burada hayatın getirdiği şartlarla kendisinin başa çıkması gerekecektir. 

Miyazaki'nin her filmi başlı başlına bir şaheser benim gözümde. Çünkü hepsi kendi bünyesinde bir mesaj barındırmakta. Kiki'de de aile bağları ve özgürlük,arkadaşlıklar üzerine değinilmiş. Demem o ki yaş farkını gözetmeden izleyin Miyazaki'nin filmlerini.



24 Mart 2017 Cuma

GÜLE GÜLE VİZELER




Ya o kadar mutluyum ki anlatamamm! Sanki mezun olmuşum gibii.


Sonunda bu hafta bitti,bir şekilde geldi geçti vizeler. Bugün Çocuk Hakları ve Koruma dersimizin vizesi vardı. 5 klasik sormuştu. Tabiri caizse kağıdıma döktürdüm kelimelerimii :) 

Vizelerim bitti demek yelkenleri suya indirmek değil. Önümde daha biir sürü önemli sınavlar var. Ama bugün tüm haftanın yorgunluğunu,koşuşturmacasını bir kenara bırakmayı ve güzel bir film seçip izlemeyi düşünüyorum.

Artık yavaş yavaş bahar da yüzünü göstermeye başladı. Fırsatını buldukça gezmelere devam etmeyi de canı gönülden istiyoruum. Çok güzel çiçekler ekmiş Üsküdar Belediyesi. Böyle güzellikleri görünce insanın içi mutlulukla dolup taşıyor.

Şimdiden musmutlu hafta sonları bizimle olsuun !!


22 Mart 2017 Çarşamba

TEBESSÜM



Dün staj çıkışımda çok ilginç bir şey yaşadım. İlginçliğinin yanı sıra yüzümden tebessüm de eksik olmadı hiç. Aklıma geldikçe hala gülümsüyorum😊

Staj yaptığım okuldan son ders ziliyle itibaren,öğrencilerimin -İyi günler Tuğçe Hocam demeleriyle sınıftan ayrıldım. Aslında bakıyorum da sevdim ben lisede öğretmen olmayı. Birkaç hafta sonra girdiğim sınıflarda ders anlatmaya başlayacağım,çok heyecanlı değil mi🙈

Yine konu konuyu açtı. Staj çıkışımda ilginç bir olay demiştim ya hani. Şimdi anlatmaya başlıyorum işte. Okuldan ayrıldım eve geçmek için. Kaldırım kenarında  bir köpek uzanmıştı. Göz göze geldik ve istemsizce - Ne kadar tatlısın sen dedim ve yoluma devam ettim. Birde ne göreyim köpek arkamdan beni takip etmeye başlamış. Yol boyunca yan yana yürüdük. Trafik ışıklarına geldim o da yanımda durdu. Çevredeki insanlar benim köpeğim sanmış olacaklar ki  hepsi bir bana baktılar bir de cici köpeğe😊 Cici dediğime bakmayın kocaman bi şeydi🙊 İlk ışıkları beraber geçtik ve geldik ikincisine. Bu sırada köpek hala benim yanımdaydı -.- Durağa geldik birlikte ve yine yanımdaydı, bende bu sefer cesaretimi topladım elimi uzattım ve sevmeye başladım onu. Hayatımda ikince kez bir köpeğe dokunmuş oldum. O da ben onu sevdikten sonra durağın arka tarafına geçti ve uzandı.


20 Mart 2017 Pazartesi

GÜN BİTERKEN



Sabahleyin nedenini bilmediğim bir baş ağrısıyla uyandım. Sonrasında öğleye kalmadan geçti çok şükür. Bugün dersim yoktu. Evde keyif mi yaptım. Tabi ki hayır! Vize haftam bugünle birlikte start vermiş oldu. İnşallah son vizeleer. Hemen bir sonraki haftaysa formasyon derslerimin vizeleri.
 Zaman sizce de çok çabuk geçmiyor mu?

