31 Aralık 2023 Pazar

Mâzîden Atîye Zarâfet Sergisi | Komik Para Tiyatro Oyunu

 


Cumartesi, yakın bir arkadaşımla bir sergi ve tiyatro oyunu sığdırdığımız bir gündü. Havanın güneşli olması soğuk esen rüzgarı unutturmaya yetmişti. Bir ay öncesinden aldığımız tiyatro biletimiz için oldukça heyecanlıydık. Birlikte gittiğimiz en son tiyatro oyunlarından sonra oluşan memnuniyetimiz, yaptığımız isabetli tiyatro oyunu seçimlerini akla getirmiş ve o günkü sohbetimize de hoş bir konu olmuştu.

Sıklıkla karşıma çıkan Abdülmecid Efendi Köşkü’nde dönemsel  sergilerin yer aldığı bu yerde sanat severleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden cumhuriyetin ilk yıllarına götürecek dönem kıyafetleri karşılıyordu. “Mâzîden Âtîye Zarâfet” isimli sergi 17 Mart 2024 tarihine kadar -pazartesi hariç- ziyaretçilere ücretsiz bir şekilde açık olacakmış.

Abdülmecid Efendi Köşkü’ne öğleden önce vardık. Çok kalabalık olmayan bir zaman dilimine denk geldiğimiz için şanslıydık. Köşke girişlerde bir önceki ziyaretime göre olan izlenimlerime göre ziyaretçiler daha sıkı kontrollerden geçiriliyordu. İçeriye su, makyaj ürünleri gibi maddeler asla sokulmuyordu. 

Sergi salonuna giriş yaptığımızda dönem kıyafetleri tüm ihtişamı ve göz alıcı zarafetiyle bizleri karşıladı. Bazı güvenlik görevlerinin ise gereğinden fazla yaptıkları uyarılar ve kaba üsluplar böyle bir atmosfere ne yazık ki yakışmamıştı. Kıyafetlerin gelen ziyaretçilerden korunması ve dikkatli olunması anlaşılır bir şeydi ancak hiçbir kural ihlali yapmadan da uyarı alındığına şahit olmak da anlaşılmaz bir şeydi. Kıyafetlerin etrafı şeffaf bir platformla çevrili olsaydı bu tür davranışlara da kimse maruz kalmaya mecbur olmayabilirdi.

Köşkün her iki katında yer alan odalar kıyafetlerle doluydu. Kadrajıma aldığım birkaç fotoğraf karesini sırasıyla paylaşıyorum.






Şimdi paylaşacağım ayakkabı ve çantaların şıklığına, zarafetine gerçekten bayıldım.
 


Bu tablo ise Osman Hamdi Bey’in “Gezintide Kadınlar” adlı eseri. Sergi salonunda bir odada yer alıyordu.


Sergiden sonra tiyatro izleyeceğimiz yere doğru yola koyulduk. Tiyaro oyunumuzun adı: Komik Para.



Yine izlemesi çok keyifli ve komik bir kurguya sahip oyunu izleme fırsatımız oldu. Oyunun son kısmında oyuncuların da üzerinde yer aldığı sahte paralar seyircilere doğru müzik eşliğinde fırlatıldı.

Tiyatro sonrası acıkan karnımızı doyurmak için Kore yemeklerini hiç denemeyen ve denemek isteyen arkadaşımın da onayını alarak en yakındaki Kore restoranının yolunu tuttuk. İlk tadıma göre yemekleri beğendi. Yemeğimiz eşliğinde birbirimize hazırladığımız hediyeleri verdik. Arkadaşım seramik tabağa benim için bu çizimi yapmış. Çok mutlu oldum. Cumartesi gününü hoş bir tebessümle bitirmiş olduk. 



26 Aralık 2023 Salı

Koşar Adımlarla Yürümek

 



Gözlerim dalıp gidiyor. Zamansızca, uzaklara. Adım adım bu yılın son günlerine yaklaştık. Bana adımlarımı soracak olursan epey hızlıydı. Hızlının da hızlısı. Birkaç gündür hava epey güneşli. Sanki kışın içinde ilkbahar gizlenmiş. Böyle havaları sevsem de kar yağmasını özledim. 

