Move to Heaven

 

Move to Heaven, Güney Kore 2021.

Geu Roo adında bir genç ile babası, ölen kişilerin öldükleri evi temizleme ve kişisel eşyalarını geride kalan ailelerine düzenli ve özenli bir şekilde verdikleri bir aile şirketinde çalışırlar. Geu Roo, asperger sendromlu bir gençtir. Hayatındaki tek ailesi babasıdır. Babası ile iyi bir bağı olan genç çocuk hayata karşı pozitif ve neşelidir.

Bir gün gerçekleşen bir kazada genç çocuk babasını kaybeder. Hayatta tek başına kalmanın zorluğunu bilmeyen genç çocuğa hapishaneden yeni tahliye olan amcası, avukat tarafından Geu Roo’nun yeni vasisi olarak görevlendirilir.

Asperger sendromlu olduğu için diğer insanlarla iletişimi zayıf olan ve rutinlerin dışına çıkmaktan hoşlanmayan Geu Roo, asi ve bağımsız yaşamayı seven amcası ile yeni bir hayata alışmaya çalışacaktır. Amcası ile yeni yaşam düzeninde ölümün, aile ve sosyal iletişimin önemini birlikte kavramaya başlayacaklardır.

10 bölümden oluşan dizide oyuncular, rollerine oldukça gerçekçi bir şekilde bürünüyorlar. Dram türündeki dizide yer yer neşeli sahnelere de yer veriliyor. Dizinin ikinci sezonunun da beklendiği söyleniyor.

Ölümcül Yumurtalar

 

“Hayatta her şeyin bir sonu vardır.”

“İnsan kendini doğanın kucağında daha iyi hissediyordu.“

“Kimseye iyi veya kötü demekte acele etmiyorum. Çünkü insanlar her zaman beni şaşırtmayı başarmışlardır.“

Ölümcül Yumurtalar, Mihail Bulgakov.

Sovyet Rusya’da Rus devriminin gerçekleştiği yıllarda zooloji profesörü Persikov’un aklına gelen dahi bir fikrin hayata uygulanışının doğuracağı iyi ve kötü sonuçların konu alandığı bir roman.

Profesör Persikov, canlı organizmaların onları devleştiren ve üremelerini hızlandıran bir buluş ortaya koyar. Bu buluşunu da kızıl ışını ile gerçekleştirmektedir. Bu ışın sayesinde canlı organizmaların hem üreme hızı hem de boyutları hızla gelişmektedir.

Persikov, deneyini birkaç bilim insanı arkadaşı dışında gizlice yürütmekteyken tam o sıralarda Sovyet Rusya’da bir tavuk salgını baş gösterir. Bütün tavukları telef eden bu salgın, halktan kesimin günlük yaşantısını da olumsuz etkilemeye başlar. Ülke yönetimi her türlü yumurta ve et tüketimini de yasaklayınca insanlar çaresizce bu salgından kurtulmayı beklerler.

Profesörün yürütmüş olduğu kızıl ışını deneyi tavuk salgını üzerinde denenmek ister. Profesör ve arkadaşları kızıl ışınını bu salgın üzerinde denemeye başlarlar.

Doktor Moreau'nun Adası

 

''Bir hayvan fazlasıyla acımasız ve kurnaz olabilir, ama ancak gerçek bir insan yalan söyleyebilir.''

''Nasıl ve neden bilmiyorum, ama göğün o parlak sakinleri sonsuz bir huzur ve güven veriyor insana.''

''Kendimi şehirlerin ve kalabalıkların kargaşasının dışına attım; günlerimi bilgece yazılmış kitaplar arasında; insanların ışık saçan ruhlarıyla aydınlanan hayatlarımızın o ışıl ışıl pencereleri arasında geçiriyorum.''

Doktor Moreau'nun Adası, H. G. Wells.

Edward Prendick, Lady Vain isimli gemide yolculuk yapan bir bilim insanıdır. Lady Vain kötü bir talihsizlik sonucunda alabora olur. Geminin devrilmesinin sonucunda hayatta kalan tek insan olan Edward Prendick çaresizce hayatta kalmanın arayışı içerisine girer.

Gemiden arta kalan enkazın üzerinde günler geçerken denizin uzaklarından ona doğru gelmekte olan bir kayık görür. Bu kayıkla hayatta kalacağına iyice inanan Prendick, kayıktaki insanların onu bir adaya hapsedeceklerinden habersizdir.

Kayıktaki adamlar Prendick'i alarak adada yaşamakta olan Doktor Moreau'nun Adası'na doğru yola koyulurlar. Adaya varan Prendick'i tuhaf canlılar karşılar. İnsana benzeyen bu canlılar aynı zamanda değişik değişik hayvanlara da benzemektedirler. Prendick bu durumu hem tuhaf hem de ürkütücü bulur. Zaman geçtikçe bu adada esrarengiz deneylerin yapılmakta olduğuna şahit olur. İçinde bulunduğu bu korkunç adadan kaçıp kurtulmanın yollarını arayacak olan Prendick, diğer taraftan Doktor Moreau'nun gerçek kimliği ve kötü planları ile yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Bilimkurgu türündeki roman yazıldığı dönemde oldukça yankı uyandırmış bir konuya sakip. Ayrıca kitabın 1977 yılına ait film uyarlaması da bulunmaktadır.

Voice of Silence

 

Voice of Silence, 2020 Güney Kore.

Yoo Ah In, küçük bir kasabada kız kardeşi ile birlikte yaşamaktadır. Şehirde bir adamın yanında arabayla seyyar meyve-sebze satıcılığı yapar. Dışarıdan çok masumane görünen bu işin aksine ikili birlikte suç örgütlerinin kirli işlerini temizlemek için kiralanmış olan insanlardır.

