31 Ocak 2017 Salı

OCAK BİTERKEN



Bursa'dan herkese bol güneşli günler!!

Tatilimin bitmesine son 1 hafta kaldı. Pazar günü Bursa'ya anneannem ve dedem için küçük bir sürpriz yapmaya gelmiştik. Gelmişken tatilimin son bir haftasını da burada geçireyim dedim ve ona göre de valizimizi hazırladık kız kardeşimle. 


Anneannemlerin oturduğu evlerinden Uludağ'ın zirvesi olmasa da dağın etekleri görünür. Her geldiğimde camın önünde durup bu güzel manzarayı hem seyreder hem de temiz havayı içime çekerim. Bu arada dedemin iki tane güvercini var. Aslında kendi güvercinleri değil ama bu güvercinler her gün her saat başı camın önüne gelir ve dedem de avuçla bulgurlarını koyar yiyip sonraki öğüne tekrar gelirler, öyle her şey de yemezlermiş sadece bulgur :) Dedem her Bursa'ya gelişimizde kız kardeşim ve beni gördüğünde ''Benim dede kuzularımm güvercinlerim gelmiş'' der,yani yokluğumuzda o güvercinlerle bizi özleştirdiğini düşünüyorum ben🙈


Bugüne gelecek olursak, kahvaltımızdan sonra ev işlerimizi yaptık. Daha sonra güzeel bir çarşaf böreği yapmaya koyulduk,övünmek gibi olmasın diyeceğim ama övmek istiyorum anneanneyle  ve anneyle yapılan her börek çörek bir numara benim için💜💜💜








29 Ocak 2017 Pazar

BURSA YOLCUSU KALMASIINNN *-*




Çok bulutlu bir pazar gününden günaydıınnn!!


Anlaşıldığı üzere birpembesever Bursa yollarında. Doğma büyüme İstanbullu olsam da bir yanım hep orda. Annem Bursalı'dır.Böyle olunca bende yarı Bursalı oluyorum😊 

Geçen hafta bir akşam yemeğimizde kardeşimle pazar günümüz  hakkında konuşurken,babam ortaya bir fikir sundu.Fikir şuydu:''Nasip olursa pazar günü anneannenize kahvaltı yapmaya gidelim.'' 


Aslında önceden plan yapmayı sevmem. Çünkü plan yaptığım gün ya başka bir şey olur ya da kesin bir işim çıkar. Bizde hayırlısı dedik ve pazar gününü iple çektik🙈.


İşte şimdi yoldayız çok şükür. Anneannem ve dedeme hem küçük bir sürpriz yapalım hem de hasret giderelim dedik.

Mutlu Pazarlar !!


28 Ocak 2017 Cumartesi

MİNİ BİR JAPON DİZİSİ - MOTHER




Dün bitirmiş olduğum diziden bahsetmek istiyorum. Televizyonda görmüş olduğum ''Anne'' isimli dizi konusu itibariyle dikkatimi çekmişti.Daha sonra dizinin senaryosunun bir japon dizisinden alınmış olduğunu öğrendim ve hemen araştırmaya başladım. Başladım derken bir de baktım dizi bitiverdi. Bazı bölümleri değil her bölümü sizi derinden etkileyecek sahnelere sahip. Ben dizi ya da film izlerken kolay kolay ağlayan birisi olmadım hiçbir zaman. Bu dizide de küçük kızın sessiz haykırışları içten içe etkilemiş oldu ki kendimi neredeyse her bölümde ağlar buldum.



Resimde görmüş olduğunuz kişi, Rena-chan'ın(küçük kızın) okulunda,geçici olarak sınıf öğretmenliğini yapacak olan kişi.Yani diğer bir deyişle küçük kızın annesinin ve onun erkek arkadaşından görmüş olduğu suistimalden çekip kurtarıp ona annelik yapacak kişi olacaktır. Dizideki herkesin oyunculuğu çok etkiliyici ve başarılı. Özellikle küçük kız Rena'nın. O her ağladığında ben de ağladım her mutlu olduğunda ben de mutlu olur buldum kendimi. Bir akşam Suzuhara Öğretmen, Rena'yı merak eder ve evine ziyarete gider.Evlerinin önünde siyah bir çöp poşetinin içinden kıpırtılar görür,poşeti açtığında içinde Rena'yı görür. İşte o zamandan sonra onu bu ortamdan kurtarmayı kafasına koyar. Ve Rena'yla yeni bir yaşamın kapılarını aralarlar.









