5 Ekim 2023 Perşembe
Kedi mi köpek mi? | Ağaç Ev Sohbetleri
5 Ocak 2023 Perşembe
Kendimizi sevmek gerekli mi? | Ağaç Ev Sohbetleri 176
Sevgili Deeptone, bu haftanın ağaç ev sohbetleri konusunu insanın kendi içine yönelen bir soruyla baş başa kalıp muhakeme edip okurlarla buluşmasına yönelik iyi bir soru yöneltmiş. Deeptone’nun bizlerle paylaşmış olduğu fikirlerini okumak için buraya tıklayınız.
Kendimizi sevmek gerekli mi?
İnsanın kendisini sevmesi elbette çok önemli. Kendini tanıması, değerli görmesi, hayata bakış açısı, sosyal çevresine dahil ettiği insanlar bile kişinin kendini ne kadar sevdiği ile doğru orantılı bir şekilde yön bulur.
Kendini seven bir insan aynı zamanda kendiyle de barışık olan bir insandır. Kişi kendini olumlu ve olumsuz tüm özellikleriyle kabul eder hatta olumsuz özelliklerini törpüleyip hem kendisine hem de çevresine zarar vermeyecek şekilde en aza indirgemek için de çaba gösterir.
Kendimizi sevmenin gerekli olması çevremizdeki insanların bize nasıl değer vereceğini de belirler. Eğer bir insanın kendisine karşı sevgisinin olmadığı fark edilirse yine insanlar tarafından istismar edilmeye de açık hâle gelebilir. Bu istismar da kendini sevmeyen insanı yorar ve öz benliğini daha da çok zedeler.
Bir insanı kendisi yapan şeylerden biridir, öz benlik algısı. Kendini seven insanın öz benlik algısı, öz saygısı, kişilik ve karakteri de belli bir olgunluk düzeyine erişmiştir. Bu kavramlardan kolay kolay taviz vermez. Hayata karşı bir bakış açısı oluşmuştur. Tanıdığı veya tanımadığı insanlara karşı belli başlı sınırları vardır. Bu sınırların bozulmasını istemez. Çevresindeki insanlardan kendisine ayak uydurulması yerine saygı duyulup böyle kabul görmeyi bekler. Çünkü kişi de kendi çevresindeki insanların farklı olabileceği algısı içerisindedir. Diğer insanlara karşı saygı duyması gerektiği düşüncesini ilke haline getirmiştir.
Bu yüzden kendimizi sevmenin karakter ve kişilik oluşumumuzda önemli bir yeri olduğunu da düşünürüm. Kendini sevmek, aynı zamanda kendini tanımak için de çaba göstermek demektir. Hayatımızda önceliğimiz kendimiz olmalı ve bunun oluşumu için de kendi benliğimize yatırım yapmamız gerekir.
Kendimizi sevmenin gerekli olduğu kısmı narsistlikle de karıştırılmamalıdır. O boyuta gelecek bir sevgi zihniyetinden de kişi kendini korumalıdır. Çünkü bu sevgi, insanın kendini sevmesini zedeleyen; egoyu besleyip tatmin eden kötü bir düşünce şeklidir.
15 Aralık 2022 Perşembe
Okullarda öğretmenler öğrencilerin okuma ve yazma becerilerini geliştirmek için onları bilgisayardan uzak tutmalı mı? | Ağaç Ev Sohbetleri 173
Sevgili Deeptone bizler için ağaç ev sohbetlerinde yine yeniden çok güzel bir konuyla sohbeti başlatmış. Bu haftanın konusu ise öğrenciler ve onların eğitimleri üzerine. Sevgili Deeptone’nun yazısını okumak için lütfen buraya tıklayınız.
Okullarda öğretmenler öğrencilerin okuma ve yazma becerilerini geliştimek için onları bilgisayardan uzak tutmalı mı?
Öncelikle ucu çok açık bir soru. Soru üzerine düşününce hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin olabileceğini görmek oldukça aşikâr.
Branşım sınıf öğretmenliği değil. Fakat çalıştığım sektör özel eğitim ve rehabilitasyon olduğundan ötürü birçok farklı tanı koyulmuş çocuklarla çalışma fırsatım oluyor. Özellikle okuma ve yazma kısmını da kaplayan özel öğrenme güçlüğü tanısı koyulan çocuklarla harf öğrenimi, sesleri doğru ve düzgün çıkartma, okuma ve yazma, dikte çalışmaları gibi farklı alanlarda etkinlikler yapmaktayım.
