31 Ocak 2020 Cuma

Ocak Ayının Son Günü






Merhaba sevgili okur.
Bir ay daha geride kaldı. 
Çok sevdiğim mevsimi, kışı henüz karla geçirememiş olsam da şehrimde, çok şükür sağlıklıyım ve huzurum yerinde.

Bugün evimizde Çek Cumhuriyeti'nden bir misafirimiz vardı. Aslında birkaç ay evvel bu misafirimizden bir gezi yazımda bahsetmiştim. Kız kardeşimin arkadaşı olan bu kız, İstanbul'a gelmiş ve bir gününü de bizimle geçirmişti. Kendisiyle gün boyu gezip anılarımıza güzel kareler ekleme şansımız olmuştu.

Kız kardeşimin yabancı arkadaşı İstanbul'a  kısa bir süreliğine tekrar geleceğini haber verdi. Bizde onu evimizde ağırlamak istedik. Buna benzer bir anı geçen yıl Ramazan ayında yaşamıştım. Yine kız kardeşimin başka bir şehirde yapmış olduğu gezi sırasında tanışmış olduğu üç tane Malezyalı kız öğrencileri evimize iftar yemeğine davet etmiştik. Neşeli bir sohbet eşliğinde güzel bir akşam geçirmiştik.

Bugünkü misafirimizle de benzer duyguları yaşadım. Aynı dili konuşmuyor olsak da, farklı kültürlere, yaşam tarzlarına ve inançlara sahip olsak da insanların arasında sevgi ve saygı oldukça aşılamayacak hiçbir şey yok bence. Bizim için unutulmaz bir gündü. Çek Cumhuriyeti'nin kültürüne dair yeni bilgiler bile öğrendim. 

Daha çok güzel anılar biriktirebilmek dileğiyle,
huzurlu geceler!

30 Ocak 2020 Perşembe

Be With You




be with you konusu


Be With You, Güney Kore 2018.
Başrollerinde So Ji Sub ve Son Ye Jin yer alan film, Japon Yazar Takuji Ichikawa tarafından kaleme alınmış. Daha sonra Japonya'da çok beğenilen bu roman bir filme, ardından da diziye uyarlanmış.

Kore uyarlamasında ise başrolde yer alan başarılı oyuncu So Ji Sub, kısa bir süre önce çok sevdiği eşini kaybeden ve bir oğlan çocuğuna sahip olan baba rolünü canlandırır.

Karısının ölümü üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen evin her köşesinde onunla olan anıları taptazedir. Oğlu ise küçük olduğundan dolayı ölüm kavramını tam olarak bilemediği için babasının vermiş olduğu söz üzerine annesinin bir gün eve geri döneceğinin hayalini kurar ve umutla bu hayalinin gerçekleşmesini bekler. Babasının verdiği söze göre annesi o yıl yağacak olan ilk yağmurda eve geri dönecektir.

Bir gün beklenmedik bir şekilde annesi ilk yağan yağmurda eve gelir. Ve kadın geçmişe dair hiçbir şey hatırlamaz. Tüm anıları hafızasından silinmiştir. Bu olaya şaşıran ve inanamayan kocası, karısının eve geri döndüğü bilgisini herkesten sır gibi saklar. Ve tekrar eskisi gibi mutlu bir şekilde yaşam sürmeye devam ederler. Ancak yağmurlu günler yavaş yavaş son bulmaya başlayacaktır.


Film dram-romantik türde. Geçmişle günümüz arasında kesitlerle harmanlanan filmin konusu hüzünlü olsa da gerçek sevginin saflığını ve masumluğunu çok güzel anlatıyor. 


27 Ocak 2020 Pazartesi

KADRANSIZ SAAT





Kadransız Saat, Carson McCullers.

Yazar, hastalıklarla geçirdiği elli yıllık ömrüne çeşitli konularda denemeler, öyküler, şiirler ve romanlar bırakmış. Kadransız Saat, insan ilişkilerinin işlendiği ve yine insanın kendi iç sesiyle birçok sorunun cevabını aradığı bir kitap.

Kitabın konusu, ABD'de iç savaşın ardından Kuzey ve Güney eyaletleri arasında yaşanan kopukluğun meydana geldiği 1950'li yıllarda geçmekte. Kitapta dört karakter ve bu karakterlerinin birbirlerine karşı anlatmış oldukları sorunlar işleniyor. Bu sorunlar kimi zaman ülkede yaşanan problemler olmakla birlikte karakterlerin yaşadığı zorluklar da gerçekçi bir şekilde yansıtılıyor.

Kitapta geçen Georgia isimli eyalette yaşayan bu dört karakterin hayatı birbirleriyle iç içedir. Ve ayrılmaz şekilde bağlıdır da. Dönemin sorunlarından biri ırk ayrımı ve adalet kavramı bu eyalette dört karakterin kendi aralarında tartıştığı meselelerden birisidir.

