30 Kasım 2019 Cumartesi

Sakura İle Bir Gün





Sevgili okur,
Bugün çok güzel bir gündü. 
Uzun zamandır gerçekleştirmek istediğim bir buluşma nihayet bugün gerçekleşti. 

Bloglarımız sayesinde tanıştığım SAKURA MEVSİMİ  blogunun sahibi sevgili Sakura ile bir buluşma gerçekleştirdik. Bloglarımız vesilesiyle tanışıp bu arkadaşlığımızı mektuplaşmaya da taşımıştık. İkimizde aynı şehirde yaşayınca buluşmaya karar verdik ve bugün o buluşmayı gerçekleştirmiş olduk.

Kendisini, sohbetini o kadar çok sevdim ki... 
Sohbet ederken vakit nasıl geçti anlamadım. 😊 Şansımıza hava da güneşliydi. Payedar'daki sohbetimizin ardından sahilde yürüdük ve yine sohbet ettik. 
Çok güzel bir cumartesi günü geçirdim. Blogum sayesinde böylesi güzel ve iyi arkadaşlar edinmek blog yazıyor olmanın en iyi yanlarından biri olsa gerek. 

Bu günüm burada anı olarak kalsın istedim. 
Şimdi dışarıda yağmur yağıyor sevgili okur. 
Haydi yağmurun sesini dinleyelim.



29 Kasım 2019 Cuma

HATIRLANMAK







Meslek hayatıma en zor olanından başladım. Sektör özel eğitim ve rehabilitasyon olunca ve üstüne özel bir kurumda çalışmayı da ekleyince hem mental hem de fiziksel açıdan zorlayıcı olabiliyordu. Ancak tüm bu zorluklara rağmen çok güzel öğrencilerim oldu. Arada bir öğrencilerimin annelerinin arayıp hal hatır sormaları o kadar çok mutlu ediyor ki beni. Demek ki diyorum, öğretmenliğin en güzel yanlarından biri de işte tam olarak bu.

Ben kendimi fazla sabırlı bir insan olarak bilmezdim. Fakat zamanla mesleğimle beraber hem kendime sabırlı olmam gerektiğini hem de öğrencilerime sabırlı olmaları gerektiğini öğrettim. Sonra bir de baktım ki sabrettiğim o süreç içerisinde öğrencilerimden olumlu geri dönüşler alabildim. 

 Okumaya geçirdiğim ilk öğrencimi hiç unutmam. İki yıl geçmesine rağmen o da beni unutmuş değil.😊 Annesinden bugün bir mesaj aldım. Mesajı beni mutlu etse de biraz hüzünlendirdi de. Bir çocuğun kalbinde yer edinmek, öğretilen tek bir harfin tesirini yitirmemesi, öğretmeni olarak unutulmamak paha biçilemez bir his. 

Eğer tekrar öğrencilik zamanlarıma dönseydim yine hiç tereddüt etmeden bu mesleği seçerdim. 


28 Kasım 2019 Perşembe

KINGDOM OF HEAVEN




Cennetin Krallığı, 2005 ABD-İngiltere-Almanya.

Orta Çağ'da Kudüs'te sürmekte olan Haçlı Seferlerinde savaşan ve şövalye olan Goldfrey geçmişte hiç tanımadığı oğlu Balian ile karşılaşır. Bu karşılaşma sonunda oğlu Balian'ın kendisi gibi bir şövalye olmasını ve Haçlı ordusuna katılıp Kudüs'teki barış ortamı için savaşmasını ister.

Balian o günlerde karısının ve çocuğunun kaybının acısı içerisindedir. Yaşadığı küçük köyde demircilik ile uğraşır. Yıllardır tanımadığı babasıyla karşılaşmış olması onun için de şaşırtıcı bir durumdur. Babasının bu teklifini kabul edip Kudüs yoluna düşer. Bu yolculuk esnasında Balian, bir olay yaşar ve bu olay sonucunda daha Kudüs'e varmadan adı ve namı duyulmaya başlar.

Babasının Balian'a teslim etmiş olduğu kılıcı ve yemini Balian için büyük bir önem taşır. Önceliği babası gibi Kudüs'te barışı, güveni, dostluğu sağlamak olacaktır. Ancak Balian'ın onu seven insanlar kadar düşman da edinmiştir.