Bu çalışmaları yaparken çocukların bireysel olarak ihtiyaçlarını tanıyıp ona göre eğitim-öğretim imkanları sunmak da önemli. Çünkü her bireyin alıcı ve algıları, dikkat süresi farklı düzeydedir. Ayrıca eğitimde sunulan imkan ve koşullar da ortamdan ortama farklılıklar gösterebilir.
Okuma-yazma öğretirken ses temelli harf çalışmalarında bazen teknolojik araç gereçlerden, görsel kavramlardan veya videolardan yararlanmak öğrenmeyi daha kalıcı ve akılda kalır hâle getirebiliyor.
Teknoloji çağında yaşadığımız kaçınılmaz bir gerçek. Çocukları da bu ortamlardan tamamen uzak tutmak ne yazık ki imkansız gibi bir şey. Fakat yetişkin kontrolü altında çocuğun bilgisayar üzerinden gerekli öğrenimlerden yararlanması da gerekir diye düşünüyorum. Elbette yetişkinlerin kontrolü ve koyulan kurallar burada devreye giriyor.
5 Aralık 2022 Pazartesi
Olsaydı veya olursa, evrenin neresine gitmek isterdiniz, istersiniz? | Ağaç Ev Sohbetleri 171
Olsaydı veya olursa, evrenin neresine gitmek isterdiniz, istersiniz?
Sevgili Deeptone’nun blogunda rastladığım yine çok mu çok güzel bir Ağaç Ev Sohbetleri konusuna denk geldim. Bu konuyla ilgili onun yazısına ulaşmak için buraya tıklayınız.
Uzayı ve zamanı içeren evren, gözle gördüğümüz ya da göremediğimiz birçok maddeyi de kapsar. Eğer sorulan sorudaki gibi bir şansım olsaydı öncelikle zamanda yolculuk yapmayı isterdim. İlk insan topluluklarını ve yerleşim yerlerini gözlemlemek heyecan verici olurdu. Aynı zamanda o ana şahitlik ettiğimden dolayı günümüzle kıyaslama imkanım da daha objektif olurdu. İlk insanların aralarında kurdukları iletişim, yeme-içme alışkanlıkları, kıyafetleri, hayatta kalma mücadeleleri ilgimi çeken ve görmek istediğim şeylerden birkaçı olurdu.
Arkeolojiye olan ilgimden dolayı bir kez daha tarihsel bir yolculuk yapmak isterdim sanırım. Bu sefer Mısır Piramitleri’ne olan ilgim, onların nasıl yapıldığı ve kullanıldığı konusunda merakla gözlem yapmama sebep olurdu.
Sonra yeryüzünden yukarıya, gökyüzüne bakıp geceyi aydınlatan aya bir yolculuk yapmak isterdim. Fakat zorluklarla ve risklerle dolu bu yolculuktan önce büyük bir cesarete ihitiyacım olabilir. Daha sonra uzaya ve dünya dışındaki diğer gezegenlere de ziyarette bulunmak ve bizden başka canlıların var olup olmadığı sorusuna yanıtlar bulup tekrar dünyaya dönerdim.
Yine hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan ve aynı zamanda hayal gücümüzü besleyen harika bir sohbet konusuydu.
29 Kasım 2022 Salı
Eski fotoğrafları sever misiniz, biriktirir misiniz? | Ağaç Ev Sohbetleri 170
Geçtiğimiz günlerde Sevgili Deeptone’un blogunda denk geldiğim Ağaç Ev Sohbetleri yazısındaki konu epey ilgimi çekmiş ve çok beğenmiştim. Okurları, nostaljik zamanlara götüren yazısını okumak için lütfen buraya tıklayınız.
Eski fotoğrafları sever misiniz, biriktirir misiniz?
Öyle güzel bir konu ki beni eskilere alıp götürdü. 90’lı yıllarda doğmuş olmanın verdiği şans ile fotoğraf albümüne sahip olan bir çocuk olarak büyüdüm. Benden sonra dünyaya gelen kardeşlerimin fotoğraf çıktılarının olmasına rağmen dijital çağın da gelişmesiyle ne yazık ki benimki gibi büyük albümleri yoktur.
