THE CHASE

Takip. 2017 yılında çıkan Güney Kore yapımı film.

Sim Duk Soo orta yaşlı, huysuz bir adamdır. Sahip olduğu eski apartman dairesinde kiracıları vardır. Ayrıca yaşamını da kiracıları ile aynı apartmanda sürdürür. 30 yıl öncesinde yaşlı adamın yaşadığı semtte bir takım seri cinayetler meydana gelir. O sıralarda bir dedektif de bu olayın izini sürmektedir fakat başarılı sonuç alamaz.

Aradan 30 yıl geçer ve olay günümüze gelir.Sim Duk Soo'nun sahip olduğu apartmanda bir cinayet işlenir. Ardından peşi sıra üç kişi daha apartman çevresinde öldürülür. Öldürülen kişiler ise yaşlı insanlardır. 30 yıl önceki seri cinayet davasında görevli olan dedektif olayı incelemek için apartmanın bulunduğu semte gelir. 

Günümüzde gerçekleşen cinayetler 30 yıl önceki seri katilin işlemiş olduğu cinayetlerle örtüşür. Bu durumu anlayan dedektif mahalleyi iyi bilen Sim Duk Soo ile işbirliği kurar ve katilin peşine düşer.

Filmin başı biraz durağan gelebilir. Ama izleyiciyi hemen içine çeken ve sarsan bir konusu olduğunu söyleyebilirim. Akıcı konusu ile gerilim ve merak uyandırıyor.

2018 YILINDA OKUDUKLARIM

2017 yılının son ayında bir mim yapmıştım. Ve bu mimde 2018 hedefleri belirlemiştim kendime. Bu hedeflerin içerisinde kendi sınırlarımı zorlayarak çok sayıda kitap okumak vardı. Önceden bu kadar çok kitap okuyan bir insan değildim ancak blogumda okuduklarımı okurlarımla paylaşmam ve kütüphaneye üye olmam beni daha da çok kitap okumaya teşvik etti.

2018 yılında okuduğum kitap sayısının listesini yapınca sonuçtan fazlasıyla tatmin olduğumu söyleyebilirim sevgili okur. Toplamda 38 kitap bitirmiş olmak beni epey mutlu etti. Bu yıl da bu sayıyı geçmek yeni hedeflerimden birisi olacak.

2018 YILI OKUDUKLARIM

1. Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu - Eleanor Coerr

2.Mecburiyet - Stefan Zweig

3.Algernon'a Mektuplar - Daniel Keyes

4.Körlük - Jose Saramago

5.Korku - Stefan Zweig

6.Dirilt Kalbini - Nouman Ali Khan

7. Bir İdam Mahkumunun Son Günü - Victor Hugo

8.Olağanüstü Bir Gece - Stefan Zweig

9.Pal Sokağı Çocukları - Ferenc Molnar

10.Teselliler Kitabı - Yusuf Özkan Özburun

11.Simyacı - Paulo Coelho

12.Amok Koşucusu - Stefan Zweig

13.Beni Onlara Verme - Tarık Tufan

14.Posta Kutusundaki Mızıka - A. Ali Ural

15.Bir Adam Girdi Şehre Koşarak - Tarık Tufan

16.Senin İçin Ağlayacağım - Recep Şükrü Apuhan

17.Yavuz Sultan Selim Han - Yavuz Bahadıroğlu

18.Benden Vazgeçme Ya Rab! - Mehmet Yıldız

19.Çizgili Pijamalı Çocuk - John Boyne

20.Satranç - Stefan Zweig

21.Bazı Yollar Yalnız Yürünür - Özgür Bacaksız

22.Victoria - Knut Hamsun

23.Otomatik Portakal - Anthony Burgess

24.Anılar ve Öyküler - Nurcan Ateş

25.Fareler ve İnsanlar - John Steinback

26.Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali

27.Olasılıksız - Adam Fawer

28.Ne Biliyorsam Hepsini Anaokulunda Öğrendim - Robert Fulghum

29.Nur Harmanı - Necip Fazıl Kısakürek

30. Gurur ve Önyargı - Jane Austen

31.Delifişek - Jose Mauro de Vasconcelus

32.Çanakkale'de Üç Muhammed - Halit Ertuğrul

33.Çocukluğum - Maksim Gorki

34.Kıyıdan Uzakta - F. Scott Fitzgerald

35.Doğu Ekspresinde Cinayet - Agatha Christe

36.Kurşunların da Rengi Var - Emine Seçeroviç Kaşlı

37. Yürek Burgusu - Henry James

38. Dağın Sesi - Yasunari Kavabata 

KIZIL EJDER

Kızıl Ejder, 2002 yılı ABD yapımı film.

Will Graham, alanında iyi bir dedektiftir. Genellikle cinayet davalarını çözmekle tanınır. Olaylara farklı bakış açıları ile bakarak çözümlüyor olması onu eşsiz kılmaktadır. Graham, en son davasında bir seri katilin peşindedir. Bu seri katil, öldürdüğü insanların etlerini yemektedir.

Dedektif Will, bu seri katilin izini titizlikle sürerek onu yakalar ve hapse tıkar. Ancak bu ona canına mal olmuştur. Will, uzun süre hastanede yatar ve taburcu olduğunda ise emekliye ayrılmak ister. O artık şehrin kalabalığından uzak bir yerde ailesi ile yaşamaktadır.

