30 Eylül 2017 Cumartesi

BAS GAZA





Bugün direksiyon dersimi almak için kız kardeşimle kursun yolunu tuttuk. Direksiyon hocam anahtarı verdi sürücü koltuğunun başına geçirtti ilk derste olduğu gibi. Ben yağışlı havadan tedirgin olmuşken hocamın bana deli cesareti vermesi yetti de arttı.😁 Şile otobanına yol aldık. Şile otobanında tır sürücülerini epeyce görmek mümkün. Haliyle çok büyük taşıtların yanından geçince tedirgin hissetmek de normal oluyor. Hocam ara ara '' bas gaza kızım! '' diye diye yol aldırttı bana. Asfaltın tozunu attırdık. 😇 Sonra kız kardeşimi de oturttu sürücü koltuğuna.  Onun için de güzel bir deneyim oldu.  Hocam bir ara sohbet arasında kızım rüyanda da araba sürdüğünü gördüysen oldu say bu işi dedi. Valla ilk direksiyon dersimden sonra görmüştüm de. Gülmeden edemedik. 😂

29 Eylül 2017 Cuma

MEVSİMLER KÖŞESİ





Sınıfımda yapmış olduğum mevsimler köşesinden bir kare. Her anaokulu sınıfında mevsimler köşesi olmalı bence. Böylelikle çocuklar hangi ayların ne kadar süre ile hangi mevsime denk geldiğini de öğrenmiş oluyorlar yavaş yavaş. Sonbahar ayında olunca kolları sıvayıp bahçedeki yaprakları, irili ufaklı renk renk olanları topladım. Masamın başına oturdum ve bir güzel bantladım yaprakları dayanıklı olmaları için. Sonra şekillerine göre kestim. Bulunduğumuz mevsimi belirten sonbahar yazısı kartları hazırladım ve camımda mevsimler köşem yerini almış oldu. Biz kışı sabırsızlıkla bekliyoruz. Bunun dışında sınıflarda merkezler de olmalı. Kitap, drama, oyun, bilim merkezleri. Hatta bu merkezler öğretmenin fikirlerine göre de çoğaltılabilinir. Sınıfta çocuklarla birlikte beyin fırtınasına gidilir ve ortak kararlar üzerinde de ortaya bir şeyler çıkartılır. Bu merkezlerde çocuklar serbest zaman diliminde diledikleri gibi vakit geçirebilirler. 

28 Eylül 2017 Perşembe

KARŞILIKSIZ İYİLİK




Karşılık beklemeden yapılan iyilik gibisi yok şu hayatta. Gününü aydınlatan bir güneş gibi olur insanın üzerine doğan. Hiç tanımadığınız bir insandan da günlük yaşantınızda bir güzel davranış görmek ya da hayır duası almak da bununla eş değerdir. Birbirimizle iletişimimizin koptuğu bu yüzyılda böyle iyiliklere yer vermek insanın kalbine umut ışığı oluveriyor. Güne kötü de başladığımız bir gün olsa tanıdığınız ya da tanımadığınız birinden gelen küçük bir iyilik gününün gidişatını bile değiştirebilir. O halde daha çok iyilik yapmak ve iyi insanlarla karşılaşmak dileğiyle.😊

27 Eylül 2017 Çarşamba

YAZ MI KIŞ MI?



Sonbahar gelmişse kış meyveleri de yoldadır demektir. Bana yaz mevsimini mi yoksa kış mevsimini mi seversin diye sorsalar kuşkusuz ki buna kış mevsimi derdim. Sonbahar aylarından birinde doğmam bunu etkiler mi acaba? Bilemedim şimdi. 
Kış mevsimi diyince aklımıza kışla bütünleşen kar gelir. Soğuk,tipinin en sert olduğu günlerde geniş uzun atkılar takmak,kalın kazaklar hırkalar giymek... Bununla birlikte benim aklıma gelenlerden biri de meyveler oluyor. Yaz ya da kış mevsimi diye ayırt edemem onları çünkü her meyveyi severim.

