Ölümcül Yumurtalar

 

“Hayatta her şeyin bir sonu vardır.”

“İnsan kendini doğanın kucağında daha iyi hissediyordu.“

“Kimseye iyi veya kötü demekte acele etmiyorum. Çünkü insanlar her zaman beni şaşırtmayı başarmışlardır.“

Ölümcül Yumurtalar, Mihail Bulgakov.

Sovyet Rusya’da Rus devriminin gerçekleştiği yıllarda zooloji profesörü Persikov’un aklına gelen dahi bir fikrin hayata uygulanışının doğuracağı iyi ve kötü sonuçların konu alandığı bir roman.

Profesör Persikov, canlı organizmaların onları devleştiren ve üremelerini hızlandıran bir buluş ortaya koyar. Bu buluşunu da kızıl ışını ile gerçekleştirmektedir. Bu ışın sayesinde canlı organizmaların hem üreme hızı hem de boyutları hızla gelişmektedir.

Persikov, deneyini birkaç bilim insanı arkadaşı dışında gizlice yürütmekteyken tam o sıralarda Sovyet Rusya’da bir tavuk salgını baş gösterir. Bütün tavukları telef eden bu salgın, halktan kesimin günlük yaşantısını da olumsuz etkilemeye başlar. Ülke yönetimi her türlü yumurta ve et tüketimini de yasaklayınca insanlar çaresizce bu salgından kurtulmayı beklerler.

Profesörün yürütmüş olduğu kızıl ışını deneyi tavuk salgını üzerinde denenmek ister. Profesör ve arkadaşları kızıl ışınını bu salgın üzerinde denemeye başlarlar.