Bir Dilek Hakkım Olsaydı

Pencerenin camından odaya güneş vururken bir yandan da gökyüzündeki bulutları izlerken yazıyorum satırlarımı. Güneşli havaları, yağmurlu günlere nazaran daha fazla seviyorum. Ama bu yağmurlu günleri hiç sevmediğim anlamına da gelmez. Sadece havanın aydınlık olması, bulutların görüntüsü güne daha fazla olumlu ve pozitif başlamama sebep oluyor. 

Baharı doyasıya yaşayamadığımız bu günlerde evde geçmekte olan günlerimiz katlanarak artmakta. Bir yandan da evimde, sağlıklı olduğum için şükrediyorum. Kesin bir çözüm bulunana kadar bu sürecin uzayacağına ve hatta günlük hayatta da bu virüsle yaşamaya alışmaya çalışacağımızı düşünüyorum.

Şuan '' Bir dilek hakkın olsaydı ne dilerdin? '' sorusu geldi aklıma.
Çok fazla bir şey dilemezdim. Virüsten kurtulmuş bir şekilde deniz kenarında yürümeyi, martıları izlemeyi ve onlara simit parçaları atabilmeyi sonra bir banka oturup okuma kitabımın sayfalarını karıştırmayı bir yandan da dalgaların sesine kulak vermeyi dilerdim. 

Peki sevgili okur,
bir dilek hakkın olsaydı eğer sen ne dilerdin?

FIND ME IN YOUR MEMORY

Find Me in Your Memory, Güney Kore 2020.

Kim Dong Wook, çocukluğundan beri sahip olduğu hipertimezi ile yaşamaktadır. Sahip olduğu bu rahatsızlık onun hayatındaki tüm anılarını canlı tutmakta ve hatırlatmaktadır. Sadece iyi anıları değil, kötü anıları da her daim zihninde dipdiridir. 

Kim Dong Wook geçmişi ile her zaman birlikte yaşar. Bir haber kanalının akşam programında haber sunuculuğu yapar. Hafızasının iyi olması onu bu meslekte oldukça başarılı ve popüler kılar.

Mun Ka Young ise kendi ülkesinde son yıllarda şöhret basamaklarını adım adım çıkmakta olan bir oyuncuyu canlandırır. Geçmişinde yaşadığı bazı travmalar sonucunda Mun Ka Young, bir savunma mekanizması olarak hayatında yaşadığı önemli anıları unutmuştur. Onun bu unutkanlığı ise şimdiki anına daha iyi odaklanmasına ve anı yaşamasına, her zaman mutlu olmasına ve gülümsemesine sebep olur.

Bir gün Kim Dong Wook'un akşam haberleri programına Mun Ka Young konuk olur. Bu ikilinin yolları ilk kez burada kesişmiş gibi gözükse de aslında geçmişe dair bir bağlantıları olacaktır. 

Hafızasının belli kısmını kaybeden Mun Ka Young, Dong Wook aracılığıyla geçmişinde bastırdığı o olayları tekrar anımsamak zorunda kalacaktır.

Dram-romantik türdeki dizi 32 bölümden oluşuyor. Her bölümü yarım saat sürüyor.

KİTAPLARDAN ALINTILAR #11

GÜNEŞİ UYANDIRALIM

'' Mutluluk olduğu yerdedir, olmasını istediğimiz yerde değil. ''

'' Neden hayattaki her şey gitmek, gelip geçmek zorundaydı? Zeze, yalnızca doğmak, yola çıkmak demek olduğundan. Yolculuk daha ilk dakikada başlar. İlk kez soluk aldığın anda. Hayatın katı gerçeğiyle savaşamazsın. ''

'' Unutmakla affetmek arasında ne fark var?

İnsan affedince her şeyi unutur. Ama sadece unutursa çoğu zaman sonradan o şeyler tekrar su yüzüne çıkar. ''

'' İnsan, kendi neden olduğu şeyden ötürü hiç yakınmamalı. ''

'' Zayıf düştüğümü hissedersen hatırlat bana: 'Güneşi uyandıralım.' ''

'' Kimse başkalarının acıya katlanma gücünü bilemez. Bir tek yüreğimiz bilir. ''

'' Mutluluk bu olmalıydı; insanların birbirine ufak tefek ve hoş şeyler anlatması. ''

BORN AGAIN

Born Again, Güney Kore 2020.

Dizinin ilk bölümleri bizleri 1980'li yıllara götürüyor. Dizide kaderleri birbiriyle kesişen ve ayrılmayan üç gencin yaşamına değiniyor.

O yıllarda üç gencin yaşadığı küçük şehirde birtakım esrarengiz seri katil cinayetleri meydana gelir. Katil, kurbanlarını genç yaşta ve sarı renkli şemsiyeye sahip olan kızlardan seçip öldürür ve ölen kişiyi de polislerin bulacağı şekilde bir yere bırakarak gözden kaybolur.