Bugün kendi okulumun dersleri yoktu dedim amma velakin akşam derslerim vardı😔. Bende saatin yaklaşmasıyla birlikte hazırlandım ve evden çıktım tam o esnada yağmur başladı. Ve eve tekrar girdim şemsiyemi aldım,otobüs durağına yürüdüm böylelikle bana da okul yolu gözükmüş oldu. 

Okula vardığımda vizeler için işlenmiş olan ders notlarını indirmeyi düşündüğüm fotokopiye girdim ve öyle bir yoğunluk telaş olamaz yani. Herkes kendi ders notları için gelmiş.Sakince hallettim işimi ve şu an ders notlarımla baş başayım😂

Ders çalışmam gerek💦.









19 Mart 2017 Pazar

ÜLKE ÜLKE PULLAR #2 GÜNEY AFRİKA



O da ne?? Güney Afrika mı!

Evet, Güney Afrika'dan da bir kartpostalım ve pulum var.

Peki nasıl?

Çoğunlukla kartpostallaşmayı ve mektuplaşmayı yurt dışı ülkelerle yaptım şu zamana kadar. Hatta buna her zaman da diyebilirim. İlk zamanlarda dikkatimi çeken şey ise bunu yapan kişilerin en fazla Asya Ülkeleri'nden olmasıydı. Hiçbir kısıtlama olmadan. Kadın erkek,yaşlısı genci... Haliyle bir süre belli bir kısır döngü içerisindeymişcesine, Çin,Güney Kore,Endonezya gibi ülkelerle kartpostallaşıp durdum.

 Zaman geçtikçe farklı ülkeleri,yeni kültürleri merak etme arayışı içerisine girdim ve bir gün bir Afrikalı kızın da benim gibi kartpostallaştığını gördüm. Şansımı denedim ve ona birbirimize kartpostal gönderme fikrini sordum. O da kabul etti ve sonuç olarak kartpostallarımız birbirine ulaşmıştı. Yalnız çok iyi hatırlıyorum gelmesi en uzuun süren kartpostallardan biriydi. En üzücü yanıysa kartpostalın elime ulaştığında ortadan ikiye katlanmış olduğunu görmek. Yani deforme olma ihtimalleri de yüksek. 

İçerisinde yazmış olduğu yazılar gerçekten çok şaşırtıcı. Yazdığı el yazını anlamak pek mümkün olamasa da -.- Ülkelerinin 11 farklı konuşma diline sahip olduğundan bahsetmiş.




18 Mart 2017 Cumartesi

ÜSKÜDAR'IN ŞİRİN SAKİNLERİ #1



 Cumartesi bol güneşle karşıladı bizi!😇
Fırsatınız varsa atın kendinizi dışarıya ve gezmelere başlayın eğer benim gibi vizeleriniz,ödevleriniz yoksa tabii😔

Yeni bir şey yapmaya karar verdim bende bu yazımla birlikte. Pek bi sevdiğim konu olacağa benziyor.

Üsküdar başlı başına çok sevdiğim ve huzur bulduğum bir semt. Tarihi dokusunun yanı sıra beni kendine çeken en önemli şeylerden biri de her sokakta bir sürüsüne rastlayacağınız ve sizden hiç kaçmayan, insan canlısı kedileri. Hemen hemen her esnaf kapısının önüne ya su ya da kedi maması koyar. Ya da bir esnafa girin içeride bir kedinin baş köşede oturma olasılığı çok yüksek. Bu gerçekten güzel bir şey.


Benim de çok istememe rağmen evcil bir kedim olamasa da Üsküdar'da bir sürüsüne sahibim. Bunlardan biri olan Tombik'le tanıştırayım sizii. Okul çıkışımda tanıştık onunla. Bir motosikletin koltuğuna güzelce oturmuş keyif yapıyordu hafif hafif çiseleyen yağmura aldırış etmeden. Yanına gittim. Bi yandan sevgi gösterdim bi yandan da konuştum onunla.  Ardından fark ettim ki oturduğu koltuğun derisinde kendinden izler bırakmış. Patilerindeki tırnaklarını deri koltuğa geçirmiş bizim haylaz tombik.

Mutlu haftasonları!!