Fakat bir süre sonra bir seri katil daha meydana çıkar. FBI, Will Graham'ın tekrar görevinin başına dönmesini ve bu katili de yakalamasını ister. Graham teklifi kabul eder ve yeni katilin peşine düşer. Eski seri katil ile iş birliği kurarak Kızıl Ejderha lakaplı yeni seri katili yakalamakta kararlı olacaktır.

Gerilim, polisiye türünde kaliteli bir film.

HAYATIMIZDAKİ ÇOK DEĞERLİ İNSANLAR

'' Ruhlar toplanmış cemaatler gibidir. Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar. ''

Hadis-i Şerif

Çok kısa süre önce tanıdığım ancak hayatımda upuzun zamandır yeri varmış gibi hissettiren canım arkadaşım.

Son iki senedir böyle duyguları hissettiğim birçok arkadaşım oldu. Kimilerini blogumdan tanıdım ve yakınlık kurdum. Kimileri ile de iş hayatımda tanışmak ve yakınlık kurmak nasip oldu.

Arkadaş konusu açıldıkça muzdarip olduğumu derim sevgili okur. Ama Allah son birkaç yıldır karşıma öyle güzel kalpli insanlar çıkartıyor ki şükürler olsun... Kısacık zamanda hayatıma aldığım o insanlardan biri de iş yerimde işe başlayan arkadaşım F. 

Cumartesi günü iş yerinde ellerime verdi bu paketi. Ve bir de uzun bir mektup yazmış ki gerçekten okumalara doyamadım. Bugün pazartesi ve ben her gün açıp bir kere okudum. 

Dilerim dostluğumuz daim olur ve birbirimizin hayatına neşe, huzur, mutluluk katarız.

Tekrar teşekkür ederim.💜

GAZAP ÜZÜMLERİ

Gazap Üzümleri, John Steinbeck. 480 sayfa.
Yazarın Gazap Üzümleri adlı kitabı Pulitzer Ödülünü kazanmasına sebep oldu.
Kitap gerçek hayattan izler taşıyor diyebiliriz.

1930'lu yıllarda ABD'de büyük bir göç meydana gelir. Bu göçün nedeni ise tarla sahibi olan insanların, şirket ve banka sahiplerinin baskısına maruz kalıp topraklarını, kısacası tüm emeklerini terk edip uzak diyarlara olan yolculuklarını anlatmaktadır.

Yaşanan olaylar Joad ailesinin etrafında geçmektedir. Oklahoma'da yaşamını sürüdüren bu aile topraklarını terk edip Kaliforniya'ya zorlu bir yolculuk gerçekleştirir. Aslında bu göç her yaştan insanın hayatından izler barındırmaktadır.

Büyük umutlar besleyen Joad ailesi birçok zorlukla karşılaşır. Kayıplar, sıkıntılar, açlık, yoksulluk peşi sıra onların arkasından gelir.

Kitabın yazı puntosunun küçük olması ve bölümlerin birbirleriyle arasında çok fazla sayfanın yer alması kitabı daha geç bitirmeme sebebiyet verdi. 
Kitapta fazlaca ayrıntıya iniliyor. Ama okurken zihninizde karakterler, olayın geçtiği yerler canlanmakta. 

İnsanların yaşamından izler taşıyan ve Joad ailesinin bu göçte hayatta kalma mücadelesini yansıtan bir roman.

'' İnsanın yalnızca malları, mülkleri büyüktür, kendisi ise malının uşağı olur.''

'' Bombaların artık düşmediği ama bombaların hala yaşadıkları dönemden korkun. Çünkü her bomba, savaş ruhunun ölmediğin kanıtıdır.''

'' Eğer kendini zengin hissetmesi için beş yüz bin toprağa gerek duyuyorsa, bu onun ruhunun korkunç yoksul olduğunu gösterir.''

ILLANG : THE WOLF BRIGADE

Kurt Tugayı, 2018 yılında çıkan Güney Kore filmi.

Film 2029 yılında geçmektedir. Güney Kore ve Kuzey Kore arasındaki buzlar hala erimemiştir. İki ülke eskisi gibi olmak adına son 5 yıldır tekrar bir araya gelmek ve iki ülkeyi yeniden birleştirmek adına çalışmalarını sürdürmektedirler.

Ancak halkın bir kısmı yeniden birleşme kararını desteklemezken kimileri de bu kararı onaylamaktadır. Güney Kore sokaklarında halk sokaklara çıkar. Bu karara karşı çıkan kesim boykot ederler.

Bu esnada ''Sect'' adında bir terör örgütü grubu protesto yapan halkın arasına karışarak ortalığı kan gölüne çevirir. Bu örgüt üyeleri de iki ülkenin birleşip tek bir ülke olmasına karşıdırlar. Polis ve Sect üyeleri arasında çatışma çıkar.

Hükümetin istihbarat ajansının elinde özel olarak yetiştirdiği, iyi eğitim alan özel kuvvetler vardır. Bu tim kendini kurt tugayı olarak tanımlar. Zaten üyelerin kostümleri de bir kurtu andırır. Bir o kadar da yenilmezlerdir.  Özel timin görevi bütün Sect üyeleri bulup yok etmek olacaktır. 

Bol bol aksiyon ve dövüş sahneleri var. Bilim-kurgu türünde bir film.

Jin Roh The Wolf Brigade isimli anime filminden uyarlama.

EN ZOR ŞEYİ BAŞARDIN!

