31 Ekim 2022 Pazartesi

Ekimin Son Günü

 



Birkaç gündür soğuk algınlığı ve nezle karışımı bir rahatsızlık geçirmekteydim. Çok şükür bugün daha iyiyim ve biraz kendime gelebildim. Hasta olmadan önce akşam üzerine doğru yürüyüşler yapmaya başlamıştım. Sonrasında başlayan kısa aralıklı hapşurmalar bir şeylerin habercisi olmuş olacak ki kırgınlık ve halsizlik kapımı çalmış oldu işte.

Sokaklardaki ağaçlar çoktan rengarenk renklere büründüler. İçimden dışarıya çıkmak, kendimi doğanın içerisine atmak ve sonbahar resimleri çekmek geçse de henüz tam iyileşmeden bunu yapamayacağım gibi gözüküyor. Önce bağışıklığımı güçlendirmeli sonrasında ise güzel sonbahar resimleri çekmeye gitmeliyim.

Yaşadığım ilçenin belediyesinin aylık etkinliklerini takip etsem de kültür-sanat adına pek verimli çalışmalar bulamıyorum. Bu yüzden de Üsküdar’ın etkinliklerini takip ediyor ve uygun etkinlikler buldukça katılmaya gayret ediyorum. Özellikle sonbahar ve kış aylarında her aya bir yetişkin tiyatrosu koymaları çok iyi oluyor. Geçen yıl katıldığım Ölü Ozanlar Derneği tiyatrosunu bu ayda da yapmışlardı. Çok beğendiğim bir tiyatro oyunu olarak hafızamda kalmıştı. Kasım takviminde de Moliere’den bir tiyatro oyunu gösterilecekmiş. Fırsat olursa buna da gitmeyi istiyorum.

Çok hızlı geçen bir ay oldu. En sevdiğim aya ise saatler kaldı. Kışın habercisi, kasım ayına. Kasımda doğduğumdan mıdır neden bilmiyorum ama en sevdiğim ay olmuştur hep. Bir sonraki ayda sağlıklı bir şekilde yapmak istediğim birçok şey var. 

Sevgili okur,

Hepimize güzel, sağlıklı ve huzurlu bir ay olması dileğimle.

26 Ekim 2022 Çarşamba

Bir fotoğraf makinesi, bir şarkı

 


Sevgili okur,

Eline geçen bir eşyanın seni geçmişe götürdüğü oldu mu?

Evde çok uzun zamandır duran iki tane dijital kamera vardı. İkinci el olarak bulunan bu kameraların üretimi de artık kalmamış. Teknoloji gelişti derken geçmişte kullandığımız dijital/filmli kameralar artık ne yazık ki yok.

Kameralardan biri sağlam durumdaydı ancak benim istediğim ve kullanmayı düşündüğüm kameranın pil girişinde oksitlenme olduğundan dolayı kullanılamayacak bir hâle gelmiş. Her ne kadar telefonla ya da dslr makineyle fotoğraf çekimleri yapsam da eski tip dijital makineyle de fotoğraf çekimleri denemek istemiş ve bu girişimleri de o yüzden yapmıştım.

Diğer dijital makineye pil ve hafıza kartı takınca olumlu geri dönüş aldım. Evdeki hafıza kartlarını bilgisayarda denerken de dokuz-on yıl öncesine ait aile fotoğrafları ve kısa anılardan oluşan videolar da ortaya çıktı. Küçücük bir kartta yer alan bu kıymetli anılar unutulup gitmişti. Makineyle uğraşırken bu anıların ortaya çıkması da günümüze neşe kattı.

Şu aralar değişik şarkılar keşfedip dinlemek gibi bir hobim var. Özellikle klasik/jazz gibi şarkı türleri çok hoşuma gidiyor. Bir de plak çalar olarak bilinen pikap. İlgimi çeken bir başka şey. Bu konu hakkında çok fikir sahibi olmasam da uzun bir araştırma yapıp bir plak çalar almak istiyorum. 

Son olarak keşfettiğim bir müzik kanalı var. Adı: PostmodernJukebox. Hem geçmişteki hem de günümüzdeki şarkıları nostaljik türde seslendiren birbirinden harika sanatçılar yer alıyor. Kanalda yer alan sevdiğim bir şarkıyı da buraya bırakıyorum.