Sherman Pew, siyahi bir gençtir. J. T. Malone, eyalette bir eczacı dükkanına sahip orta yaşlı bir adamdır. Kısa bir süre önce hiç beklemediği bir hastalıkla yüzleşir. Fox Clane, eski bir siyasetçidir. Jester Clane ise Fox Clane'in torunudur. Jester, kendi ayakları üzerinde kimseye bağlı kalmadan yaşamını sürdürmeyi hayal etmektedir.

Kitapta dört farklı karakterin yaşamlarına konuk oluyoruz. 



25 Ocak 2020 Cumartesi

Brunei 'den Kartpostal ve Magnet | POSTCROSSING







Güneydoğu Asya'da Borneo adasında bulunan Brunei isimli ülkeden küçük bir postam var. Bu postanın içerisinde ise kartpostal ve bir de magnet bulunmakta.

Brunei, Brunei Darü's-Selam yani Brunei Barış Ülkesi Devleti olarak bilinmekteymiş. Açıkçası bu ülkeden ilk defa bir kartpostala ve magnete sahip olmaktayım.

Ülkenin tek komşusu Malezya'dır. Ve resmi dili de Malayca imiş.
Kartpostalın üzerinde yer alan resimde Jame Asr Hassanil Bolkiah Camiisi.
Bu camii ülkenin iki ulusal camiisinden birisi. Camiinin temeli 1988 yılında atılmış ve 1992 yılında tamamlanmış.

Brunei'de yer alan camii, görkemli ve göz kamaştırıcı kubbesi ve minareleri ile ziyaretçilerini etkisi altına alıyor.

Brunei’den gelen bu güzel kartpostal ve magnet için teşekkür ederim. 
Kartpostallar bizlere daha önce tatmadığımız duyguları, keşfedilmeyi bekleyen düşünceleri bulmamıza vesile oluyor.

Ve yine bir kartpostal başka bir ülkenin kültürünü, dilini, bilmediğimiz güzelliklerini öğrenme fırsatını sunuyor. 

İyi ki kartpostallaşmak var!

24 Ocak 2020 Cuma

CRAZY ROMANCE





Crazy Romance, Güney Kore 2019.

Başrollerde Gong Hyo Jin ve Kim Rae Won'un yer aldığı film, insan ilişkilerini işleyen ve insanlar arasındaki sorunları, çatışmaları, kararsızlıkları ele almakta.

Kim Rae Won, kısa bir zaman önce evlilik yolunda giden bir ilişkisini bitirmek zorunda kalır. Bu durumu kabullenmekte zorlanır ve hayatındaki düzen alt üst olur. Günler onun için çok zor geçer. Hayata adapte olamaz ve gün içerisinde insanlarla pek de sağlıklı  bir ilişki geçirebildiği söylenemez.

Gong Hyo Jin, Kim Rae Won'un çalıştığı iş yerine yeni kabul edilen bir çalışandır. Hyo Jin de kendi yaşamı içerisinde geçmişten gelen bazı problemlerle karşı karşıya gelmektedir. Bu yönüyle Rae Won ile bir benzerlik kurar ve kendisini ona karşı yakın hisseder.

İkili zamanla birbirlerini tanımaya başlarlar. Geçmişteki problemleri hakkında konuşup birbirlerine teselli ve motive edici sözler söylerler. Ve aralarında kaçınılmaz bir bağ oluşmaya başlar.

Başarılı oyuncu Gong Hyo Jin, bu filminde de karaktere yansıttığı oyunculuğu ile izleyene gerçekçi bir hikaye yansıtmayı başarmış. Erkek oyuncu Kim Rae Won da rolünü iyi bir şekilde üstlenerek filme iyi bir şekilde yansıtmış.

Dram türünde konusu akıcı bir şekilde işleyen bir film.



23 Ocak 2020 Perşembe

Güzel Haberlerim Var





Sevgili okur,
Günlerden perşembe.
Benim için bu gün, özlemle ve merakla beklediğim bir gündü.
Kız kardeşim geçen yılın son aylarına doğru Erasmus için Macaristan'a gitmişti. Yaklaşık dört ay kadar süren bu ayrılık nihayet bugün son buldu.

Geçen bu süreçte anladım ki kişinin, sevdiği insanlardan ayrı kalması ne zormuş. Çok şükür ki sağ salim kavuştuk birbirimize. Sanırım kız kardeşime çok bağlıyım. Çünkü benim için bir kardeşten de fazlası o. Bazen bir dost, bazen bir sırdaş bazense bir arkadaş.

Erasmus serüveninde iyisiyle kötüsüyle bir sürü anı biriktirdi. 
Gittiği günden beri her hafta görüntülü veya sesli arama yapmış olsak da yüz yüze konuşup anlatacak o kadar çok şey birikmiş ki.

