MİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MİM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ekim 2023 Perşembe

Kedi mi köpek mi? | Ağaç Ev Sohbetleri

 


Sevgili arkadaşımız Deeptone’un blogunda rastladığım Ağaç Ev Sohbetleri yazısının konusu pek sevimli geldi. Bu haftaki konu kedi ve köpekler üzerine. Onun bu konuyla ilgili yazısını okumak için buraya tıklayabilirsin.

Kedi mi köpek mi?

Çocukluğumdan beri hayvanları çok severim. Buna kedi ve köpekler de dahildir. Hatta öyle ki çevremde hiç kedi ya da köpek sevmeyen arkadaşlarıma içimdeki hayvan sevgisini aşılamışımdır. 

İkisinden birini seçecek olursam, buna yanıtım kedi olurdu. Hem köpeklere göre bakımı daha kolay hem de daha uysal olabilirler. Ve tabii daha fotojenik olmalarını es geçemeyiz. Ne zaman dışarda bir kedi ya da köpek resmi çeksem, kediler her zaman bu konuda bir adım daha önde olmayı başarıyor. Kadraja en güzel pozunu veriyor ve ardına bakmadan usulca dönüp gidiyor. Bu hareketlerini çok şirin buluyorum.

Ya da bazen hiç beklenmedik bir anda bir kedi yanında bitiveriyor. İstediğinin biraz ilgi, sevgi, şefkat olduğunu fark ediyor ve yavaşça yanınıza yaklaşmasını seyrediyorsunuz. 

Kedilerde en komik bulduğum şeylerden biriyse sizin onu görmediğini düşündüğü anlarda hareket etmesi; gözlerinizi ona çevirdiğinizde ise donmaya yani hareketsiz halde durmaya başlaması. Bu bana kedinin, insanla kendi arasında bir nevi oyun oynama biçimi gibi geliyor. 

Fotoğraf galerime bakınca kedi resimlerinin çokluğunu ve bendeki kedi sevgisinin nasıl ağır bastığını görebiliyorum. Özellikle İstanbul’un bazı ilçelerinde çok güzel kediler var. Balat sokakları, Sultanahmet ve Gülhane Parkı civarında birbirinden sevimli kediler vardır. 








5 Ocak 2023 Perşembe

Kendimizi sevmek gerekli mi? | Ağaç Ev Sohbetleri 176

 


Sevgili Deeptone, bu haftanın ağaç ev sohbetleri konusunu insanın kendi içine yönelen bir soruyla baş başa kalıp muhakeme edip okurlarla buluşmasına yönelik iyi bir soru yöneltmiş. Deeptone’nun bizlerle paylaşmış olduğu fikirlerini okumak için buraya tıklayınız.

Kendimizi sevmek gerekli mi?

İnsanın kendisini sevmesi elbette çok önemli. Kendini tanıması, değerli görmesi, hayata bakış açısı, sosyal çevresine dahil ettiği insanlar bile kişinin kendini ne kadar sevdiği ile doğru orantılı bir şekilde yön bulur.

Kendini seven bir insan aynı zamanda kendiyle de barışık olan bir insandır. Kişi kendini olumlu ve olumsuz tüm özellikleriyle kabul eder hatta olumsuz özelliklerini törpüleyip hem kendisine hem de çevresine zarar vermeyecek şekilde en aza indirgemek için de çaba gösterir.

Kendimizi sevmenin gerekli olması çevremizdeki insanların bize nasıl değer vereceğini de belirler. Eğer bir insanın kendisine karşı sevgisinin olmadığı fark edilirse yine insanlar tarafından istismar edilmeye de açık hâle gelebilir. Bu istismar da kendini sevmeyen insanı yorar ve öz benliğini daha da çok zedeler.

Bir insanı kendisi yapan şeylerden biridir, öz benlik algısı. Kendini seven insanın öz benlik algısı, öz saygısı, kişilik ve karakteri de belli bir olgunluk düzeyine erişmiştir. Bu kavramlardan kolay kolay taviz vermez. Hayata karşı bir bakış açısı oluşmuştur. Tanıdığı veya tanımadığı insanlara karşı belli başlı sınırları vardır. Bu sınırların bozulmasını istemez. Çevresindeki insanlardan kendisine ayak uydurulması yerine saygı duyulup böyle kabul görmeyi bekler. Çünkü kişi de kendi çevresindeki insanların farklı olabileceği algısı içerisindedir. Diğer insanlara karşı saygı duyması gerektiği düşüncesini ilke haline getirmiştir.