Huzurlu akşamlar.

https://www.youtube.com/watch?v=jemgIOAjGDw

25 Ekim 2022 Salı

The Gangster, the Cop, the Devil

 


The Gangster, the Cop, the Devil - Güney Kore 2019.

Kore polisinin peşinde olduğu bir seri katil, ülkede gün geçtikçe daha fazla can almaya devam etmektedir. Polis ipuçlarından yola çıkarak adım adım seri katilin izini sürer fakat onu yakalamak sanıldığı kadar kolay değildir.

Büyük bir mafyanın patronu bir akşam yemeğinden çıkar ve evine dönmek üzere arabasıyla yola koyulur. Yolda arabasını sürdüğü esnada biri arabasına arkadan çarpar ve ne olduğunu sormak için arabasından iner. İşte tam bu esnada arabasına çarpan kişinin saldırısına maruz kalan mafya patronu ağır yaralanır ve saldırgandan kurtulmayı başarır.

O gece saldırıya uğradığı kişinin izini süren mafya patronun adamları saldırganı bulur. Saldırganın ülkede polis tarafından aranan seri katil olduğunu öğrenirler. Polis de mafyayla iş birliği yapmak zorunda kalır ve seri katilin izini birlikte sürerler.

Aksiyon-suç türündeki filmin başrollerinde oldukça ünlü isimler yer almakta.

24 Ekim 2022 Pazartesi

Sevgili Dost #49

 


Sevgili dost,

İletişimin kolay sunulduğu ancak iletişimin zorlaştığı bir çağda bulundun mu? Sana böyle bir dünyadan yazıyorum işte. Artık her şeye ulaşmak çok kolay. Bilginin çabuk ve kolay bulunduğu bir zamanda yaşıyor olsak da insanlar duygularını, düşünlerini, kelimelerini kapalı kutulara saklar oldu. Kimi insan kutusunu hiç açmamak, açılmamak üzere bir mühür vurmuş; kimi insansa lazım oldukça kutusundan ihtiyacı olanı dışına vurmuş.

Sevgili dost,

İletişime aç bir hâlde yaşıyoruz. Herkes bir şeylerin telaşesi içerisinde gününü geçiriyor olsa da iletişim kurmak, iletişimi sürdürmek ve nezaket kurallarını ihmal etmemek ne mühim şey.

Sevdiğim bir kitaptan aldığım bir alıntıyı seninle de paylaşmak istiyorum: 

"Ağaçlar aynı anda her yanlarıyla konuşurlar. Yapraklar, dallar ve kökleriyle birlikte. Görmek ister misin? Kulağımı gövdeme daya, kalbimin atışını dinle."

Öyle ki sevgili dost, bazen bazı insanların iletişime kapalı; bitkiler ve hayvanların iletişime daha açık olduğunu düşünüyorum. İletişim dediğimiz şey sadece konuşmak eylemiyle gerçekleşmez. Bazen bir bakış bazen bir tebessüm, bazense bir dokunuş bile iletişim olabilir. 

Sevgili dost,

Sen hiç bir ağacın kalp atışını dinledin mi?


22 Ekim 2022 Cumartesi

Mansfield Park

 


"Bakarken gözlerini, düşünürken kafalarını kapalı tutan kişilerin yardım umduğu şu ”filan falan” lar! "

"Ama gerçekten de insanlar doğanın sesini daha derinden duyabilseler, onun güzelliğine dalarak kendilerini unutabilseler, kötülük de üzüntü de azalırdı."

"Durup bekleyenler için de dakikalar geçmek bilmez, her an saat gibi gelir."

"Fanny’ciğim, neşeli ruhlar, kendilerini ya da çevresindekileri eğlendirebilecek her türlü şeyi söylemeyi kendilerine hak sayarlar."

"Sözlerimi fazla şiir gibi bulacaksınız, ama ben doğayla baş başa olduğum zamanlar, hele oturuyorsam, böyle şaşkınlık ve hayranlıklara kendimi kaptırır giderim."

"Oysa insanlar olduklarından daha yüksek görünmeye özendiler mi gözden düşerler."