O dönemde bir dedektif olan Lee Soo Hyuk, gizemini koruyan ve bu cinayetleri işleyen katili bulmaya oldukça kararlıdır. Ancak katil her defasında izini kaybettirmeyi başarır. Katilin oğlu olan Jang Ki Yong, babası gibi kötü bir insan olmayı reddeder ve kendine uygun işlerde çalışmaya başlar. Fakat onun buçabası babasının işlediği cinayetlerden uzak tutmaya yetmez.

Jin Se Yun, küçük bir sahaf dükkanı işleten genç bir kadındır. Aynı zamanda dedektifin de sevdiği kadındır. Katilin oğlu Jang Ki Yong da ara sıra bu sahafa uğrar ve kendisine kitaplar alır. Aslında bu durumu biraz da bahane olarak kullanır çünkü o da aynı kadından hoşlanmaktadır.

Bu üç kişinin geçmişteki yaşamları acı bir şekilde son bulur ve gelecekte farklı karakterlere sahip olan aynı kişiler tekrar karşılaşır.

32 bölümden oluşan dizinin her bölümü yarımşar saat sürmekte. Dizideki renkler, görüntüler ve karakter çok güzel yansıtılmış.

NIGHTCRAWLER

Gece Vurgunu, ABD 2014.

Lou Bloom, sabit bir işe sahip olmayan hayatta var oluş amacını arayan ve bunun peşine düşen bir adamdır. İyi bir eğitim almamış olmasından dolayı kendisine sabit bir iş verilmemekle beraber yarı zamanlı işlerde de şansı pek yaver gitmez.

Bir gün arabasıyla giderken bir kaza anına şahit olur. İşte bu günden sonra onun da hayatı değişir. Bu kazada gözüne çarpan şey ise gece muhabirlerinin ellerindeki kameralarla olay anını çekmeye çalışmaları ve ardından da kendi arlarında bu haberi kime kaç paraya satacakları konusundaki konuşmalarıdır.

Bugünden sonra polis telsizlerini dinleyerek ve kendine işini görecek idarelik bir kamera temin ederek şehirde yaşanan suç teşkil edecek yerlere ilk önce varıp en iyi görüntüleri kaydetme peşine düşecektir.

Yapacağı işe ve adım adım ilerleyeceği gece muhabirliğine karar veren Lou Bloom, yanına onunla çalışacak genç bir çocuk da alır. Ancak zamanla Bloom'un işinde ilerleme hırsı ve çok para kazanma tutkusu onu akıl almaz kirli işlere sürükleyecektir.

Gerilim-dram türündeki film, günümüz medyasına ve habercilik sistemine çarpıcı ithamlarda bulunmakta. Ve günümüz medyacılığın acı olsa da tüm gerçekliğini gözler önüne sermekte.

THE K2

The K2, Güney Kore 2016.

Ji Chang Wook, geçmişte orduda paralı asker olarak çalışmaktaydı. Yeteneği ile adını duyurmuş bir asker olan Ji Chang Wook bir gün yaşadığı trajik bir olay sonucunda artık adam öldüremeyeceğini öğrenir ve kendisine bununla ilgili psikolojik bir tanı konur. 

Oldukça soğuk ve duygusuz biri gibi gözükse de aslında öyle biri değildir. Geçmişinde yaşadığı tatsız olaylar onun kalbini ve duygularını bu şekilde gizlemesine yardımcı olmaktadır.

Eski askere, ülkede herkesçe tanınan ve siyasetçi olan bir başkan adayının karısının koruması olması teklif edilir. İlk başlarda bu teklife sıcak bakmayan eski askerin, başkan adayının kızıyla geçmişte yolu kesişmiştir. 

Başkan adayının kızı, küçük yaşta annesini kaybetmiş ve  katili olarak da onu suçlamışlardır. Bu ailede kirli olayların döndüğünü düşünen Ji Chang Wook, koruma teklifini kabul eder ve başkanın karısı ile işbirliği içinde görünse de aslında amacı başkanın kızını hem üvey annesinin kirli planlarından hem de kötü adamların saldırılarından korumak olacaktır.

16 bölümden oluşan dizi aksiyon, dram-romantik türde.

İKİNDİ KAHVESİ

Merhaba sevgili okur.

Virüsten dolayı evde asosyal bir hayata mahkum edildiğimiz bu günlerde kendime yeni yeni uğraşlar arıyorum. Bunun yanı sıra en sevdiğim şeylerden biri de kendime kahve yapıp keyfini çıkartarak onu içmek oluyor.

Bugün Koreli arkadaşımla kısa süreliğine de olsa görüştük. Virüsten dolayı o da evinde daha fazla vakit geçirmekte ve mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmamaktaymış Her ne kadar Asya ülkelerinde hayat normale döndü gibi gösteriliyor olsa da durumun hiç de öyle olmadığını Kore'de yaşayan arkadaşımdan öğreniyorum.