Eskiden filmli kameralar vardı. Fotoğraf çıktılarının yanı sıra filmlerimiz bile hala durur. O filmlerdeki fotoğraf karelerini görmek için ışığa tutup bakmak belki 2000 sonrası jenerasyona biraz uzak gelebilir.
Eski fotoğrafları severim. Özellikle onları özenle muhafaza etmeye çalışırım. Ara sıra hem eski günleri anımsamak hem de çocukluk yıllarımda hayal meyal hatırladığım anılarımı tazelemek için resimlerime bakarım. Hatta evde annem ve babama ait aile albümlerini incelemeyi de çok severim. O fotoğraflar beni hiç bilmediğim, görmediğim, yaşamadığım yıllara yolculuk yapmamı sağlar. Çocukluk, gençlik ve yetişkinlik resimlerini görmek insanı, kimi zamansa fazlasıyla duygusallaştırarak zamanın ne kadar da çabuk geçtiğini anımsatır.
Fotoğraf biriktirmekten çok yukarıda da belirttiğim gibi onları muhafaza etmeye gayret ederim. Çünkü her fotoğrafın kendi içerisinde değerli bir anıyı barındırdığını düşünürüm. Aynı zamanda geriye bırakılacak en güzel miraslardan da biridir. Bu yüzden kişisel ya da aile albümleri bana çok kıymetli gelir.
Günümüzde ne yazık ki fotoğraf çıktıları eskiye nazaran çok reveçta değil. Olmasını çok isterdim çünkü bir fotoğraf karesini eline alıp bakmak dijital ortama göre insanı daha farklı tatmin ediyormuş gibi bir hisse kapılıyorum. Eski fotoğrafların verdiği his özellikle bambaşka.
Sahaflarda denk gelirsem eski fotoğraflara, kartpostallara ya da mektuplara bakarım. Çok ilgimi çekerler. Eski kartpostal satın almışlığım olmuştu fakat fotoğraf hiç almadım. Hiç tanımadığım bir insanın anılarının ben de oluşturduğu his farklı olsa da veya o fotoğraf karesi beni başka yıllara çekip götürse de satın almayı hiç düşünmedim. Ancak sahaflardaki eski fotoğrafları incelemek de ilgimi çeker. O fotoğrafların veya albümlerin öyle yerlere düşmüş olması üzücü gelir hatta fotoğraf sahiplerinin belki geride kalanlara miras bıraktığı ancak bu mirasın iyi korunamadığı gibi birçok düşünce ben fotoğraf karelerine bakarken zihnimde dolaşıverir.
Eski fotoğraflara bakmak, biriktirmek, saklamak. Hepsi çok güzel ve özel şeyler.
12 Ocak 2022 Çarşamba
AĞAÇ EV SOHBETLERİ 125
Geçtiğimiz gün Sevgili Deeptone’un blogunda paylaşmış olduğu Ağaç Ev Sohbetleri yazısının konusunu görünce bu soruyu ben de cevaplandırmalıyım diye düşündüm. Deeptone’un bize sormuş olduğu konu da şöyle: "Ne tür bir hayvana sahip olmak istersiniz, evcil hayvan olarak veya başka nedenlerle." Deeptone’un bu konuyla ilgili paylaşmış olduğu yazıyı buradan okuyabilirsin.
Öncelikle içinde hayvan sevgisi taşıyan bir çocukluk geçirdim. Bu konuda en büyük teşekkürü ailem hak ediyor. Herhangi bir hayvan korkum yok. Yalnızca kabuklu böceklerden biraz korkuyorum. Çocukluğumda ise hayvanlarla ilgili hatırladığım bir sürü anım var.
Bir kış günüydü ve dışarıda çok kar yağıyordu. Sokakta inleyen bir köpeğin sesini duyan babam, dışarıya çıkıp soğuktan donmakta olan köpeği kutuya koyup evimize getirmişti. Onu güzelce ısıtıp karnını doyurmuştuk.
Çocukluğum bahçeli bir evde geçti. Bahçemizde tavuklar, horozlar beslerdik. İlk civcivlerime de henüz 3 yaşındayken sahip olmuştum. Fotoğraf albümümde onları büyüttüğüm resimler de vardır.