Dün akşam ise öğrencim M.'nin annesi telefonuma bir resim gönderdi. 
Bu fotoğraf karesinde öğrencim M. elindeki Teşekkür Belgesiyle sınıf öğretmeninin yanında kocaman gülümsemesi ile birlikte poz vermişti. Velimin bu güzel fotoğraf karesini benimle de paylaşmış olmasına çok sevindiğimi belirttim ve öğrencimi tebrik ettim. Canım öğrencim ise bu Teşekkür Belgesini benim sayemde aldığını söylemiş. O kadar mutlu oldum ki, bu mutlu edici cümleler yüzümde bir tebessüme sebep oldu. 

İnşallah mesleğimi icra ettiğim süre boyunca daha nice çocuğun kalbinde yer edinirim.
Huzurlu akşamlar!

21 Ocak 2020 Salı

GÜN BİTERKEN









Sevgili okur,
Geçtiğimiz gün kütüphaneye uğradım. 
Elimde teslim etmem gereken kitaplarım vardı. Çok üzülerek belirtmek istiyorum, kitapların teslim süresini biraz geciktirmiştim. Bu yüzden de çekinerek özrümü dile getirip kitapları teslim ettim. Neyse ki yetkili kişi anlayış gösterdi. Kendimi biraz daha iyi hissederek kütüphanenin kitaplıkları arasında dolaşmaya başladım. Uzunca bir arayıştan sonra elime iki kitap aldım, kitapların barkodunu okuttuktan sonra oradan ayrıldım.


İnsanların duygularının kolayca sömürüldüğü bir zamanda yaşıyor olsak da çevremde hiç tanımadığım insanların iyi davranışlarıyla karşılaşmak mutluluk verici bir sebep. Mesela şu sıralar sokak hayvanlarına karşı çok duyarlı insanlarla sık sık karşılaşmaktayım. İşte bu günüme güzellik katan sebeplerden bir tanesi. 

Bu güzelliklerin aksine kaba, duyarsız ve anlayışsız insanlarla da karşılaşıyoruz.
Özellikle İstanbul'un toplu taşıma araçlarında bu tür insanlardan fazlaca bulunmakta.

Anlayış, empati, duyarlılık, sevgi, saygı. Tüm bunları insan, içinden gelerek samimiyetle yapmalı. Eğer bunun tam aksini yani samimiyet göstermeden yapıyorsa zaten en başta kişi, önce kendisini kandırmış olur. Ve kalbinde kalıcı bir mutluluk elde etmez . Bu mutluluk gelip geçici bir his olur. Sıradanlaşır, basitleşir.



Demem o ki sevgili okur,
Önce samimiyet. 
Davranışlarda, bakışlarda, düşüncelerde, niyetlerde ve en önemlisi kalplerde.
Huzurlu geceler!






19 Ocak 2020 Pazar

TOUCH



touch kore dizi


Touch, Güney Kore 2020.
Güncel bir dizi. Başrollerde Kim Bo ra ve Joo Sang Wook yer alıyor.

Joo Sang Wook, işinde başarılı bir makyaj sanatçısıdır. Makyaj üzerine katıldığı birçok  yarışmada ve etkinlikte adını dünyaya duyurmuştur. Ayrıca makyaj üzerine çalışmış olduğu bir iş yeri vardır. Burada ünlü insanların katılacakları organizasyonlara ya da programlara uygun makyajlarını yapmaktadır.

Kim Bo Ra, geleceğe dair hayalleri olan bir kızdır. Onun tek hayali bir grupla çıkış yaparak idol olmaktır. Bunun içinde çok küçük yaştan itibaren bir şirketin bünyesinde azimle çalışmaktadır. Bir gün hayali gerçekleşir ve emeklerinin karşılığını katıldığı bir idol yarışma programında ilk beşe girerek alır, böylelikle çıkışını yapar. Ancak yaşanan kötü bir talihsizlik sonucunda şirketten kovulur.

Zor günler yaşayan Kim Bo Ra her şeye rağmen hayatta kalmaya çalışır. Yeni iş görüşmelerine başvurur. Joo Sang Wook'un makyaj şirketinde kendine uygun bir iş bulur. Makyaj sanatçısı asistanı olarak yeni bir yola adım atar.

Dizi romantik-komedi türünde. Karakterlerin uyumu ve oyunculukları çok başarılı yansıtılmış. Yan karakterlerin diziye katmış oldukları renkler ve replikler de izlemeye değer.



17 Ocak 2020 Cuma

MALCOLM X



malcolm x kitap konusu


'' Başımdan, en az bir düzine insanın yaşayıp tecrübe edebileceği kadar olay geçti. ''


Çağa İz Bırakan Önderler - Malcolm X, Recep Şentürk.

Çağa İz Bırakan Önderler serisinin Malcolm X kitabını kaleme alan Yazar Recep Şentürk, kitabını üç bölümden oluşturmuş. İlk bölümde Malcolm'un hayata gözlerini açışından itibaren geçen süreyi, ikinci bölümde inancında olan arayışları ve değişimleri, üçüncü bölümde ise inandığı davayı savunmasını ele almakta.