Canım öğrencim,
İlk göz ağrım gibi gönlümde.. O kadar değerli ve önemli ki.. Bana birçok manevi duyguyu tatma fırsatı sundu minik kalbin ve bir yetişkine ders verir gibi içinde tuttuğun o güzel düşüncelerin.

Okumaya ilk benimle geçtin. Defalarca teşekkür edişini duydum. İlkokul öğretmeninden aldığın övgüler, ailenden gördüğün takdirler seni okumaya geçirdiğim için beni de fazlasıyla mutlu etti. Kendinin de farkındaydın aslında. Özel bir çocuk olduğunun. Evet, sen gerçekten de çok özel bir çocuksun. 

Kimi zaman yüzüme söylediğin cümlelerle tebessüme boğdun beni. Kimi zamansa hep şunu merak ettirdin bana, ''Bir çocuğun kalbinde nasıl bu kadar önemli ve değerli olabildim ben?''. Zamanla anladım ki sevgiyle başladım mesleğime. Her çocuğun düşüncelerine ayrı ayrı önem verdim. Hep dinledim, asla susturmadım.

Bugün bana ilkokul öğretmeninin dediği o cümleyi söyledin. 
''Seni tebrik ederim. En zor şeyi başardın M. !'' 
Gözlerindeki pırıltıyı görmek beni gururlandırmakla birlikte duygulandırdı da. 
Aslında kendim de zor olan bir şeyi başarmışım gibi hissettim. Bir çocuğa okuma öğretmek. A'dan başlayıp Z'ye kadar büyük bir yol kat etmek...

Şimdilerde okuyabilmenin verdiği heves ve mutlulukla kitapları elinden düşürmediğini öğrendim. Ne mutlu bana!

SUSPICIOUS PARTNER

Şüpheli Ortak. 2017 yılında çıkan Kore dizilerinden. 
Dizide bol bol savcı, avukat görmek mümkün. Çünkü dizinin konusu mahkeme draması. Birbirinden farklı davalarla karşı karşıya kalıyor izleyici. Bunun yanı sıra tür olarak, romantik-komedi sahnelerine de değiniliyor. Biraz da dram serpiştirilmiş diziye.

Başrol kadın karakterin hayali iyi bir avukat olmaktır. Bu yüzden çok çalışır ve hayallerine adım adım yaklaşır. Birlikte olduğu erkek arkadaşı bir cinayete kurban gider. Üstelik bu cinayet kızın evinde kendisi evde yokken gerçekleşir. Şanssızlığın böylesi cinayetin işlendiği saatlerde bir elektrik kesintisi yaşanır. Bu durumda da etrafta hiçbir kanır bulunamaz. Kadın karakter baş şüpheli olarak göz altına alınır. 

Bir savcı ile tanışır. Savcı da erkek başroldür. Kızın masum olduğunu tam olarak ispatlayamasa da içinde olduğu bu durumdan kızı kurtarmayı başarır.

Belli bir zaman geçer. Kadın başrol de artık bir avukat olmuştur. Öğrencilik yılları eskide kalmıştır. Geçmişte onu kurtaran savcıyı unutmamıştır. Bu iki karakterin yolları kesişir. Ancak bu sırada da geçmişte suçlandığı cinayete benzer cinayetler işlenmeye başlar. Ortada bir seri katil vardır. Kızın suçlandığı cinayet davası tekrar masaya yatırılacaktır. 

SECRET WINDOW

Secret Window. Gizli Pencere. 2004 yılı ABD yapımı film.

Başrolde Johnny Depp var. Film, Stephan King'in Gizli Pencere Gizli Bahçe öyküsünden uyarlama.

Depp filmde Rainey rolünü canladırır. Rainey, korku- gerilim türünde öyküler yazan bir yazardır. Yazmış olduğu eserleri hep ses getirmiştir. 

Rainey, hüzünlü bir şekilde karısından ayrılır. Henüz boşanmasalar da ayrı evlerde yaşamlarını sürdürürler.

Rainey, göl kenarındaki evinde sessiz sakin bir şekilde yaşamaktadır. Bir gün kapısı davetsiz bir misafir tarafından çalınır. Gelen yabancı bir adamdır. Yabancı adam, Rainey'nin yazmış olduğu Gizli Pencere isimli öyküsünün kendine ait olduğunu iddia eder ve Rainey'e bu durumu itiraf etmesi için süre tanır.

Rainey kasabadaki bir dedektiften yardım isteyerek korunmak ister. Gün geçtikçe hayatından endişe duyar. Çünkü yabancı adam onu ölümle tehdit etmiştir. Bir müddet sonra peşi sıra cinayetler işlenir. Rainey kimseye güvenemeyecek hale gelir. Ve bu duruma bir son vermeye karar verir.

Gizem ve gerilimi filmin son anına kadar hissetmek mümkün. Kaliteli bir senaryo. Şaşırtıcı durumlarla baş başa kalıyor izleyici.

SEVGİLİ DOST #15

Sevgili dost,

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler. Yıllara sığdırılmasın fincanda içilen kahveler. Gönüllerde sevgiyle, mutlulukla ve huzurla birlikte hep var olsun. Kahve kokusu hep mutlu eder beni. Bir de sütlü orta şekerli kahve ise tamam.

Sevgili dost,

Sahil kenarlarını çok severim. Denizi görmek bana cesaret verir. Suyun yüzeyinde kabaran dalgalar cesaretin ta kendisi değil midir?