Çocukluğum meyve ağaçlarının tepelerinde geçti. Çalıkuşu gibiydim. Gözüm pek korkusuzdu. Çocukluğun verdiği heyecandan da  olsa gerek biraz. Mesela dut toplamak biraz zahmetlidir diğer meyvelere göre. Ağaca çıkarsın. Bir yandan dengede durman iyi bir dala tutunman gerekir ve diğer yandan da bir dalı sallayıp dutların açılan sofra bezine dökülmesini sağlamalısın. Sonra ellerim dut lekesi olurdu ve bir iki güne geçerdi. Kiraz ağaçlarını çok severdim. Bazen çıkıp oturduğum olurdu dalların en tepesine. Tabii öncesinde biraz ceplere kiraz doldurmak en iyisi.😌

26 Eylül 2017 Salı

ALMA ONU İÇERİ


Dün sabah kuruma girerken lisede yaptığım öğretmenlik stajımdaki öğrencilerimden iki tanesiyle karşılaştım. Beni görür görmez '' Aaaa hocamm'' sesleri tebessümlerle birlikte sokakta yükseldi. Mutlu hissettim onları görünce. Daha dün gibi, stajda geçen anılarım. 😊

Bu sabah kurumumuzun yakınlarındaki sağlık ocağına gitmem gerekti. Sabahım erken saatleri olmasına rağmen içerisi epeyce hasta ile doluydu. Bir kedi de yağmurlu havadan korunmak için kendini içeriye atmış. Sakin sakin takılıyordu içeride. Bir ara dışarıya çıktı kedi. Tekrar geldi kapının önüne bana kapıyı açsanıza dercesine bakındı. Kapıya yöneldim içeri almak için. Oturan bir kadın ''Alma onu içeri" dedi burnunun ucuyla adeta. İçeride olmasına müsaade edildiği için hayvana kapıyı bu yüzden açtığımı belirttim. Sonra demesin mi "Mikrop kapacağız ya".  Sen mikrobu yanında oturan insandan bile kaparsın ki. O zaman hiç dışarı çıkma. Steril bir ortamda yaşa. Biraz daha merhamet ve hoşgörü lütfen..

24 Eylül 2017 Pazar

GIRLS GENERATION 1979




Bizi 1979 yılına götüren bir gençlik dizisi. Dizide aile yaşamlarına, arkadaşlıklara ve aşk hikayelerine değiniyor. Reply 1994-1998 serileri gibi bir dizi. Ben eski dönemlerde geçen dizileri izlemeyi çok severim. Arada bazen böyle geçmişe gitmek, o zamanki şartları bilmek, eskide yaşanan arkadaşlıkların, dostlukların, muhabbetin sağlamlığını, gerçekçiliğini, samimiyetini görmek güzel hissettiriyor. Girls Generation 1979'da bu samimiyeti hissedeceğiniz türden. Olaylar liseye giden bir grup kız etrafında  dönüyor. Onların dostlukları yer yer grup kavgaları ve imkansız denilecek aşklarını, komik anlarını sunuyor bizlere. İzlenebilecek sonbahar dizisi olabilir.

23 Eylül 2017 Cumartesi

KAKTÜS




Hayvanları sevdiğim kadar bitkileri de çok seviyorum. Annemin evdeki çiçekleriyle ara ara gider konuşurum, hoş sözler söylerim bazen de ben sularım. Uzun zamandır bir kaktüs almayı istiyordum. Bugün pek sevdiğim bir kişi incelik yapıp bir kaktüs hediye etti bana. Seçmesi biraz zor olsa da minnak bir tane kaptım elime. Çeşit çeşit kaktüsler vardı. Dikensiz olmasına dikkat ettim çünkü çocukluğumda kaktüslerle kötü bir hadise yaşamıştım. Ailemizin yeni üyesini yalnız bırakmak istemiyorum. Yanına başka bir çeşit kaktüs de pek yakışır doğrusu. Ama bir yandan da odamı çiçek bahçesine çevirmekten de korkmuyor değilim. Tek doğru gerçek şu ki; ne bitkilerden ne de hayvanlardan zarar gelmez insanlardan geldiği kadar. Sağlıcakla kalın o halde. :)

21 Eylül 2017 Perşembe

ANAOKULU GÜNLÜKLERİ





Nerden başlasamm. İki gündür resmi olarak işe başladım artık. Akşamları iş çıkışı İstanbul'da çekilmez bir çile olsa da sabahları iple çekiyorum. İnsanın sevdiği mesleği icra etmesi kadar güzel bir şey yok. Bugün size sınıfımdan bir kare göstermek istedim. :) Duvarda yapmış olduğum ve sizlerle de paylaştığım geometrik şekillerimi gördünüz mü? Yavaş yavaş sınıfımda renkli köşeler kendini gösterecek.Kurumun bahçesinde kedi taşıma çantası gördüm. Görünce müdire hanıma bir kedimiz mi var diye soramadan edemedim. Latte isminde bir kedimiz varmış ama geçen haftalarda bir grup kediyle firar etmiş. Ah bu kediler, azıcık nankörler mii.😔