17 Mart 2017 Cuma

SADECE KENDİN OL !



Davranışlarına anlam veremediğim insanlar var. Bana göre bu insanların kendi benlikleri yok. 

Kişilik ve karakter mühim diyorum ya hani... Gerçekten de öyle. Yaşın kaç olursa olsun bu iki şey çok MÜHİM.

Bir yerden engelliyorsun ki karşına çıkmasın. Ama ısrarla taklitçiliğe devam ediyor. Yakında burada da karşılaşırız belki ne dersin?? Hatta karşılaşacağız gibi. 


Karakteri oluşmamış insan başkalarının gölgesinden yürüme mecburiyeti mi hissediyor kendinde acaba?

Taklit edilmeyi sevmiyorum -Benliğimin taklit edilmesini- Belki bazı insanlar bu durumdan hoşnut olabilir ama ben buna tahammül edemiyorum. Ve çok zavallı buluyorum. 


BAZI insanlar, neden sadece kendileri olmayı denemiyorlar?

Biraz çaba gösterirsen sende ÖZÜNÜ bulursun belki.

MODERN DÜNYA



Az önce bir yerde karşıma çıkan bir yazıyı ve yaşadığım bir durumu paylaşmak istedim.

Yazı şöyle;

'' Yemeğe çağıran annesine, ''Daha hava kararmadı,birazcık daha oynayabilir miyim?'' diye seslenen çocukların sayısı her geçen gün azalıyor. Sokak aralarında,top sahalarında ya da boş arsalarda ip atlayan,seksek,saklambaç,yakan top oynayan çocuklar yok artık. İnternet cafeleri dolduran çocuklar,en yakınındaki arkadaşıyla bile konuşmadan oyun oynuyor. Televizyon ve internet kablosuyla adeta eve bağlanan küçükler,büyüyünce hem fiziksel hem de ruhsal sorunlar yaşıyor. Dışarıda arkadaşlarıyla oynamadığı için paylaşmayı bilmiyor. İletişim gücünü kaybederek içe kapanık hale geliyor. İnsanlarla diyalogdan yoksun olduğundan bilgisayar oyunlarının kahramanlarını model alıyor. Modern dünya,çocukları toplumdan uzak,merhametsiz,hareketsiz,kendi dünyaları içinde yalnız bireylere dönüştürüyor. ''


Bu yazıdaki tespit birçok yönüyle doğru geldi bana.Sokakta en son oynayanlar, 90'lar kuşağıydık.

Gelelim bugünkü içinde bulunduğum olaya; 

Okuldan eve dönerken otobüste şahit oldum bu duruma. Bir anne iki çocuğuyla bindi otobüse. Oturdular. Bir kızı ve oğlu vardı. Erkek çocuğunun elinde de bir düdük vardı. Yol boyunca düdüğe üfledi durdu. Annesinin tepkisi ise sadece -Çok ses çıkartıyorsun oğlum,oldu. ve daha da bir şey demedi. Sonra başımı çevirdim ve baktım. Çocuk yaşça küçük de değildi.Konuşması iletişimi de normaldi,annesiyle konuşmalarına bakılacak olunursa. Peki ama toplum içinde özellikle bir toplu taşıma aracında düdük çalmak? Annenin çocuğunu güzel bir dille ikaz etmesini bekledim şu şekilde '' Oğlum şu an bir toplu taşıma aracının içerisindeyiz ve yüksek sesle bunu çalman hoş olmuyor,insanlar rahatsız olabilir.''
Ne yazık ki böyle bir ikaz olmadı işte..


Her ne kadar modern dünyanın getirmiş olduğu internet televizyon kısacası teknolojik şeyler denilse de, modern dünyanın etkisi altında olan kişiler bazı anne ve babalardır. 


16 Mart 2017 Perşembe

MALEZYA'DAN MEKTUP ARKADAŞLIĞI




Bir haftanın daha sonuna yaklaşıyoruz.