Böyle olunca o da tıpkı benim gibi, evinde daha çok hobileriyle vakit geçirmekteymiş. İkimizde birbirimize birkaç şarkı önerisi sunduktan sonra sohbetimizi bitirdik. Mektuplaşmayı, mektup hazırlamayı gerçekten çok özledim. İnşallah en kısa sürede mektuplaştığım o günlere kaldığım yerden devam edebilirim.

Evimizde kendime ait bir hobi masam bulunuyor. Çizimlerle içli dışlı olunca ve eğer benim gibi kalemlere karşı zaafı olan biriyseniz masanızda çeşit çeşit kalemler olabilir. Kalemlerimin hepsini kullandığım ve bu kalemler işimi gördüğü için fazla kalemlerimin olmasını pek de yadırgamıyorum. Az önce kalemlerimi düzenledim. Kurşun kalemlerin olduğu kalemlikteki bir kalemi kullanmak gözümden kaçmış.

Resimde görmüş kalemin arka uç kısmında tohumlar var. Bu tohumları ambalajın üzerinde belirtilen şekilde ekersek küçük tohumlarla toğrağı bir ağaçla buluşturmuş olacağız. Kalemdeki tohumlar, karaçam tohumu imiş.
 Uygun bir zaman diliminde bu tohumları toprağa ekip büyümesini gözlemlemek istiyorum.

BABY DRIVER

Baby Driver, ABD 2017.

Soygun çeteleri arasında çok genç görünümünden dolayı Baby lakabıyla bilinen bir adam, bu soygunları düzenleyen Doc adında birine borçludur. Bu borcunu ödemek adına onun işlerine yardımcı olma teklifini kabul eder.

Baby lakaplı bu kişi çok iyi araba sürmektedir. Bu özelliğinden yararlanmak isteyen Doc, hırsızlık çeteleriyle işbirliği yapar. Hırsızlara nereyi nasıl soyacaklarının planını anlatır, Baby de sürücü koltuğunda şoförlük yaparak bu plana dahil olur.

Genellikle banka soyan hırsızların kaçış planında sürücülük yapan Baby'nin yolu bir gün bir suç lideri ile kesişir. Sürücülüğünü yaptığı hırsızlar silahlarını kullanır ve ortalık iyice kızışır. Çatışmanın ortasında kalan Baby, oradan kaçarak içinde bulunduğu tün bu kirli işlerden kurtulmak ister.

Ancak işini yaptığı adamlardan biri onun peşini bırakmaz ve izini sürer. Kötü işleri geride bıraktığını düşünen ve hayatına beyaz bir sayfa açacağını düşünen Baby'i çetin ve hızlı bir kovalamaca beklemektedir.

Aksiyon ve araba sahnelerinin çokça yer aldığı, kovalamacanın hiç bitmediği güzel bir film. Yakın zamanda filmin ikincisinin de çekimlerine başlanacağı konuşuluyor.

Bir Varmış Bir Yokmuş

Çocukken kulak kabarttığımız her masal bu cümleyle başlardı:

Bir varmış bir yokmuş...

Anlatılan masala büyük bir merakla dikkat kesilirdik.

Acaba anlatılan hikayede ne vardı ne yoktu?

Anlatılan konu ne olursa olsun her şeyden önemlisi o masalın sonu hep mutlu bir şekilde biterdi. Hikayedeki kahramanların mutluluğu bizim de mutluluğumuz olurdu. Hatta o karakterle öyle bir yakınlık kurardık ki, kimi zaman masal kitabını elimizden düşürmezdik. Onunla uyur, düşlerimizde onu görmeyi umardık belki de.

Anlatılan masallar hep mutlu biterdi. Öyle de olmalıydı. Çünkü bir masal kitabında ümitsizlikler, hayatın olumsuzlukları, bencillikler çocuğa apaçık sunulamazdı. Çocuğun aklı da kalbi de tüm güzel, masum, saf, temiz duygu ve düşünleri barındırırken masalların sonu mutsuz bitemezdi. 

Çünkü o daha büyüyecek, toplumu için yararlı bir ferde dönüşecek, kendini gerçekleştiren bir birey olma yolunda adım adım ilerleyecekti. Belki dinlediği bir masal ya da bir hikaye ona ilham olacaktı.

Sahi sevgili okur,

Sana ilham olan bir masal ya da bir hikaye oldu mu?

ÇİÇEKLERİM

İki gündür çiçeklerim evimizin artık yeni köşesinde durmakta. 

Baharın tam anlamıyla kesin gelmiş olmasıyla birlikte güneşli günlere de kısa bir süre önce merhaba dedik sevgili okur.

Minik kaktüslerimi bir süredir salonda misafir ediyordum. Evimizin odalarından biri her sabah güneşin doğmasıyla öğleden sonraya kadar güneş alır. Çok şükür ki güneşi kesmeyen bir apartman yok karşımızda. Bu yönden şanslı buluyorum kendimi ve çiçeklerimi. Benim açımdan bakacak olursak, canım sıkıldıkça karantina ile geçen şu günlerde yoldan geçen insanları, gök yüzündeki kuşları, martıları, bulutları, gün batımını izlemeyi seviyorum.