Tarihi, savaş sahnelerinin yer aldığı uzun bir film. Ayrıca filmde o dönemde yaşayan ve Kudüs'ü fethinden dolayı ''Kudüs'ün Fatih'i'' olarak da bilinen Selahattin Eyyubi'ye de yer veriliyor.

27 Kasım 2019 Çarşamba

KİTAPLARDAN ALINTILAR #7






TESELLİLER KİTABI


'' Hayat, teselli olmaktır. Kişi teselli bulduğu şeyle yaşar, onunla hayattadır.''

'' Kimi zaman etrafında pervane dönen yüzlerce insan vardır ve senin onları plastik oyuncaklar gibi gördüğün olur. ''


'' İçinde bulunduğumuz çağ süreden ayrılanı değil ayrılmayanı kurdun kaptığı ve bizzat bir kurt haline getirdiği bir çağ. ''


'' Elif harfine bakmaz mısın, kendi başına kendi birliği içinde dimdik ayakta durmayı bilir de diğer tüm harfler ona bağlanır, eklenir. ''


'' Dışarıdan bakıldığında şen şatır kahkahalara boğulmuş gördüğün nice insan aslında bu durumdadır, o şuh kahkahalar dışa doğru ağlamanın bir türüdür çoğu kere... ''


'' Ne istersin? diye bir ses geldi. Cevabı şu oldu: İstememeyi isterdim. Çünkü bütün elem ve kederler bir şey isteyip onu elde edememekten kaynaklanır. ''




26 Kasım 2019 Salı

SİDE MÜZESİ | ANTALYA





Antalya gezimde günübirlik uğramış olduğum yerlerden biri de Side.
Buradaki tarihi yapıları o kadar çok merak ediyordum ki nihayet gitme şansım oldu. Sabahın erken saatlerinde şehir merkezinden Side için yola koyulduk.

Side Müzesi, Side Antik Kentinde yer almakta. Burası her yanıyla tarihi bir doku barındırmakta. Kentin büyük müzesi olan bu yerde çeşitli dönemlere ait yazıtlar, silahlar, takılar, heykeller, mezarlar ve daha birçok tarihi eser yer almakta.

M.S. 5. ve 6. yüzyıldan kalma bir hamam olan bu yer restore edilerek yapılan kazı çalışmaları sonucunda müze haline getirilmiş. Özellikle Roma ve Bizans dönemlerinden kalan tarihi eserler ağırlıklı.






Resimde yer alanlar, İdeal ve Portre Heykel Başları.

Side'nin Roma Dönemi Heykeltraşlığının en güzel örnekleri olan başlar, aynı zamanda kentin içerisinde yer alan heykeltraşlığa verilen önemi de ifade etmekte.




Müzenin bahçesinde de birçok eser yer almakta. 
Onlardan biri de Güneş Saatleri idi.

Antik dönemde zamanın ölçümü için birçok farklı yöntem geliştirilmiş ancak bunların içerisinde en yaygın olanı da Güneş Saati'ymiş.



Bahçede  bulunan Yazıtlar'dan biri.




Roma Dönemine ait kumbara ve sikkeler.









Bahçedeki eserleri gezerken bu kocaman kaktüs de dikkatimi çekti.
Eğer Antalya'ya yolunuz düşerse uğrayacağınız yerlerden birisi de muhakkak Side olmalı. Buraya bir gününüzü ayırmanız yeterli olacaktır. Gün batımını sahilde izleme şansını da elde etmiş olursunuz.

Side Müzesine dair anılarım, önerilerim bunlardı. 
Dilerim keyif alarak okursun sevgili okur.



SEVGİLİ DOST #33






Sevgili dost,
Bazı insanlar var ki kalpleri gökyüzünün karanlık olmasından da kara. Nasıl güzelleşir bunun için kesin bir şey söyleyemem sana. Fakat bildiğim bir şey var ki iyiliğin her güzel kapıyı usulca ve zahmetsizce aralıyor olduğu...


Sevgili dost,
Gündüz mü gece mi?
En çok hangisini seversin?
Tahmin etmemi ister misin?
Dur bir tahminde bulunayım.

Gündüz mü?
Gündüzü de çok seversin, gökyüzündeki maviyle pembenin buluşmasını, bulutları seyre koyulmayı en çok da hayal kurmayı seversin.

Yoksa,
Gece miydi?
Gökyüzünün karanlık olmasıyla ve etrafın sessizleşmesiyle nihayet kendinle baş başa kalabildiğinin farkına varıyorsun. Gecenin güzelliği de, gündüz aydınlığından göremediğin gökteki pırıl pırıl parlayan yıldızlar ve ay. 