Bu yüzden kendimizi sevmenin karakter ve kişilik oluşumumuzda önemli bir yeri olduğunu da düşünürüm. Kendini sevmek, aynı zamanda kendini tanımak için de çaba göstermek demektir. Hayatımızda önceliğimiz kendimiz olmalı ve bunun oluşumu için de kendi benliğimize yatırım yapmamız gerekir.

Kendimizi sevmenin gerekli olduğu kısmı narsistlikle de karıştırılmamalıdır. O boyuta gelecek bir sevgi zihniyetinden de kişi kendini korumalıdır. Çünkü bu sevgi, insanın kendini sevmesini zedeleyen; egoyu besleyip tatmin eden kötü bir düşünce şeklidir. 

15 Aralık 2022 Perşembe

Okullarda öğretmenler öğrencilerin okuma ve yazma becerilerini geliştirmek için onları bilgisayardan uzak tutmalı mı? | Ağaç Ev Sohbetleri 173

 


Sevgili Deeptone bizler için ağaç ev sohbetlerinde yine yeniden çok güzel bir konuyla sohbeti başlatmış. Bu haftanın konusu ise öğrenciler ve onların eğitimleri üzerine. Sevgili Deeptone’nun yazısını okumak için lütfen buraya tıklayınız.

Okullarda öğretmenler öğrencilerin okuma ve yazma becerilerini geliştimek için onları bilgisayardan uzak tutmalı mı?

Öncelikle ucu çok açık bir soru. Soru üzerine düşününce hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin olabileceğini görmek oldukça aşikâr.

Branşım sınıf öğretmenliği değil. Fakat çalıştığım sektör özel eğitim ve rehabilitasyon olduğundan ötürü birçok farklı tanı koyulmuş çocuklarla çalışma fırsatım oluyor. Özellikle okuma ve yazma kısmını da kaplayan özel öğrenme güçlüğü tanısı koyulan çocuklarla harf öğrenimi, sesleri doğru ve düzgün çıkartma, okuma ve yazma, dikte çalışmaları gibi farklı alanlarda etkinlikler yapmaktayım. 

Bu çalışmaları yaparken çocukların bireysel olarak ihtiyaçlarını tanıyıp ona göre eğitim-öğretim imkanları sunmak da önemli. Çünkü her bireyin alıcı ve algıları, dikkat süresi farklı düzeydedir. Ayrıca eğitimde sunulan imkan ve koşullar da ortamdan ortama farklılıklar gösterebilir. 

Okuma-yazma öğretirken ses temelli harf çalışmalarında bazen teknolojik araç gereçlerden, görsel kavramlardan veya videolardan yararlanmak öğrenmeyi daha kalıcı ve akılda kalır hâle getirebiliyor. 

Teknoloji çağında yaşadığımız kaçınılmaz bir gerçek. Çocukları da bu ortamlardan tamamen uzak tutmak ne yazık ki imkansız gibi bir şey. Fakat yetişkin kontrolü altında çocuğun bilgisayar üzerinden gerekli öğrenimlerden yararlanması da gerekir diye düşünüyorum. Elbette yetişkinlerin kontrolü ve koyulan kurallar burada devreye giriyor.

5 Aralık 2022 Pazartesi

Olsaydı veya olursa, evrenin neresine gitmek isterdiniz, istersiniz? | Ağaç Ev Sohbetleri 171

 


Olsaydı veya olursa, evrenin neresine gitmek isterdiniz, istersiniz?

Sevgili Deeptone’nun blogunda rastladığım yine çok mu çok güzel bir Ağaç Ev Sohbetleri konusuna denk geldim. Bu konuyla ilgili onun yazısına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Uzayı ve zamanı içeren evren, gözle gördüğümüz ya da göremediğimiz birçok maddeyi de kapsar. Eğer sorulan sorudaki gibi bir şansım olsaydı öncelikle zamanda yolculuk yapmayı isterdim. İlk insan topluluklarını ve yerleşim yerlerini gözlemlemek heyecan verici olurdu. Aynı zamanda o ana şahitlik ettiğimden dolayı günümüzle kıyaslama imkanım da daha objektif olurdu. İlk insanların aralarında kurdukları iletişim, yeme-içme alışkanlıkları, kıyafetleri, hayatta kalma mücadeleleri ilgimi çeken ve görmek istediğim şeylerden birkaçı olurdu. 