Dizinin iyi tarafı böyle olayların yaşandığı gerçeği üzerinde durup,daha fazla denetim ve önlemleri almalarına teşvik edici olsa da eksi yönlerinin olduğu da zannımca bulunmaktaydı.Şöyle düşününce Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin olmasına rağmen birçok çocuğun kendi haklarından bir haber olması. Bu çok üzücü. Aslında suistimal hakkında toplum olarak en önemli etkenin ebeveyn ve yetişkinlerden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Çocuklara sadece ''çocuk'' muamelesi yapmak yerine onlara da bir birey gibi davranıp kendi fikirlerinin dinlenip dikkate alınması gerektiğini,onların sevildiğini ve önemsendiğini hissettirmenin çocukların benlik ve kişilik duygularında olumlu etkiler bırakacağına inanıyorum. Çünkü tüm çocuklar geleceğe ışık tutan bir fener gibidirler.



Sevgiyle kalın..

27 Ocak 2017 Cuma

BİR DEĞİŞİK ANİMASYON FİLMİ - KORALİN ve GİZLİ DÜNYA




Yaklaşık 8 yıl önce gitmiş olduğum bir kitapçıda raflarda kitaplara bakınırken bir tane kitap almıştım elime ve çok dikkatimi çekmişti.Nedendir bilmem ama kitap seçerken ilk kitabın kapağına bakarım sonrasında ise arka kapağındaki içerik ile ilgili yazıyı okumaya başlarım. Aslında anlatmak istediğim kitap değildi sizlere ama bu filmi kitabıyla tanımış oldum bende yani tanışma hikayemi anlatmak istedim.

Filmin adı Coraline, türkçe ismiyle Koralin ve Gizli Dünya. Beni bu filmde içine çeken en güzel şey eşsiz bir senaryosu oluşu ve hayal gücünüzün sınırlarını aşmasıyla fantastik bir dünyada kendinizi buluyor olmanız. 




Filmde Coraline adında bir kız vardır ve ailesini çok sevmektedir.Ancak anne ve babasının yoğun işlerinden dolayı suistimal edildiğini düşünür.Belli bir zaman sonra Coraline ve ailesi başka bir eve taşınırlar.Ve her şey bu eve taşınıp Coraline'ın evlerinin içerisinde gizli bir küçük kapıyı keşfetmesi ve merakına yenik düşüp o kapıyı açmasıyla gizli dünyanın başlangıcını yapmasıyla başlamış olur.



Ama beklenilen aksine Coraline hiç beklemediği şeylerle karşılaşır. Kendi anne ve babasına benzeyen hatta kendi evlerinin tıpatıp aynısı olan bir ortamda bulur kendini. Burada mutlu olacağını düşünen Coraline aslında bir kabusun içindedir. Kapıyı aralayıp içine girmiş olduğu yeni dünyadaki anne ve babasında farklı olan bir şey vardır o da gözlerinin olduğu yerlerde bulunan düğmeler. Sonra fark edince girmiş olduğu dünyada herkesin gözleri birer düğmeden oluşmakta.Ve burada geçireceği zamanlar bir o kadar ilginç ve merak uyandırıcı olacaktır🙊 





***İYİ SEYİRLER***

26 Ocak 2017 Perşembe

KARTPOSTALLAŞMAK




Blogum da paylaşmış olduğum ilk yazım da kartpostallarımla ilgiliydi. Şöyle bir geriye dönüp bakınca zamanın su gibi akıp geçtiğini görüyorum. Açıkçası benim içinde kartpostal göndermeyeli uzun bir zaman oldu  diyebilirim. Bunun nedeni mektuplaştığım kişilerden kartpostal alıyor olmam ya da bana birçok farklı ülkelerden gelen bir sürü kartpostalımın olmasıdır herhalde. 


Bugün şöyle bir bakayım dedim kartpostal kutuma. Yaklaşık olarak 40 küsürden fazla kartpostalım olmuş ve bana değişik yerlerden kartpostallar geldiğini gördüm. Hepsi birbirinden farklı ve kendine özgü el yazısıyla, puluyla,anlattığı hikayesiyle defalarca okusan da bıktırmıyor olması en güzeli. Şüphesiz ki bir kartpostalın üzerinde ilk dikkatimi çeken şey pul. Elimde olan pullar da iki katıdır herhalde😅


Kartpostallaşmaya ilk karar verdiğimde birçok kırtasiyeden değişik kartpostal arayışında olduğumu hatırlıyorum. Ve istediğim gibi de bulamıyordum. Sonra iki katlı bir kartpostalcı keşfettim Sirkeci'de. Artık orası benim vazgeçilmez mekanım olmuştu. İstanbul ve Türkiye'nin birçok şehrine ait kartpostallar 25 krş gibi bir fiyatla bu küçük dükkanda satılmakta. Kartpostalları bulunca sıra geldi pula. Bana göre pul bir kartpostalın en gösterişli süsü gibidir. Ama bulması, bulsan bile uygun fiyatlı olması zor bir derecede. Anneanneme sorunca onların zamanında pulların bakkallarda bile satıldığını söylemesi beni şaşırtmıştı. Ama düşününce tek iletişim aracının mektup olduğu dönemlerde normal olsa gerek. Şimdiyse yalnız PTT de bulmak mümkün bu pulları yalnız işini seven bir kişiye denk gelirseniz size pul seçmenizde yardımcı olabilir ancak.(Denendi.) 