Çiçeklerim için de günün belli saatlerinde güneşi görecek olmaları güzel oldu. Artık hep burada durmaktalar. 😊

Geçtiğimiz aylarda almış olduğum sukkulentler de gayet iyi durumdalar.

Hatta tepelerden minik minik yavrular bile verdiler. Çok mutluyum.

Bir ara havalar -henüz bahar gelmemişken- birkaç hafta balkonda tutmuştum. Sebebi de hava koşullarına nasıl tepki verecekleriydi. Biraz renk değişimleri gözlemlemiştim. Renkleri yeşilden morumsu hafif pembe renge dönmüştü. Bunu araştırınca endişelenecek bir şey olmadığını sukkulentlerin uyum sağlamaya çalıştıklarında bu tarz renk değişimleri meydana getirdiklerini öğrenmiş oldum.

Bugünkü gözlemlerime göre renkleri yeşile dönmeye başladı. Sonbahar gelene kadar bu köşede kalmalarını düşünüyorum inşallah. Çiçeklerle ilgilenmek, onları sulamak, onlarla konuşmak, yapraklarını silmek gerçekten güzel bir uğraş. Zaten çocukken de topraklarla, bitkilerle oynamayı pek severdim. 🙈

Huzurlu ve mutlu günler sevgili okur!

ZODIAC

Zodiac, ABD 2007.

Filmin konusu, San Francisco'da yaşayan bir seri katilin işlediği cinayetin peşini kovalayan polislerin etrafında geçer. Filmin konusu gerçek hayattan uyarlama. 1960'lı yıllarda başlayan seri katil cinayetleri o dönemde 1990'lı yıllara kadar uzanır. Filmde de bu geçişleri görmekteyiz.

Seri katil işlediği cinayetleri polislere birtakım şifreli mektuplar ve mesajlar göndererek onlarla sürekli alay eder. Seri katil kendisine vermiş olduğu Zodiac ismiyle tanınır. Ve yine her mektubunda imza niteliği taşıyan kendisine ait bir sembol kullanır. 

Filmde oldukça fazla karakter var. Bunlardan öne en çıkanlar ise bir polis memuru olmakla birlikte bir basın yayın organında çalışan karikatüristtir. 

Karikatüristin çalıştığı basın yayın şirketine de Zodiac'tan birkaç tane mektup gelir. Şifreli mektupları çözmeyi başaran karikatürist Zodiac'ı bulmak için hayatındaki birçok şeyden feragat ederek katilin izini yıllarca sürer. Zodiac ile yüz yüze gelip bu seri cinayetleri neden işlediğini öğrenmek ister.

Filmin uyarlaması gerçek hikayesine sadık kalınarak yapılmış. Film biraz uzun olsa da oyuncuların performanslarıyla ve filmin akıcı konusunun başarılı bir şekilde yansıtılmış olması izleyiciyi sıkmıyor aksine filme bağlıyor. 

COUNTDOWN

Countdown, ABD 2019.

Geri Sayım adlı bir uygulama bir grup gencin kullanması sonucu ülkede hızla yayılmaya başlamıştır. Bu uygulamayı yükleyen her kişinin ölüm tarihine dair bir geri sayım kişinin ekranına gelir. Ve belli aralıklarla ürkütücü bir bildirim sesiyle birtakım uyarılar gönderir. 

Uygulamayı indiren kişiler birer birer ölmeye başlar fakat hiç kimse bu ölümlerin sebebin altında yatan bu uygulamanın olduğuna şüphe etmez.

Bir hastanede hemşire olarak çalışan Quinn, insanların ne zaman öleceğini tahmin eden bu uygulamayı indirir. Yaşamak için sadece üç gününün kaldığını öğrenen ancak bu durumu ciddiye almayan Quinn, etrafında bu uygulamayı indirip ardından da ölen insanları görünce kendi saati yaklaştıkça büyük bir korku hissetmeye başlar.

Bu uygulamanın kötü yanları vardır. Bunlardan birkaçı; uygulamayı kişiler silse dahi uygulama geçerliliğini yitirmez. Bir diğeri ise uygulama indirilirken koşulsuz şartsız hiç okunmadan kabul edilen kullanım sözleşmesinde bazı kurallar yer almakta. Bu kuralları ihlal edince de telefona önce bir bildirim geliyor ardından da korkunç halüsinasyonlar görmeye başlıyorlar.

Bu korkunç durumdan kurtulmaya çalışan Quinn bir taraftan da kız kardeşinin bu uygulamayı indirdiğini öğrenir. Her ikisi de uygulama yüzünden ölmemek için çabalayacaklardır.

Filmin konusu iyiydi. Ancak korku sahneleri daha gerçekçi olabilirdi diye düşünüyorum. Çerezlik bir film olabilir.

Kahveye ve Yazmaya Dair Cümle Kırıntıları

Günün bitimine yaklaştığımız bir günden daha merhaba sevgili okur.

