"Şu aralar tutturduğumuz yol bu. Her şey şık ve modern görünüşlü; her şey başka bir şeyden yapılma."
"Bazen bir düşünceler silsilesinden sıyrıldığınızda derinlere dalmışsınız da tekrar su yüzüne çıkmış gibi hissedersiniz."
"Yeterince uzak bir zamana dönüp baktığınızda insanlar sanki hep onlara tahsis edilmiş bir yere ve belirli bir tavra sıkışmış gibidirler."
"Geçmiş tuhaf şey. Hep yanınızda taşıyorsunuz."
"Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra geriye baktığınızda bazı şeyler öbürlerini gölgede bırakacak kadar büyüyor."
"Savaşın insanlara yaptıkları tuhaftır."
Boğulmamak İçin, George Orwell.
George Bowling kırk beş yaşında, evli ve çocuklu bir adamdır. Bir sigorta firmasında pazarlamacı olarak çalışan George’un hayatının amacı; ailesine bakmak ve borçlarını zamanında ödeyebilmektir.
1939’lu yıllarda kendini belli edecek olan savaşın seslerini duyan George için aslında bu manzara pek de alışılmadık değildir. Gençlik yıllarında ilk kez birinci dünya savaşına şahit olmuş ve sonuçlarını da bizzat yaşamıştı.
Kitapta George’un yaşlanmakta oluşunu ve beraberinde gelişmekte olan modern dünyadaki değişikliklere uyum sürecini okuyoruz. Bunlarla birlikte patlak verecek olan ikinci dünya savaşı George’u, geçmişte yaşadığı topraklara götürür. Eskiden yaşadığı yeri, çocukluğunu geçirdiği toprakları huzurla ve mutlulukla hatırlayan George, duyduğu özlem sonrasında eskilere dönmeye karar verir ve memleketi için yola koyulur.
George’un duyduğu özlem eski yaşadığı topraklara mıdır yoksa gelmekte olan savaştan korkup güvenli bir yere sığınmak mıdır, bilinmez. Bir savaşın bir milleti nasıl etkilediğine ve nelere sebep olduğuna tanıklık ettiğimiz bir eser.