Zihnimi dinlendirmek istediğim bir araya ihtiyacım var. Ara tatili çocuklardan çok ben istiyor olabilirim. Bugün bir veli toplantısı yaptım. Tam olarak istediğim gibi geçmedi. Küçük çocuklarla uğraşmaktan ziyade yetişkin insanlarla uğraşmak en zor olanı. Bir şey bilmeyen ama bildiğini iddia edip konuşmaya devam eden insanlar fazlasıyla yorucu. “Yavru kuş yuvada gördüğünü yapar” atasözü ile sınıfımdaki düzeni bozan ve saygısızca davranan öğrencilerin nasıl bu halde olduklarını biraz da olsa bugünkü toplantıda gözlemlerim sonucunda anlıyorum. 

İç karartıcı konuşmalardan biraz uzaklaşacak olursam iyi bir haberim var. Mektup arkadaşım ocak ayında İstanbul’a gelecek. Her ikimiz de onun geleceği güne doğru günleri birer birer saymaya başladık. İlk karşılaşmamız nasıl olacak, tepkilerimiz ne olacak merakla bekliyorum. Dokuz yıldır yalnızca mektuplarla tanıdık birbirimizi. Kısmet olursa ilk kez böyle bir deneyim yaşayacağım. Evet, doğru bildin. İçim içime sığmıyor.

Pazar günü Beykoz taraflarına gittik. Doğa ile baş başa olmayı öyle çok seviyorum ki. Gittiğimiz yer şansımıza pek kalabalık değildi. Birbirinden harika fotoğraflar çektim. Gökyüzü o gün ayrı güzeldi sanki. Bulutlar inzivaya çekilmiş ve yerini, gökyüzü mavisinin derinliğine bırakmıştı. Yol üzerindeki bir çiçekçiden kendime farklı bitkiler aldım. Menekşe, minyatür gül ve sukulent. 

Sabah yürüyüşlerine evcil hayvanlarıyla yürüyüşe çıkan insanlar görüyorum. Adı Mina olan şirin mi şirin sevimli bir köpekle tanışıyorum. Sahibi yaşlı bir teyze. Bana torununun köpeğini büyüttüğünü ve ona baktığını söylüyor. Ayaküstü gerçekleşen hoş  sohbetin ardından köpeğe ve sahibine veda edip yürüyüşüme devam ediyorum.

Hızlı bir koşuşturmacanın içerisinde geçiyor günler. Sonunu bilmediğimiz bir yarışın içindeymişiz gibi…


18 Aralık 2023 Pazartesi

Run

 


Gizli Gerçek, ABD 2020.

Chloe, dış dünya ile hiçbir bağlantısı olmadan sessiz bir kasabada annesi tarafından yetiştirilmiş bir kızdır. Üniversiteye gidecek yaşa gelen Chloe, küçük yaştan itibaren eğitimini yine annesi tarafından evlerinde almıştır. Genç kız, doğumundan beri birçok hastalıkla mücadele etmekte ve yürüyemediği için tekerlekli sandalye ile günlük hayatını devam ettirmektedir.

Genç kız günlerini büyük bir heyecanla bekleyerek geçirir. Çünkü çok yakın zamanda üniversite tercihleri için başvuruda bulunmuştur. Umutla beklediği kabul mektubu ise bir türlü gelmez. Tam umutsuzluğa kapılacakken annesinin kendisinden bir şeyler gizlediğine dair şüpheler edinmeye başlar. Bir süre annesini ve onun davranışlarını gözlemleyen genç kız, tuhaf şeyler sezer. Chloe’nin hayatı, bu tuhaflığı fark etmesiyle alt üst olacaktır.

Chloe, annesinin yıllarca ondan gizlediği büyük sırlarla yüzleşerek annesini karşısına alacaktır. Ve ondan yıllarca saklanan korkunç gerçeklerle karşı karşıya gelecektir. 