Arkeolojiye olan ilgimden dolayı bir kez daha tarihsel bir yolculuk yapmak isterdim sanırım. Bu sefer Mısır Piramitleri’ne olan ilgim, onların nasıl yapıldığı ve kullanıldığı konusunda merakla gözlem yapmama sebep olurdu. 

Sonra yeryüzünden yukarıya, gökyüzüne bakıp geceyi aydınlatan aya bir yolculuk yapmak isterdim. Fakat zorluklarla ve risklerle dolu bu yolculuktan önce büyük bir cesarete ihitiyacım olabilir. Daha sonra uzaya ve dünya dışındaki diğer gezegenlere de ziyarette bulunmak ve bizden başka canlıların var olup olmadığı sorusuna yanıtlar bulup tekrar dünyaya dönerdim. 

Yine hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan ve aynı zamanda hayal gücümüzü besleyen harika bir sohbet konusuydu.

29 Kasım 2022 Salı

Eski fotoğrafları sever misiniz, biriktirir misiniz? | Ağaç Ev Sohbetleri 170

 


Geçtiğimiz günlerde Sevgili Deeptone’un blogunda denk geldiğim Ağaç Ev Sohbetleri yazısındaki konu epey ilgimi çekmiş ve çok beğenmiştim. Okurları, nostaljik zamanlara götüren yazısını okumak için lütfen buraya tıklayınız.

Eski fotoğrafları sever misiniz, biriktirir misiniz?

Öyle güzel bir konu ki beni eskilere alıp götürdü. 90’lı yıllarda doğmuş olmanın verdiği şans ile fotoğraf albümüne sahip olan bir çocuk olarak büyüdüm. Benden sonra dünyaya gelen kardeşlerimin fotoğraf çıktılarının olmasına rağmen dijital çağın da gelişmesiyle ne yazık ki benimki gibi büyük albümleri yoktur. 

Eskiden filmli kameralar vardı. Fotoğraf çıktılarının yanı sıra filmlerimiz bile hala durur. O filmlerdeki fotoğraf karelerini görmek için ışığa tutup bakmak belki 2000 sonrası jenerasyona biraz uzak gelebilir.  

Eski fotoğrafları severim. Özellikle onları özenle muhafaza etmeye çalışırım. Ara sıra hem eski günleri anımsamak hem de çocukluk yıllarımda hayal meyal hatırladığım anılarımı tazelemek için resimlerime bakarım. Hatta evde annem ve babama ait aile albümlerini incelemeyi de çok severim. O fotoğraflar beni hiç bilmediğim, görmediğim, yaşamadığım yıllara yolculuk yapmamı sağlar. Çocukluk, gençlik ve yetişkinlik resimlerini görmek insanı, kimi zamansa fazlasıyla duygusallaştırarak zamanın ne kadar da çabuk geçtiğini anımsatır. 

Fotoğraf biriktirmekten çok yukarıda da belirttiğim gibi onları muhafaza etmeye gayret ederim. Çünkü her fotoğrafın kendi içerisinde değerli bir anıyı barındırdığını düşünürüm. Aynı zamanda geriye bırakılacak en güzel miraslardan da biridir. Bu yüzden kişisel ya da aile albümleri bana çok kıymetli gelir. 

Günümüzde ne yazık ki fotoğraf çıktıları eskiye nazaran çok reveçta değil. Olmasını çok isterdim çünkü bir fotoğraf karesini eline alıp bakmak dijital ortama göre insanı daha farklı tatmin ediyormuş gibi bir hisse kapılıyorum. Eski fotoğrafların verdiği his özellikle bambaşka. 

Sahaflarda denk gelirsem eski fotoğraflara, kartpostallara ya da mektuplara bakarım. Çok ilgimi çekerler. Eski kartpostal satın almışlığım olmuştu fakat fotoğraf hiç almadım. Hiç tanımadığım bir insanın anılarının ben de oluşturduğu his farklı olsa da veya o fotoğraf karesi beni başka yıllara çekip götürse de satın almayı hiç düşünmedim. Ancak sahaflardaki eski fotoğrafları incelemek de ilgimi çeker. O fotoğrafların veya albümlerin öyle yerlere düşmüş olması üzücü gelir hatta fotoğraf sahiplerinin belki geride kalanlara miras bıraktığı ancak bu mirasın iyi korunamadığı gibi birçok düşünce ben fotoğraf karelerine bakarken zihnimde dolaşıverir.

Eski fotoğraflara bakmak, biriktirmek, saklamak. Hepsi çok güzel ve özel şeyler. 