19 Eylül 2017 Salı

KISA BİR EĞİTİM






Bugün çalışacağım kuruma vereceğim eğitim sistemiyle ilgili görüşmeye gittim. Bir nevi kısa bir eğitimden geçtim diyebilirim.  Çalışacağım yer iki dil temelli eğitim veren bir anaokulu. Çocukların türkçelerini geliştirip kendilerini daha iyi ifade etmelerinin yanı sıra ingilizce dersleri de alacaklar. Bu yüzden sabahları çocuklarımı ''Good morning, how are you?'' ile karşılayıp, eve uğurlarken de ''Good bye , see you!'' ile gönderecekmişim. :) Tabii daha birçok keyifli etkinlikler de artısı olacak bunlarla birlikte. İnşallah burada paylaşma fırsatım da olur ilerleyen zamanlarda. Yarın tekrar kuruma gideceğim. Öğrencilerin ve benim alışma sürecimde bir günün nasıl gideceğine bakacağım,değerlendireceğim. Bu aralar hava da o kadar sıcak ki. Sanırım sonbahar  mevsimini yaşamadan kış mevsimine geçiş yapacağız. 

18 Eylül 2017 Pazartesi

THE TUNNEL




Son zamanlarda izlediğim Güney Kore yapımı filmler harika konulara sahipler. Tünel de onlardan biri. Bir araba firmasında çalışan Lee Jung Soo, kızının doğum gününü kutlamak için iş çıkışı evinin yolunu tutar. Yolda seyir halindeyken her şey düşünülür. Güzel bir doğum günü pastası dahi alınır. Yolunun üzerindeki bir tünelden geçmesi gerekir. Ve bu geçeceği tünelde yaşam savaşı vereceğinden de habersizdir. Tünel talihsizlik sonucu çöker ve Lee Jung Soo içeride mahsur kalır. Tünelde bir doğum günü pastası ve iki şişe su ile hayatta kalma mücadelesi vermeye hazır mıdır? Film tek bir mekanda geçiyor,tünel ve çevresinde yaşananlar. Buna rağmen olayların gidiş yönü hiç sıkmadı. Aksiyon, psikolojik ve yer yer gerilim hat safhada oluyor. Lee Jung Soo bu enkazdan kurtulabilecek mi ya da başka kişilerle de karşılaşacak mı? İzleyip görün derim. :)

16 Eylül 2017 Cumartesi

BÜYÜK GÜN




Bugün ilk kez araba kullanacağım. Sürücü kursuna yazılmıştım. Bu hafta dersler başlamıştı ve dün bir gidip bakayım dedim. Motor dersinin sonlarına denk geldim. Motor ne karmakarışık bir şey. Çalışıp üstesinden geleceğim artık bir şekilde. Saatler sonra direksiyon dersi için sürüş alanında olmuş olacağım. Süreceğim arabayı da kursa gittiğimde göstermişlerdi. Çok farklı bir heyecan yaşıyorum. Sanki bisiklete binmeyi öğrenecek çocuklar olur ya hani ona benzer bir şey. Heyecanla birlikte az biraz korku da var tabii. Üstesinden gelirim inşallah ilk araba sürme deneyimimin.

14 Eylül 2017 Perşembe

MİM | ÇOCUKLUĞUNUN FAVORİ FİLMLERİ


Uzun bir aradan sonra yine eğlenceli bir mim daha! Çocukluğuma belki sizi de kendi çocukluğunuza götürecek bir yazı olacak. Açıkçası ortaya ne çıkacak ben de şimdiden merakla bekliyorum. Çocukken televizyonda gösterilen ve büyük bir keyifle bıkmadan tekrar tekrar izlediğim filmler olmuştur. 

Bunların başında ilk olarak Evde Tek Başına serileri geliyor. Televizyonda genellikle yılbaşından önce yayınlanan filmlerden biri. Her yıl kış mevsiminin en soğuk geçtiği zamanlarda bu filmi izlemek pek keyifli oluyordu. Filmi izlemeyeniniz yoktur. Evin en küçük üyesi Kevin ve ailesi tatile gideceklerdir. Ancak küçük Kevin evde unutulur. Peşi sıra maceraları da başlar böylelikle. 