 


16 Aralık 2023 Cumartesi

Aklımda Kalanlar

 


Son günlerde bir unutkanlık aldı başını gidiyor. Takviye gıdalar ve vitaminleri ihmal etmemeye özen göstermeye başladım. Hem havalar çok soğuk olmaya başladı hem de şu unutkanlığıma yarar sağlarlar diye. 

Haftalar çabucak geçip gidiyor. Aralık ayını ise çoktan yarıladık. Uzun zamandır İkea’ya gitmek istiyor ama bir türlü fırsat bulamıyordum. Akşamüstü yağan yağmura aldırış etmeden İkea’ya gidip almak istediğim birkaç şeyi aldım. Kasa önünde beklediğimiz o uzun kuyruktan hiç bahsetmek istemiyorum. Yağan yağmur ve soğuk hava bu şehirdeki insanları asla durdurmuyor; kalabalık, şehrin her yerine dağılıyor.

Yakın zamanda eğitimini üstlendiğim bazı yeni öğrencilerim oldu. Öğrencilerde sınıf kurallarına dair eksiklikler fazlayken öğretmene saygı gösterilmesi gerektiği konusuna ise hiç değinmiyorum. Son birkaç günüm benden önce eğitim veren öğretmenin hatalarını, eksikliklerini gidermeye ve davranış bozukluklarını düzeltmeye çalışmakla geçmekte. Sevgi görmeyen öğrenciler, öğretmene karşı da ön yargılı. Bir kez daha anlıyorum ki herkes öğretmen olmamalı. 

Geçtiğimiz günlerde bir yakınımızın vefat haberini aldık. Gece yarısı çalan telefondan öğrendik bu haberi. Bizler için bu ölüm beklenmedik ve ani olsa da ecel geldi mi ölecek kişiyi bekletmiyor. Dört harfle ölüm, hayatın soğukluğunu yaşayanların yüzlerine bir kez daha vuruyor. Çoğu zaman gündelik hayata kapılıp gitsek de ölüm, bize bu dünyanın fani oluşuyla birlikte asıl baki olan ahireti de hatırlatıyor.

Kışın erken geleceği söyleniyor. Havalar eskisi gibi değil. Artık tam anlamıyla dışarıda kış havası var. Atkısız, eldivensiz dışarıya çıkamıyorum. 

Japonya’daki mektup arkadaşım ocak ayında İstanbul’a gelme ihtimali olduğundan bahsetti. Benimle tanışmak ve İstanbul’u gezmek istiyor. Hem mutlu hem heyecanlıyım. Bu buluşma gerçekleşirse inşallah burada da paylaşma fırsatı bulurum.

Geçtiğimiz günlere dair aklımda kalanları noktalarken sevgili okur, soğuyan havalarda kendine dikkat et.

 

13 Aralık 2023 Çarşamba

Kiki ve Sihirde Yeni Bir Sayfa | Eiko Kadono

 


Kiki ve Sihirde Yeni Bir Sayfa, Eiko Kadono.

Kitabın ilk serisinde küçük Kiki’nin cadı olmaya ilk adımını atması için Koriko şehrine uçmasını ve orada kendi hayatını kurmasını; yeni insanlar tanıyıp yaşadığı şehirdeki insanlara yararlı olmak için açtığı cadı kargosu dükkanında kargo taşımacılığı yapmasıyla ilgili maceralarını okumuştuk.

Kitabın ikinci serisinde memleketine dönen ve ailesini ziyaret eden Kiki, yeniden Koriko’ya dönmenin ve oradaki insanlara yararlı olmanın özlemini çeker. Kedisi Jiji ile onu bekleyen birbirinden farklı maceralara kaldığı yerden devam eder. Koriko halkı da artık Kiki’yi kendi kızları gibi benimseyip sevmiştir. Kiki, yarım bıraktığı maceralarına devam ediyorken diğer yandan da yeni insanlar tanıyıp onlardan kendine fayda sağlayacak bilgiler öğrenir. 