Günler o kadar çabuk geçiyor ki bazen bende yetişemiyorum bu hıza. İki haftadan biraz fazla bir süre önce Malezya'daki arkadaşım Intan Liyana'ya (Nana'ya) bir paket göndermiştim. Nana ile dostluğumuz iki yılını dolduracak inşallah bu yazla birlikte. Dosttan öte birer kız kardeş gibiyiz. Birbirimizle derdimizi mutluluğumuzu rahatlıkla paylaşabiliyoruz. Bu çok güzel bir şey. Cevap sırası da bendeydi. Ve bende gezip gördüğüm yerlerden ufak ufak bir şeyler almıştım ve paketleyip göndermiştim. 


Aslında mektuplaşmamızın dışında da telefonla birbirimizin halini hatrını sorarız. Kimi zaman o bana mesaj atar kimi zamansa ben ona. Bir mesaj aldım ondan ve postamın ona ulaştığını ve çok mutlu olduğunu söylemiş. Biir sürü güzel cümleler söylemiş, bende çok mutlu hissettim ve bir kez daha ne kadar güzel bir şey yaptığımı fark etmiş oldum. 


Birpembesever'den mutlu günler hepinize!!


Nana'nın instagramda paylaştığı o mutluluk 
^-^


14 Mart 2017 Salı

KARTPOSTAL GELDİİ !




Yazmış olduğum bir yazımda tanışmış olduğum Beyda'dan bugün bir paket gelmiş benim için. Eskişehir'den. Stajda olduğum esnada,ben evde yokken gelmiş. Eve varınca yorgunluğumu bir kenara bıraktım ve benim için göndermiş olduğu paketi açtım.

Paketi açtım ve kartpostal yanında bir de magnet. Sevdiğim ikili.😇 Kartpostala yazmış olduğu yazı da ayrı mutlu etti beni. Magnet buzdolabındaki diğer magnetlerin yanında yerini aldı bile!😉 Teşekkür ederiim 🙈.

En kısa zamanda cevaplayacağım inşallah,o halde mutlu akşamlarınız olsun!


13 Mart 2017 Pazartesi

GÜNLERDEN BİR GÜN




Merhaba pek sevgili okuyucularım!

Yağmurlu bir haftaya başladık pazartesiyle birlikte. Bu sabah okula gitmek için evden çıktım. Önceki gün kendi kendime artık okula gitmeliyim diye düşünüyordum. Bu sabah da okula gitmek için evden çıktım. Çünkü yaklaşık iki haftadır okula gitmiyordum. Son sınıf öğrencisi olmanın verdiği rahatlık böyle bi şey olsa gerek😃.

Gelelimm bugüne. Mezun olabilmek için bitirme projesi hazırlıyoruz ve seçtiğimiz konuysa anne sütünün önemi ve anne sütü ile ilgili geleneksel uygulamalar hakkında olacak. Bir taslak oluşturduk bugün ve hocamıza sunduk, o da sunduğumuz taslağı beğendi. İnşallah güzel bir şey çıkar ortaya. En zor kısmı sanırım anket işi olacak. Bitirme projemizde istatistiksel verilere de ihtiyacımız olduğu için anket yapmak durumundayız. Bakalım neler yapacağız. 



Haftaya vizelerim var,ne kadaar kötü😒. Oysa ki hayat vizelersiz, finallersiz daha güzell👀. Bir de bugün otobüsle eve dönerken ineceğim durağa az kalmıştı ki kendimce otobüsten nasıl ineceğime dair planlar yapıyordum. Çünkü tıka basa doluydu otobüs neyse ki oturuyordum ama inmeme de az kalmıştı. Ön kapıya yakındım ve ön kapıdan inecektim, o esnada oturduğum yerden kalktım ve önümdeki insanlara tam -müsaade eder misiniz? diyecektim ki aniden şoför bey -evet,hanfendiye yol açıyoruz inmesi için müsaade edin dedi ve lafımı diyemeden teşekkür ettim. Toplumumuzda böyle duyarlı insanların arttığını görmek güzel bir şey.