Sevgili dost,

Kalbini iyiliklerle doldur. Kalbindeki iyilikleri insanlara, hayvanlara, bitkilere dağıt.

Sevgili dost,

Boya kalemleri gibi hayat. Adı beş harfe sığdırılsada, anlamı rengarenk kalemlerde gizli. Bazen mavi, bazen siyah bazense pembe.

Sevgili dost,

Kalbini tüm güzelliklere açık tut!

BUDALA DEDEKTİF 2

Ace Ventura 2, Budala Dedektif 2. ABD yapımı, macera ve komedi türünde.
Jim Carrey boşrolde. Yine mimikleri ve ince mizah anlayışı ile seyirciyi her daim tebessüm ettiren Carry bu filminde hayvan dedektifi rolünde.

Afrika topraklarında yaşamını sürdüren iki kabile için çok önemli sayılan bir yarasa, birileri tarafından kaçırılır. Hayvan dedektifi olan Carrey Afrika topraklarına gelir ve iki kabile için önemli olan yarasanın izini sürmeye başlar. 

Eğer yarasayı bulamazsa iki kabile arasında büyük bir savaş çıkacaktır.
Carrey yeni bir maceraya giriş yaparken diğer yandan peşini yine sakarlıklar ve aksilikler bırakmaz. 
Kovalamacanın yaşandığı Afrika topraklarında Budala 
Dedektifin başına bir sürü komik olaylar gelecektir.

1 saat 30 dakikadan oluşan keyifli, güldüren bir film.

KISACIK GÜNE ÇOK ŞEY SIĞDIRMAK

Dün akşam Bursa’ya doğru yola koyulduk. 

Anneannemin evlerine vardık. Akşam yemeği, sohbetler derken uyumak için saat gece yarısını geçmişti. Sabah olunca perdeyi açıp Uludağ’ın karla kaplı eteklerini seyre koyuldum. Bir yandan cama vuran ve yüzümü ısıtan sımsıcak güneş, diğer yandan da güvercinlerin sesi.🌝

Öğleden sonra ani bir kararla Cumalıkızık taraflarına doğru gittik. Bunu da başka bir yazımda sana anlatacağım sevgili okur. 🌸

Burada biraz gezindikten sonra teyzemlere doğru yola koyulduk. O kadar çok özlemişim ki.. Minik Eymen, görüntülü konuşmalarımız dışında oldukça büyümüş. En sevdiği oyun artık saklambaç olmuş. Biz de bol bol oynadık. 

İşte böyle sevgili okur, yarın da İstanbul yolcusuyum. 

Şu birkaç gün rüya gibiydi benim için. Son olarak yılın ilk karını elleme şansım oldu. 🙈☃️

Huzurlu geceler! 

ÇÖPÜNÜ ÇÖPE AT!

Son zamanlarda çok sık karşıma çıkar oldu. Yerlere çöp atan insanlar. Hiç utanmadan sıkılmadan toplum içerisinde bunu rahatlıkla hatta gönül rahatlığı ile yapanlar. 
Daha bilinçli bir toplum olmak ümidiyle yaşarken sanki hayal kırıklığına uğratıyor böylesi üzücü durumlar, görüntüler. 

Geçenlerde durakta bekletken üç liseli kız neşe içerisinde, gençliğin verdiği o canlılıkla kahkahalarla durakta otobüs beklemeye başladılar. İçlerinden birisi yere istemsizce demiyorum bilinçli ve farkında olarak çöpünü attı. Dönüp bir attığı çöpe bir de o kıza baktım. Sonra tekrar çöpe baktım. Ben küçük bir hatırlatma yaparak çöpü almasını isteyecektim.

Ancak duruma kızın yanındaki arkadaşından ve diğerinden büyük bir tepki geldi. Bu tepki istemsizce duraktaki herkesin bakışlarını çöpü yere atan kızın üzerine çekti. Kız da mecbur kaldı ve çöpünü 15 adımlık mesefade bulunan çöp konteynırına attı. 
Böyle durumlarla karşılaştığımızda farkındalık hissini insanlarda uyandırmak adına güzel bir yaklaşımla uyaralım insanları. Çünkü çevremize atılan her bir çöp tüm canlılığı etkiliyor.

Çöpünü çöpe at geleceğe atma.

FLAVORS OF YOUTH

Flavors of Youth. 

2018 yılında çıkan Japon-Çin ortak yapımı anime film. Yine hep olduğu gibi görüntü kalitesi, sesler, müzikler filmin konusu kadar güzel.

Üç tane karakter var. Ve film, bu üç karakterin birbirinden farklı yaşamlarını bizlere gösteriyor. Çin'in sokaklarına götürüyor bizi. Karakterler Japon. 

Film için üç bölümden oluşuyor diyebiliriz. Üç karakter de artık büyümüş ve kendi ayakları üstünde durmaya çalışıyorlar. Hayatın yoğunluğuna ve telaşına kapılmış olsalar da kiminin kalbinde hep bir geçmişe duyulan özlem var.

Filmin konusu, gerçek hayata çok yakın. Diğer anime filmler gibi fantastik değil. Bu da filmi konusu itibari ile farklı kılıyor.

Karakterlerin iç seslerine bolca yer veriliyor. Onların duygularını hissederken buluyor izleyici kendini. Aşk, özlem, üzüntü, hırs ve unutulan duygular var.