Koriko’da kışın çok soğuk geçmesiyle çoğu insan salgın hastalığa yakalanır. İnsanlar cadı kargosunu arayarak Kiki’den yardım istemeye başlar. Kiki elinden geldiğince yardım ulaştırır ancak bir şeylerin eksikliğini hissetmeye başlar. Kiki’yi zorlu bir macera bekler.


“Bir cadının güler yüzlü olması çok önemli çünkü güler yüz karşıdaki kişinin kalbine ulaşır.”


“Zaman dediğin şey, kollarını iki yana açıp istediğin kadar durdurmaya çalış, seni dinlemiyor, geçip gidiyor işte.”


“Çocukluğundan beri Kiki sık sık böyle kötü sözler duyarak büyümüştü. İşte tam da bu yüzden güzel şeyler taşıyan biri olmak istemişti. Sadece eşya değil, o eşya sahibinin iyi niyetlerini de taşıdığını düşünüyordu.”


“Siyah gizemin rengidir, pek çok şeyi gizler.”


“Ben de yapmak istedim. Hiç kimsenin görmediği bir şeyi arayıp ilk bulan kişi olmayı… Hayali bile içimi titretiyor. Macera ne güzel bir şey.”

7 Aralık 2023 Perşembe

Yerebatan Sarnıcı | Şerefiye Sarnıcı | Türkiye İş Bankası Kültür Müzesi

 


Sultanahmet ve Ayasofya Camii’ye konum olarak çok yakında bulunan Yerebatan Sarnıcı’nı sabahın erken saatlerinde gezme fırsatım oldu. Eğer Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret etmek istiyorsanız öğleden sonraya kalmamanızı tavsiye ederim çünkü öğleden sonraya kalırsanız önünde uzun bir sıra sizi bekliyor olabilir. En son restorasyon çalışmasına alınmadan önce burayı gezmiştim. 

İçerisinde epey değişiklikler olmuş. Sarnıçta yer alan su miktarı çok azalmış, yürüdüğümüz alanlar tahtadandı onlar yenilenmiş, içeride loş renkli ışıklandırmalar hakim ve yürürken adımlarınıza dikkat etmeniz gerekiyor çünkü içerisi yeteri kadar aydınlık değil bu yüzden düşme riski var. Birkaç tane ortama uydurulmaya çalışılan ama ortamın tarihi dokusunu bozduğunu düşündüğüm heykeller eklenmiş. Pek beğenemedim çünkü modern bir ambiyans katmış.



Yunan mitolojisinde yer altı dünyasının dişi canavarından biri olan üç Gorgon’dan biri: Medusa heykelleri.



Yerebatan Sarnıcı’nda yer alan önemli iki Medusa heykeli. Hakkında bir sürü efsaneler var. Yabancı ziyaretçilerin çoğu da Medusa’yı görmek, resim çekmek için ziyaret ediyor. Yerebatan Sarnıcı’nın yapılma amacı ise İmparator Loustinianos (527-565) döneminde bölgenin su ihtiyacını karşılaması amacıyla yapılmasıymış.

Bu müzeye müzekart ile giriş yok. Bilet almanız gerekiyor. Güncel bilet fiyatlarına sitenin kendi linkinden buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. 




Burası da Şerefiye Sarnıcı. Sultanahmet’ten tramvay yolunu takip ederek yukarıya doğru yürüdüğünüzde turistik tabelalar size bu yerin konumunu gösterecektir. Şerefiye Sarnıcı da tıpkı Yerebatan Sarnıcı gibi şehrin su ihtiyacını karşılamak için su deposu alanı olarak kullanılmaktaydı. Şerefiye Sarnıcı’nın bir yapım kitabesi bulunmamakla birlikte mimari özelliklerinden yola çıkılarak 2. Theodosius (408-450) döneminde yapıldığı öngörülüyor. İçeride Türkiye’de ilk olan 360 projection mapping sistemi ile çok güzel görsel şölen ziyafeti sunuluyor.

Bu müzede de müzekart ne yazık ki geçerli değil. Güncel fiyatlara sitenin kendi linkinden buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Her iki müzeyi de 1 ocak tarihine kadar ücretsiz gezme fırsatınız var. Radar İstanbul uygulamasına girip üye olduğunuzda girişlerde QR kodu okutup içeriyi gezebiliyorsunuz. Ben bu uygulama üzerinden her iki müzeyi de gezdim. Ayrıca birkaç müzeyi de bu şekilde ücretsiz gezip görme şansınız var.