Malcolm, 1925 yılında siyahilerin hiçbir hakkının olmadığı ve ırkçı bir politika izleyen Amerika'da dünyaya gelir. Rahip olan babası dini konuşmalarında insanlara ırkçılığın ve ayrımcılığın kötü olduğu düşüncesini anlatırdı. Bu vaazlarıyla dikkat çeken Malcolm'un babasının evi bir gün ateşe verilir ve evlerinde yangın çıkar.

Henüz 6 yaşında olan ve yaşadığı ülkenin karanlık yüzüyle karşı karşıya gelen Malcolm önce babasını kaybeder. Babasının ölümünün ardından annesi akli dengesini yitirir ve hayatını kaybeder. 

Malcolm, küçük yaşında yaşamış olduğu bu acılara rağmen okul derslerinde çok başarılı bir çocuktur. Bir gün öğretmeninin ırkçı sözlerine maruz kalır ve ardından okulu bir daha geri dönmemek üzere bırakır. 

O, artık sokaklarda yaşar ve birçok yasa dışı işe karışır. Henüz 20'lerindeyken hapishaneye düşer. Burada hayatını büyük bir değişime sokacak biriyle tanışır. Ve onun izini takip ederek islamla tanışır. Ancak bir süre sonra tanımış olduğu islamın gerçek islam olmadığını Hacca gidip gelmesi sonucu fark eder.

Böylelikle Malcolm, gerçek islam ile tanışmış olur. Tüm dünyada ırkçılığa karşı dik duruş sergileyen, zulme boyun eğmeyen, insan hakları savunucusu olarak tanınmaya başlar. 

Kitap, çağa iz bırakmış olan bir kahramanın yaşam hikayesi.




16 Ocak 2020 Perşembe

INSIDE




Inside, ABD 2002.
İçeride, çoklu kişilik bozukluğu ile ilgili kısa film.

Hastanenin psikiyatri kliniğinde tedavi gören bir hastanın, içinde var olan birden fazla kişiliklerin seslerine kulak veriyor izleyen.

Zihnindeki sesleri susturamayan bir hastanın, psikiyatristi ile beş dakika sürecek olan konuşmasını izliyoruz. Burada çoklu kişilik bozukluğu olan kişi, almış olduğu tedavilerin işe yaradığını psikiyatristi ile gerçekleşecek konuşmasında ona ispatlarsa tedavi gördüğü yerden çıkacaktır. 

Kişi gerçekten iyileşmiş midir? Yoksa kişinin içinde var olan kişilikler birlik olup oradan çıkmanın bir yolunu bulmaya mı çalışırlar? İzleyenleri oldukça şaşırtan bir sonla bitiyor film. İnsanı şaşırtan ve izleyenlerin zihninde ters köşe etkisi yaşatacak nadir filmlerden.



14 Ocak 2020 Salı

SEVGİLİ DOST #37






Sevgili dost,
Gün doğumu mu yoksa gün batımı mı?
Yoksa her ikisi de mi?
Bana fikrimi soracak olursan eğer buna cevabım her ikisi de olurdu.
Çünkü her ikisinin de yaşattığı duygu ve düşünceler birbirinden farklı hissettiriyor. 
Gün doğumu bir yandan yeni bir günün habercisi iken bir yandan da yeni umutlara yelken açabilmenin habercisi oluverir.

Gün batarken de tıpkı bir güneş gibi insan da kabuğuna çekilir. Geçirdiği günü sorgulamaya fırsat bulur. 

Sevgili dost,
Çoğu zaman yolda yalnız yürürken -eğer bir yere yetişmeyeceksem- adımlarımı yavaş tutarım. Yol üzerinde rastladığım hayvanlara uzaktan tebessüm ederim. Bazen de yanlarına gidip onları şefkatle severim. 

Sevgili dost,
Bir insanın kalbindeki merhamet ve sevgi tohumları hiç bitmese.
Her geçen gün bir önceki günden daha  da iyi bir insan olmak için çaba göstersek, sence de yaşadığımız dünya güzelleşmez miydi?



13 Ocak 2020 Pazartesi

BLOG YAZMAYA NASIL BAŞLADIN? | MİM





Merhaba sevgili okur,
Fark ettim de uzun zamandır yeni bir mim yapmıyorum. 
Blogumla ilgili düşüncelere daldığım bir esnada aklıma şu soru geliverdi,
''Blog yazmaya nasıl başladın?''

Mim yapmak için güzel bir soru olur diye düşündüm ve böylelikle bu yazıyı şimdi yazmaya karar verdim. 
Dilerim bol katılımlı ve keyifli bir mim olur.

Blog yazmaya nasıl başladın?

Yıllardan 2015, aylardan aralık. 
O zamanlar mektuplaşmaya yeni başlamıştım. Ve hemen ardından kartpostal arkadaşlığı da mektuplaşma serüvenime eşlik etmişti. Bir gün kız kardeşimden bir fikir geldi. ''Abla, blog açıp mektuplarını ve kartpostallarını oradan paylaşsana.'' cümlesi benim blog dünyasına ilk adımımı atmama sebep oldu.