Üç karakter. Üç farklı hikaye. Hepsi bir anime filmde. Samimi, gerçek hayattan izler barındıran hoş bir film. 

GENÇ WERTHER’İN ACILARI

Genç Werther’in Acıları, GOETHE.
Yazarın şiirleri ve tiyatroları dışında kaleme almış olduğu ilk roman özelliğini taşımakta kitap. 
Kitabın konusu, genç Werther’in imkansız bir aşka kapılmasını ve bu süreçte duyduğu özlemi, nefreti, öfkeyi, kalbinde alevlenmiş aşkı anlatıyor. Okurken Werther’in derin duygularına üzülüyor ve onun hislerini en içten yaşıyor okuyucu.

Kitabın sayfaları günlük şeklinde tarihler belirtilerek yazılmış. Sonlarına doğru yer yer Werther’in bir takım insanlara yazmış olduğu mektuplara değiniyor. Bu tutkulu ve bir o kadar da acıklı aşk hikayesi okuyucunun kalbine işliyor.

“ İşte böyle sevgili Wilhelm, dünyada en çok çocukları kendime yakın buluyorum. “

“Yani her geçen gün sevgili dostum, insanların diğer insanları kendinden yola çıkarak değerlendirmesinin ne kadar aptalca olduğunu daha iyi anlıyorum.”

“Benim bildiklerimi herkes bilebilir - bana özgü olansa yalnızca yüreğim.”

“Sevgili değerli dost, unutulmaması gereken bir şey var, o da: İnsan duyarlılığı!”

ALONG CAME A SPIDER

Örümceğin Maskesi.

Morgan Freeman'ın başrolde olduğu gerilim türündeki 2001 yılı yapımı eski filmlerden.

Zengin ve itibarlı bir ailenin küçük kızı okulundaki öğretmeni tarafından kaçırılır. Tüm ülke bu haber ile çalkalanırken alanında uzman dedektif rolünde olan Freeman, şüphelinin peşine düşer.

Bu sırada ortaya ilginç detaylar çıkar. Bu detayları bulmak ve ortaya çıkarmak da dedektifin görevidir. Dedektif, detaylı ve titiz bir çalışmayla çocuğu kaçıran şüphelinin izini sürer. Yanına da ona bu görevde yardımcı olmak adına kaçırılan kızın okulda korumalığını yapan bir kadın ajan verilir.

Dedektif ve ajan olayları sırası ile birlikte çözerler. Ancak filmin sonlarına doğru herkesi şaşırtan bir gerçek ortaya çıkar. Sonuna kadar gerilim kokan muhteşem bir film.

HASTALIK PEŞİMİ BIRAKMIYOR

Zor bir akşam geçiriyorum. Başka şeylerle meşgul etmeye çalışıyorum kendimi ama geçmiyor bendeki halsizlik, ağrılar.

Pazar ve pazartesi tatil günlerim. Ama bu iki gün bile dinlenmem ve vücudumdaki yorgunluğu, zihnimdeki yoğunluğu atmaya yetmez oldu. Daha yenilerde düzelmeye toparlanmaya başlarken tekrar ateş,ağrı sardı her yanımı. 

Bugün kpssye hazırlanan arkadaşımın dershanesine gittim. Ve hiç dışarı çıkmadım binadan. Buna rağmen soğuk aldım. 
Şöyle bir bakınca tükenmişlik sendromunun belirtilerine.. Çoğunu dışa yansıttığımı fark ettim. Halsizlik ve bağışıklığın düşmesi ile birlikte  hastalığa meyilli bir bünye de vardı içerisinde maddelerin. 

Konuşmak da iyi gelmiyor bana artık. Bugün arkadaşıma içimi açınca çok streslendim ve o an ağrılar sardı her yanımı. Kullandığım önceki ilaçlardan aldım tekrar. İnşallah iyi olurum. Huzurlu geceler sevgili okur!

GÖKTEKİ KALE

Castle in the Sky. Gökteki Kale.

Hayao Miyazaki'nin yazıp yönettiği 1986 yılı yapımı film. Dünyaca ses getiren ve almış olduğu ödülle adını tarihe yazdıran filmlerden birisi.

Sheeta adında bir kız gökyüzüne inşa edilmiş bir yerde hayatını yaşıyordur. Onun şehrinde bir felaket sonrasında Sheeta kendini kötü amaçları olan yeryüzündeki insanların zeplininde tutsak olarak bulur. Sheeta kendi şehrinde yaşadığı son insandır. Kötü adamlar onun yaşadığı gökyüzü şehrini yok etmek ve bitirmek isterler. 

Diğer taraftan da bir takım korsanlar Sheeta'yı ele geçirerek ve şehrindeki hazinelere onun sayesinde ulaşmayı planlarlar. Sheeta bir kargaşadan yararlanır ve zeplinden kurtulmayı başararak yeryüzüne iner. Sheeta'da çok değerli ve özel güçleri olan bir kolye bulunmaktadır. 

Sheeta yeryüzünde Pazu adında bir çocukla tanışır. Pazu, onu kötü adamlardan kurtaracağına söz verir. Ve ikisi birlikte kötü adamlara karşı durmaya çalışırlar. Bol macera ve aksiyonun olduğu anime film.

HIDE AND SEEK 2016

Hide and Seek, Saklambaç.

2016 yılı Çin yapımı film.