Evlerimize kapandığımız bu zor günlerde günlerin nasıl geçiyor diye sorsam pek de farklı şeyler duymayacağım belki de. Çünkü benim de günlerim tıpkı seninki gibi benzer geçmekte. Ev işleri, bitkilerle ilgilenmece, kitaplar, diziler, filmler, haberler derken gün bitimine yaklaşmış buluyorum kendimi.

Bugün paylaşmak istediğim cümleler kahveye ve yazmaya dair olacak.

Aslında her ikisi de sevdiğim şeylerden.

Kahve yapmaktan, yeni yeni kahveler denemekten çok keyif alıyorum. 

Şu sıralarda da İtalyan kahveleriyle içli dışlıyım. 

Bunun yanında resimde gördüğün defterlerimin ayrı ayrı anlamları var. 

Kırmızı defterim günlüğüm olur. Çok sık olmasa da zaman zaman günlüğüme içimi dökmeyi ve yazmayı çok seviyorum.

Sarı defterim ise gezi günlüğüme dair notlar, gezdiğim yerlere dair küçük küçük resimler yapıp, karalamaların yer aldığı bir defter. Bu defteri üniversiteye giderken tutmaya başlamıştım. Geriye dönüp bakınca, zaman ne kadar da hızlı geçiyor diyorum kendi kendime.

İçerisinde farkı şehirlerdeki gezilerim yer alırken daha çok İstanbul'da gezdiğim tarihi yerler ve mekanlar bulunuyor. 

En küçük defterimde ise çiçek koleksiyonum var. Kuruttum küçük çiçekleri bunun içine yapıştırıyorum. Ve isimlerini de yanlarına yazıyorum. Çiçekleri seven birpembesever için harika bir buluş olmalı bu hobi. 😊🙈

İZLENİLESİ 5 KORE DİZİSİ #3

1. Psycopath Diary (2019)

Yook Dong, bir gün geçirdiği bir kaza sonucunda hafızasını kaybeder. O esnada yerde bulunan kırmızı bir defter de ona ait olduğu sanılarak birlikte hastaneye götürülür.

Uyandığında hiçbir şey hatırlamayan Yook Dong'a eşyaları getirilir. Kırmızı defteri eline alan Yook Dong, içinde yazanları görünce şoke olur. Kırmızı defterde bir seri katilin günlüğüne dair notlar ve düşünceler yer almaktadır. Bu defterin kendisine ait olduğunu düşünen Yook Dong, kendisini seri katil sanarak hayatındaki insanlara buna göre yaklaşmaya başlar.  Komedi ve gerilim türünde dizi, 16 bölümden oluşuyor.

2. Extraordinary You

Eun Dan, içinde yaşadığı hayatın ve çevresindeki insanların birer kurgudan ibaret olduğunu anlar ve bunu üzerine bu durumun nedenlerini ve meydana gelecek süreçleri değiştirmeye karar verir. Henüz lisede bir öğrenci olan Eun Dan, bir yandan kalp rahatsızlığı ile mücadele ederken diğer yandan da içinde bulunduğu webtoon'un kim tarafından ne amaçla yazıldığını bulmaya çalışır.

Dizide her karakter yazarın yazmış olduğu kitaba uygun hareket eder. Kaderinin farklı olmasını isteyen Eun Dan ise birden bire ortaya çıkan, webtoon kitabında karakter ismi dahi yer almayan bir çocuğun seçimlerini değiştirilebildiğini fark eder. Bunu üzerine onu bulmaya ve kaderini değiştirmeye çalışır.

32 bölümlük dizi fantastik-romantik türde.

3. Strangers From Hell

Jong Woo, yeni başlayacağı iş yerine yakın bir apartman dairesi arayışındadır. Ev seçiminde birçok faktörü  göz önünde bulundururken hayat şartlarının yeterince zorlayıcı ve pahalı olmasından dolayı eski bir apartman dairesinden kendine odada kalmaya karar verir.

Ancak yerleştiği bu apartmanda birbirinden ürkütücü komşuları vardır. Bu komşuları gün geçtikçe Jong Woo'nun tuhaf sesler işitmesine ve korku hissetmesine, gerçek  ya da gerçek dışı hayaller görmesine sebep olacaktır.

Gizem-gerilim türündeki dizi 10 bölümden oluşuyor.

4. Love Alarm

Dizideki başrollerin geçmişi ile günümüzdeki halleri arasında geçişler olmakta.

Ülkede son zamanlarda popüler olan bir uygulamanın insanların yaşamlarını etkilemesini işlemekte.

Joalarm, eğer biri sizden hoşlanıyorsa ve size 10 metre yakındaysa uygulama birden ötmeye ve o kişinin size doğru yaklaştığını haber vermekte. Dizi, aynı lisede okuyan üç gencin bu uygulamayı indirdikten sonra değişen arkadaşlıkları ve hayatları hakkında geçiyor. 

İlk sezonu 8 bölümden oluşan romantik-gençlik türündeki dizinin çok yakında ikinci sezonu da gelecek.

