Hayır. Zombilerden bahsetmiyorum. O filmlerde ya da dizilerde izlediğin, insanları vahşice yiyen yürüyen ölüler diye çağrılan zombilerden hiç değil.
Günümüz insanları diyorum adeta birer yürüyen ölüler. Popüler kültürün peşine takılmış bir amaç, gaye, hedefi olmayan onlarca insan. Olanları da vardır elbette ama onlar da bir avuç insan olarak kalmadı mı?
Aslında gün içerisinde her birimiz yürüyen ölüler olabiliyoruz. Bazen yaşanan bir olaya sessiz kalarak bazense üç maymunu oynayarak. Görmedim, duymadım, bilmiyorum.
Bir sistemin içerisindeki piyonlar gibiyiz. Tıpkı Truman Show'da geçen bu cümle gibi, '' Çünkü insanlar böyledir, sizin onların önüne koyduğunuz yaşamı çabuk kabul ederler ve pek fazla düşünmezler.”
Bu aralar çokça düşünüyorum. Özellikle boş vakitlerimde camdan dışarıyı seyrederken buluyorum kendimi. Günler peşi sıra geçtikçe fark ediyorum ki her gün bir öncekinin aynısı. Tek değişen şey o güne has duygularımız. . Çiçekçi kadın her zamanki köşesinde aynı saatte kuruyor tezgahını. Panik ve telaş içerisinde bir yerlere yetişmeye çalışan insanlar. Bu kalabalıkta kendine yürüyecek yer arayan kedi ve köpekler...
Çoğu zaman selam vermeyi bile unutuyoruz. Ya da kimseyle konuşmak istemediğin bir gün olsa ‘Neyin var?’ ya da ‘Niye böylesin?’ gibi birçok soruya maruz kalıyorsun. Hep mutlu neşeli güleryüzlü olman isteniyor. Çünkü biz insanlar maalesef ki hep bir dayatma içerisindeyiz. Benim dediğim gibi benim istediğim gibi ol.
İçinde yaşadığım hayatı birkaç gündür çok sorgular oldum. Bu koşuşturma niye? Bu koşuşturmaya gerek var mı? Hayat gerçekten bir maraton olmuş. Geride kalanı ise hiç affetmiyorlar. Anında cezası kesiliyor.
Benimde sorgullamama vesile oldun :'((
YanıtlaSil🙊🙊
SilBazen kendi kendine kalmak istemen bile suç oluyor. Onlar dışarı çık diyorsa çıkacaksın, görüşmek isterlerse görüşeceksin. Yoksa yargı cümleleri art arda sıralanıyor. Kimse kimseyi olduğu gibi kabul etmiyor. Herkes bir kalıba girmek zorunda. Farklıysan duyacağın sözlere de hazırlıklı olmak zorundasın.
YanıtlaSilCümlelerine katılıyorum. Kimse kimseyi olduğu gibi kabul etmiyor ne yazık ki.
Silarkadan kurulmuş saat gibi işte yaa maleselef :)
YanıtlaSilYaptığın benzetme tam yerinde olmuş.☺️
Silherkesi titreten bir şey olsa da canlansa bu millet
YanıtlaSilDimii🙈
SilHer günüm bir öncekinin aynısı gibi geliyor.. Bu da bazı şeyleri sorgulamama ve düşünmeme vesile oldu. Sevgiler İlkay!🌸
YanıtlaSilBen bunu epeydir düşünürüm. Blogda bir yazı paylaşayım ben de. Amerika'da geçmiş bir olay ve insanların tepkileriyle ilgili.
YanıtlaSilİnsanların bu -yaşayan ölüler- hallerine, ben de çok takılıyorum. Bunu fark eden mutlaka çok kişi vardır ama kaleme alan çok değildir bence. Telaşlar çok gündelik, popülerlik peşindeler ve gösteriş bence bu. Kalıcı değerler unutulacak neredeyse. Bizler ise sadece fark ettiğimizle kalmak zorundayız sanki...
Seni anladığımı ve düşüncelerinde çok haklı olduğunu yazabiliyorum ancak canım. Ayrıca Elif Sağlık kızımın yorumuna da katılmamak mümkün değil...
Sevgilerimle güzel bir tatil günü dilerim Tuğçe :)
Senin de paylaşımını bekliyorum o halde Ece Ablacığım. :)
SilKalıcı değerler çoktan unutuldu bence... Bunun birçok örneğini içinde bulunduğumuz ortamlarda sıkça görür oldum ben.
Teşekkür ediyorum. Mutlu haftalar sana da! :)
Tuğçe kızım. Ben paylaştım, bilgine. Başlık "Kity Genovese Sendromu" Sevgiler kızım :)
SilBakayım o yazına ablacığım, gözden kaçırmışım. :')
SilDüzen böyle diyenler de çoğalıyor gün geçtikçe. Herkes, hayatının bir anında kendini ve çevresini bir şekilde sorgulamaya başlıyor ve bakıyor ki, bu kendi kendine değiştirebileceği bir şey değil. Ben de bu tür bir sorgulamaya girmiş ve kapkaranlık hissetmiştim.
YanıtlaSilYavaş yavaş, sanırım biraz da yaşlanıyorum, düzen böyle demeye başlıyorum, o yürüyen ölüleri gördükçe...
Bakalım nasıl kurtulacağız bu ölü toprağından...
Kalemine sağlık, güzel bir yazı olmuş...
Teşekkür ediyorum Feri Peri! :)
SilBen de ara sıra o karamsarlığı hissediyorum kendimde. İnsanlar, ben de dahil, robotlaştırılıyormuşuz gibi düşünüyorum.