12 Ocak 2022 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 125

 


Geçtiğimiz gün Sevgili Deeptone’un blogunda paylaşmış olduğu Ağaç Ev Sohbetleri yazısının konusunu görünce bu soruyu ben de cevaplandırmalıyım diye düşündüm. Deeptone’un bize sormuş olduğu konu da şöyle: "Ne tür bir hayvana sahip olmak istersiniz, evcil hayvan olarak veya başka nedenlerle." Deeptone’un bu konuyla ilgili paylaşmış olduğu yazıyı buradan okuyabilirsin.

Öncelikle içinde hayvan sevgisi taşıyan bir çocukluk geçirdim. Bu konuda en büyük teşekkürü ailem hak ediyor. Herhangi bir hayvan korkum yok. Yalnızca kabuklu böceklerden biraz korkuyorum. Çocukluğumda ise hayvanlarla ilgili hatırladığım bir sürü anım var. 

Bir kış günüydü ve dışarıda çok kar yağıyordu. Sokakta inleyen bir köpeğin sesini duyan babam, dışarıya çıkıp soğuktan donmakta olan köpeği kutuya koyup evimize getirmişti. Onu güzelce ısıtıp karnını doyurmuştuk.

Çocukluğum bahçeli bir evde geçti. Bahçemizde tavuklar, horozlar beslerdik. İlk civcivlerime de henüz 3 yaşındayken sahip olmuştum. Fotoğraf albümümde onları büyüttüğüm resimler de vardır.

Sahip olmak istediğim hayvan da kedi olurdu. Kedileri çok seviyorum. Bakımının kolaylığı ve temiz hayvan oldukları için evde bakmayı düşündüğüm hayvan türlerinden biriydi. Geçmiş zaman eki kullanıyorum çünkü bu düşüncem başıma gelen bir olayla değişti. 

Erkek kardeşim de benim gibi kedileri çok sever. Annem evde hayvan beslemeye pek ılımlı bakmaz. Erkek kardeşimin annemi ikna etmesi sonucunda evimize bir sokak kedisi gelmiş oldu. İlk gün çok sakin geçti. Kedi bize, biz kediye uyum sağlamaya çalışıyorduk. Fakat ikinci gün için sakin geçti diyemeyeceğim. Kedi bir de tekir cinsi olunca zapt etmek baya zor oldu. Bunun dışında birkaç talihsiz olay daha yaşandı. Temiz olmasına temiz hayvanlar ancak bakımları kolay değil. Sahiplenilen hayvanlara çocuk bakıyor gibi bakılması gerektiğini düşünüyorum. Yani büyük bir sorumluluk gerektiriyor. İkinci günün sonunda hayvanı barınağa teslim ettik. Çünkü kardeşim sokaktan aldığında boynunda eski bir tasma vardı. Bu yüzden onu sokağa değil de barınağa bırakmanın daha doğru bir karar olacağını düşündük. 

Evcil hayvan sahiplenme üzerine başıma gelen bu tecrübe sonucunda daha çok düşünme fırsatı edindim. Eğer gelecekte bu sorumluluğu alıp bir hayvan bakmak istersem de bunlar kedi veya tavşan olurdu.

6 Mayıs 2021 Perşembe

MİM | Bir Yılda Hayatımda Neler Değişti?

 





Sevgili arkadaşımız Berra geçtiğimiz günlerde güzel bir mim konusu başlatmış. Mim sorularına geçmeden evvel Berra'nın mim yazısını okumak için buraya tıklayabilirsin.


1. Geçen sene olmamı istediğim yerde miyim?

Değilim. Çünkü virüs hayatımıza girdiğinden beri planlar, hayaller bir süre ertelenmiş durumda. Sadece benim için değil birçok kişi için bu durum böyle. Virüse göre hayatımıza devam etmekteyiz. Virüs olmasaydı doğa ile baş başa kalacağım yerlere sık sık gitmeyi isterdim.


2. Son 1 yıl iyi mi geçti yoksa kötü mü?

Aslında ne iyi ne de kötü geçti diyebilirim. Yine de çok şükür sağlığım yerinde ve sevdiklerim yanımda.

3. Hedeflerimi gerçekleştirebildin mi?

Virüsle birlikte değişen düzenimize eklenen karantina günlerinde bazı hedeflerime yoğunlaşıp gerçekleştirdiklerim oldu. Fakat bazı hedeflerim ise hala beklemede.

4. Neler öğrendim?

Son bir yılda çok şey öğrenmişimdir. Farkında olup ya da farkında olmadan. Sonuç olarak bir yaş daha büyümüş oldum. Geçen yıldan bu zamana kadarki süreçte insanlardan uzaklaşıp kabuğumuza çekildik. Bu kendimize yönelme ve kendimizi dinleme fırsatı gibiydi.