Bebek Firarda. Çocukken izlediğim ve en sevdiklerim arasında olan filmlerden bir tanesi. Filmde çok varlıklı bir ailenin ilk bebeği olan Bink üç fidyeci tarafından kaçırılır. Çok iyi bir komedi filmi. 


Sıklıkla televizyonda gördüğüm çocukluğumun filmlerinden biri de şüphesiz ki Harry Potter. Çocukluğumun popüler filmi olur kendileri. İzlemeyen bilmeyen yoktu.  Hemen hemen herkes o büyülü dünyaya bir defa da olsa gitmek istemiştir. :)




Dadı Dedikse. Komik eğlenceli bol kahkahalı unutulmayan bir film. Bir ailenin iki çocuğuna hem bakıcı hem de koruma olmak için gelen Hulk Hogan, bu iki çocuğun muziplikleri ile karşı karşıya kalacaktır.




12 Eylül 2017 Salı

PEDOFİLİ




Konu çocuk olunca akan sular durur. En son Suriyeli 8 yaşındaki bir çocuk yine sapkın bir pedofilinin kurbanı oldu.  Yetişkinlerin,ebeveynlerin çocuklar konusunda daha bilinçli ve farkındalık sahibi olmaları gerektiğini düşünüyorum. Toplumda bizler gibi yaşam süren çocuklarımızın da bir birey olduğunu unutmamalıyız. Çocuklarımıza ''hayır'' demeyi tehlikeli bir durum sezecekleri vakit de çığlık atmaları bağırmaları gerektiğini öğretmeliyiz. 

Dünya o kadar masum bir yer değil. Bunları da öğretmeliyiz. Ne yazık ki bu böyle...Pedofili vakaları dünyanın her ülkesinde var. Pedofilinin anlamı, yetişkin ya da ergenlik dönemindeki bir kimsenin kendinden yaşça küçük olan çocuklara cinsel anlamda ilgi duyması. Kısaca sapkınlık dedirtecek türden bir şey. Bu insanlar demek istemiyorum bu sapkınlara. Ama içimizde adeta cirit ata ata geziniyorlar. Kimisi isteklerini bastırarak yansıtmadan yaşıyor kimi ise haberlere düşen çocuk ölüm vakalarında gördüğümüz gibi apaçık gözler önüne seriyor. Unutmayalım ki, çocuk istismarlarının büyük bir çoğunluğu 1. dereceden yakın akrabalara mensup kişilerden meydana gelmekte. Sonraki sıraları komşu, arkadaş çevresi diye sıralamak mümkün. Yani çocuğu bir şekilde tanıyan kişilerden meydana geliyor istismar. 


Toplu taşıma araçlarında hep dikkatimi bir şey çeker ve hep de sessiz kalırım bu duruma. Çünkü bir şey demeye hakkım olmadığını da biliyorum ama bilinçli ve farkında olmalıyız diyorum ya engel olamıyorum işte kendime. Toplu taşıma araçlarına çocuklarıyla binen ebeveynlere genellikle yer verilir. Toplum olarak başka insanların çocuklarını sanki süs köpeği ya da yavru kedilermiş gibi onları sevmeye dokunmaya eğilimimiz var. Bu inkar edilecek bir şey değil. Görüyorum. Koca koca adamlar kadınlar başlıyorlar anne kucağında oturan kız/erkek bebeği,çocuğu sevmeye. Mimikleriyle sözleriyle hiç tanımadıkları bir çocuğu sevgi seline tutuyorlar. Bu olayı yurt dışında yapmaya kalkışsanız emin olun hemen o çocuğun ebeveyni sizi polise şikayet eder. Hatta durum pedofiliye kadar gidebilir. Yanlış anlaşılmasın. Ben demiyorum ki her çocuk seven pedofili olacak. Lakin tanımadığın bir anne/babanın çocuğuna nasıl kaş göz yapıp ya da ona dokunup seversin? 
Çocuklar da bir birey. Onlar süs köpeği ya da yavru kedi değiller. Peki istismara nasıl dur diyebiliriz? Öncelikle anne baba çocuğuna onlarla her şeyi paylaşabileceklerine, aralarında herhangi bir sır olmaması gerektiği hakkında telkinlerde bulunacaklar. Çocuk kendi bedenine kimlerin dokunabileceğini kimlerin dokunamayacağını kısaca sınırlarını belirleyeceksiniz. Ona hayır demeyi, yabancı kişilerden şeker,oyuncak vb. şeyleri almaması gerektiğini belki defalarca söylememiz gerekecek. Bu tür pedofili sapkınlıklarına kesin bir çözüm bulunmalı. Artık daha fazla çocuk ölmesin.  