Aslında çocukluğumdan beri yazmayı çok seviyorum. Ortaokuldayken Türkçe derslerinde kompozisyonlar, okul dergilerinde şiirler yazardım. Bu süreçte biraz babamdan da destek alırdım tabii.😊 Bazen hikaye yarışmaları olurdu onlara katılırdım. Hikayeyi yazar önce babama okutur, son düzeltmeleri yapar daha sonra öğretmenime teslim ederdim. 

Yazmak beni çok mutlu ederdi. Çocukluğumda günlükler tutardım. (Şu an günlük tutma alışkanlığım pek yok.🙈 ) Sonra anı defterlerim vardı. İşte yazmaya merakım çok eskiden beri vardı. 

İlk blog yazdığım zamanlarda yazdıklarım kime, nasıl ulaşacak düşünceleri aklımda dolaşırken aradan koskoca dört yıl geçti ve burada sizlerle yol arkadaşı olduk. Blog yazmak gerçekten sabır isteyen bir süreci kapsıyor. Yazdığım bir yazının bile birilerine ilham olması ya da ortak duygularda düşüncelerde buluşuyor olabilmemiz çok güzel.

Benim blog dünyasına ilk adım atma hikayem böyleydi. 
Sizlerin blog dünyasına nasıl başladığını okumak için sabırsızlanıyorum. 😊

MİMLENDİNİZ!!

Goncanın Dünyasından
Her Telden
Sessiz Umman
Beydanın Kitaplığı
Kağıt Salıncak
Çok Bulutlunun Günlüğü
İman Power
Ece Evren
Sakura Mevsimi
Sade ve Derin
Kağıttan Dünyam
Saife-i Saliha
Buluttan Öte
ve adını söylemediğim, bu mimi okuyan herkes. 😊

11 Ocak 2020 Cumartesi

LILA





Lila, 2014 Arjantin kısa film.

''Düşünceleriniz hayatınızı şekillendirir.'' cümlesinin doğruluğunu on dakikalık kısa filme başarıyla yansıtılan Lila'da izliyoruz.
Lila, etrafındaki insanları gözlemlemeyi seven biridir. Onlara bakarak kendi hayal gücüyle birtakım düşüncelere dalar ve bunu çizmiş olduğu resimlerine yansıtır.

Kısa filmde Lila isimli genç bir kız hayalleriyle neşe ve umut doludur. Elindeki resim defteri ve boya kalemleri ile gerçek yaşamdaki insanları gözlemleyerek hayal dünyasında buluşturarak onları resimlerine yansıtır.

On dakikaya sığdırılan bu kısa filmde insana birçok farklı mesaj verilmekte. Hayatımızdaki olumsuzlukları güzelliğe çevirmenin bizim elimizde olduğunu vurgular nitelikte. Uluslararası film festivallerinde pek çok ödüle layık görülmüş. Bu filmi tebessüm ederek izleyeceksiniz.






10 Ocak 2020 Cuma

Zor Olsa da Hayat Devam Ediyor





''Unutma ki gerçek zahit hiçbir şeyi olmayan değil, hiçbir şeye bağımlı olmayandır.''


''Karakter, insanın mizacı için bir örtü veya kıyafet rolünü üstlenebilir. İnsan isterse ve üzerinde çalışırsa karakterle kendi mizacının kusurlarını kapatabilir.''


''Hayatımız da kum saati gibidir. Kum saatinin üst kısmı bizim gelecek günlerimizdir. Oradaki kum tanecikleri gelecekte yapmamız gereken işlere benzer. Orta kısım içinde bulunduğumuz zaman dilimidir. Şimdiki zamanımız da kum saatinin orta kısmı gibi sınırlıdır ve oradan sadece bir iş geçebilir. Kum saatinin alt kısmı ise bizim geçmişimizdir.''


Zor Olsa da Hayat Devam Ediyor, Rövşen Abdullaoğlu.

Rövşen Abdullaoğlu Azerbaycanlı bir yazar. Ayrıca yazmış olduğu kitaplar Azerbaycan'da son yılların en çok okunanlar ve satılanlar arasına girmeyi başarmış. Farklı türlerde yayımlanan kitapları İngilizceye ve Rusçaya da tercüme edilmiş.

Yazarın, Zor Olsa da Hayat Devam Ediyor adlı kitabı ise Türkçeye çevrilmiş. Kitabı okuduktan sonra iyi ki de dilimize çevrilmiş ve bu güzel kitapla Türk okurların buluşma imkanı olmuş dedirtti.

Kitap motivasyon psikolojisi türünde. Hatta biraz da kişisel gelişim üzerine de değinildiğini söylemek mümkün. Kitabın ilk sayfalarında yazar, okurları için kitabın nasıl okunması gerektiğine dair küçük bir tavsiyede bulunmuş. Bu davranış da bana kalırsa yazarın okurlarına verdiği değeri gösteriyor. 