Ayın her halini de seversin. Hatta bazen uyumadan önce merak edip aya baktığını da bilirim.

Sevgili dost,
Benim için bir kere aya bak.
Huzurlu geceler!

25 Kasım 2019 Pazartesi

PSYCHOPATH DIARY






Psikopat Günlüğü, 2019 Güney Kore.
Yook Dong, sıradan bir işde çalışan biridir. Aynı zamanda oldukça saf ve iyi niyetli bir karaktere sahiptir. Bir gün çalıştığı iş yerinde patronu tarafından üzerine bir suç atılır ve o da bu durumu kabullenerek işten ayrılmaya karar verir. Ancak o gün işler Yook Dong için pek de yolunda gitmeyecektir.

İşinden evine döndüğü bir günde hiç beklemediği bir anda cinayete tanık olur. Cinayeti işleyen katil de ülkede aranan bir seri katildir. Yook Dong, cinayete tanık olduğu o akşamda katilden kaçarken bir kaza geçirir ve bunun sonucunda hafıza kaybı yaşar. Uyandığında ise kendini hastanede bulur. Eşyaları arasında da kırmızı bir defter vardır. 

Bu kırmızı defter ise seri katilin öldürdüğü kurbanlarını yazmış olduğu günlüğüdür. Yook Dong o akşam bu defteri tesadüfen eline almış ve ardından kaza geçirmiştir. Şimdi hafıza kaybı yaşayan Yook Dong, bu defterin sahibini kendisi sanmaktadır ve seri katil olduğundan endişe duyar.

Hoş, eğlendirici ve biraz da gerilimli bir dizi. Bölüm sayısı ise 16.



24 Kasım 2019 Pazar

Abdülmecit Efendi Köşkü | İçimdeki Çocuk Sergisi





Nakkaştepe'de yer alan tarihi köşk olan Abdülmecit Efendi Köşkün'de kısa süreliğine açılan ''İçimdeki Çocuk'' sergisine epeydir gitmek istiyordum. Bir fırsatını bulunca ilk işim bu sergiye gitmek oldu çünkü sergi 29 Aralık tarihine kadar uzatılmıştı. Kapısında uzun kuyrukların olduğunu duyduğum bu sergiye soğuk havalarda gitmemek adına erkenden gidip görmek daha iyi olacaktı.

Öncelikle belirtmeliyim ki köşkün bahçesi kadar içerisi de çok güzel. Eserlerin yanı sıra görkemli ve ihtişamlı avizeler, kapılar ve duvarlar oldukça dikkat çekiciydi.

Sergide dünyadan ve ülkemizden 17. yüzyıldan günümüze kadar varlığını sürdürmüş olan 60'a yakın sanatçının eserlerini köşkün her köşesinde görüyoruz. Köşkün içerisinde eserleri incelerken yavaş yavaş tadına vararak gezmenizi tavsiye ederim.




Sergi, pazartesi günü hariç diğer günlerde açık. Ben gittiğimde uzun bir kuyruk yoktu fakat çıkışta gördüğüm kuyruk neredeyse giriş kapısına kadar uzanıyordu. Bu yüzden öğleden önce gitmenizi tavsiye ederim. Ayrıca sergi çok fazla rağbet gördüğünden dolayı süresi de uzatılmış. Hala gitmemiş olanlar için büyük bir şans. Bu arada sergi ücretsiz.




Eserlere bakarken güvenlik görevlilerinin diğer insanlara olan uyarılarını işitmek durumunda  kaldığımızda oldu. Böyle olunca da insanlar ve güvenlik görevlileri arasında gerginlikler de yaşandı. Böyle sergilerde ya da müzelerde gezmenin adabını da bilmeyen insanlar var ne yazık ki.





Eserler arasında dikkatimi en çok çeken kanguru ve bu küçük kız oldu.



Ve gözlerimin merakla aradığı Küçük Prens'in orjinal resmi. Yakından bakmak kitabını okumak kadar güzeldi. 

İçinizdeki çocuğa yolculuk yapmanızı sağlayan nadide bir sergi. Eğer fırsatını bulursanız ve İstanbul'daysanız muhakkak uğrayın bu muhteşem köşke.