11 Eylül 2017 Pazartesi

BİR GÜNÜM | ÇEKİLİŞ SONUCU BELLİ OLDUU !





Bugün tüm evraklarımı tamamlayıp çalışacağım yere yola koyuldum. Eylül'ün 11'i ve hava sanki Temmuz. O kadar sıcak ki İstanbul. Sonbahar geldi derken biz yaz aylarını yaşıyoruz sanki. Kuruma vardım. Kısa bir selamlaşmanın ardından sohbet edildi. Haftaya bugün iş başı yapacağım inşallah. Bu hafta veya haftaya bir gün eğitim verilebilirmiş öğretmenlere. Vee sınıfımı da görmüş oldum. Sağlıklı,mutlu ve verimli bir yıl geçirmeyi diledim bu yerde. Önümüzdeki günlerde bakalım neler olacak.

Bildiğiniz gibi yakın zamanda ilk çekilişimi yapmıştım blogumda. İlk diyorum çünkü devamını da getirmek istiyorum. İlerleyen zamanlarda ikinci bir çekiliş neden olmasın değil mi? :) Gelelim çekilişi kazanan kişiye. Yorum kısmına yorum bırakıp, belirttiğim şartları yerine getirenleri listeye ekledik erkek kardeşimle. Çekiliş yapan bir siteye isim listesini tek tek geçirdik. Kazanan kişi Ashley Yuka oldu. Kazanan arkadaşımızı tebrik ediyorum. Blogumda mevcut olan gmail adresime bu hafta bitimine kadar ulaşmasını rica ediyorum. :) Aksi halde yedek talihli olarak çıkan Çocuklu Hayat, asıl talihli olacaktır. Sağlıcakla kalın!

10 Eylül 2017 Pazar

SAÇMA SİSTEM




Saat 7.30 civarından beri kız kardeşimin ders seçimleriyle boğuşuyoruz. Yıldız Teknik'in ne kadar zor ulaşılabilen bir öğrenci bilgi sistemi varmış. Bilgisayarımın f5 tuşuna bilmem kaç kere bastım. Bir yandan telefonlarla da sisteme ulaşmaya çalışıyoruz ama nerdee.😂 Tamam oldu şimdi sisteme girdi sonunda demeden dışarı atıp durdu bizi. Israrla f5 tuşumu yenileyip durdum. Sisteme giriyorsunuz bir ders ekleyince bu sefer tekrar sistemden düşüyorsunuz dersi ekleyemeden. Resmen saçmalık. Google'da USİS YTÜ şeklinde arattığımızda bazı popüler sitelere de konu olduğunu görmüş olduk. Gülmeden edemedik yazılanları okuyunca. Twitter deseniz hakeza. Çıldırmış bir sürü insan. Allah yardımcıları olsun Yıldızlıların. Biz hallettik SONUNDA kız kardeşimin ders ekleme işlemini. Darısı isteyenlerin başına.


9 Eylül 2017 Cumartesi

GÜZEL HABERLER





Tatilimin yavaş yavaş son günlerine geliyorum. Çalışacağım yerden bir telefon aldım. Evraklarımı tamamlamamı ve haftaya getirmemi söylediler. Bugün onları tamamlayacağım. Başlamadan evvel de kısa bir eğitim verilecekmiş. Heyecan giderek büyüyor. Öğrencilerimle tanışmama az kaldı. 

İki hafta önce bu günlerde bir çekiliş düzenlemiştim blogumda. Bu çekilişe benden sizlere kocaman bir teşekkür de diyebiliriz. İki hafta geldi geçti, çabucak hem de. Bugün düzenlemiş olduğum çekilişimin son günü. Ve bundan sonrasında ise kazanan kişi belli olmuş olacak. Göndereceğim minik hediyelerim daha çok yurt dışından bana mektup arkadaşlarımdan gelmiş olan parçaları içeriyor. Eğer hala katılmadıysan bu yazımdan çekilişe katılabilirsin. Sağlıklı ve mutlu hafta sonları!