12 Mart 2017 Pazar

MİM - MİM DAVETİYEM



Bugün çok sıkıcı bir gündü. Ders çalışıyor olduğum için mi bilmiyorum bende bir şeyler yazayım dedim ve bu mimi yapmadığımı görünce hemmen yapayım dedimm hem birazcık kafamı başka şeylerle meşgul etmiş olurum.

Başlayalım mı?


1.Sihirli bir değneğin olsa hayatında hangi anı değiştirmek isterdin?

Hayatta bazen karşımıza küçük sürprizler ya da fırsatlar çıktığı oluyor ters giden olayların dışında. Ben böyle fırsatlar çıkınca düşünen ya da değerlendiren biri olarak bildim kendimi,en azından şu zamana kadar ki tecrübelerime bakarak bunu söyleyebilirim. Sihirli bir değneğim olsa şu anımı değiştirmek isterim dediğim zaman yok. Çünkü hayatta yaşadığım her şeyden pay biçiyorum ve bu pay biçtiğim şeylerin beni daha da olgunlaştırdığını düşünüyorum.


2.Küçükken büyüyünce ne olmak isterdin,neden? Şu an mesleğin ne?


Küçükken içimde hep bir doktor olma hayali vardı. Çocuk doktoru. Ama küçükken doktora gitmeyi de hiç sevmezdim çünkü iğneden korkardım,hala olduğu gibi.Küçükken de çocukları çok severdim ve en büyük çocuk olmamında bu hayalimde etkisi vardır diye düşünüyorum. 

Şu an bir mesleğim yok sadece öğrenciyim T.T . İnşallah bu yıl mezun olmamla birlikte bir mesleğim olacak. Öğretmen hanım olacağım. Seçtiğim alan yine çocukların olduğu bir alan. Yani hayalime bakacak olursam çok uzak değilim.Yine mutlu olduğum bir yerdeyim.


3.Burçlara inanır mısın? Burcunun özelliğini taşır mısnız?

Burçlara inanmam. Öyle her gün burç yorumları okuyan biri değilimdir. Lakin burcumun özelliklerinin bir kısmını taşıyorum. Akrep burcuyum. Açık sözlü , lafını yerine göre esirgemekten çekinmeyen,haksızlığa gelemeyen,yalanı sevmeyen ve yalan söyleyenleri de sevmeyen biriyim. Az birazcık da kıskanç biriyimdir,sadece değer verdiğim insanları kıskanırım ama belli etmem, içimde yaşarım bu duyguyu. Akrepler için söylenen klasik sözler kinci ve intikam alıcı oluşu. Ama bu her insandan insana göre değişen bir şey bana göre. Yani her insan yapabilir bunları. Mesela bana kötülük etmiş ya da kalbimi kırmış bir kişiye kin tutmam ya da intikam almam ben,sadece Allah'a havale ederim. Şunu da belirteyim,iyilik ya da kötülük etmiş kişileri de asla unutmam. Aklımın bir köşesine yazar, giderim😉




11 Mart 2017 Cumartesi

KISA BİR SOHBET





Yağmurlu bir cumartesi günüydü. Ve hala daha yağmur çiseliyor dışarıda.

Sabahleyin yağmur yoktu  ama soğuğu iliklerime kadar hissettim odamın camını açtığımda.

Bu hafta o kadar sıcaktı ki hava. Bi ara kışlıkları kenara bırakıp bahar havasında giyindim ve sonrası.. Bademcik ve kulak ağrısı. Neyse ki iyiyim şimdi,çok şükür. 


 Bir kitap okuyorum bu aralar. Aslında büyük bir hevesle başlamıştım ama kitabın ikinci bölümünden sonrasını pek sevemedim,sarmadı beni,Yeraltından Notlar'dı. Ama bitirmek için uğraşıyorum ve az kaldı.

Bir işe başlarken yarım bırakmayı ya da o işin eksik olmasını sevmem. O, ille güzel bir şekilde yapılacak ya da bitecek.😇

Ben şimdii güzel bir orta şekerli sütlü türk kahvesi yapıp ders çalışmaya devam edeyim en iyisii, sade içemiyorum da.😒















10 Mart 2017 Cuma

ÜLKE ÜLKE PULLAR #1 JAPONYA



Uzun zamandır aklımda yazmak istediğim şeyler vardı. Nasıl yazacağıma ve nerden başlayacağıma sonunda karar verdim. Devamını getirmek istediğim bir yazıya başlangıç yapıyorum o halde.