22 Kasım 2019 Cuma

KİTAPLARDAN ALINTILAR #6





DEVLET, EFLATUN


'' Aklı başında olan herkes, insan gözünün iki nedenden dolayı şaşkınlık geçirdiğini ve iyi göremediğini bilir. Birinci neden, insanın aydınlıktan karanlığa geçmesi, ikinci neden ise karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır. Bu, beden gözü için olduğu kadar akıl gözü için de geçerlidir. Bu gerçeği idrak eden kişi, kafası karışmış ve görüşü zayıflamış bir kişiyle karşılaştığında onun durumuna gülmemeli ve şu soruyu sormalıdır. Bu adamın akıl gözü daha aydınlık bir dünyadan geldiği için mi alışkın olmadığı karanlığı yadırgamaktadır, yoksa karanlıktan aydınlığa geçtiğinde karşılaştığı yoğun ışıktan dolayı mı körleşmiştir?

Bunların ilki mutlu olunacak ve beğenilecek, zira karanlığı yadırgayan göz, aydınlık bir dünyadan gelmiş demektir. Dolayısıyla, ona gülen kişinin asıl kendisi gülünç duruma düşer, ama karanlıktan  aydınlığa geçtiği için iyi göremeyen bir kişi başkalarının ona gülmesini hak etmiştir. ''

21 Kasım 2019 Perşembe

OTAĞTEPE





Merhaba sevgili okur,
Bugün hava pırıl pırıldı. Masmavi gökyüzüne güneş o kadar yakışmıştı ki. Havanın güzel olmasının tadını en çok da martılar, güvercinler, serçeler çıkartıyordu.

Bugün benim için farklı tecrübe edindiğim bir gün oldu. Kız kardeşimin Çekoslovakya'dan arkadaşı geldi. Aslında buna benzer bir günü de ilk defa Endonezya'dan gelen mektup arkadaşımızla İstanbul'da geçirmiştik. Ancak bugünkü misafirimiz Çek Cumhuriyeti'ndendi.

Gittiğimiz yerlerden birisi de Otağtepe oldu. Beykoz'da yer alan ve eşsiz havasıyla, manzarasıyla insanı büyüleyen bu güzel yerde biraz vakit geçirdik.Kendi kültürlerimizden, yemeklerimizden başka başka konulardan sohbetler ettik. Sabahtan akşama kadar mini bir İstanbul gezisi yaptık. Bizim için çok güzel bir gün oldu.



Bol bol resim çektik, çekindik. 
Sonbaharın dokusu bu koruda o kadar muhteşemdi ki.
Benim ve arkadaşımız için hoş bir anı olarak kalacak gün geçirmiş olduk. Günün sonunda arkadaşımızın bizim için getirmiş olduğu bu şirin hediye ise sürpriz oldu.



Benim günüm işte böyleydi sevgili okur,  
peki ya senin günün nasıldı?
Huzurlu ve mutlu geceler!



20 Kasım 2019 Çarşamba

HADRIAN KAPISI | Antalya Gezisi






Antalya'nın merkezinde yer alan Hadrian Kapısının yapılışı M.S. 131-132 yıllarına dayanıyor. Hadrian Kapısı, diğer adıyla Üç Kapılar antik dönemde Roma İmparatoru  Hadrianus'un onuruna yaptırılıyor.

Şehir merkezindeki tramvay yolunu takip ederek Kaleiçine doğruyürürken yol üstünde bu görkemli kapı karşılıyor bizi. 

Kapıların iki tarafında Latince yazılmış kitabeler yer alıyor. Bu yazıta ait harfler ise altın ve bronz kaplamalarla yazılmış. Ancak yazıta ait harfler Oxford ve Berlin'de bulunan müzede sergilenmekte.
 Şunu da belirtmeliyim ki böylesi güzellikteki tarihi bir dokuyu başıboş bırakmak pek hoş olmamış. Kapılardan içeriye doğru girdiğimde kapının taşlarına yazılmış isimleri, karalamaları görmek üzücüydü. 





Burada vakit geçirdikten sonra tramvay yolunu takip ederek ve navigasyonumuzun da yardımıyla Kaleiçi'ne doğru yola koyulduk. 





Antalya'da gündüzler pek sakindi. Geniş kaldırımları Antalya'nın sevdiğim özelliklerinden birisi oldu diyebilirim. 





Yürürken yol kenarlarında muz ağaçlarını sık sık görebilirsiniz. Muz ağaçlarıyla birlikte bol bol palmiye ağaçları eşlik ediyor insanlara.