5. Neler deneyimledim?

Tüm dünyada olağanüstü etkiler gösteren ufacık bir virüsün nelere mal olabileceğini, salgınla yaşamayı, ona uyum sağlamayı deneyimledim. 

6. Kendimi daha mı yaşlı hissediyorum yoksa genç mi?

Yaşadığım anlara ve ruh halime göre değişkenlik gösteren bir durum. Fakat bu salgın tüm insanları daha çok olumsuz etkiledi. Mental, ruhsal ve fiziksel anlamda.


7. Bir yıl sonra nerede olmayı umuyorum?

İstanbul'un her köşesinde. Sevdiklerimle, kendimle dilediğimce gezebileceğim güzel yerlerde.

24 Ocak 2021 Pazar

MİM | Seni Sen Yapan Şeyler

 



Sevgili okur,

Geçtiğimiz günlerde Deeptone'un blogunda gördüğüm bir mimin konusu çok hoşuma gitmişti. Mim'in konusu seni sen yapan şeyler üzerine. Bir nevi mimi cevaplayanın kişisel hayatına giriş yapabildiğimiz bir mim. Sevgili Deeptone'un mimi yazısının cevaplarına da buradan ulaşabilirsin.

Seni Sen Yapan Şeyler

İlk olarak pembe rengini çok seviyor olmam. Küçüklüğümden beri en çok sevdiğim renktir. Aslında her renk güzeldir. Ama pembe ayrı bir güzeldir.

Kitap okumak, müzik dinlemek, şarkı söylemek, yürüyüş yapmak, bisiklet sürmek, gezmek, yeni yerler keşfetmek, fotoğraf çekmek, doğa ile baş başa vakit geçirmek, orta şekerli Türk kahvesi içmek, fıstıklı çikolata, pamuk şekeri.

Ve mesleğim. Öğretmen olmak. Beni ben yaptığını düşündüğüm güzel şeylerden biri. 

Mektup arkadaşlığı, kartpostallaşmak, farklı kültürleri tanımak, pul koleksiyonu.

Yerine göre çocuksu davranmak. Bazense yaşımdan daha da olgun birine dönüşüvermek de beni ben yapan şeylerden.

Yardımsever olmak, hayvanları seviyor olmak, bitkilerle vakit geçirmek, papatyaları sevmek.

Kış mevsimi, ilkbahar ve sonbahar. Üç mevsimi de severim ama kışı daha çok severim. Karlarla oynamak, yuvarlanmak, kartopu savaşı, kardan adam yapmak.

Sulu boya yapmak, çizimler denemek en sevdiğim hobilerimden.

Sahilde oturmak, denizi seyre koyulmak, martıları beslemek.


MİMLENDİNİZ 

Buluttan öte

Peubilge

Gonca'nın Dünyasından

Çok Bulutlunun Günlüğü

Sakura Mevsimi






2 Ocak 2021 Cumartesi

MİM | Kitap Sayfalarında Kaybolmak

 



Merhaba sevgili okur.
Sevgili Peubilge kitaplarla ilgili çok güzel bir mim hazırlamış ve yazısında beni de mimlemiş. Mim daveti için teşekkür ediyorum. Onun mim yazısı için buraya tıklayabilirsin. 

O halde şimdi benim cevaplarımı okumaya geçelim.




1. Tekrar tekrar okumak istediğiniz kitabın adı nedir?

George Orwell'in Hayvan Çiftliği kitabı konusu ile beni çok etkilemişti. Kendisi, tekrar tekrar okuyacağım kitapların ilk sıralarında yer alan bir kitap olabilir.


2. Konusuyla sizi içine çekmiş bir kitabı bitirdikten sonra yazara olan övgünüzü/hayranlığınızı nasıl gösterirsiniz?

Okuduğum kitaplardan hoşuma giden cümleleri yazmış olduğum bir kitap alıntıları defterim bulunur. Evet, kitaplarımın sayfalarını ne kıvırmayı ne de bir kalemle altını çizmeyi sevmiyorum. 
Konusu ile beni içine çekmiş bir kitabın yazarına olan övgümü de kitaptan aldığım alıntıları el yazımla o defterime geçirerek gösteririm ve kitabı birden fazla kez okuyarak.