5. One Spring Night

Dizi, hayatının monotonluğundan sıkılan bir kadının çevresinde geçiyor. Bir bahar gecesinde, bir erkekle tanışır. Ve ikili arasında duygusal bir bağ oluşur. 

O günden sonra arkadaş olmaya karar verirler fakat çevrelerindeki insanların kendi hayatları üzerinde baskılar kurmaları ve kararlar almalarından dolayı iki çift bir süre zorluklarla mücadele etmeye başlarlar.

Yavaş yavaş ilerleyen dizi, romantik-dram türünde. 16 bölümden oluşuyor.

SEVGİLİ DOST #41

Sevgili dost,

Bak bahar geldi!

Kiraz ağaçları çiçek açmaya başladı.

Arılar çiçeklerle buluştu, kelebekler gökyüzüyle.

Güneş tüm güzelliğiyle her güne merhaba diyor, gözlerini kamaştırırken seni selamlıyor.

Sevgili dost,

Yemyeşil çimenlerin arasında boy gösteren papatyalardan toplamak istiyorum.

Papatyaları kendime hep yakın bulmuşumdur.

Papatya; saflığı, sevgiyi, güzelliği, doğallığı anımsatır bana.

Papatya, baharda açan ilk çiçeklerden birisi. 

Papatya, baharın habercisi.

Sevgili dost,

''Anı yaşa, anda kal.'' sözü kendi içinde ne çok şey barındırıyor. Her bir günün kendine özel getirdiği iyi veya kötü şeylerin anlamına varmamız gerektiğini söylüyor.

İyi şeyler karşısında mutlu olmamız gerektiği ve o anın kıymetini bilmeyi. kötü şeyler karşısında ise pes etmememiz gerektiğini yılmadan hayat denen bu yolculukta sabırla ilerlememizi dile getiriyor.

Sevgili Dost,

Bahar geldi, kuşlar her sabah penceremden cıvıldıyor.

Her yeni güne merhaba.

ÇİZİMLER

Sevgili okur,

Yepyeni çizimlerimi seninle de paylaştığım için mutluyum. 

Çizmeye ayırdığım zamanları seviyorum. Şu sıralar edindiğim yeni hobim.

Çizimlere başlamadığım zamanlarda uzaktan yapması kolay gibi gözükse de işin içerisine girince aslında ne kadar çok emek ve zaman isteyen bir uğraş olduğunu fark ettim. Emek, aslında güzel bir şey.

Bu defa çizimlerimin birkaç aşamasını yaparken fotoğrafladım.

Bir önceki çizimlerimde bunu unutmuş, bir sonraki sefere seninle de paylaşacağıma söz vermiştim.

Üstte yer alan fotoğrafta gördüğün gibi ilk olarak çizeceklerimi kurşun kalemle hafif bir şekilde sulu boya kağıdına çiziyorum. Sulu boya kağıdına çizme sebebim ise elimde her renkte marker kalem olmadığından dolayı renk sıkıntısı yaşadığım noktalarda sulu boyamdan yardım alıyorum. 

Daha sonra kurşun kalemle çizdiklerimin üstünden Sakura kalemlerle geçiyorum. Ve en sonda da boyama işlemine geçiş yapıyorum.

Marker kalemlerle boyamak hem kolay hem zor. Kolay kısmı, fazla zaman almadan istenilen güzel sonucu elde ediyor olmak. Zor kısmına gelecek olursak; ani bir hareketle çizimin dışına boyanın çıkması an meselesi olmakta. Dikkatli bir şekilde boyamak gerekiyor.

Bugün paylaştığım çizimlerin son halini çok beğendim. 

Bu aralar bu tarz çizimler dikkatimi fazlasıyla çekmekte. 

İlerleyen zamanlarda daha farklı çizimlerde görüşmek dileğiyle,

huzurlu geceler.

When The Weather Is Fine

When The Weather Is Fine, Güney Kore 2019.

Park Min Young, Seoul'de yaşayan ve öğretmenlik yapan bir kadındır. Seoul'de yalnız yaşayan kadın hem iş yaşamındaki baskılardan hem de şehir hayatının getirdiği yorgunluk ve olumsuzluklardan sıkılmış durumdayken lise dönemlerini geçirdiği kırsal bir kente geri dönmeye karar verir.

Bu kırsal şehirde teyzesi bir konuk evi işletmektedir. Bu konuk evinde bir süreliğine inzivaya çekilip doğa ile baş başa kalmayı arzulayan öğretmen, aynı zamanda da insanlardan uzakta bir mekanda kendi ile vakit geçirmeyi diler.

Kırsal kente geri döndüğünde her şey çok değişmiştir. Hatta '' İyi Geceler Kitabevi'' adında bir kitapçı dükkanı açılmıştır. Sonradan öğrenir ki buranın sahibi lisede aynı sınıfta okuduğu bir sınıf arkadaşıdır. Seo Kang Joon, liseden beri Park Min Young'a karşı duygular besler ancak hiçbir zaman cesaret edip de ona kalbini açamaz. Bu kırsal kente uzun süreliğine geri döndüğünü duyduğunda ikili birbirlerini tanıma fırsatı bulurlar.