Antalya Tarihi Saat Kulesi.
Saat Kulesi, Kaleiçi taraflarında yer almakta.
1901. yılında Sadrazam Sait Paşa tarafından 2.Abdülhamit tarafından yapıldığı söylense de bazı kaynaklarda kim tarafından ne zaman yapıldığı da bilinmemekte.
Saatte yer alan çan, günümüze kadar ulaşan tek öge.

Bir sonraki gezi yazımda görüşmek dileğiyle!



19 Kasım 2019 Salı

Hakkımda Bilmediğiniz 11 Şey | MİM






Sevgili arkadaşlarım Saliha ve Deeptone yakın zamanda yaptıkları bir mimde beni de etiketlemişlerdi. Mim benim hakkımda bilmediğiniz 11 tane kısa sorudan oluşuyor. Sevgili okur, şimdi seni benim hakkımda bilmediğin 11 sorunun cevabını okumaya davet ediyorum,keyifli okurlar.


1.Kendinde sevmediğin özelliğin nedir?

Bir konuyu, özellikle sonucununda bir netliğe kavuşmamış bir olayı düşünmek, kafamda kurmak kendimce olası sonuçlara ulaşmaya çalışmak ve sonucunda uykumu etkileyecek boyuta taşımam. Kötü bir huy demek istemiyorum zira aşılmayacak bir durum gibi gelmiyor bana. İnşallah zamanla üstesinden geleceğim bu durumun.


2. En büyük takıntın nedir?

Takıntı demeyelim de hassas olduğum belli şeyler vardır hayatımda. Bu gerek kişisel yaşantımda gerek sosyal yaşantımda olabiliyor. Ve bu durumları sağlıklı bir düzeyde tutmak önemli. Ne kendini rahatsız edeceksin ne de başka insanları.

3. Kimsenin bilmediği bir sırrın var mı?

Her insanda olabileceği gibi, evet.


4.Hayattaki en büyük başarın nedir?

Başarı, bana göre tamamen göreceli bir kavram. Ve yalnızca okul hayatıyla eş değer tutulmaması gereken bir kavram ayrıca. Hayatta her insanın kendine göre bir başarı hikayesi vardır. Benimkilerden birkaçı da araba kullanmayı öğrenmek ve öğretmen olmak.


5. Seni en mutlu eden şey ya da şeyler nedir?

İyilik yapmak. İyilik yapmayı çok seviyorum. Pamuk şeker ve kağıt helvayı da çok severim. Sahil kenarında oturmak, kitap okumak, arkadaşlarımla sohbet etmek, gökyüzüne bakmak, şükretmek, peluş oyuncaklar, hayvanlar, meyveler beni mutlu eden şeylerden birazı.


6.En sevdiğin ünlü kim?

Böyle biri yok hayatımda. 

7. Şansa inanır mısın, şans getirdiğini düşündüğün eşyan var mı?

Çok şanslı ve çok şanssız insanlar vardır. Öyle insanlar vardır ki kimi zaman dört ayakları üstüne düşerler, hiçbir çaba göstermedikleri halde. Böyle bakıldığında benim nazarımda şans, kısmetli veya kısmetsiz insan olarak ayrılabilir. 
Yanımda bana şans getirsin diye herhangi bir eşya taşımam.

8.Hayalindeki meslek ve nedeni?

Hayalimdeki meslek öğretmenlikti. 
Çocukluğumdan beri öğretmencilik oyunlarında hep öğretmen olmayı isterdim. Olurdum da. Ayrıca öğretmenlerime karşı saygım ve sevgim hep var olmuştur. Yaşımın 23 olmasıyla ben de bir öğretmen oldum. Hayalimi gerçekleştirdim. Çocukların var olduğu her alanı çok seviyorum. Onlarla oyun oynamayı, gelişimlerini takip etmeyi, onların düzeyine inmeyi ve iletişim kurmayı seviyorum.

9. Kafan bozukken yaptığın şeyler nedir?

Komik, eğlenceli bir film izlemek, yürüyüş yapmak, dondurma yemek.

10. En sevdiğin film ya da dizi?

Yıllar önce izlediğim anılarımda hala taze olan bir film. '' Tuck Everlasting''

11.Kendine hangi sorunun sorulmasını isterdin ve cevabın ne olurdu?

En sevdiğin ve hala sevdiğin bir çizgi film var mı, adı nedir?

Heidi.












17 Kasım 2019 Pazar

KARDA YAŞAM








Karda Yaşam, Trt Belgesel.