Sahip olmak istediğim hayvan da kedi olurdu. Kedileri çok seviyorum. Bakımının kolaylığı ve temiz hayvan oldukları için evde bakmayı düşündüğüm hayvan türlerinden biriydi. Geçmiş zaman eki kullanıyorum çünkü bu düşüncem başıma gelen bir olayla değişti.
Erkek kardeşim de benim gibi kedileri çok sever. Annem evde hayvan beslemeye pek ılımlı bakmaz. Erkek kardeşimin annemi ikna etmesi sonucunda evimize bir sokak kedisi gelmiş oldu. İlk gün çok sakin geçti. Kedi bize, biz kediye uyum sağlamaya çalışıyorduk. Fakat ikinci gün için sakin geçti diyemeyeceğim. Kedi bir de tekir cinsi olunca zapt etmek baya zor oldu. Bunun dışında birkaç talihsiz olay daha yaşandı. Temiz olmasına temiz hayvanlar ancak bakımları kolay değil. Sahiplenilen hayvanlara çocuk bakıyor gibi bakılması gerektiğini düşünüyorum. Yani büyük bir sorumluluk gerektiriyor. İkinci günün sonunda hayvanı barınağa teslim ettik. Çünkü kardeşim sokaktan aldığında boynunda eski bir tasma vardı. Bu yüzden onu sokağa değil de barınağa bırakmanın daha doğru bir karar olacağını düşündük.
Evcil hayvan sahiplenme üzerine başıma gelen bu tecrübe sonucunda daha çok düşünme fırsatı edindim. Eğer gelecekte bu sorumluluğu alıp bir hayvan bakmak istersem de bunlar kedi veya tavşan olurdu.
6 Mayıs 2021 Perşembe
MİM | Bir Yılda Hayatımda Neler Değişti?
7. Bir yıl sonra nerede olmayı umuyorum?
İstanbul'un her köşesinde. Sevdiklerimle, kendimle dilediğimce gezebileceğim güzel yerlerde.
24 Ocak 2021 Pazar
MİM | Seni Sen Yapan Şeyler
Sevgili okur,
Geçtiğimiz günlerde Deeptone'un blogunda gördüğüm bir mimin konusu çok hoşuma gitmişti. Mim'in konusu seni sen yapan şeyler üzerine. Bir nevi mimi cevaplayanın kişisel hayatına giriş yapabildiğimiz bir mim. Sevgili Deeptone'un mimi yazısının cevaplarına da buradan ulaşabilirsin.
Seni Sen Yapan Şeyler
İlk olarak pembe rengini çok seviyor olmam. Küçüklüğümden beri en çok sevdiğim renktir. Aslında her renk güzeldir. Ama pembe ayrı bir güzeldir.
Kitap okumak, müzik dinlemek, şarkı söylemek, yürüyüş yapmak, bisiklet sürmek, gezmek, yeni yerler keşfetmek, fotoğraf çekmek, doğa ile baş başa vakit geçirmek, orta şekerli Türk kahvesi içmek, fıstıklı çikolata, pamuk şekeri.
Ve mesleğim. Öğretmen olmak. Beni ben yaptığını düşündüğüm güzel şeylerden biri.
Mektup arkadaşlığı, kartpostallaşmak, farklı kültürleri tanımak, pul koleksiyonu.
Yerine göre çocuksu davranmak. Bazense yaşımdan daha da olgun birine dönüşüvermek de beni ben yapan şeylerden.
Yardımsever olmak, hayvanları seviyor olmak, bitkilerle vakit geçirmek, papatyaları sevmek.
Kış mevsimi, ilkbahar ve sonbahar. Üç mevsimi de severim ama kışı daha çok severim. Karlarla oynamak, yuvarlanmak, kartopu savaşı, kardan adam yapmak.
Sulu boya yapmak, çizimler denemek en sevdiğim hobilerimden.
Sahilde oturmak, denizi seyre koyulmak, martıları beslemek.
MİMLENDİNİZ
Buluttan öte
Peubilge
Gonca'nın Dünyasından
Çok Bulutlunun Günlüğü
Sakura Mevsimi
2 Ocak 2021 Cumartesi
MİM | Kitap Sayfalarında Kaybolmak