3. Unutamadığınız sizde iz bırakan kitap karakteri/karakterleri?

Küçük Prens
Zeze
Momo
Jane Eyre


4. Okurken kendinizi üzgün, hüzünlü ve ağlarken bulduğunuz bir kitap var mı?

Kürk Mantolu Madonna

Şeker Portakalı


5. Çocukken okuduğunuz sizi etkileyen fakat konusunu silik olarak hatırladığınız bir kitap var mı?

Çocuk Kalbi romanını okumuştum. Konusunu çok fazla hatırlamasam da şu sıralar yeniden okumayı istediğim bir kitap.


MİMLENDİNİZ !!!


Umman Aslan

Gonca'nın Dünyasından

Sakura Mevsimi

Çok Bulutlu'nun Günlüğü

...ve bu mimi cevaplamak isteyen herkesi mimledim.







19 Haziran 2020 Cuma

MİM | Yeni Mi Normal Biz Zaten Anormal






Geçtiğimiz günlerde Sevgili Nursedacık blogunun sahibesi çok güzel bir mim başlatmış ve mimine beni de davet etmişti.  Bu davetini mim sorularına şimdi cevap vererek yanıtlamış olacağım. Onun yazını okumak için lütfen ismine tıklayın.😊 


1. Korona sürecinde vaktinizi ne ile geçirdiniz?

Dizi, film, belgesel ve kitaplarla geçen bir karantina süreciydi. Ayrıca bitkilerimle bol bol ilgilenme fırsatım da oldu.


2. Yeni normal sizin için ne ifade ediyor?

Karantina sürecinden çıktığımız için hepimiz yeni sosyal hayata alışmaya ve adapte olmaya gayret ediyoruz. Yeni normal benim için; maske ile günlük yaşamı sürdürmek, sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına dikkat etmek olabilir.

3. Kendinizle ilgili anormal bulduğunuz bir şey var mı?

Her insan birbirinden farklı yaratılmış. Elbette benim de yeterli olduğum kadar eksik olduğum veya geliştirmem gereken yönlerim de vardır.

4. Gezmelere başlanmalı mı, ilk nereye gitmek isterdiniz?

Gezmelere henüz başlanmamalı. Çünkü insanlar arasında virüse ve yeni sosyal hayata geçiş konusunda bir birlik yok. Maske kuralına, sosyal mesafeye, hijyene uyan da var uymayan da.

İlk gitmek isteyeceğim yer ise doğa ile baş başa kalacağım ormanlık yerler olabilir.

5. Gerçekten normale tamamen dönebilecek miyiz?

İnşallah bu zorlu süreci de atlatacağız. Allah'tan ümit kesilmez. Bu zorlu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmek dileğiyle.


8 Haziran 2020 Pazartesi

MİM | 8 SORUDA YAZ





Sevgili arkadaşımız Beaut&life Türkiye blogunun sahibesi yaz ayının gelmesiyle güzel mi güzel bir mim başlatmış. Bu mimin konusu yaz ayı ile ilgili ve sekiz sorudan oluşuyor. 
Bu mime beni de davet ettiğin için teşekkür ediyorum.😊
Onun mim yazısını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Şimdi de mim sorularını cevaplamaya başlayalım.


1. Sıcak mevsimler mi soğuk mevsimler mi, neden?

Çok sıcak havalarla aramın pek iyi olduğu söylenemez. Güneşi elbette seviyorum. Güneşli havalar apayrı bir enerji ve motivasyon verir bana. Ancak çok sıcak ve nemli havaları sevmiyorum. Bu yüzden de favori mevsimim her zaman kış olmuştur. Mevsim geçişlerinde yer alan bahar aylarını da çok severim. 


2. Tatilde ne yapmaktan hoşlanırsın?

Deniz, kum ve güneş üçlüsü ile buluşmaktan. Sahil kenarında yürüyüşler yapmayı severim. Sonra doğa yürüyüşleri en sevdiklerimden. 


3. Nereye gitmek istersin?

Şu sıralar en çok gitmeyi istediğim yerlerin başında, sessiz sakin ve doğa ile iç içe olabileceğim bir yerde yürüyüş yapmak yer alıyor.


4. Yazın yaşadığın en güzel anı nedir?

Ailecek yapılan tüm geziler, en güzel anılarımdan olabilirler.

5. Senin için yazın olmazsa olmazı nedir?

Kış aylarında çok sık dondurma yemem. Bu yüzden yazın olmazsa olmazı benim için dondurma.

6. Yaz rengin hangisi?

Beyaz, toprak renkleri, açık mavi.