Kitap birçok farklı başlıktan oluşuyor. Her başlığın altında motivasyon üzerine farklı bir konu kaleme alınıyor. Konularda İslami ve batılı düşünürlerin sözlerine ve hadislere, ayetlere, peygamberlerin hayatlarından kıssalara da yer veriliyor.  Yazar, bu konuları gerçek hayattan sunmuş olduğu örneklerle de pekiştirerek okuyucunun hafızasında yer edinmesini başarıyla sağlıyor.

Şunu belirtmeliyim ki kitap, okumuş olduğum birçok motivasyon, kişisel gelişim kitaplarından oldukça farklı ve anlamlı. Yazarın anlatımı dikte edici bir şekilde değil aksine satırlarında okuruyla sohbet ediyormuş hissini yaşatıyor. Bunu hisseden okur da kitaba daha çok sarılıyor ve kitabı elinden düşürmek istemiyor.

Zor Olsa da Hayat Devam Ediyor, insanın hem aklına hem de kalbine hitap eden bir kitap. Beni en çok etkileyen bölümler; ''Oku Bacağından Çıkarmak, Bir İnsanın Hayatını Değiştiren On Dokuz Söz, Kelebeğe Yardım Etmek İsteyen İnsan, Anlatın Bakalım Afirmasyon Nedir?'' bölümleri oldu. Kitap, tekrar tekrar okuyacağım başucu kitaplarımın arasında yerini aldı.


''Zihnin olumsuz düşüncelerden arındırılması kalbin de temizlenmesini, böylece niyetlerimizin ve davranışlarımızın arınmasını sağlar.''

''Yaşadıklarınızı nasıl tanımlarsanız tanımlayın, yanılmış olmazsınız çünkü hayata hangi pencereden bakarsanız bakın, göreceğiniz şey aslında görmek istediğinizdir. Dolayısıyla gözlüğünüzün camı ne renkse hayatı o renkte görürsünüz.''


''Hayat çok güzel, onu kendimiz karamsarlığın siyah rengiyle boyuyoruz.''



9 Ocak 2020 Perşembe

KIRMIZI







Kırmızı, 2017 belgesel.
Belgeselin yönetmeni Abdurrahman Demir.

Belgeselde hayatının merkezine kırmızı rengini koyarak Konya'da yaşamını sürdüren Sultan Özcan'ın hayatına on beş dakikalığına konuk oluyoruz.

Sultan Özcan, ortaokulda okuduğu sırada öğretmeni ona karşı sevgi besler. Kısa bir süre sonra da Sultan Özcan öğretmeni ile severek evlilik kurar. Evlikleri süresince Sultan Özcan, eşi Ramazan'ın ona kırmızı rengini çok yakıştırmasından dolayı kırmızı renginden başka bir renkte kıyafet giymez. Evlilikleri on yıla yaklaşırken eşi Ramazan'ın çocukları olmadığı için boşanmak istemesi ve Sultan'ı terk etmesiyle son bulur.

O gün bugündür hayatını yalnız yaşayan Sultan Özcan için kırmızı rengi onu bırakıp giden ve hala sevdiği eşi Ramazan'ı hatırlatan, yüreğinde yaşatan bir tutkunun rengi olmuştur. 

Belgeseli izlerken Sultan Özcan'ın duygularına, yarım kalan aşkına ve yaşamına ortaklık edeceksiniz. Ayrıca belgesel birçok farklı dalda ödül almaya layık görülmüş.



                                    


7 Ocak 2020 Salı

Kore'ye Ulaşan Mektup





Sevgili okur,
İki gündür neredeyse aralıksız yağmur yağıyor şehrimde. 
Yağmura bir yandan da rüzgar sesi eşlik ediyor. 
Bu yağan yağmurlar beklenen karın habercisi olabilirler mi?


Bugün Koreli arkadaşımdan beni mutlu edecek bir mesaj aldım.
Yaklaşık iki aydır mektup arkadaşım için göndermiş olduğum paketin ulaşmasını dört gözle bekliyordum. Paketi ilk gönderdiğimde postacıdan kaynaklı bir talihsizlik yaşamıştım. Ancak postane yapılan yanlışlığı kabul edince paketim tekrar Güney Kore yolcusu olmuştu.

Sabahın erken saatlerinde Koreli arkadaşım paketin ona ulaştığına dair mesaj atmış. İşte güne bu güzel haberle başladım sevgili okur.

Mektup arkadaşlığının bana kattığı en iyi şeylerden biri de farklı kültürlerle tanışmak oldu. Hayata aynı bakış açısından bakmasak da aynı dili konuşmasak da mektuplar, saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde bir dostluk bağı kurma görevini üstlendi.

Şu zamana kadar birçok mektup arkadaşına sahip oldum. Kimi kısa süreli sürdü birkaç kereliğine kimi ise tek taraflı yani sadece benim mektup göndermiş olmamla kaldı. Her ne olursa olsun bunların hepsi bir tecrübe bu yolda. Buna rağmen mektuplaşmak, uzun süreli mektup arkadaşları kazandırdı bana. 

