Güney Kore’den mektup gelmeyeli epey olmuştu. Sahi, en son ne zaman mektuplaşmıştık? Bir virüsün hayatımıza verdiği o büyük etkiler sonucunda girmiş olduğumuz kapanma dönemlerinden önce olsa gerek.
Güneşli, ışıl ışıl bir gün. Öğleden önce bir vakit. Postacının zili çalmasıyla beni büyük bir heyecan ve mutluluk sardı. Pespembe bir zarf; zarfın üzerine yapıştırılmış birbirinden güzel pullar. Kore’nin geleneksel kıyafetini -Hanbok’u- simgeleyen bu pullar, pul defterimin arasında yerini almaya çoktan hazırlar.
Önce pembe zarfı açmakla başlıyorum. Paketi açar açmaz içinden aromatik bir koku geliyor burnuma. Bitki çaylarını görünce bu kokunun nereden geldiğini anlıyorum. İlk önce üç sayfadan oluşan mektubu okumakla başlıyorum. Mektubu bitirdikten sonra yeniden okumaya karar veriyorum. Mektup arkadaşımdan mektup almayı öyle özlemişim ki.
İşte o zarfı saran güzel kokulu bitki çayları.
Daha sonra bir kartpostal seti ve kitap ayracı çıkıyor paketten. Ham Bo Kyung adında illüstrasyon artistinin çizimlerini içeren birbirinden harika kartpostalları teker teker inceliyorum. Mektubunda biraz da bu artistin çalışmalarından bahsediyor. İllüstrasyon artistinin çizimlerini çok beğeniyorum ve başarılı buluyorum.
Bugün, Güney Kore’den gelen bu mektubu birlikte karşıladık. Uzun zaman sonra Koreli arkadaşımdan mektup almak beni epey mutlu etti. Geçmişte mektuplaşırken yaşadığım o anlar birer film şeridi gibi zihnimde belirdi. Bir mektup beraberinde bir dolu mutluluğu getirdi.
Yeniden bir mektup yazısı altında buluşabilmek dileğiyle…
Senin kadar sevinmiş olabilirim, taaa yıllar öncesinde aynı duyguları yaşamış biri olarak. Gelenlerse kıskanılası, ve tabii ki gönderenin yüreği ve arkadaşlığa verdiği önemi de yansıtıyorlar. Ve senin yazına yansıyan sevinç ifadeleri muhteşem ki sen bu sevinçleri fazlasıyla hakediyorsun:)
YanıtlaSilburaneros,
SilSevincime ortak olduğunuz için teşekkür ederim. :)
Mektuplaşma olayını bende çok severim. Bunun arada yapılması taraftarıyım. Güzel bir iletişim çeşidi bana göre. 😊
YanıtlaSilPeliş,
SilMektuplaşmayı ben de çok severim. Her şeyi çok çabuk tükettiğimiz bu çağda mektuplaşmak, bunun aksini yaşatan iletişim araçlarından ve hobilerden biri bana göre. :)
Heyecanın bana da geçti. Hepsi çok güzel. Çizimleri de çok sevdim. <3
YanıtlaSilİlkay,
SilTeşekkür ederim İlkay’cığım. :)
Ne güzel bir haber. Mektup almayı kim sevmez? Hediyeler de çok tatlı, ne ince düşünmüş. :)
YanıtlaSilduygu özkan,
SilEvet, sevilmeyecek bir hobi değil. :)
Hediyeler çok tatlıydı dediğin gibi. Teşekkür ederim yorumun için. :)
ne tatlıııı :)
YanıtlaSildeeptone,
SilTeşekkür ederim. :)
mektup yazmayı çok özledim ama göndermesi bütçemi çok aşıyor artık...
YanıtlaSilEcem,
SilEskiye göre ben de sıklıkla yurt dışına mektup gönderemiyorum. Gönderi fiyatları gerçekten çok arttı ve artmaya da devam ediyor.
İlkokuldayken ablamın arkadaşının kardeşiyle mektuplaştığım zamanlar aklıma geldi yine. Postacı yerine ablalar kullanılıyordu ve genelde çizdiğimiz resimlerden oluşuyordu mektuplar.
YanıtlaSilmüfred,
SilYazımın, geçmişteki güzel anılarınızdan birini anıtmasına sevindim.
Ablalar, her zaman için postacıdan daha güvenilirdir. :)
Resimli mektupları genelde küçük öğrencilerimden sıklıkla alıyorum.
Düşününce arkadaşlarıma yazdığım mektupların yanına küçük bir çizim eklemek de fena olmazdı. :)