"Hepimizin kendi içimizde bir yol gösteren vardır ki başka herhangi biri onun kadar iyi olamaz, yeter ki ona kulak verelim!"

"İyi konuşmak, iyi yazmaktan daha zordur, çünkü yazdığımızın üzerinde düşünüp oynamaya daha çok zaman ayırırız."

"Bazen kötülük yalnızca dilinde değilmiş gibi geliyor insana, içinde de varmış gibi geliyor."

Mansfield Park, Jane Austen.

Fanny Price orta halli bir ailenin kız çocuklarından biridir. Oldukça kalabalık bir aile ortamına sahip olan Price ailesi, kızları Fanny’nin daha iyi bir aile ortamında görgü kuralı gibi daha birçok eğitimi alıp kendini yetiştirmesi için Bayan Price, ablası olan Bayan Bertram’dan kızının onun aile ortamında yetişmesini talep eder.

Bu fikre ilk başlarda pek sıcak bakmayan Bayan Bertram, eşi Bay Thomas’dan tam tersi geri bildirim alınca olumsuz düşüncesinden vazgeçerek Fanny’i kendi evlerine alır. Fanny dokuz yaşında Mansfield Park’da yer alan ihtişamlı eve ilk adımını atarak yeni hayatının başlangıcını da yapmış olur.

Hayatını sürdüreceği bu evde onun gibi çocuk olan kuzenleri de vardır. Kız kuzenleri ve teyzesi Bayan Bertram tarafından pek kabul görmeyen Fanny’e yol arkadaşlığını büyük kuzeni Edmund yapacak ve onun en yakın dostu olacaktır. 

Romanın ilerleyen bölümlerinde olaylar ilerledikçe Fanny kendisini Bertram ailesine kanıtlamayı başararak bu evin vazgeçilmez kızı konumuna gelir. Öyle ki Bayan Bertram, Fanny’siz yapamayacak hâle gelir ve onun uzun yolcuklara dahi çıkmasını istemez. Fanny, yaşı ilerledikçe dünyaya daha farklı bir bakış açısıyla bakarak kendi duygu ve düşüncelerini dinleyip doğru adımlar atma düşüncesiyle kendini yetişririr.

Fanny, kendi duygularıyla doğru kararlar vermeye çalışırken diğer yandan da evlilik üzerine çevre baskısıyla karşı karşıya kalır ve ona karşı çıkan insanlarla mücadele eder.



21 Ekim 2022 Cuma

Inventing Anna

 


Inventing Anna, ABD 2022.

Dizi, kendisini zengin Alman bir iş insanının kızı olarak tanıtan Anna Sorokin’in New York’a gelerek burada sosyetik çevrenin gözüne girip hedeflerini gerçekleştirme öyküsünü ele alır.

Gerçek bir yaşam hikayesine dayanan dizideki ana karakter Anna, New York sosyetisine girip kendini bu insanlara kabul ettirmenin planlarını kurar. Oldukça zeki ve ikna kabileyeti yüksek olan genç kadının insanlarla iletişimi de oldukça iyidir.

Anna’nın en büyük hedefi ise New York’da kendi adına ait Anna Delvey Vakfı’nı kurmaktır. Bu vakfı kurması için de içine girmeye çalıştığı sosyetik çevredeki insanları ikna etmesi ve kendine uygun yatırımcıları bulup tuzağına düşürmesi gerekir.

Dizi Anna’nin tutuklanmasıyla başlar. Kariyeri düşüşte olan Vivian Kent ise kendisini, mesleğinde tekrar ön plana çıkaracağını düşündüğü Anna Delvey olayının içerisinde bulur. Bu davayı yakından takip ederek bu olayların içerisine sürüklenen mağdur insanlarla görüşerek kendi haber kaynaklarını bulmaya başlar. Böylelikle gazeteci aracılığıyla Anna Delvey’in hikayesini seyretmiş oluyoruz.

Dokuz bölümden oluşan mini bir dizi.

20 Ekim 2022 Perşembe

Bullet Train

 


Bullet Train, ABD 2022.