7. Yazın kullandığın favori kozmetik ürünlerin neler?

Makyaj yapmadığım için dışarı çıkarken yüzüm için sadece güneş kremi uyguluyorum. Missha Yu Ryeo Whitening Sun.


8. Bu yaz ne yapmayı planlıyorsun?

Küçük çaplı gezi planlarım var ancak içinde bulunduğumuz virüs koşullarından dolayı bu planlarım ne derece etkilenir bilemiyorum. 
Dilerim bu yıl herkesin gönlünce geçirdiği bir yaz mevsimi olur.









18 Mart 2020 Çarşamba

OKUNMAMIŞ KİTAPLAR






Geçtiğimiz günlerde sevgili Deeptone güzel bir etkinliğe davet etti beni. Etkinliğin konusu ise şöyle; kitaplığında yer alan okumadığın kitapların bir listesi.
Etkinliği yapmak için kitaplığıma yöneldim ve okunmamış kitaplarımı gözden geçirdim. Ve ortaya yedi tane kitap çıktı.

Aslında uzun zamandır kitap alışverişi yapmayıp kitap ihtiyacımı kütüphane aracılığı ile sağlıyordum. Ancak bugün kendi kitaplığıma bakınca okunması gereken kitaplarımın olduğunu bu etkinlik sayesinde hatırlamış oldum. O halde şimdi kitap isimlerini tek tek listeleyip konuları hakkında kısa bir özet geçeyim.

1. Eğitim: Bir Kitle İmha Sanatı - John Taylor Gatto

Eğitim üzerine olan bu kitapta, geleneksel okul eğitimi yaklaşımlarına karşı geliştirilen eleştirilerle birlikte yeni yaklaşımlara ve olması gereken en ideal eğitimlerin benimsenmesine vurgu yapılmakta. 

2. Konuşmanın İmkansızlığı Üzerine Bir diyalog - Osman Çakmakçı

İki insan arasındaki doğru ve sağlıklı iletişime dikkat çeken kitap, yer yer fotoğraflarla da desteklenmiş.

3. Düşünce Gücüyle Tedavi - Louise Hay

Olumsuz düşüncelerden kaynaklanan hastalıklardan kurtulma yollarına ve insanın düşünce gücünün kendi yaşantısı üzerine olan etkilerine değinmekte.

4. Deniz Feneri - Virginia Woolf

Ramsay ailesinin evine konuk olduğumuz bu kitapta aile üyelerinin sıradan, gündelik yaşamlarını görüyoruz.


5. Germinal - Emile Zola

Dönemin sınıf farklılıklarına değinen yazar, aynı zamanda isyanlarla birlikte gelişen birçok toplumsal sorunlara değiniyor.

6. Denemeler - Montaigne

Montaigne'nin okuduklarını derleyip düşüncelerini bu kitabında toplamıştır.

7. Toplum Sözleşmesi - Rousseau

Toplumların bir arada yaşayışlarına ilişkin düşüncelerin kaleme alındığı eser.


17 Mart 2020 Salı

MİM | Çocukluğunda Sevdiğin Çizgi Filmler







Aklıma çocukluğumda izlediğim çizgi filmler geldi ve bu fikir  neden bir mim yazısı olmasın ki  dedim.
Bu mim muhtemelen hepimize nostalji yaşatacak ve bizi çocukluğumuza götürecek.

Doğduğumuz günler, yıllar hatta dönemler farklı olabilir. Böyle olunca da illa ki her dönemin kendine özgü bir çizgi filmi de olmuştur. Ben 90'lı yılların çocuğu olduğum için kendi dönemimde izlediğim ve en sevdiğim çizgi filmleri paylaşacağım. 

Sizlerin döneminde sevdiğiniz ya da meşhur olan çizgi filmleri de merakla bekliyor olacağım.
Öyleyse mim başlasın! 😊




1. Heidi (1974)

1974 yılı yapımı çizgi film Heidi, en sevdiklerim arasında yer almakta. Sanırım bu çizgi filmi yaşım kaç olursa olsun ara ara izlemeye devam edeceğim. 




2. Şeker Kız Candy

Japon yapımı anime çizgi film. 




3. Teletubbies

Okulöncesi televizyon çocuk dizisi. Buradaki her bir karakteri apayrı sevmişimdir.  



4. Ninja Kaplumbağalar




5. Taş Devri





6. Casper



7. Pokemon




8. Scooby Doo





MİMLENDİN!