Başroldeki adamın iyi bir yaşantısı vardır. Karısı ve kızıyla güzel bir evde mutlu bir hayat sürmektedir. Ancak bu adamın geçmiş hayatı onun peşini hiç bırakmamıştır. Geçmişte yaşadığı bir takım olaylar onda temizlik ve düzen takıntısı yapmıştır.

Bir gün ansızın gelen bir telefonla kayıp abisinin izini sürmeye başlar. Ailesini de yanına alan genç adam adresi alır, sessiz ve tuhaf insanların yaşadığı apartman dairesine abisini bulmak için varır. Abisine dair bir ipucu arayan adam, kızını karısıyla arabada bırakır. Ve daha sonra bir anlık dalgınlıkla küçük kızları ortadan kaybolur.

Simsiyah motosiklet kaskı takmış biri kızlarının peşindedir. Ve bu karanlık kişi bu ailenin üzerine kara bela gibi çökecektir. Genç adam bu kişinin aradığı abisi olduğunu düşünür. Ancak olaylar ilerledikçe şaşırtıcı ve gerilim, gizem dolu bir boyut kazanacaktır.

Ailenin peşinde olan ve korku saçan gizemli motosiklet kasklı kişi aslında kimdir?

Gizem gerilim ve karanlık sahneler barındıran çok başarılı bir film.

KORE'YE ULAŞAN MEKTUBUM

2019'un ilk mektup haberi ile geldimm!😊

Uzuun bir bekleyişin ardından Koreli arkadaşıma geçen yılın aralık ayında göndermiş olduğum paketim ulaştı. Ulaşmayacak diye biraz endişeye kapılmıştım. Çünkü Güney Koreli arkadaşıma şimdiye kadar  gönderdiğim mektuplar 2 hafta içerisinde hep ulaşmıştır. Sanırım yeni yıla yakın gönderdiğim için yoğunluk vardı.

Koreli arkadaşım ile 2016 yılından beri görüşmekteyiz. Şu ana kadar bir sürü Koreli mektup arkadaşım oldu. Ancak hiçbiri arkadaşım Sang A kadar uzun süreli bir mektup arkadaşlığını sürdürmedi.  Önceden birbirimize kutularda hediyeler hazırlar ve mektubumuzla gönderirdik. Malum her yıl gönderim ücretleri arttığından dolayı bu kutu hediyeleşmesini yılda 1'e ya da 2'ye indirelim dedik.

Bu sefer küçük bir paket hazırladım.İçine birkaç parça şirin şeyler ekledim. Mektubumu çok beğendiğini söyledi. Bu da beni çok mutlu etti. Bu güzel haber günüme mutluluk getirdi.

Bence herkes hayatında bir kere de olsa mektuplaşsın!

BİR İÇ DÖKME GÜNÜ

Hayatınızda içinizi döktüğünüz ve sizi saatlerce dinleyen iyi kalpli ve düşünceli insanlar varsa çok şanslısınız. Çalıştığım iş yerinde sahip olduğum güzel şeylerden biri kurumdan ayrılan iki arkadaşım ve öğrencilerim.

Özel sektörün çekilir kısmı şu an benim için sadece öğrencilerim. Bazı şeylere sabredip katlanıyorsam sebebi ise onlara duyduğum sınırsız sevgi. 

Bugün iş yerinden geçen yıl ayrılan ve hayatıma kattığım güzel insanlardan biri olan arkadaşımla telefonla uzun uzun dertleştik ve sohbet ettik. Onunla her konuştuğumda hep aynı şeyleri anlatıyor ve şikayet ediyormuşum gibi hissetsem de bana verdiği tavsiyeler, düşünceler çok kıymetli.

Hayatım boyunca özellikle sosyal yaşamımda arkadaştan yana pek şansım olduğunu söyleyemem kendi adıma. Ki zaten şu anıma dönüp bakınca çevremde çok insanın olmadığını da görüyorum. Evet az insan çok huzur veriyor. Bunu çok iyi anladım geçen 24 yılımda. Ama bazı insanlar giriyor ki hayatınıza sanki yıllardır dostmuşsunuz da sıkı bir muhabbetiniz varmış gibi hissediyorsunuz. Hatta Allah o muhabbetin sevgisini kulların kalbine de veriyor adeta. Allah daima iyi kalpli ve içi dışı bir samimi, iyi niyetli insanlarla karşılaştırsın bizleri. Huzurlu geceler..

DEDİKODU KAZANI

Bugün birazcık doldum ve de taştım sevgili okur.
İş yerim iş yeri değil dedikodu kazanı diyebiliriz. O kadar boş insan var ki... Gayesi ve hedefleri olmayan ancak sadece laf kalabalığı ve dedikodudan başka kendine bir iş edinemeyen bir garip insan topluluğu. 

Bizim iş yerinde kadın çalışan sayısı çok fazla. Böyle olduğundan mı yoksa birkaç elebaşından kaynaklı mı bilmiyorum ama bugün birkaç insan tarafından hakkımda söylenen yani arkamdan konuşulan şeyler kulağıma geldi. Bu kimin hoşuna gider ki? 

Ben dersimi yapar, öğrencimi annesine teslim eder, veli görüşmem olursa görüşür ve ardından sınıfıma çıkarım. Öğretmenler odasında zorunlu kalmadıkça (bir evrak işi vs.olmadıkça) oturmam. Çünkü hemen hemen herkes boş lakırtı dışında bir cümle söylemiyor. Ne bir akademik konuşma, ne bir sanat,kültür ile ilgili sohbetler ne bir eğitim ne de bir kişisel gelişim ile ilgili konular konuşuluyor. Nerede basit, ucube konular , hoş olmayan espriler var onlar gün içerisinde insanın önüne farklı şekillere sokulup sunuluyor.