Japon Yazar Kotaro İsaka’nın aynı adlı kitabından uyarlanan filmde: Brad Pitt, Joey King, Aaron Taylor-Johnson gibi isimler yer alıyor.

Film, Tokyo’dan Morioka’ya gitmekte olan bir trende yolları kesişecek olan birbirinden farklı mafya üyelerinin arasında gerçekleşecek olayları konu alıyor.

Film, her karakterin hikayesine ve girişine isimleriyle yer verilerek sürdürülüyor. Karakterler oturuncu da konu, film sonuna kadar soluksuz bir şekilde devam ediyor.

Üç saat sürecek olan bu yolculukta içerideki kötü adamlar için hayatta kalma mücadelesi başlıyor. Mafya üyelerinin trende bulunmalarının amacı farklı olsa da her bir kişinin birbirini yok etmek için geçerli bir sebebi olduğundan dolayı bu yolcu treninde bulunuyorlar.

Japon yeraltı dünyasının mafyaları hayatta kalma mücadelesi verirken diğer yandan da görevlerini tamamlamak için trende planlar kurarlar. Ortaya çıkan bu planlar dahilindeki diyaloglar da izleyiciyi zaman zaman güldürüyor.

Aksiyon-komedi türündeki filmin konusu, oyunculukları, görseller ve efektleri oldukça başarılı.

18 Ekim 2022 Salı

Yağmurlu Günler

 


Merhaba sevgili okur.

Sonbahar geldiğinden beri burada havalar git gide soğumaya devam ediyor. Ağaçlar yapraklarını dökmeye çoktan başladı. Rengarenk yapraklar her yerdeler. Ansızın yağan sonbahar yağmurları gün içerisinde sürpriz yapıyor diğer yandan rüzgar da ona eşlik ediyor.

Bugün kardeşimin uğradığı başka bir kütüphaneye hem üye olmaya hem de yeni kitaplar almaya gittim. Önceden gittiğim kütüphaneye göre daha fazla kitap seçeneği var. Bu da benim üye olmam için geçerli bir sebepti. 

Geçtiğimiz ay Hamlet’i okumuş ve çok beğenmiştim. Bu kitabın tiyatro oyununa da kesinlikle gitmeliyim diye de aklımdan geçirmiştim. Oyun için bilet baktığımda yine her zamanki gibi tükenen tiyatro biletleriyle karşılaşmıştım. Sonraki günlerde bir arkadaşımla buluştuğumda ona okuduğum Hamlet kitabından da bahsetmiş ve okumasını tavsiye etmiştim. Arkadaşıma eğer fırsatını bulursak tiyatrosuna da gidebiliriz diye teklifte bulunmuştum. Tabii o sırada hemen tükenen tiyatro biletleri üzerine de konuşmuştuk. 

Bugün o arkadaşımdan bir telefon aldım. Sevindirici bir haberdi. Gitmeyi istediğimiz Hamlet oyununa bilet bulduğunu ve gününü saatini ayarlayıp ikimiz için hemen bilet alabileceğini söyledi. Çok mutlu oldum ve ivedilikle kabul ettim. 

Pazar günü de güzel bir şey oldu. Eski çalıştığım eğitim kurumlarından benimle iletişimini kesmeyen öğrencilerim vardır. O öğrencilerimden biri olan B. ve ablasıyla bir buluşma gerçekleştirdim. Ona eğitim veren öğretmeni şu an için ben olmasam da hala daha iyi hatırlanıp güzel sözler işitiyor olmak hem gurur verici hem de mutlu edici bir his. Bu buluşmada da çok şey üzerine konuşup sohbetler ettik.

Sevgili okur,

Günler öyle hızlı geçiyor ki…

14 Ekim 2022 Cuma

Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi

 


Geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiğim günübirlik Ankara ziyaretimde gezdiğim yerlerden biri de resim ve heykel müzesiydi.

İstanbul’da yer alan müze kadar büyük olmasa da içeride yine çok önemli sanat eserleri bulunmakta. Cumhuriyet öncesi ve sonrası Türk plastik sanatının eserlerini içermekte.

Osman Hamdi Bey, Abdülmecid Efendi, Şeker Ahmet Paşa, Şevket Dağ, Abidin Dino gibi birçok sanatçının orijinal eserleri oda-sanatçı eserleri konseptiyle sergilenmekteydi. 