Hobilerimden biri olan mektuplaşmak ve kartpostallaşmak sayesinde bir sürü pullara sahip olduğumu söyleyebilirim. Birçok farklı ülkeden bir sürü pul..

İlk başladığım zamanlarda çok sık mektuplaşırdım değişik ülkelerden birçok insanla. Haliyle paket gelince üzerinde pullar da oluyordu. İlk zamanlarda pulları zarar vermeden nasıl çıkartacağımı düşünür ve bunun üzerine araştırmalar da yaptığım olmuştu. Ama zamanla bir iki tanesini feda ede ede öğrendim.

Kartpostallarımın üzerinde bulunan pulların dışında bana gelen paketlerin üzerindeki pulları ülke ülke ayırdım ve fotoğrafladım sizler  için. Gitmek istediğim ülkelerden biri olan Japonya'ya ait, sahip olduğum pulları bir araya getirdim ve bu  resim çıktı ortaya. Pulları da en az kırtasiye ürünleri kadar sevimli😇😍. Animasyon film karakterlerini bile pullarına yansıtmışlar😲.




9 Mart 2017 Perşembe

MISIR PİRAMİTLERİ




Sizde de merak uyandırmıyor mu? Piramitler.

Ben çook merak ediyorum. Piramitlerin içerisini,mumyaları,duvarlara çizilmiş olan resimlerii,labirent gibi olan odalarını. Hatta bazı odaların içerisinde ne oldukları hala daha bilinmemekte🙊. 

Bazı araştırmacıların piramitlerin içerisindeki odaları araştırmak için gezindikleri sırada odaların içinde ya kayboldukları ya da aynı yeri birkaç defa gezdikleri söylenmekte. Şöyle bi bakınca biraz ürpertici🙉.


Mısır'daki piramitlerin arasından sadece Gize Piramiti'nin ayakta sapasağlam duruşu da çok ilginç. Ayırt edici özelliğinin ise üzerinde işlenmiş hiç resmin bulunmaması. Kral Keops için yaptırılmış olan piramit de görülmeye değer. Çok sıcak bir iklimi olmasına rağmen gitmek görmek istediğim yerlerden biri daha, canım piramitler😍





8 Mart 2017 Çarşamba

Emirgan Korusu



Bu yılda İstanbul,lalelerle artık bahar ayının içerisinde olduğumuzu bize bir kez daha hatırlatacak. 

Laleleri kim sevmez kii! Çeşit çeşit renkleriyle,dokularıyla,duruşuyla bambaşka bi şey. Hele ki tüm laleler bir arada olunca ve bu manzaraya şahit olduğunuzda değmeyin keyfinize! Ben  Emirgan Korusu'na her gidişimde o renk cümbüşünü gördüğümde içim kıpır kıpır oluyor😍. 


Bu yıl da yine Nisan ayında laleleri ekmiş olacaklar. Bu güzel manzarayı görmeyi sakın kaçırmayın derim ben. Tabii ki bende gitmeyi istiyorum🙈.


Geçen yıl gittiğimde bir sürü resim çekmiştim,sizlerle de bir kısmını paylaşmak isterimm😇.

Mutlu Günler!







6 Mart 2017 Pazartesi

İÇİMDEN GELDİ




Şu sıralar sihirli değneğin hayatıma dokunmasını istiyorum.

Evet,bazen her şey istediğimiz gibi yolunda gitmeyebiliyor böyle olunca da ama diyorum çok şükür sağlıklıyım ve ailem yanımda. Şükredecek çok şey buluyorum kendimce.

Bazense her şeyi bırakıp şu diyar diyar gezme hayalimi gerçekleştiresim geliyor.

İhtiyacım olan şey sessizlik,yoğun geçmeyen bir hayat ve çıkarsızca yanında olan dostlar.