Suç örgütleri öldürmek istedikleri adamları öldürürler, ortamı ve cesetleri temizlemek de bu ikiliye düşer. Her zaman bu şekilde çalışarak paralar kazanan Yoo Ah In ve iş arkadaşı bir müşteri tarafından bir iş için tutulurlar.

11 yaşında olan bir kız çocuğu kaçırılmıştır. Kaçırılan kız çocuğu, fidye için bekletilecektir. Bu geçici süreçte kız çocuğunun Yoo Ah In’in evinde kalması uygun görülür. Yoo Ah In’in vakti geldiğinde iş için kiralanmış oldukları müşteriye küçük kızı teslim etmesi gerekecektir. Fakat zamanla küçük kız, Yoo Ah In için kız kardeşinden farksız olacaktır. Aralarında gelişen bu bağın sonucunda ise kötü adamlarla Yoo Ah In arasında kovalamaca başlayacaktır.

Sıfır replikle filmi tamamlayan Yoo Ah In, bu filminde hiç repliği olmadan kendi için bir ilki gerçekleştiriyor. Gerilim, dram, suç türündeki film mükemmel bir konuya ve oyunculuklara sahip.

Cumartesiden Geriye Kalanlar

 

Sevgili okur,

Son günlerde kalbimde sebebini bilmediğim bir karamsarlık hakim. Her ne kadar edindiğim uğraşlarla boş vakitlerimi doldurup kendimi mutlu etmeye gayret etsem de umutsuzluk hissi kalbimin bir köşesinde yer edinmiş durumda. 

Hafta içleri bazı akşamlar bitkilerimle ilgilenmek bir nebze de olsa asosyalleşen hayatımı unutmama sebep oluyor. Yaz ayının gelmesiyle bazı sukulentlerimin toprak ve saksı değişimlerini yaptım. Biz insanların nasıl ki değişime ve yeniliğe ihtiyacı oluyorsa bitkilerin de aynı şeylere gereksinimi oluyor.

Geçtiğimiz gün bir çiçekçinin önünde görmüş olduğum yılan kaktüsü satın aldım. İki yıl önce çalıştığım bir kurumda çoğaltma yapmam için biri bana bu kaktüsten bir parça vermişti. Güzelce büyümelerini tam sağlamıştım ki yanlış bakmam sonucunda kaktüs çürümüş ve ben de üzülmüştüm. Bu sefer hem edindiğim bu acı tecrübe hem de internette yaptığım bolca araştırmalar sonucunda yeni edindiğim yılan kaktüse daha bilinçli bir şekilde bakacağımı düşünüyorum.

Bugün evde geçirdiğim bir gün olacaktı ki çok ani bir kararla kendimi dışarıya atmaya karar verdim. Normalleşmeye geçtiğimiz şu günlerde zihnimde kendime iyi gelecek şeylerle doldurmak düşüncesi var. Bugün de bir arkadaşımla spontane bir buluşma ayarladık ve doğa ile baş başa kalacağımız bir yerde vakit geçirdik.

Aniden gerçekleşen şu buluşma çok iyi geldi. Ortam değişikliği insanın ruhuna da iyi gelen şeylerden biri. Ve en mühimi muhabbetini sevdiğin insanların yanında her zaman var olduğunu bilmek.

Suç ve Ceza

 

''Aslında en doğal olan, hiç rol yapmamak ve olduğu gibi görünmek.''

''İnsanlar bin bir türlüdür ve her biri için özel bir uygulama geliştirmek gerekir.''

''İnsanın doğası, insanın aynasıdır, hem de ne ayna!''

''Her şey insanın içinde yaşadığı ortama, koşullara bağlıdır: Her şeyi belirleyen ortamdır, insansa bir hiçtir.''

''Sonra, herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım, Sonya. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini... İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini!''

''Ama burada yeni bir öykü başlıyor: Bir insanın yavaş yavaş yenilenmesinin, yeni bir hayat bulmasının, bir dünyadan başka bir dünyaya geçmesinin, hiç bilmediği yepyeni bir gerçekle tanışmasının öyküsü...

Suç ve Ceza, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski.

Yazarın 1866'da yayınlanmış olan eseri günümüze kadar önemini korumakta. Romandaki kahramanımız Rodion Romanoviç Raskolnikov, annesi ve kız kardeşinden uzakta başka bir şehirde hukuk eğitimi gören üniversite öğrencisidir. Aynı zamanda yoksullukla mücadele etmeye çalışan Raskolnikov, tefeci bir kadına elinde kalan değerli eşyalarını bırakarak para ihtiyacını böyle sürdürmektedir.

Hayatı yoksulluğa iyice sürüklenen Raskolnikov bir yandan da borç para aldığı tefeci kadının ona baskılarından bıkıp usanmaya başlamıştır. Tüm bunlara son verecek ve kendisinin katil olmasına sebep olacak bir planı günlerce kafasında kurup hayallerinde yaşamaya başlar. Bu planında tefeci kadını öldürmek ve içinde bulunduğu yoksulluktan ve sıkıntılardan kurtulmak ise onun tek gayesi olacaktır.

Tefeci kadını yanına aldığı bir baltayla öldüren Raskolnikov'un tasarlamış olduğu cinayetine ölen kadının kız kardeşi de tanıklık edince hesapta olmayan bir cinayeti de işlemek zorunda kalır. İki kişiyi öldüren Raskolnikov'un ruh hali, hayata bakış açısı yerle bir oluyor. Günden güne kötüye giden Raskolnikov, işlediği bu cinayetle hem mağdur rolünde hem de katil rolünde defalarca yüzleşmek zorunda kalacaktır.

İnsanı okurken düşündüren; düşünürken de fikirleriyle karmaşıklığa, çaresizliğe sürükleyen bir roman.