Benim öğretmenler odasında vakit geçirmememden de rahatsız olan birkaç tuhaf insan buna söylenmiş. Açıkçası sınıfımda mutlu ve fazlasıyla huzurluyum. Boş zamanlarımda kitap okumayı tercih etmemden rahatsız olmuşlar herhalde. 

O kadar komik bir hal ki. Şu an tebessüm ederek yazıyorum bu cümlelerimi. İnsanlar işlerini hakkıyla ve vicdani boyut olarak tatmin edici bir şekilde yerine getirmedikleri için dedikodu yapmaktan başka bir uğraş bulamıyorlar kendine. Ve bir de ''öğretmen'' kimliği arkasına saklanarak cirit atıyorlar toplumda. 

MALEZYA'DAN ARAMA GELDİ

Akşama doğru bir görüntülü arama geldi telefonuma. Hem de Malezya'dan.Ramazan ayında iftar yemeğine davet ettiğimiz üç tane Malezyalı kızlar vardı. İstanbul'da erasmus öğrencileriydi kendileri. Annem ve kız kardeşim Konya'ya gezmeye gitmişlerdi. Tevafuğa bakın ki bu üç kızla da orada tanışmışlar. İstanbul'da da bizim evde tekrar bir araya gelmeleri ve benimle de tanışmaları nasip olmuştu. Çok güzel ve unutulmaz bir akşam yemeği yemiştik. Hoş sohbet ve tebessümlerimiz de eşlik etmişti o geceye.

Bu akşam ansızın gelen bu görüntülü arama bizi çok mutlu etmekle birlikte heyecanlandırdı. Yine hoş sohbet ve bir sürü gülücük eşlik etti bize. Malzeya'dan bir dostum vardı. Kendisi mektup arkadaşımdı. 2015'den beri. Bu üç Malezyalı kız da benim yeni dostlarım oldu. 

Üç arkadaşım da ailemizden birileri gibi oldular. Bugün gelen ansızın arama hepimizi mutlu etti.

26 YEARS

26 Yıl, 2012 yılı yapımı Güney Kore filmi.

1980'li yılların başında Güney Kore'nin Gwangju isimli şehrinde askeri darbe yaşanır. Askerler masum sivillerin canına göz kırpmadan kıyar. O zamanın devlet yönetiminde olan başkanın emridir bu. Halk ayaklanır. Askerler de ayaklanmayı durdurmak adına sivilleri döver, evleri yakar yıkar, insanları öldürürler.

Aradan tam 26 yıl geçer. 26 yıl önce darbe emrini veren başkan da hala hayattadır. Başkanın ismi bir takım davalarda geçmektedir. Mahkemelerde davaları görülür  böylelikle haberlere de sıklıkla çıkar. 

26 yıl önce, ailesini bu askeri darbede kaybeden bir takım gencin yolları kesişir. İçlerinden biri polis olmuştur. Diğeri çeteler için çalışır. Bir diğeri ise ulusal takımda nişancısıdır. Üç gencin de acısı hala ilk günkü kadar tazedir. Bir intikam planı yaparlar ve bunu uygulamaya koyarlar. Ancak başkanın korumalarının sayısı epey fazladır. Ayrıca oturduğu ev de çok yüksek korunaklıdır. Ona ulaşmak biraz zor olacaktır. 

Filmin görüntüleri soğuk ve karanlık. Dram ,hüzün, aksiyon ağırlıklı. Filmin tek kötü yanı senaristin, filmin sonunu nereye bağlayacağına karar verememiş olması. Yani izleyiciye bırakmış son kısmın yorumunu. Sonu daha iyi bitebilirdi.

DR. JEKYLL ile BAY HYDE | KİTAP YORUMU

Dr. Jekyll ile Bay Hyde, Robert Louis Stevensen.

Yazarın bir süredir görmüş olduğu kabuslardan doğan bir kitap. Stevensen gördüğü kabuslarında bir çifte yaşam sürüyor. Belli bir zaman sonra ise Dr. Jekyll ile Bay Hyde kitabını yazmaya karar veriyor.

Dr. Jekyll, çok zengin ve saygın bir hayat sürmüş bir insandır. Çocukluğu da öyle geçmiştir. İyi bir ailede büyümüş, kaliteli yaşam sürmüştür. Ancak  onun zengin ve lüks yaşamı her zaman kendi kararlarıyla hareket etmesine büyük bir engel olmuştur. 

Hem yakın arkadaşı olan hem de avukatı olan Bay Utterson'a bir vasiyet yazıp bırakır. Avukat, vasiyette Hyde adında daha önce adını duymadığı, tanımadığı bir adamın ismi ile karşılaşır. Hyde'nin izini süren avukat, onunla bir türlü karşı karşıya gelemez. Bu durumdan içten içe hem memnuniyetsizlik hem de şüphe duyar.

Avukat, Dr. Jekyll gibi saygın ve soylu bir kişinin Hyde adında normal ve sıradan bir yaşam süren adamla nasıl bir bağı olabileceğini düşünür durur. Dr. Jekyll fazlasıyla şüpheleri üzerinde toplar. O da bazı günler tıpkı Hyde gibi ortadan kaybolur. 