Bugün çok konuştum🙈🙈 Bu yazıyı da bana gelen birkaç kartpostalla bitirmek istiyorum.

Keyifli Günler.






23 Ocak 2017 Pazartesi

INSIDE OUT - TERS YÜZ ANİMASYON FİLMİ




Her birimizin zihninde korku,neşe,üzüntü ve bunun gibi temel duygular yer almaktadır.Yeni bir durumla karşılaştığımızda her biri sanki zihnimizden bir komut verir ve verilen komutla, karşılaşılan durum karşısında o duyguya önce yüzümüzle birlikte mimiklerimiz, ses tonumuz, bakışlarımız, davranışlarımız, bürünür. İşte tam da bu dediklerimi iyi anlatan çok güzel bir film önerisiyle buradayım.

Bu filmin adı Inside out yani dilimizde Ters Yüz olarak karşımıza çıkmakta. 



Filmde Riley adında bir kız kırsal bir kesimde ailesiyle birlikte mutlu bir yaşam sürmekte.Riley'in zihninde neşe,üzüntü,korku,öfke ve tiksinti olmak üzere beş temel duygu yaşamaktadır.






Ve zihnindeki bu duyguların yaptıkları yönlendirmeler onun hayatını oldukça etkilemektedir. Riley'in hayatında önemli anlarını temsil eden küçük yuvarlak şekilde sadece neşeli hatıraların geldiği çekirdek hatıraları bulunmaktadır. Arkadaşlık adası,dürüstlük, aile adası gibi.. Bu hatıralar kişilik adalarına gider ve Riley'in kişiliğini güçlendirir.



 Riley'in büyümesiyle aile farklı bir yere taşınır ve bununla beraber gelen sorunlar karşısında Riley'in ve zihninde bulunan duyguların tepkilerini işlemesiyle film heyecanlı bir şekilde sürer.




İYİ SEYİRLER.

19 Ocak 2017 Perşembe

KORELİ ARKADAŞIMA GÖNDERDİKLERİM // GIFTS TO MY KOREAN FRIEND

  

Herkese merhabalar!!

Öncelikle yeni bir koreli arkadaşım olduğundan önceki yazılarımda sizlere bahsetmiştim. Önceki yazımı okumadıysan buraya tık tık.

Bana göre farklı ülkelerdeki insanlarla mektuplaşmanın en güzel yanı ne biliyor musunuz? Kendi kimliğinizi ve ülkenizin güzelliklerini onlarla paylaşma fırsatınızın olması. Ben yaklaşık olarak mektuplaşmaya 4 yıl kadar önce başladım ve bırakmadım. Ülkenizi, yaşadığınız şehri kendi zevkinizle tanıtma fırsatınız olunca karşıdaki kişi için yapacağınız alışverişler, hediyeler bakmacalar benim için çok zevkli ve keyiflidir.

 Yeni Koreli arkadaşıma ilk mektubumu göndereceğim sıralarda Bursa'daydım. Bursa'yı bilenler kapalı çarşısıyla ve güzel tarihi eserleriyle, kestane şekeriyle hatta daha bir sürü güzellikleriyle meşhur olduğunu ve adından söz ettirdiğini bilirler. Böyle olunca da mektubumun yanına Bursa'nın güzelliklerini taşıyan ufak tefek hediyelerle birlikte arkadaşımın paketini İstanbul'a döndüğümde gönderme fırsatım olmuştu.Hatırlıyorum da hediyem ulaştığında verdiği tepki çok mutlu ediciydi, gönderdiklerime bayılmıştı. Neler mi gönderdim hemen aşağıda😊

Mutlu günleer!! 