7 Eylül 2017 Perşembe

İSTİLA



Oscar ödüllü aynı zamanda da çok sürükleyici bir film. Amerika'da hızla yayılan bir virüsün meydana getirdiği sonuçları, davranışları ele alıyor. Bir gün yeryüzüne bir uzay mekiği düşer. Bu düşen uzay mekiğinin parçaları çeşitli eyaletlere savrulur. Bu cisimlerin üzerinde tanımlanamayan maddeler tespit edilir. Bilinmeyen maddeye temas edenler uyku esnasında dönüşüm geçirirler. Dönüşüme uğrayanlar duygularını ifade edemezler. Toplum içerisinde adeta birer programlanmış robot gibi davranırlar. 

Bu hadiseler yaşanırken bir gün Psikolog olan Carol'ı kocası arar ve oğlunu görmek onunla vakit geçirmek istediğini söyler. Carol,oğlunu teslim eder. Ancak yaşanacak korkunç olaylardan da bihaberdir. Acaba oğlunu teslim ettiği babası, dönüşüme uğrayanlardan mıdır? Carol ve arkadaşları yaşanan olayların ve insanlardaki değişimlerin farkına varacaklardır. Hem oğlunun peşine düşecektir hem de hayatta kalma mücadelesi verecektir. Sürükleyici,heyecanı yüksek bir korku gerilim filmi.

6 Eylül 2017 Çarşamba

POSTCROSSING | FİLİPİNLER





Filipinler'den çok mu çok güzel bir kartpostal geldi. Kartpostalın üzerine çizilen illustration resim oldukça hoş. Aslında illustration çizimlerine bu aralar merak salmış durumdayım. Geçenlerde girdiğim bir kırtasiyede kendime az kalsın bir çizim defteri alacakken kendimi frenledim. Çünkü iyi bir seviyede çizim yaptığım söylenemez. Belki zamanla kendimi geliştirip bir çizim defteri ve boyalarla girişirim ben de bir şeyler çizmeye. 

Bu kartpostalın üzerindeki taşıt, Filipinler'de göreceğimiz özel bir toplu taşıma aracıymış. Bu denli özel olduğu için de resmediliyormuş kartpostalda olduğu gibi. Yani Filipin kültürünün sembolü olmuş diyebiliriz. Bir de son olarak güzel bir sözle noktalamış yazısını. ''Don't be pushed by your problems. Be led by your dreams'' demiş Ralp Waldo Emerson'ın sözünü ekleyerek. ''Sorunlarınıza itaat etmeyin. Hayalleriniz tarafından yönetilin'' demek oluyor.  Bir kartpostalın ardında kalanlar da böyleydi. :)

5 Eylül 2017 Salı

ÖĞRETMENİME YAZDIĞIM İLK ŞİİR



Okul yaşamınızda unutmadığınız öğretmenleriniz olmuştur. Benim de unutmadığım öğretmenlerimden biri ben henüz daha ilkokul 1. sınıftayken ilkokul öğretmenimdi. İlkokul öğretmenim 1. sınıftan 3. sınıfa kadar öğretmenliğimi yapmıştı. 4. sınıfa geçtiğimde ben,babam kaydımı başka bir okula aldırdı. Yeni okuluma gittiğim de bir de baktık ki ilkokul öğretmenim de bu okulda öğretmenlik yapıyor. Meğerse o da eski okulumdan ayrılmış. Bir tevafuk yaşamıştık. Ben 5.sınıftayken a ve b olmak üzere iki şube vardı okulumuzda. Öğretmenler günü, 24 Kasım çat kapıdaydı. Bu güne sayılı günler kala tüm öğretmenler öğrencilerle işbirliği içerisinde olup bizlerin öğretmenlerimiz için yazacağımız şiirlerin olacağı bir dergi bastıracaklardı. Çok heyecanlıydım ama daha önce hiç şiir yazmamıştım. Bazen kısa hikayeler yazardım günlük tutmamın dışında. Bu yüzden bir ilk olacaktı benim için.