Bu süreçte de ara ara dizide lisedeki zamanlarına geri dönüşler yapacaklardır. Sımsıcacık, içinizi ısıtacak dram-romatik türde 16 bölümden oluşan bir dizi.

Gökten Bir Yıldız Kaydı

Dün gece güzel bir olaya tanık oldum.

Ve aynı zamanda nadir bir olay.

Gökyüzünü izlemeyi çok seviyorum. 

Bu gündüz olur, güneş batmaya yakın olur veya geceleyin yıldızlar tüm ihtişamıyla etrafı aydınlatırken olur.

Zifiri karanlığın gök yüzüne çöktüğü dün gecede yıldızlara bakarken birden bire bire kayan bir yıldızın düşüşünü gördüm. Ve istemsizce yüzümde tebessüme, kalbimde sevince sebebiyet verdi.

Çocukken kız kardeşimle bol bol izlerdik yıldızları.

Tabii o zamanlar gök yüzünü daha kolay görürdük. İnsanların sayısı şimdiki kadar fazla değildi. İstanbul daha az kalabalıktı. Zamanla değişen her şey gibi İstanbul'da değişti. Tıpkı insanların değiştiği gibi.

Bugün güvercin yine uğradı. Ancak bu sefer sayıları birden dörde çıkmıştı. Bu duruma çook sevindim. Evde bulgur kalmadığından dolayı pirinç koydum. Bir ara baktığımda pencerenin kenarında kavga eder gibi bir halleri vardı. İçlerinden biri diğerlerine yemin hepsini yemek konusunda göz dağı verircesine tüylerini kabartarak diğer güvercinlerin üstüne üstüne yürüyordu. Bu duruma nasıl bir çözüm bulacağım bilmiyorum. 

Sokağa çıkma yasağından olsa gerek bugün dışarıda yalnızca sokak hayvanlarının sesleri vardı. Kuşların cıvıltısı, kedilerin mırıltısı, köpeklerin havlaması yankılandı. Dışarıdaki sessizliği, sakinliği izlemek evde geçirdiğimiz şu günlerde bir nebze de olsa iyi geldi.

Huzurlu akşamlar sevgili okur.

Karantina Günlerinde İlk Dışarıya Çıkış

Virüs salgını ülkemize uğradığından beri bir aydan fazlaca bir süredir evdeyim. 

Mecbur kalmadıkça dışarıya çıkılmaması gerektiği konusundaki telkinleri dinliyordum. Ancak bugün halletmem gereken bir işim olduğundan dolayı evimin yakınlarında bir yere uğramam gerekti.

Sokağa çıktığımda yürümeyi, yürürken rüzgarı hissetmeyi ve güneşi özlemişim. Karantina ile geçen günlerde aslında basit gibi görünün, dışarıda her gün yaptığımız eylemlerin ne kadar da kıymetli ve değerli olduğunu fark ettik.

İnsanlar, yolda yürürken sosyal mesafe kuralına çoğunlukla uyuyor. Çoğunlukla diyorum çünkü bugün bu durumu istismar edenlerle de karşılaştım. Ne yazık ki bu durum çok üzücü. Hala bu durumun ciddiyetinin farkında olmayan insanlar da varmış. Demem o ki mecbur kalmadıkça evden çıkmayın. 

Yolda yürürken bu sevimli kediyi gördüm. Durup ona bakınca miyavlamaya başladı. Yanına biraz yaklaşınca da hemen kaçıverdi. Aslında bu kediyi tanıyorum. Ara ara bahçemize gelir. Mama yer ancak kendini asla sevdirmez.😊

Son günlerde pencerenin önüne bir güvercin geliyor. Ben de özellikle geldiği saatlere doğru bulgur koyuyorum. Sonra o fark etmeden gizlice onu izliyorum. Fakat bugün resmini çekerken yakalandım. 🙈

Kİtaplardan Alıntılar #10

ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK

'' Bir ev; bir sokak, bir şehir ya da tuğla ve harç gibi yapay şeyler değildir. Ev, insanın ailesinin olduğu yerdir. ''

'' Doğru kostümü giyersen kendini, rolünü yaptığın kişi gibi hissedersin. ''

'' Her kötü şeyin iyi bir yanını bulmalıyız. ''

'' Askerler ne kadar çok bağırırsa çocuklar birbirlerine o kadar çok sokuluyorlardı. ''

'' Eğer trenler farklı yönlere gidiyor olsalar bu kadar garip görünmezdi, diye düşünmüştü; ama öyle değildi. İkisinin de gidiş yönü doğuya doğruydu. ''

'' Kalbinin derinliğinde, emrinizde çalışsalar bile kimseye saygısızlık yapmaya gerek olmadığını biliyordu. ''

'' Her şey değişmeden çok daha güzeldi. ''

'' Sen tel örgünün yanlış tarafındasın. ''

Leon: The Professional

Leon, Fransa 1994.