18 Ocak 2017 Çarşamba

SÜRPRİZ MEKTUP *-*







Bugün finallerimin bitişi derken eve geldiğimde bir baktım ki sürpriz bir mektup gelmiş bana. Nasıl mutlu oldum nasıll🙈 Sonra bir baktım ki Malezyalı arkadaşım Nana'dan gelen sürpriz bir zarf. Nana'nın beni düşünüp bir jest yapıp habersizce bunu göndermesi beni hem mutlu etti hem de çok şaşırttı😊 Bu arkadaşımla olan dostluğum yaklaşık olarak 1,5 yıldan fazla bir süredir devam etmekte. Biz sadece mektuplaşıp hediyeleşmiyoruz. Aynı zamanda birbirimizle iletişimimiz telefon üzerinden devam etmekte. Birbirimizle mutluluğumuzu bununla birlikte rahatlıkla üzüntümüzü derdimizi de paylaşıyoruz ve kısmet olursa bir gün yüz yüze tanışıp oturup konuşmayı da dört gözle beklemiyor değiliz 😍 



Bugün burada hava yağışlı. Yağmur kimi insan için iç karartıcı gelse de benim için güzel şeylerin başlangıcı oldu. Bugün de aldığım güzel bir mektupla günümün daha da güzelleşmesi gibi,çok şükür. Günümüz insanlarının birbirlerinden hep bir çıkar içerisinde olması kaçınılmaz bir durum. Şöyle bir bakınca ardıma güzel insanların çevremde olduğunu görmek ve beni önemsediklerini hissettirmeleri çok güzel bir duygu. Bugün bana gelen bu sürpriz zarf beni çok duygulandırdı. Nana'ya final sınavlarımın olduğunu ve bu  yılımın  çok yoğun bir tempoda geçtiğini  dile getirmiştim.Her zaman olduğu gibi üstesinden gelebileceğimi söylemişti. Bununla kalmayıp bana moral olması için bir kart göndermiş anlamlı ve duygu dolu cümlelerin olduğu. 

Herkese mutlu akşamlar!




12 Ocak 2017 Perşembe

KORE'DEN HEDİYE VAR!! GIFTS FROM KOREA!! (PART 1) *-*




Birpembesever'den Herkese Merhabalar!!

 Yine bir mektup ve yanında gelen bir sürü güzelliklerle birlikte buradayım😍. 2016 yılının yaz aylarından birinde sosyal medya da tanışmış olduğum Güney Koreli bir kıza ''Mektup arkadaşım olur musun ?'' mesajını göndermiştim ve mektup arkadaşlığımız böylelikle başlamış olmuştu. Aslında şu zamana kadar hiç Güney Kore'den kalıcı bir mektup arkadaşıyla karşılaşmadım.Daha önce paylaşmış olduğum yazılarımdaki kişiyle de iletişimimiz kesildi gibi. Şimdi ki mektup arkadaşımla da inşallah aynısı olmaz diyoruum ve anlatmaya başlıyorum.

Yeni arkadaşımla dediğim gibi geçen yaz benim mesaj atıp onun mektup arkadaşlığımı kabul etmesiyle birlikte ona bir paket hazırlamıştım. Paketim ulaştığında o da bana cevap yazdı ve gönderdi.Koreli arkadaşım Seoul'de yaşıyor.Onun da ilgi alanlarından biri mektuplaşmak.Bu konu da birazcık şanslıyım ^^



Paketi ulaştığındaki mutluluğumu dün gibi hatırlıyorum. Beni tanıyanlar nasııl bir kırtasiye sever olduğumu ve nerde cici süslü bir şey görsem dikkatimin çektiğini bilirler🙈 Gönderdiği şeyler harika ötesi*-* Ama en değerlisi benim için mektup. Hiç eskimeyen değişmeyen ya da bitmeyen tek şey o. Gelin şimdi neler gelmiş hep birlikte göz atalımm👀

Hoşçakalınn!!























10 Ocak 2017 Salı

BEN GELDİM!! BİRPEMBESEVER GERİ DÖNDÜ ^-^




😊

Herkese mutlu akşamlar.


Öncelikle,evet çook uzun zamandır buralarda değildim -.- Gerek kişisel sebepler gerekse son sınıf öğrencisi bir mağdur kız olarak tekrar bloguma geri gelmeye karar verdim. Aslında uzun zamandır aklımdaydı, kısmet en sevdiğim mevsimde bu yazıyı yazarak geri dönüşümü sizlere haber vermekmiş.
Yanii demem o kii sizler nasılsınızz? *-*


Mektuplaşmaya tabii ki hala devam ediyorumm.^-^ Ek olarak fırsatını bulduğum boş vakitlerimde yine İstanbul'u köşe bucak gezmelere devam ettim. Blogumda sizlerle de paylaşmak için sabırsızlanıyoruum. Aslında şu an da finallere çalışmam gerek ama engel olamadım kendime T-T Çünkü tekrar burada olma duygusu çok heyecanlandırdı beni.



İlerleyen günlerde yazılarımı pek sevgili okuyucularımla ve blog arkadaşlarımla paylaşmak ümidiyle *-* Kendinize iyi bakın.😏











 

BİRPEMBESEVER