Müzede daimi sergilerin sunulduğu 6 salon bulunmaktaydı. İçerideki eserler zaman içerisinde değişkenlik gösterebilmekte.



İlk oda Osman Hamdi Bey’in eserleri ile başlıyor. Ve diğer odalarda da adı geçen sanatçıların eserlerine yer veriliyor.

Osman Hamdi Bey’in resimdeki eserinin adı ise "Silah Taciri".

Müzeyi gezmek oldukça keyifliydi. Resimlerin sergilendiği müzeleri gezmeyi hep sevmişimdir. Gönül isterdi ki Ankara’daki müze de İstanbul’da yer alan resim ve heykel müzesi kadar büyük olsaydı. Ancak içeride yer verilen önemli sanatçıların eserlerini görme şansımın olması bile güzel bir fırsattı. 

Müzenin hemen yanında arkeoloji müzesi de yer alıyor. Benim sınırlı bir vaktim olduğundan dolayı oraya giremedim. Bir dahaki gidişimde orayı da gezmek istiyorum.

Resim ve heykel müzesinde çektiğim resimleri buraya bırakıyorum.










8 Ekim 2022 Cumartesi

Red Eye

 


Gece Uçuşu, ABD 2005.

Başrollerini Rachel Mcadams ve Cillian Murphy’nin paylaştığı film; ünlü bir otel zincirinde resepsiyonist olarak çalışan Lisa’nın, büyükannesinin ölümü üzerine Miami’ye yapacağı uçak yolculuğunda tanımadığı bir adam tarafından rehin alınması üzerine gelişen olayları izliyoruz.

Lisa, uçak yolculuğundan korkan biri olsa da büyükannesinin ölümüyle babasının yanına Miami’ye gitmek için yola çıkar. Havalimanına varır ve bineceği uçağın rötar yapacağını öğrenir. 

Bu gece uçuşunun gerçekleşmesine dakikalar kala yolcular Miami uçağına alınır. Lisa gergin bekleyişin sonunda uçağa biner ve yan koltuğunda oturan Jackson adlı adamın bu yolculukta onun kabusu olacağını da bilemez.

Genç adam uçak havalandıktan sonra Lisa’nın çalıştığı otele telefon etmesini ve o gün otele giriş yapacak zengin bir iş adamının oda numarasını kendi istediği oda numarasıyla değiştirmesini; yoksa babasının rehin alındığını ve tek bir telefonla öldüreleceğini söyler.

Lisa bir saat sürecek olan bu uçak yolculuğunda korku ve panik dolu anlar yaşayacaktır. Diğer yandan onu tehdit eden bu adamdan kurtulmanın planlarını yapacaktır. Gerilim-korku türündeki film oldukça akıcı ve sürükleyici bir şekilde işenmiş. 

7 Ekim 2022 Cuma

Sonbaharda Bitkiler

 


Sonbaharın gelmesiyle tıpkı insanlar ve hayvanlar gibi bitkilermizde kış hazırlığına başlıyor. Özellikle sukulentlerdeki renk değişimi her mevsimde bambaşka bir renk cümbüşüne bürünüyor.

Resimdeki ilk sukulent: Graptosedum Vera Higgins. Bu sukulenti küçük saksıda beş tane yavru şeklinde geçtiğimiz yıl Ikea’dan almıştım. İki kere pencere önünden aşağıya düşme kazası geçirmiş olan bu bitkim bu sene ana sukulentlerin alt gövdelerinden bir sürü yavru verdi. Öyle bereketli bir sukulent ki kopan yapraklarını toprağın üzerine bıraktığınızda dahi yapraktan yeni sukulent alabiliyorsunuz.

Yapraklarda görmüş olduğunuz delikler herhangi bir hastalık değil. Bu sene ilk defa güvercinler bitkilerime zarar vermeye başladılar. Yaz aylarından beri pencere önünde tuttuğum bitkilerim onların uğrak yerleri oldu. Yaprakların içindeki suyu gagalayarak bitkiye zarar vermeye başladılar. Sıcak havalardan dolayı su bulamıyorlardır deyip hoş görsem de şu günlerde bile bu durum devam etmekte. Ne yazık ki sukulent yapraklarım delik deşik olmuş durumda. Buna acilen bir çözüm bulmam gerekiyor.