Şimdi biraz kitabımı alıp kitap okuyacağım. 
Bir yandan da yağan yağmur sesini dinleyeceğim. 
Huzurlu geceler!






5 Ocak 2020 Pazar

2019 OKUDUKLARIM






Bu yıl 2019'da okuduğumdan daha da çok okumak istiyorum.
Evet, yazıma böyle başlamak istedim. Bunu biraz da kendime söz vermek gibi düşündüm aslında. 

Geçen yılın son ayları çok yoğundu benim için. Gerçi şu sıralar pek yoğun değilim demem de doğru olmaz. 😊 Hayatın telaşesine, yorgunluğuna ve yoruculuğuna rağmen kitaplarımdan da vazgeçemiyorum. Bir şeyler okumadan, yazmadan duramıyorum. Okumayı, yazmak kadar çok seviyorum. 

Bugün geçen yıl okuduğum kitapları şöyle bir gözden geçirdim. Ve ortaya böyle bir liste çıktı. Dilerim bu yıl, geçen yıldan daha çok okuduğum bir yıl olur.


1. Dr. Jekyll ile Bay Hyde - Robert Louis Stevensen

2.Genç Werther'in Acıları - Goethe

3.Gazap Üzümleri - John Steinbeck

4.Kötü Saatte - Gabriel Garcia Marquez

5.Bahçe - Marguerite Duras

6.Küçük Kara Balık - Samed Behrengi

7.3:01 - Simon Kernick

8.Yabancı - Albert Camus

9.Deniz Duası - Khaled Hosseini

10.Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig

11.Kağıt Ev - Carlos Maria Dominguez

12.Lüzumsuz Adam - Sait Faik Abasıyanık

13.Lyon'da Düğün - Stefan Zweig

14.Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat - Stefan Zweig

15.İskemlede Beş Ceset - Agatha Christie

16.Bir Yaz Akşamı On Buçukta - Marguerite Duras

17.Fahrenheit 451 - Ray Bradbury

18.Şairi Öldürdüler - Onur Bayrak

19.Tongue Fu - Sam Horn

20.Hastalık Hastası - Moliere

21.Hasretinden Prangalar Eskittim - Ahmet Arif

22.Çavdar Tarlasında Çocuklar - J. D. Salinger

23.İki Kız Kardeş - Edith Wharton

24.Herkesleşme - Tunç İlkman

25.Alaycı Öyküler - Adnan Özyalçıner

26.Northanger Manastırı - Jane Austen

27.Veronika Ölmek İstiyor - Paulo Coelho

28.Hayvan Çiftliği - George Orwell

29.Yalnızlık Paylaşılmaz - Özdemir Asaf

30.Sarı Duvar Kağıdı - Charlotte Perkins Gilman

31.George Dandin veya Bir Koca Nasıl Rezil Edilir - Moliere

32.Sineklerin Tanrısı - William Golding

33.Altıncı Koğuş - Anton Çehov

34. Jane Eyre - Charlotte Bronte




4 Ocak 2020 Cumartesi

Side Apollon Tapınağı | Antalya






Antalya'nın Side ilçesinde yer alan, ziyaretçilerini Roma dönemine götüren bu tarihi yapıtın ismi Apollan Tapınağı.

Side'ye vardığımda öncelikle sahile doğru yürümeye başladım. Kimseye sormasanız bile insan kalabalığını takip ettiğinizde sahile ulaşmanız mümkün. Side'nin her yeri buram buram tarih kokmaktaydı. Etrafta gezerken Roma dönemine ait birçok tarihi eser ve kalıntılar  görmek mümkün. 

Roma döneminde, Side'de sahil kenarına inşa edilen bu görkemli yapı o dönemin barış simgesi niteliğinde. Roma Barışı olarak bilinen iki tapınaktan biri de Apollan Tapınağı'dır.





Tapınak, ismini dönemin dini inanışı gereği sanat, ışık ve güzellik tanrısından almış. Yıllara meydan okuyan bu eşsiz eseri hala ayakta görebilmek çok güzel.



Şunu da belirtmeliyim ki; Side'deki Apollan Tapınağı'nı ziyaret etmek için birçok farklı ülkelerden turist gelmekte. Side'de yer alan çarşıda ise bir sürü hediyelik eşya satan yerler vardı. Eğer turist değilseniz sizinle pek ilgilenmiyorlar. Bunu gezmiş olduğum birkaç dükkanda fark ettim. Hatta bir dondurmacıdan dondurma alırken satıcının kaba davranışına ve üslubuna dahi maruz kaldım.
Ayrıca her şeyin satışı euro üzerinden yapılıyordu ve gerçekten değerinin baya üstünde satılıyorlardı.  Bu uygulamayı hiç tasvip etmedim.