Anadolunun ıssız ve pek bilinmeyen bir köyüne konuk oluyoruz belgeselde. Adında anlaşıldığı üzere belgesel, karlı bir havada geçmekte. Bir bölüm yaklaşık yarım saat sürüyor.
Bu köyde yaşayan insanların zorlu hava koşullarında yaşam şartlarını izliyoruz. Ve bir ailenin evine, yaşamına konuk oluyor izleyici. Aile, geçimini hayvancılık üzerinden sağlıyor. Kalabalık bir aile. Evin babası çobanlıkla uğraşıyor. Belgeselde kuzu, tavuk,inek seslerini işitmek mümkün. Özellikle kuzular çok şirin.

Benim en çok hoşuma giden şey ise; şehrin kalabalığından uzakta doğa ile iç içe bir yaşam sürmeleri oldu. Elbette her hayatın, her ortamın kendine göre bir zorluğu var. Burada da zorluklarla başa çıkan kalplerinizi ısıtacak samimi, misafirperver Anadolu insanını görüyoruz.

Kalplerinizi ısıtacak, samimi bir belgesel. Karda yaşam şartları şehir hayatına göre oldukça farklı. Bu farklılıklara da dikkat çekiliyor.




16 Kasım 2019 Cumartesi

SEVGİLİ DOST #32







Sevgili dost,
Yağmurlu günlerde yağmur tanelerinin cama vuruşunu izlerim. Damlaların bir ahenk içerisinde çıkarttıkları sese kulak veririm. Tüm bunlara eşlik eden bir okuma kitabım da olursa benden mutlusu yok.


Sevgili dost,
İnsanın en kalıcı dostlarından birisi de kitapları. 
Eğer okuduğum kitaplarım hayatımda yer almasaydı kendimi fazlasıyla yalnız hissederdim. İyi ki kitaplar bizimle. Onlara daha çok sarıl ve sımsıkı tutup kaybolmalarına izin verme.


Sevgili dost,
İnsanı insan yapan özellikleri ne?
Bu soru her insana göre değişse de sen öncelikle insanda dürüstlük, merhamet,sevgi,şefkat gibi güzellikleri kalbinde ve aklında bulunduruyor mu diye dikkat et. 

Sevgili dost,
Hayatın uzun gibi görünmesine sakın ha aldanma.
Çünkü hayat gerçekten çok kısa. 
O yüzden iyi bir insan ol, iyilikler saç etrafına.
İyiliği önce kendin için yap, başkaları için değil. 

Sevgili dost,
Dostum olduğun için teşekkür ederim sana.



15 Kasım 2019 Cuma

KORE'YE MEKTUP








Bugün Koreli arkadaşıma mektup yazdım. Uzun zaman sonra mektup yazmayı özlediğimi de fark etmiş oldum. Koreli arkadaşımla iki yılı aşan bir süredir dostluğumuz var. Sohbetlerimiz sadece mektuplaşmakla kalmıyor arada bir mesajlaşıp sohbet ettiğimiz de oluyor. Hatta geçtiğimiz yaz ilk defa görüntülü aramıştık birbirimizi ve bu benim için çok farklı, unutulmaz bir deneyim olmakla birlikte anı olarak saklayacağım anlardan biri oldu.


Koreli arkadaşıma birkaç farklı şehirden gezip gördüğüm yerlerden ufak hediyeler de almıştım. Küçük bir paket hazırlayıp mektubunu da yazıp Ptt'nin yolunu tuttum. Çok şükür ki şu sıralar oturduğum semtteki Ptt çalışanları kibar ve güleryüzlü. Açıkçası aksi olduğu zaman postane fobisi oluşuveriyor bende.


Paketi gönderdim. Ardından Koreli arkadaşıma da mesaj attım. Ondan aldığım mesaj biraz kötüydü doğrusu. Abisi bir kaza geçirmiş ve hastanede tedavi görüyormuş. Durumu da dediğine göre ciddi. Bunu duyduğuma üzüldüm. Teselli mesajı göndermekten ve iyi dileklerde bulunmaktan başka şansım da yoktu, öyle yaptım.

Hayat gerçekten çok kısa. Mutluluklarla birlikte üzüntüler de hayatımızın birer parçası. O yüzden sevdiklerimiz yanımızdayken kıymetini bilelim ve onlara sımsıkı sarılalım.
Huzurlu geceler sevgili okur.