Mathilda, üvey annesi ve yasa dışı işlerle ilgilen babası ile hayatını sürdürmektedir. Bir erkek kardeşi ve bir ablası olan Mathilda evde çıkan kavgalara, şiddetlere dahil olmakta ve bu durumdan duygusal ve psikolojik yönden olumsuz etkilenmektedir. Erkek kardeşi için o evde kalmaya katlanmaktadır.

Bir gün Mathilda dışarıdayken evlerine babasından alacağı olan kötü adamlar gelirler ve evdeki herkesi öldürürler. Bu duruma şahit olan kapı komşuları Leon, Mathilda'yı dairesine doğru yürürken görür. Mathilda ise kapının önünden geçerken tüm ailesinin katledildiğini görerek istemsizce Leon'un dairesinin ziline basarak kendisini içeriye almasını umut eder. Ve kapı Mathilda için açılır.

Leon, bir kiralık katildir. Duygularını belli etmeyen, soğuk, taş kalpli bir adamdır. Para karşılığında insan öldüren Leon ile yolu kesişen Mathilda, ailesinin intikamından ziyade küçük erkek kardeşinin ölümüne oldukça üzülür. Bu duruma bir çözüm bulan Mathilda, Leon'un kendisine silah kullanmayı öğretmesini ister. Ve erkek kardeşini öldüren kötü adamlardan intikam almayı aklına koyar. 

WELCOME

Welcome, Güney Kore 2020.

Kim Sol Ah, 20'li yaşlarında grafik tasarım şirketinde çalışan bir kadındır. Hayali bir gün kendi hikayesini oluşturup dijital ortamda webtoon'unu yayınlamaktır. Ancak bunun için öncelikli olarak insanlar tarafından ilgi ve merak uyandıracak bir hikaye bulması gerekmektedir.

Son günlerdeki sosyal hayat ilişkileri karmaşık geçen Kim Sol Ha, babası ile birlikte yaşadığı evlerinden beklenmedik bir anda  kendini başka bir eve taşınma sürecinde bulur. Babası, görüştüğü biriyle evlenme kararı vermiştir. Kim Sol Ah için bu durum yeni bir düzene ve hayata alışma süreci gibidir.

Babasının evleneceği kadın geçici bir süreliğine kendi evinde kalmasını teklif eder. Kendisine yeni bir ev bulana kadar bu durumu kabul eden Kim Sol Ah beklenmedik sebepler sonucunda bir arkadaşının ona bir kedi vermesi sonucunda bir süreliğine ona bakmayı kabul eder. 

Hong Jo adını verdiği bu kediyle zamanla yakınlaşırlar. Yeni evinde tek başına yaşamaya başlayan Sol Ah, Hong Jo'nun sıradan bir kedi olmadığını bilmiyordur. Hong Jo, sahibi olmadığı vakitlerde geçici süreliğine de olsa zaman zaman insana dönüşmektedir. Ve bir gün Sol Ah ve Hong Jo insan kılığındayken karşılaşırlar. Ardından olaylar gelişmeye başlar.

Fantastik, romantik-komedi türündeki dizi 32 bölümden oluşuyor. Her bölüm yarım saat sürüyor.

YENİ ÇİZİMLER

Merhaba sevgili okur!

Bu yazıyı yazıyor olduğum için çok mutluyum. Çünkü yepyeni çizimlerle bloguma, çizimlerimi seninle paylaşmaya geldim. 

Bu çizimleri çizerken sulu boya blok defterimden bir yaprak aldım ve onu iki parçaya ayırdım. Yarım sayfa benim için yeterli olunca üzerine çizmek istediğim küçük parçalı objelerin resimlerine bakarak önce kurşun kalemle bastırmadan çizmeye çalıştım. Bu aralar bu tarz küçük objelere merak saldım. Ve sanırım bu konu üzerine de yoğunlaşıp çizimlerimi geliştireceğim. 

Objelerin tamamını çizdikten sonra boyama kısımlarına geçtim. Ve tabii en sevdiğimiz kısım, boyama. 😊 

Bu kısımda çizimlere göre sulu boya ve marker kalemlerle renklendirdim. Hatta bazı yerlerde de stabilo kalemlerden yardım aldım. Marker kalemler, anime çizimlerinde kullanılan kalemler olarak biliniyor. Bu küçük çizimler için ideal olduklarına kanaat getirdim.

Boyamayı tamamladıktan sonra her objenin kenarlarını kalınlıklarına göre Sakura kalemlerle geçtim.

Yavaş yavaş renklenince ortaya çıkan çizim de gözüme güzel gözükmeye başladı. Çalışmayı bitirmeye yakın neden aşama aşama çekmedim diye düşündüm. Onu da bir sonraki sefere yaparım artık. 

Ve son hali. 

Bu çalışma üç saatimi almış olsa da yaparken hem keyif aldım hem de ortaya çıkan son halini çok beğendim.

Huzurlu ve mutlu günler!