Yaşadığım birkaç kötü duruma rağmen çok iyi ve yardımsever insanlarla da karşılaştım. İki gün gibi kısa bir süreye Antalya gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış güzel bir şehri gezme fırsatım oldu.

Daha çok gezmek ve gezerken öğrenebilmek dileğiyle.





3 Ocak 2020 Cuma

Geçmişin Gölgesinde | Kars





Geçmişin Gölgesinde - Kars, Trt'nin belgesel kanalında bugün yayınlanmış olan program.

Ankara'dan kalkan Doğu Ekspresi treni, yaklaşık 24 saatlik bir yolculuğun sonunda Kars'a varıyor. Yolcular, aylar öncesinden yolcu bileti alabilmenin sevinciyle trene ilk adımlarını atıyorlar. Ve iki gün sürecek olan trenle yolculuk başlıyor.
Belgesel, trenin makinisti olan Muharrem Toraman'ın etrafında izleyenlere sunuluyor.

Belgeselde Doğu Ekspresinin yalnızca bir ulaşım aracı olmadığının ayrıca Kars'taki kültürel ve sosyal ilişkileri de etkilediğinin üzerinde duruluyor. 

Muharrem Toraman'ın Doğu Ekspresi trenindeki son iş günüdür. Artık emekliye ayrılacaktır. Çocukluk hayalini gerçekleştirdiği mesleğine veda edeceğine üzüntü duysa da diğer yandan ailesi ile birlikte daha çok vakit geçireceği için de mutludur. 

Belgeselde makinistin eşliğinde Kars'ın tarihi yerlerini, kültürel yemeklerini görme fırsatını yakalıyoruz. Bol bol kar manzaralarının eşlik ettiği mini bir belgesel.





2 Ocak 2020 Perşembe

Crash Landing on You





Crash Landing on You, Güney Kore 2019.
Başrollerde adından söz ettiren dizilerde görmeye alışkın olduğumuz başarılı aktörlerden Hyun Bin yer almakta.

Dizinin konusu klişeleşmiş Kore dizilerinden biraz farklı. Dizi, Güney Koreli bir kadın ile Kuzey Koreli bir adamın yollarının kesişmesini konu alıyor.

Yoon Se Ri, kendi ülkesinde yani Güney Kore'de işinde başarılı olan ve başarılarıyla adından sıkça söz ettiren bir kadındır. Bir gün işi gereği anlaşmış olduğu bir firmanın ürün denemesini yapar. Bu deneme ise yamaç paraşütü uçmak olacaktır. Se Ri, hesaba katılmayan ve aniden değişen hava koşulları sebebi ile fırtınaya kapılır. Gözlerini açtığında ise kendisini Kuzey Kore topraklarında bulur. 

Hyun Bin, Kuzey Koreli bir subaydır. Se Ri ile bir görev sırasında karşılaşır. İlk başta ne yapacağını bilemeyen Hyun Bin, Se Ri'yi  kendi ülkesine güvenli bir şekilde gitmesine kadar onu saklamaya karar verir. 

Dizinin konusu gerçekten çok başarılı ve gerçekçi bir şekilde yansıtılmış. Kuzey Kore ile ilgili bir belgesel izlemiştim. Bu dizide de Kuzey Kore'deki yaşamın gerçekçiliği o kadar iyi yansıtılmış ki. Dizi 16 bölümden oluşuyor ve romantik-komedi türünde.

1 Ocak 2020 Çarşamba

Salda Gölü | Burdur






Salda Gölü, Türkiye'nin Malidivler'i olarak bilinmekte. Burdur'un Yeşilova ilçesinde yer alan, etrafı kayalıklarla çevrili ve kapalı havza olma özelliği taşıyan Salda Gölü'nü ziyaret etme planını Antalya gezime eklemiştim. Ve bunu gerçekleştirdim.


Salga Gölü haberlerde, sosyal medya platformlarında oldukça yoğun ilgiye maruz kalan son zamanların popülerleşen ve gün geçtikçe de ünleneceğini düşündüğüm yerlerden biri.
Salda Gölü'ne vardığımda etraf çok sessiz ve sakindi. Ben orayı ziyaret ettiğimde aylardan kasımdı. Sonbahar ayı olduğundan dolayı pek kimse yoktu. Açıkçası böyle sessiz sakin olmasını pek bir sevdim. Orada tanıştığım bir kadın buranın yaz aylarında oldukça kalabalık olduğunu söyledi. 

Çevreyi biraz gezinince kamp alanlarına rastladım. İnsanlar çadırlarıyla gelip burada kamp yapıyorlardı. 


Daha sonra biraz gölün kenarında yürüyüş yaptım. Sonra oturdum. Gökyüzünün maviliğini izlerken kıyıya vuran suyun sesine kulak verdim.




Havası, ortamı, manzarası çok güzeldi. Eğer kamp yapma imkanınız varsa birkaç gece burada konaklayıp hem gün doğumuna  hem de gün batımına burada eşlik etme şansını elde etmiş olursunuz. 




 

BİRPEMBESEVER