Yine geçen yıl aldığım Echeveria Lilacina.

Bu sukulentim bu yıl çiçek açmadı. Geçen yıl çok güzel çiçekler açmıştı ve burada da paylaşmıştım. Bu sukulentten yapraktan çoğaltma yapılmıyor. Tepeden kesme yöntemiyle çoğaltma ya da daha büyük bir saksıya geçirerek gövdeden yavru sukulentler vermesi mümkün. 



Bu sukulentin türünü bilmiyorum. Üç yıldır baktığım bu bitkim ilk defa bu sene sarı sarı çiçekler açtı. Ana yapraklar büyüdü ve gövdelerden de yavrular verdi.

Kopan yapraklardan da yine sukulentler çıktı. Onlar da küçük saksılarda büyümeyi bekliyorlar.


Eğer benim gibi sukulent bitkilerine ilgiliyseniz ve onların bakımıyla uğraşıyorsanız şunu belirtmeliyim ki; sukulentler tıpkı kaktüsler gibi kolay bakımı olan bitki türlerindendir. Zamanla hangi bitkinin sulamaya ihtiyacı olduğunu anlıyorsunuz. Sukulentlerle ilgili önerebileceğim en önemli bakım ise bitkilerinizi muhakkak dış ortamlarda tutmanız gerektiği. Bu tür bitkilerin doğrudan olmasa da güneş ışığına, aydınlık ortamlara ve rüzgara ihtiyacı var. Eğer sukulentleri kapalı ortamda bırakır orada bakmaya devam ederseniz bitkinizde gittikçe koyuya giden bir renk değişimiyle birlikte şekil ve form bozuklukları görülebilir. Bu da bitki açısından sağlıklı bir görüntü oluşturmaz.

Sonbaharın gelmesiyle elbette bitkileri sulamayı azaltmalıyız. Toprağın kuruluğuna göre bitkimize su verebiliriz. 

Şubat ayında paylaştığım bitkilerle ilgili yazımı da okumak istersen buraya tıklayabilirsin.

Huzurlu ve mutlu akşamlar.

5 Ekim 2022 Çarşamba

Kalabalığın İçindeki Sessizlik




Gittikçe kalabalıklaşan bir şehir. Kalabalığın içinde kaybolmak ve kalabalığın gürültüsüne uyum sağlamak. İnsanların yüzündeki yorgunluk, stres, günün telaşesi özlediğimiz küçük bir bakışın ya da tebessümün yerini alıyor ve geri vermemek üzere de yemin ediyor sanki.

İstanbul sokaklarında kaybolmayı, dolaşmayı her ne kadar çok sevsem de artık istediğim anda istediğim sıklıkla yapamıyorum bunu. Bir yerden bir yere gitmek zorlaştı. Yolun uzaklığından ya da trafiğin yoğunluğundan ziyade kalabalığın yorması en temel nedenlerimden birkaçı oldu.

İnsanlar arası diyalogsuzluğun yanı sıra artık hiç kimsenin bir başkasına tahammül edemeyişini görmek; adab-ı muaşeretin unutulduğu ve kuralların hiçe sayıldığı bir toplumda "Nereye doğru yol alıyoruz?" sorusunu bir kez daha kendi kendime sorup üzerine düşündüm.

Tabii yine istisnalar olacak ki iyi yürekli insanların varlığını hissettirecek olaylar yaşanıyor ve zihnimdeki kara bulutlar biraz da olsa kayboluyor; yerini umut dolu düşüncelere bırakıyor.

 Şu aralar kalabalığın içinde sessizlik ararken buluyorum kendimi. Duyunca kulağa biraz imkansız gibi geliyor değil mi? Gerçekten de kalabalık olup da sessiz olan birçok yer var. Bazen sahil kenarında bir bank, bazen doğanın içerisindeki bir orman bazense kitaplarla dolup taşan bir kütüphane. 

Bu fotoğraf bugünden bir kare.

Ve son olarak, şu sıralar dinlemeyi sevdiğim bir şarkıyı da seninle paylaşmak istiyorum sevgili okur.