Şehirde bir cinayet işlenir. Baş şüpheli olarak da doktorun vasiyetinde geçen Hyde adındaki adamdır. Avukat doktor ve Hyde arasındaki gizemli bağı ortaya çıkartmaya çalışır. Ancak ortaya ilginç bir çoklu kişilik bozukluğu çıkacaktır.

GELMEYEN KAR

İstanbul’da bu hafta içi beklenen kar hala yağmadı. Oysa büyük bir merakla bekliyordu birpembesever. Bu fotoğraf karesi çok sevdiğim Bursa’dan. Oraya kar birçok kez düştü ve resimde de gördüğün gibi lapa lapa yağan kar tutmuş. Tabii bu karın keyfini en çok bizim Eymencik sürmüş. Yanına bahçedeki kediyi köpeği de almış. Kardan adamla da bir güzel poz vermişler. Bir de kardan adamın burnuna havuç takmışlar. Ee havuçsuz olmaz tabiki.☃️

Pekii, biz ne zaman kardan adam yapacağız sevgili okur? Bilinmez elbette.

 Ama bugün İstanbul çok yağışlı çok. Ben biraz daha iyiyim. Kar yağışının bu taraflara gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum. En sevdiğim mevsim kış olunca. ❄️ 

 

Burada durumlar böyle. Peki senin olduğun yerde hava nasıl sevgili okur?

 Anlatsana!

WORLD WAR Z

Dünya Savaşı Z.

Maks Brooks aynı addan uyarlanan kitabını filmi. Başrolde Brad Pitt bir aile babasını canlandırır. Çekirdek bir ailesi vardır ve mutludurlar. Bir gün dışarıya çıkan aile trafikte sıkışırlar. Bir şeylerin ters gittiğini trafikte kalan insanların davranışlarından, kalabalık grupların koşuşturmalarından anlarlar.

Pitt, ailesini alıp şehirden uzaklaşmaya karar verir ve eski iş ortağı ile bağlantıya geçer. Tüm ülkeyi virüs sarmıştır. Zombi virüsü. Zombiler bağışıklığı güçlü olan insanlara saldırır ve kendileri gibi zombiye döndürürler.

Pitt, ailesini güvenli bölgeye götürmeyi başarır. Ancak Pitt'i bekleyen zor bir süreç vardır. Zombilerle insanlar arasındaki savaşın ortasında kalırlar.

Bilim-kurgu aksiyon tadında bir film.

BİR TÜRLÜ İYİLEŞEMEMEK

Yaklaşık 3 hafta öncesinde grip olmuştum. 

Hatta doktora gitmiştim ve bir iş gününü rapor sayesinde evde dinlenerek geçirebilme fırsatım olmuştu.Yılbaşı tatili ile birlikte toplam üst üste 3 gün tatilim olacaktı. Çok güzel dinleneceğimi düşünürken ben tatilimin son gününde geceyi yüksek ateş ve peşi sıra gelen halüsinasyonlarla geçirdim.

Çarşamba günü önce iş yerime gittim ve izin istedim. Doktora gittik. Muayene sırasında doktor, domuz gribine benzer bir gribin olduğunu ve birçok hastanın buna yakalandığını ayrıca belirtileri gösterdiğimi de söyledi. Tabii benim moralim iyice bozuldu. 

Sonra kan değerlerime bakıldı bazı değerlerim çok yüksek çıktı. Çok şükür ki domuz gribine benzer hastalık çıkmadı. Enfeksiyon kapmışım. Çarşamba perşembe gününe rapor yazıp evde istirahat etmemi söyledi. Ancak bu iki gün bana yetmedi bile. Bugün şiddetli karın ağrılarım başladı. Yarın öğle aramda tekrar doktora gideceğim.

Kurumdaki yoğun iş temposuna ayak uyduramadım. Gelmeyen çocuklara eski sistemde yaptıkları gibi ders yazmaya(ders alıyormuş gibi göstermeye) tekrar başladılar. Bu iş de canımı sıkmaya başladı. Buna rağmen günde bir boş ders görmeyi iple çeker oldum. Artık fiziksel olarak da kaldıramıyorum. Elbette her özel sektör aynı değildir ama bir eğitim kurumu işletiyorsan sen orayı ticarethane olarak görmeyeceksin ve kimsenin hakkına girmeyeceksin. 

SE7EN

Se7en, Yedi.

1996 yılı Hollywood yapımı film. 

Başrollerde Brad Pitt ve Morgan Freeman'ı görüyoruz. Bir seri katil vardır. Peşinde olan ve onun izini süren iki dedektif. 

Freeman alanında uzmanlaşmış dedektiflerden birini canlandırır. Olaylara farklı bakış açılarından bakarak olayları çözümler. Bu konuda da çok iyidir. Pitt ise yeni jenerasyondan olan dedektiflerdendir. İşinde henüz çok yenidir.

Pitt ve Freeman korkunç cinayetler işleyen bu seri katilin izini sürerler. Seri katile göre 7 ölümcül günahı işleyen 7 tane insan vardır. Bu insanları ise kendi yöntemlerine göre vahşice öldürür. İki dedektif bu ölümlere bir son vermek için seri katille yüzleşirler.

Film, konusu ve karanlık görüntüleriyle izleyiciyi içine çıkarmaya başarmış. Böyle eski filmleri izlemek yenilere göre daha cazip geliyor bana. Oyuncu performanslarıyla göz kamaştıran muhteşem bir film.