Müze gezilerimden sonra Eminönü’nde yer alan çiçek satıcılarının olduğu yerleri gezdim. Buradan kendime nergis ve sümbül soğanı aldım. Burayı gezerken herkesin sevgisini, ilgisini kazanmış bu iki küçük sevimli kedilerle karşılaştım. Ben de resimlerini çekmekten kendimi alıkoyamadım.




Çiçekçilerden Sirkeci tarafına doğru yürüdüğünüzde ise Türkiye İş Bankası Kültür Müzesi ile karşılaşıyorsunuz. Müze yıl boyu açık ve iki kattan oluşuyor. Türkiye’de bankacılığın nasıl başladığı ve ilerlediği ile ilgili hem bilgiler hem de o döneme ait daktilo, hesap makineleri, kumbaralar gibi çeşitli bankacılık ailetleri yer alıyor. Küçük bir nostalji yaşamak isteyenlerin uğrayacağı bir müze.





Müze ziyaretimde çektiğim bazı fotoğraf kareleri. 
Özellikle bu kumbaralara bayıldım.



Bir güne üç müze sığdırdım. Şerefiye Sarnıcı’na ve Türkiye İş Bankası Kültür Müzesi’ne ilk kez gitmiş oldum. Müzeler, Sultanahmet ve Eminönü’nde ziyaret edilebilecek yerler arasında ve yürüme mesafesi ile rahatlıkla gidilebilir. 
Başka bir gezi yazımda görüşmek dileğiyle sevgili okur. 




5 Aralık 2023 Salı

Güney Kore’ye Ulaşan Mektubum




Mektuplarım yavaş olsa da sahiplerine nihayet ulaşmaya devam ediyor. Uzun zamandır dostluğumuzun devam ettiği Güney Koreli arkadaşım için haftalar öncesinden mektup göndermiştim. 2017 yılında birbirimize ilk mektuplarımızı göndermiştik. “Mektup arkadaşım olur musun?” sorusunu ona ilk ben sormuştum.

Korona dönemine kadar yılda birkaç kez birbirimize hediyeler, mektuplar, doğum günü kartları gönderirdik. Mektuplaşma serüvenimize virüs engeli takıldı ve bir süre bu hobimize ara vermek zorunda kaldık. Tabii arada sırada mesajlaşma yoluyla birbirimizin halini hatırını sormaya devam ettik. Aylar öncesinde ilk kez uzun bir aradan sonra Japon arkadaşımdan bir mektup almak bu hobimi ne kadar özlemiş olduğumu hatırlamamı sağladı. 

İlk başlarda korona engeli bitti derken yapılan orantısız zamlar karşısında şaşkındım. Yalnızca gönderi ücretleri değil, teslim almanız gereken mektup için -göndericinin ödemesini zaten yapmış olduğu- gümrük vergisi adı altında bir gönderi ücreti kadar teslim alma ücreti vermek zorunda kalıyorsunuz. Her ay her şeye zam yapıldığından dolayı buna da uyum sağlamak zorunda kaldım. Tıpkı benim gibi mektuplaşma hobisini sürdürmek isteyenler gibi.

Bu olumsuzluklara rağmen hobime yeniden başladığım için elbette mutluyum. Bu sabah Güney Koreli arkadaşımdan çok güzel bir mesaj aldım. Mektubumun içine koyduğum bitki çayları, kartpostallar çok hoşuna gitmiş. Mektubumla birlikte iletmek istediğim duyguları, samimiyeti hissettiğini söylemesi beni memnun etti. 

Bir sonraki mektup alma/ulaşma ile ilgili bloğuma tekrar bir yazı girmek için sabırsızlanıyorum. O halde bol mektuplu günler bizimle olsun.