Akşam kağıt kalemimi alıp babama durumu anlattım. Babam çok güzel şiirler yazar. Kitap okumayı çok sever. Kocaman bir kitaplığı vardır. Kalemi şairliğe de yatkındır. Güzel bir şiir olmasını istedim. Çünkü öğretmenler günü hediyem olacaktı benim, bir ömür boyu saklayabileceğim. Babamla şiiri yazdık. Ertesi gün yazılan şiirler toplandı yeniden temiz kağıtlara bizlerin el yazılarıyla geçirildi son düzenlemeler yapıldı ve matbaaya gönderildi. Yazdığımız şiirlerin olduğu şiir kitabı bizlere de verildi. Kafama estikçe açar bakarım şiirlere. Şimdi düşünüyorum. Ben de bir öğretmen oldum. Zaman ne çabuk geçiyor Tuğçe. 

4 Eylül 2017 Pazartesi

BİTİRDİN BENİ YİRMİLİK DİŞ




20'li yaşlarda merhaba diyor yirmilik dişler sanırım. Benim yirmilik dişlerim sessiz sakin az ağrıyla yavaş yavaş çıkmaya başlamışlardı. Ta ki dün bir tanesi baya inatçı çıktı. Böyle bir ağrı insanın günlük hayatını etkiler mi? Valla etkilermiş. Yiyip içmene, gülmene bile engel oluyormuş. Tam da bayram tatiline denk gelen yirmilik diş ağrısı iyice çekilmez oldu benim için. Diş çıkartmak ne kadar zormuş ya. Bebekler de böyle ağrı çekiyorlarmış demek ki. Onların işi daha zor. Acılarını dile bile getiremiyorlar.😔 Dün dişçimi aradım ve tahmin ettiğim gibi telefonum açılmadı. Kapalıydı. Bugün civardaki diğer dişçilere bakacağım. Bu dişten bir an evvel kurtulmak istiyorum. 

3 Eylül 2017 Pazar

5 GÜN SONRA VİZYONDA





Çok merakla ve büyük bir heyecanla beklediğimiz AYLA filmine nihayet sayılı günler kaldı. Türkiye'nin Oscar adayı filmi olma özelliğine de layık seçildi. Güney Kore'deki savaşta yaşananları gözler önüne serecek olan bu filmin hikayesi de gerçek olaylardan esinlenerek yapılıyor. Kore'ye giden ve Gazi olan dedelerimizden biri o zamanlar küçük bir Koreli kızı tek başına savaş alanında bir başına ağlarken bulur ve o günden sonra orada kalacağı süre boyunca hiç yanından ayırmaz. Aralarında bir baba-kız bağı oluşacak kadar birbirlerinden ayrılmak istemezler. Bu filmle hem onurlanacağız hem de ağlayacağız belki de.. 8 Eylül'de vizyona gireceği bilgisi verilmiş. Yanlış bilmiyorsam Güney Kore ile eş zamanlı yayınlanacak film. Oyuncu kadrosu da mükemmel. Ve filmin çekimlerinin bir kısmı Türkiye'de bir kısmı ise Güney Kore'de yapılmış. Baya emek verilmişe benziyor. Ayla filmine son 5 gün...

2 Eylül 2017 Cumartesi

DOĞUM GÜNÜ KARTI YAZIYORUM




Doğum günlerimde arkadaşlarımdan kart almak çok hoşuma gider. Telefondan arayıp ya da bir mesajla kutlamak yerine bir kağıdın satırlarına dökülmüş içten ve iyi dilekleri yazılmış kartı ya da kağıt parçasını saklarım. Çünkü daha önemlidir benim için. Günümüzde herkes bir cep telefonu kullanıyor. Sıradanlaşmış mesajlarla kutlama merasiminden farklı kılıyor bir kart ya da içindekilerini mektup kağıtlarına dökebilmek. Beni bilen arkadaşlarım da doğum günlerimde ya kart gönderirler ya da bir mektup. Mesela çok yakın olduğum ve iletişimi sürdürdüğüm Malezyalı ve Koreli mektup arkadaşlarım da kart gönderirler. 



İki gün sonra,4 Eylül Koreli arkadaşımın doğum günü. Ona bir ay önce kadar bu yazımda hediye gönderdiğimden bahsetmiştim. Hediyem geçen hafta eline ulaşmış. Doğum günü yaklaştığı için de bir kartı süsleyip yazı yazıp göndermeyi düşündüm. Kart yazmanın en zevkli kısmı da bu sanırım,süslemek. 😍 Ben kartı çoktaan gönderdim. O şu an Güney Kore yolcusu. ✈😎
 

BİRPEMBESEVER