KİTAPLARDAN ALINTILAR #5






GENÇ WERTHER'IN ACILARI



'' Sevgili değerli dost, unutulmaması gereken bir şey var, o da;
İnsan duyarlılığı. ''


'' Benim bildiklerimi herkes bilebilir, bana özgü olansa yalnızca yüreğim. ''


'' Yani her geçen gün sevgili dostum, insanların diğer insanları kendinden yola çıkarak değerlendirmesinin ne kadar aptalca olduğunu daha iyi anlıyorum. ''


'' İşte böyle sevgili Wilhelm, dünyada en çok çocukları kendime yakın buluyorum. ''


'' Karşımda böylesine sevimli bir varlık dolaşıyor ve ben elimi uzatıp onu tutamıyorum; halbuki elini uzatıp tutmak, insanlığın en doğal güdüsüdür. ''







14 Kasım 2019 Perşembe

TUNE IN FOR LOVE





Tune in For Love, 2019 Güney Kore.
Filmin başrollerinde Goblin dizisinde izlediğimiz başarılı kadın oyuncu Kim Go Eun ve erkek oyuncu Jung Hae In yer almakta.

Film, 1994 yılına götürüyor bizleri. Jung Hae In ıslahevinden yeni çıkan genç bir çocuktur. Başına gelen talihsiz bir olay sonucunda haksız yere ıslahevinde kalmıştır. Bir gün geçtiği bir yolun üzerinde görmüş olduğu küçük bir fırına girer. Fırında bulunan radyodaki bir yayında duymuş olduğu cümle hayatını değiştirmek için onun ilk adımı olur.

Bu fırında Kim Go Eun'u görür. Bu fırını ablasıyla birlikte işleten Kim Go Eun aynı zamanda da öğrencidir. Jung Hae In bu fırında kendisine bir yarı zamanlı iş bulur. Genç kız ilk başlarda, ıslahevinde kalmış olan Jung Hae In'den bir süre çekinse de zamanla birbirleriyle yakınlaşıp dostluk kurmaya başlarlar.

Ancak teknolojinin de pek gelişmediği o yıllarda Jung Hae In, ortadan kaybolur. İkili beş yıl sonra karşılaşırlar. Karşılaşmalarında birçok şey değişikliğe uğramış gibi görünse de ikili arasındaki bağda bir değişiklik olmamıştır. Filmin ortaları 1999 yıllarını gösterir bizlere. Gelişmeye başlayan teknolojiye de değinilir. 

Kısa bir zaman sonra ikili birbirinden tekrar haber alamaz. Yolları yine ayrılır. Ancak birbirlerine olan sevgileri hep kalplerindedir. Farklı telaşelere sahip olsalar bile yolları yine beş yıl sonra kesişecektir.

Hiç bitmesini istemeyeceğiniz hoş bir aşk filmi. Filmdeki müzikler, görüntüler dönemlere göre başarıyla yansıtılmış. Oyunculuklar da çok iyi ve gerçekçi. 

13 Kasım 2019 Çarşamba

VIP






Vip, Güney Kore 2019.
Fated To Love You dizisinde başarılı oyunculuğu ile izlediğimiz kadın karakter Jang Na Ra'yı şimdiki yeni dizisinde bambaşka bir karakterde izliyoruz.

Dizide büyük bir şirketin sadece vip müşterilere özel hizmet verdiği bir departman vardır. Bu departmanda çalışan Jang Na Ra'ya ofiste üç kadın arkadaşı ve bir erkek arkadaşı eşlik eder. Departmanın başındaki kişi de hem kocası hem de müdürüdür.

Dizide dört farklı kadının yaşadığı zorlukları, birbirlerinden sakladıkları sırları ve yalanlarını izliyoruz. Tabii başrol oyuncusu Jang Na Ra olduğundan dizideki olaylar daha çok onun etrafında geçiyor diyebiliriz.

Jang Na Ra ve eşinin mutlu bir evliliği vardır. Ancak zamanla bazı durumların yaşanması birtakım sırların kendini belli etmesine sebep olur. Bu çiftin mutlu evliliği paramparça olacaktır.

Dizi ilk bölümüyle çok başarılı ve gizem dolu olduğunu izleyiciye göstermeyi başarıyor. İlerleyen bölümleri merakla bekliyorsunuz. 32 bölümlük bir dizi. Ve her bölümü yaklaşık yarım saat.