Bi ara gökyüzüne baktım. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Bir sürü martı çıkageldi birden. Gözlerimi alamadım onlardan,izledim. Gökyüzünü aydınlatan martıları




5 Mart 2017 Pazar

KORE'DEN ABUR CUBURLAR ve DOĞUMGÜNÜ HEDİYEM




Kısa bir süre önce Koreli mektup arkadaşımdan bir paket gelmişti.Gelen hediyelerin bir kısmını BU YAZIMDA sizlerle paylaşmıştım. Şimdii gelelim hediyelerin açılmayanlarını açmaya. 

Arkadaşım bir poşet dolusu abur cubur göndermiş. Aslında pek abur cuburla aram iyi değildir. Çünkü alerjiden muzdaribim. T.T Ama gönderdiklerinin bir kısmının tadına bakmayı ve sizlerle de paylaşmayı istedim.

**Mektup,doğumgünü hediyesi ve abur cuburlar.
**Önce doğumgünü hediyesinden başlamak istiyorumm. Doğumgünüm aylar öncesindeydi ama mektup arkadaşım küçük bir sürpriz yaparak çok mutlu etti beni. Eldivenler,kalemkutusu ve ayna. Hepsi çok cici değil mi *-*


**İşte o abur cuburlar. Yeşil çaylı çubuk kraker. Değişikti. Çok hem de. Sevemedim -,-

**Çakıl Taşı Çikolatalar.
**Bunun görüntüsü bana birazcık ülker rondoyu hatırlattı. İçi tuzlu, bisküvisi tatlı çıktı. Yani rondo görünümlü peynirli çizi. 
 **Tadına baktıklarımdan biri de bu çikolatalı bisküviydi. En çok beğendiğim buydu.
Şeker tadında günleriniz olsunn!



4 Mart 2017 Cumartesi

AYLA



Yakın zamanda gösterime girmesi planlanan,Kore Savaşı'nda yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenerek yapılan bir filmden bahsetmek istedim. Filmin çıkmasını büyük bir merakla bekliyorum. Eminim kardeş ülke Kore'de de büyük bir heyecanla beklenmekte. 


1950 yılındaki bu savaşta yaklaşık 1000 Türk askeri de burada görevlendirilmişti. Askerlerden Süleyman,küçük korumasız bir koreli kızı savaş esnasında bulup,onu koruyacağından habersizdi. İkisinin yolları bu savaşta kesişecek ve Süleyman Astsubay küçük kıza Ayla ismini verecektir. 


Aralarındaki bağ gün geçtikçe kuvvetlenecektir. Hatta Ayla'ya birkaç türkçe kelimede öğretir. Adeta baba ve kız gibi olurlar. Küçük kız yetimdir ve Süleyman Astsubay adeta bir baba şefkatiyle ona bakar ve korur. Belli bir zaman sonra askerlerin kendi ülkelerine dönmeleri için emir gelir. Ancak Süleyman Astsubay Ayla'yı Kore'de bırakmak istemez. Ve  bir kaçış planı hazırlarlar. Minik Ayla Astsubay'ın bavulunun içine girer ancak daha ilk girişimde yakalanırlar. Süleyman Astsubay görev süresini uzatmak ister ve yaklaşık 3-4 ay kadar uzatır. Aylar süresini doldurunca yine bir ayrılık kapısı açılır Ayla ve Astsubay'a.


**Film üç dile çevrilecek diye biliyorum. Güney Kore'de ve Türkiye'de eş zamanlı olarak yayınlanmasını umuyorum. Filmi merak edenlere aşağıda mini bir fragman,iyi seyirler.


MİM - HAYALLER



Bu mimi birçok blog arkadaşımda görmüştüm ve en son olarak Bir Küçük Elif Meselesi'nde gördüm ve bende yapmak istedim😇. Onun yazısı içinde ismine tık tık yapınız lütfen😊.