Beydanın Kitaplığı

Buluttan Öte

Girift

Çok Bulutlunun Günlüğü

Goncanın Dünyasından

Hertelden

Hertelden Şef

İman Power

Kağıt Salıncak 

Kağıttan Dünyam

Sade ve Derin

Sakura Mevsimi

Sessiz Umman


Ve yapmak isteyen herkesi mimliyorum! 







20 Şubat 2020 Perşembe

MİM | DÜMDÜZ





Sevgili okur,
Geçtiğimiz günlerde bloglarda dolanırken bir mime denk geldim ve kendi kendime bu mimi ben de cevaplayayım dedim. İşte geldim buradayım. 😊
Bu mimi sevgili arkadaşımız Edischar başlatmış. Onun yazısı için de ismine tıklayınız.

Dümdüz mim soruları başlasın ben de cevaplayayım. 


1. Üç tane film önersen hangilerini önerirsin?

Tuck Everlasting, ABD 2002

Secret Window, ABD 2004

Forgotten, Güney Kore 2017


2. Üç tane kitap önersen hangilerini önerirsin?

Küçük Prens

Dönüşüm

Kürk Mantolu Madonna

3. Üç tane dizi önersen hangilerini önerirsin?

Dark

The Haunting Of Hill House

Strangers From Hell

4. Üç tane şarkı önersen hangilerini önerirsin?

Lemon Three - Fools Garden

Soldi - Mahmood

Stand By Your Man - Carla Bruni

5. Bugüne kadar en güzel mekanlardan bir veya birkaç tane önerir misin?

Side
Heybeliada
Adatepe Köyü

6. Bir tane youtube kanalı önerir misin?

Jay Lee Painting

7. Bir tane instagram kanalı önerir misin?

İnstagram kullanmıyorum bu yüzden de bir öneri yapamayacağım.







13 Ocak 2020 Pazartesi

BLOG YAZMAYA NASIL BAŞLADIN? | MİM





Merhaba sevgili okur,
Fark ettim de uzun zamandır yeni bir mim yapmıyorum. 
Blogumla ilgili düşüncelere daldığım bir esnada aklıma şu soru geliverdi,
''Blog yazmaya nasıl başladın?''

Mim yapmak için güzel bir soru olur diye düşündüm ve böylelikle bu yazıyı şimdi yazmaya karar verdim. 
Dilerim bol katılımlı ve keyifli bir mim olur.

Blog yazmaya nasıl başladın?

Yıllardan 2015, aylardan aralık. 
O zamanlar mektuplaşmaya yeni başlamıştım. Ve hemen ardından kartpostal arkadaşlığı da mektuplaşma serüvenime eşlik etmişti. Bir gün kız kardeşimden bir fikir geldi. ''Abla, blog açıp mektuplarını ve kartpostallarını oradan paylaşsana.'' cümlesi benim blog dünyasına ilk adımımı atmama sebep oldu.

Aslında çocukluğumdan beri yazmayı çok seviyorum. Ortaokuldayken Türkçe derslerinde kompozisyonlar, okul dergilerinde şiirler yazardım. Bu süreçte biraz babamdan da destek alırdım tabii.😊 Bazen hikaye yarışmaları olurdu onlara katılırdım. Hikayeyi yazar önce babama okutur, son düzeltmeleri yapar daha sonra öğretmenime teslim ederdim. 

Yazmak beni çok mutlu ederdi. Çocukluğumda günlükler tutardım. (Şu an günlük tutma alışkanlığım pek yok.🙈 ) Sonra anı defterlerim vardı. İşte yazmaya merakım çok eskiden beri vardı. 

İlk blog yazdığım zamanlarda yazdıklarım kime, nasıl ulaşacak düşünceleri aklımda dolaşırken aradan koskoca dört yıl geçti ve burada sizlerle yol arkadaşı olduk. Blog yazmak gerçekten sabır isteyen bir süreci kapsıyor. Yazdığım bir yazının bile birilerine ilham olması ya da ortak duygularda düşüncelerde buluşuyor olabilmemiz çok güzel.

Benim blog dünyasına ilk adım atma hikayem böyleydi. 
Sizlerin blog dünyasına nasıl başladığını okumak için sabırsızlanıyorum. 😊

MİMLENDİNİZ!!

Goncanın Dünyasından
Her Telden
Sessiz Umman
Beydanın Kitaplığı
Kağıt Salıncak
Çok Bulutlunun Günlüğü
İman Power
Ece Evren
Sakura Mevsimi
Sade ve Derin
Kağıttan Dünyam
Saife-i Saliha
Buluttan Öte
ve adını söylemediğim, bu mimi okuyan herkes. 😊
 

BİRPEMBESEVER