10 Kasım 2024 Pazar

Ağrı Dağı Efsanesi’nden Tokyo’ya

 


Cumartesi günü. 

Kasım ayına göre güneşli ve ısıtan bir hava var dışarıda. Gökyüzünde ışıl ışıl parlayan güneş sanki göz kırpıyor; yine gökyüzünün kıskandıran maviliği ve bulutların pamuk gibi görüntüsü insanı ilkbaharda gibi hissettiriyor.

Bu ay için tiyatro biletimizi geçtiğimiz aydan çoktan almış ve hazır bir hâlde bu günün gelmesini merakla bekliyorduk yakın bir arkadaşımla. Onun önerisi ile bu tiyatroya gitmeye karar vermiştik. Her ikimizin de daha önce izlemediği ve kitabını okumadığı bir oyun ile karşı karşıya kalacak olmanın heyecanı ve merakı içerisindeydik. 




Ağrı Dağı Efsanesi. 

Yaşar Kemal’in eserinden uyarlanan bir oyun. İlk oyun, bu yılın ekim ayında sahnelenmeye başlanmış. Her baharda Küp Gölü’nün etrafında toplanan çobanlar, kavallarını çalmasıyla tutturduğu melodilerle Ağrı Dağı’nın öfkesini seslendirirler. Yine bir bahar gününde bu geleneği yerine getiren çobanlar bir yandan kavallarını çalarken Ahmet adında dağda yaşayan bir gencin kapısına bembeyaz bir at geliverir. Dağda yaşayanların geleneğine göre de eğer bir at bir kapıda gelip durursa, gönderildiği hâlde geri gitmezse o at artık geri verilmez.

O bölgenin yönetiminden sorumlu olan Mahmut Han, yakın zamanda bir atını kaymetmiş ve kaybolan atını aramaktadır. Dağlılardan olan Ahmet’in yeni bir ata sahip olduğu tüm bölgede hatta bölge dışındaki diyarlarda bile duyulmaya başlar. Böylelikle Mahmut Han ve Ahmet’in yolları kesişir. Mahmut Han’ın güzeller güzeli güleryüzlü kızı Gülbahar ise gönlünü Ahmet’e kaptırınca Ağrı Dağı Efsanesi ortaya çıkıverir.


Oyun iki perdeden ve 165 dakikadan oluşuyor. Aynı zamanda canlı orkestra ve oyuncuların müzikal performansları, ışık, ses, dekorasyon ve kostüm geçişleri şimdiye kadar izlediğim oyunlar arasında en zirvede yerini almış durumda. Daha ötesi olur mu, şu anlık bilmiyorum. Konu çok başarılı bir şekilde uyarlanmış ve mükemmel bir şekilde oynanmış. Adeta tadı damağınızda kalan lezzetli bir yemek gibi oyun da izleyicinin hafızasında yer edinmeyi başarıyor.




Tiyatrodan sonra kız kardeşim de yemek yiyeceğimiz lokosyanda bize eşlik etti. Hep birlikte Japon yemekleri deneyeceğimiz yakın zamanda açılmış bir Japon restoranına doğru yola koyulduk. Dışarıda o öğlenki hava yoktu. Buz gibi soğuk mu soğuk bir hava karşıladı bizleri. Mekana varınca hoş bir selamlamayla karşılaştık. İçerisi epey kalabalıktı. Sushi dışında ilk kez Japon yemekleri deneyecektik. Tabii ki çok heyecanlıydık.


tavuklu soya ramen: özel sosu, tavuk suyu, tavuk, soğan, yeşil soğan yumurta, yosun.

futo maki (Japon Gimbap): yosun içerisinde yumurta, salatalık, takuwan (bir çeşit turp), havuç rulo yapılır kesilir ve servis edilir.

sui gyoza: buharda pişirilen Japon mantısı. İçerisinde tavuk, sebze var.


zouri: kimono (Japon geleneksel kıyafeti) altına giyilen terlikler.


Gimbap dışında gelen yemekleri pek sevemedim. Ramen hazır ramenmiş gibi bir hissiyat verdi. Sui Gyoza da beklentimin altında kaldı ne yazık ki. Belki ilk denememden dolayı böyle de hissetmiş olabilirim. Bunun dışında hem restoran sahibi hem çalışanları ilgili ve çok nazikti. 


Buradan çıkınca tatlı yiyebileceğimiz bir mekana geçelim dedik. Oraya vardığımızda gözleri yemyeşil tüyleri gri bir kedi karşıladı bizi. 


yeşil gözleri olan o kedi.


Geçtiğimiz günlerde doğum günümdü. Çok şükür sevdiklerimle birlikte hoş anılar biriktirebileceğim huzurlu bir doğum günü oldu benim için. Bugün de sevgili arkadaşım burada küçük bir sürpriz yaptı bana, çok mutlu oldum. Bir de en sevdiğim şeylerden oluşan bir hediye kutusu hazırlamış, çok duygulandım elbette.


frambuazlı ve çikolatalı pasta.



doğum günü hediyeleri. 


Akşamın ilerleyen saatlerine doğru tatlılarımızı yerken bir yandan da çaylarımızı yudumladık. Sonra yeşil gözlü tüyleri gri olan o kedi sohbetimize dahil olmak istemiş olacak ki kalabalık insanların arasından bizim masayı seçti ve yanımıza oturuverdi. 

İyi geceler sevgili okur.



5 yorum:

  1. Çok hoş bir gün olmuş. Oyunu ben de merak ettim. Kitabını da okumamıştım ama çok ilgimi çekti. Gecenin geri kalanı da çok güzel geçmiş. Kediye ve size kocaman sevgiler. Yeni yaşınızda çok mutlu olmanızı dilerim. <3

    YanıtlaSil
  2. Yeni yaşını güle güle kullan o halde; sağlıkla, mutlulukla...

    YanıtlaSil
  3. o suşili foto çokzeel gideyim buraya :) frambuazlı ise en sevdiğim :)

    YanıtlaSil
  4. Kitabı çok duyuyorum da okumadım. Oyun güzelmiş demek ki iyi seyirler. Yemekler de harika görünüyor. :)

    YanıtlaSil
  5. Dolu dolu çok tatlı bir gün olmuş. Ağrı Dağı efsanesini bayılarak okumuştum, oyununa denk gelirsem ilk fırsatta gitmeyi planlıyorum. Yazınız çok güzel teşekkürler paylaşım için ^_^

    YanıtlaSil

 

BİRPEMBESEVER