Hadi gelin mime başlayalımm😍


**Hayal kurmaktan hoşlandığınız yer ya da zaman dilimi var mı?

Evet vardı. Küçükken Harry Potter'ın yaşadığı o büyülü dünyada olmayı hayal ederdim hep. Ama şimdi daha gerçekçi ya da gerçekleşmesi mümkün olabilecek hayaller kurmayı tercih ediyorum😇.




**En çok neyin hayalini kurarsınız?

Dünya'nın birçok ülkesini sırt çantamı takıp diyar diyar gezebilmenin hayalini,tabii hiç bütçe sıkıntısı yaşamadan😅



**Şimdiye kadar çok hayalinizi gerçekleştirdiniz mi?

Bir kısmını evet😇💜


**Henüz gerçekleşmemiş ama ileride gerçekleşecek dediğiniz hayaliniz var mı?

Tabii ki var biir sürü. İnsanoğlu hayal kurmadan ve bunların gerçekleşmesi için çabalamadan yaşayamaz. Benim küçük hayallerim var gerçekleşmesini istediğim,hayallerim bende kalsın😇


Bu mimi yapmayan herkescikler yapsınn😇😍

3 Mart 2017 Cuma

💜💜💜KORE'DEN GELEN HEDİYELER 💜💜💜




Mutlu huzurlu cumalar!

Uzun süredir beklediğim cevap nihayet elime ulaştı😊. Koreli mektup arkadaşım Shim'den çok mu çok güzel bir kutu geldi😍. Aslında bu kadarına beklemiyordum çok şaşırdım ve mutlu oldum hediyesini görünce🙈💫.

 Koreli arkadaşımla sosyal medya üzerinde tanışmıştık ve çok şükür ki hala süregelen bir muhabbetimiz var. Mektup arkadaşlığını sürdürmek ve devamlılığını getirmek de gerçekten zahmetli ve sabır isteyen bir şey aslında.


Bana gönderdiği kutuyu açtığımda bir sürü paketlere ayrılmış minik torbalar vardı. Beni en çok meraklandıran da buydu. Hediyeleri açtıkça açıp durdum. Bir ara hiç bitmeyecek sandım😂😇. Hediyeler için çok teşekkür ediyoruumm💙. 

İşte hediyelerin bir kısmı, diğer kısmı da çook yakında😇

 **Kutunun içerisinde paketlenmiş hediyeler.
 **Bir sürü kartpostal ve magnetler😍
 **Arkadaşımın Londra gezisinden almış olduğu kartpostal-kitap ayracı ve magnet. 
 **Yine biir sürü bakmaya doyamadığım kartpostallar🙉


1 Mart 2017 Çarşamba

BEKLENEN LİSE STAJI




Herkese merhabalar!

Dün o kadar yoğun bir gündü ki eve kendimi nasıl attığımı bilmiyorum. Aslında son birkaç gündür lise stajımla ilgili sizinde birazcık başınızı ağrıtmış olabilirim😇😅

Dün  stajımı yapacağım liseye gittim. Bölüm hocalarımzla tanışma faslından sonra 11. sınıfın ilk dersine girerek resmen endişeyle karışık güzel bir heyecanla da karşılaşmış oldum. Sınıf hocası, sizi yeni stajyer öğretmeninizle tanıştırayım diyerekten topu bana attı ve artık söz bendeydi. Gün öncesinden kendi kendime pratikler de yaptığım olmuştu ayna karşısında,ne diyerek başlayacağım söze kendimi nasıl tanıtacağım gibi😌😍

Bende sınıfa kendimi tanıttım ve bir de baktım ki etrafımda toplaşan bir sürü öğrenci. Hepsi meraklı meraklı gözlerle bana bakıyor,inceliyor ve aklındaki soruları sormak için sabırsızlıkla bekliyorlardı. Elimden geldiğince sordukları soruları cevaplamaya başladım, ortama alıştığımı ve endişelerimin yok olduğunu hissettim. Etrafımda Tuğçe öğretmenim Tuğçe öğretmenim diyen bir sürü öğrenci vardı. Gerçekten çok farklı bir histi benim için. Aklıma lise öğretmenliği de yatmadı değil,bir gün neden olmasın😇






 

BİRPEMBESEVER