4 Ekim 2022 Salı

Jane Eyre

 


Jane Eyre, İngiltere 2011.

Charlotte Bronte’nin aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan film; feminist edebiyatının en önemli eserlerinden biri sayılmaktadır.

Filmdeki ana karakter Jane, 10 yaşındayken babasının da ölümüyle tek aile üyesini yitirir ve teyzesinin evine gönderilir. Teyzesi ise Jane’ye uzun süre bakamayacağını anlayarak onu yatılı bir okula kaydettirir. 

Jane, on yıl boyunca bu yatılı okulda çeşitli alanlarda dersler alarak kendini eğitir ve yetişkin bir genç kız olur. Eğitim aldığı yurtta öğretmenliğe başlayan Jane, bir süre sonra Edward Rochester’ın malikanesinden çocuklara mürebbiyelik yapmak için iş teklifi alır.

Çocukluk hayatının geçtiği yurttan ayrılan ve yeni hayatına doğru yolculuğa koyulan Jane Eyre, malikanede geçireceği süre boyunca dostluk, aşk, merhamet, ihanet gibi birçok farklı duyguyu tecrübe edecektir.

Malikanenin sahibi olan Bay Rochester gizemli karakterinin yanı sıra bir o kadar da kibar bir erkektir. Jane’nin genç kızlık yaşamı boyunca ilk tanıştığı beyefendi olan Bay Rochester ile aralarında zamanla bir dostluk bağı oluşur. Bu dostluk bağı ise yerini aşka bırakmaya başlar ancak Jane’nin uzun süreceğini düşündüğü bu aşk, Bay Rochester’ın gizlediği bir sırla bozulacaktır.


1 Ekim 2022 Cumartesi

Hamlet

 


"Zaten dünya ne iyidir ne kötü, düşüncenize bağlıdır iyilik kötülük."

"Doğrunun nerede olduğunu bulur çıkarırım, doğru yerin dibinde saklı da olsa."

"Kötü işler gömülse de yerin dibine, çıkar bir gün insanların gözü önüne."

"İnsan hayat boyu ne zorluklarla ve sıkıntılarla karşılaşırsa karşılaşsın, ölüme yaklaşırken kendini teselli edecek bir şeyler buluyordu."

"Rüyalar tutkulardır işte. Tutkunun özü bir rüyanın gölgesidir sadece."

"Rüyanın kendisi de bir gölgedir."

"İnsan yaşlanınca bir kez daha çocuk olur."

"Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak, en çabuk unuttuğumuz şeydir, ne yapsak."

"Sözlerim uçuyor havaya, ama düşüncem yerde; öz olmayınca söz yükselmiyor göklere."

"Ey utanç, yüzün kızarmaz mı oldu senin?"

"Alışkanlık bir canavardır gerçi, bütün duyguları yiyip bitirir. Ama şu iyiliği de vardır ki onun; güzel, doğru işler yapmak için de rahat giyilir bir urba, bir kılık sağlar bize."


Hamlet, William Shakespeare.

Beş perdeden oluşan eserin kaynağı, eski kuzey masallarına kadar uzanmakla birlikte aynı zamanda tiyatro tarihinde de en tanınmış eserlerden biridir.

Danimarka Kralı Hamlet ölür ve yerini kardeşi Claudius’a bırakır. Yeni Kral Claudius, yeğeni Prens Hamlet’in annesi Gertrude ile evlenir. Her şeyin alelacele olmasına şüphe ile yaklaşan Prens Hamlet, bir şeylerin yanlış gittiğinden kuşku duymaya başlar.

Bir gün saray muhafızları nöbet tuttukları esnada ölen kralın hayaletini görürler. Bunu Prens Hamlet’e de aktarırlar. Prens Hamlet ölen babasıyla hayaleti üzerinden iletişim kurar ve ona ölümünün ardındaki gerçeği sorar. Gerçeği öğrenen Prens Hamlet, hayaletten öğrendiklerini bir sır gibi saklayarak saray içinde gizlenmiş hainlere oyun oynayıp babasının ölümü ardındaki sır perdesini aralayacaktır.

 

BİRPEMBESEVER