11 Kasım 2019 Pazartesi

CÜMLE KIRINTILARI








İnsanları dinlemeyi severim. Özellikle de yaşlı insanları.
Onların geçmişteki anılarını, yaşadıkları acı ve tatlı hatıraları dinlemek gibi . 

Yürüyüşler yapmayı severim. Doğanın içerisinde yapılan uzun uzun yürüyüşler. Ya da geniş, uzun, kalabalık olmayan bir yolda yürümek. Yürürken düşünmeyi, etrafıma bakınmayı da çok severim. Eğer oraya ilk defa gittiysem o anı, zihnimdeki tüm düşüncelerden arındırarak hafızama kazımaya çalışırım.

Toplu taşıma araçlarında çoğunlukla kitap okurum. Kendimi diğer insanlardan soyutladığım tek an kitap okuduğum an diyebilirim. Okuduğum kitaba odaklanmayı, okuduklarımı anlamayı ve kitaptaki karakterlerle aramda bir bağ kurmaya çalışırım.

Yalnız başıma kütüphaneye gitmeyi de çok severim. Kütüphanedeki kalabalıklığa aldırış etmem. Kalabalık ortamları sevmesem bile kütüphaneye gitmekten vazgeçemem. Kitapların olduğu raflar arasında dolaşıp kitapları incelemek gibisi yok.

Kalbimden geçtiği gibi yazı yazmayı severim. Blogum için de bu böyledir. Aklımdaki düşünceleri o an istediğim gibi yazıya dökerim. Yazmak da tıpkı okumak gibi mutlu eder beni. Daha çok gezmek daha çok yazıp okumak dileğiyle, huzurlu geceler sevgili okur!




10 Kasım 2019 Pazar

SEVGİLİ DOST #31







Sevgili dost,
En bir sevdiğim kasım.
Sana bu ay da yazıyor olabilmek ne güzel ne hoş.
Yazmayı çocukluğumdan beri sevdim seviyorum. Kağıt ve kalemin olmadığı bir hayat düşünülemezdi doğrusu.


Sevgili dost,
Bir iyilik kumbaran olsun mu? 
Mesela aklındaki tüm iyilikleri yazıp o kumbaranın içine at.
Daha sonra her hafta kumbaranın içerisinden bir kağıt parçası çek ve orada yazan iyiliği gerçekleştirmek için o hafta onun için gayret et. Böylelikle birini hem mutlu etmekle birlikte kendinin de mutlu olduğunu göreceksin hatta kalbin de iyi hissedecek.

Sevgili dost,
Güne güzel, olumlu şeyler düşünerek başla.
Sabah karşılaştığın bir kedinin başını okşa. Bulutlara bak. Her sabah önünden geçtiğin fırını ziyaret et. İnsanlara daha çok günaydın de. Oradan kendine bir simit al. Hayatından ''teşekkür ederim'' cümlesini eksik etme.


Sevgili dost,
Etrafındaki insanlardan soyutlama kendini. 
Çevreye karşı duyarsız olma. 
Yeşili, maviyi, canlıları sev. 
İçinde bulunduğun hayat için bolca şükret.



9 Kasım 2019 Cumartesi

İKİ FİNCAN KAHVE







En sevdiklerim arasında yerini alır, kahve.
Ama sütlü orta şekerli Türk kahvesi olacak. Bir de yanında sohbetini sevdiğim, konuştukça muhabbete dalacağım dostlarım olacak. İşte o zaman içilen kahvenin tadı bambaşka oluyor. Eşsiz bir tat alıveriyor.

Herkesle de içmem Türk kahvesi. Sohbetini sevdiğim, samimiyetine inandığım insan olacak karşımda. Kahve deyip geçmeyin. Kahve her mevsimde güzel gidiyor. Ve her mevsime ayrı yakışıyor. Bilmiyorum ama bana mı öyle geliyor sadece? 😊

Değişik mekanlarda kahve içmeyi de çok severim. Özellikle keşfedilmemiş, sessiz sakin yerler hoşuma gider. Fazla kalabalık yerlerde mecbur kalmadığım müddetçe oturmayı pek sevmem. Üsküdar'da sık sık gittiğim yerler olur. Sırf kahvesini ve nezih ortamını sevdiğim için. 

Kahve çekirdeklerini de çok severim. Kahve kokusunu da. Demem o ki sevgili okur, bir fincan kahve içmeye ortak olacak dostların varsa şanslısın. 

 

BİRPEMBESEVER