4 Aralık 2023 Pazartesi

Yağ Yağ Yağmur

 



Çok mu çok yağmurlu bir gün. Sabahın erken saatinde uyandım. Çünkü bugün spor günü. Spor çantamı hazırlarken bir yandan da yağmura uygun kıyafetler seçtim ve sonra evden çıktım. Çıkarken yanıma şemsiye alıp almamak konusunda kısa bir tereddüt yaşasam da almamaya karar verip on dakikalık yürüme mesafesindeki spor merkezine doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım.

Havada buram buram toprak kokusu var. Temiz havayı bol bol ciğerlerime çekmek istiyorum. Çiseleyen yağmur, yürüyüşü keyifli kılıyor. Kaldırım kenarında duran ağaçlara içimden selam veriyorum. Yağan yağmurlara sevinen en çok onlar olmalı. Kurak bir yazdı. Bu yağmurlara en çok onların ihtiyacı vardı. Rüzgar estikçe bir ritim tutturmuş gibi sallanan ağaç yapraklarının keyfi pek yerindeydi. 

Kas kütlem arttığı için sanırım artık spor yapmak daha eğlenceli ve kolay gelmeye başladı. Değişimleri ve gelişimleri görmek motive edici. Sporu geçmişte ara ara yapmış olsam da hayatımın her zaman bir parçasıydı. 

Salondayken deprem olduğu haberini alıyorum. Marmara Denizi açıklarında 5 büyüklüğünde bir deprem olmuş. İstanbul’dan da hissedilmiş. Beklenen İstanbul depremi beni en çok endişelendiren şeylerden biri. Dilerim yaşanan depremlerden artık bir ders çıkartılır ve bir plan program, kentsel dönüşüm için erken müdahaleler yapılır. 

Yıllar önce izleyip çok beğendiğim Lost dizisine yeniden başladım. Birinci sezonu bitmek üzere. Diziyi olduğu gibi hatırlayıp sıkılacağımı düşünmüştüm ancak yanıldım. Üzerinden çok uzun bir zaman geçtiği için diziyi pek hatırlayamadım. İzlemesi ise şimdilik pek keyifli.  

Yazımı sonladırırken dışarıda hâlâ yağmur yağmaya devam ediyor. Bu sabahki yürüyüş kendimi iyi hissettirdi. Sağlıklı ve güzel bir hafta geçirmeni diliyorum. 

Hoşça kal!

3 Aralık 2023 Pazar

Sevgili Dost #56

 



Sevgili dost,

Bu defa arayı çok açmadan yazmak istedim sana. Zira en son kasım ayının başlarında bu satırlarda buluşmuşuz seninle. Şu sıralar birçok düşünce tarafından zihnim kurcalanmış vaziyette. Adeta bir sarmaşık misali. Neye nasıl karar verip adım atacağım bilmiyorum. Belki bu bilinmezlik beni karar almaktan da alıkoyuyordur.

Sevgili dost,

Artık yaz kış fark etmiyor. Bu şehrin akşamları da gündüzleri gibi kalabalık. İnsan her şeye alıştığı gibi buna da alışıyor. Hayatın yoğunluğuna kalabalık da pek normal gelmeye başlıyor. 

Sevgili dost,

Sanki üstünden uzun bir zaman geçmiş gibi unuttuğumuz o virüslü dönem aslında pek yakın bir zaman diliminde yaşanmıştı. O dönemlerde uygulanan sosyal mesafe kuralını belki şu anki sosyal hayatımızda bazılarına uygulamamız gerekti. Bazen kimi insanlarla olan iletişime bile sosyal mesafe gerekebiliyor. Tabii bu durumu fark etmek, anlamak ve üzerine düşünmek de önemli. Hemen şu akla geliyor: “Her insan aynayı kendine tutma cesareti gösteremez”.

Sevgili dost,

Havalar bir güneşli bir bulutlu, bir yağışlı bir rüzgârlı. Değişken hava koşullarında kendine dikkat et, her nerdeysen.

Sevgili dost,

Mektuplaşmaya yeniden başladım. Nasıl özlemişim mektuplaşmayı bir bilsen. Yazmaktan, okumaktan uzak kalamıyorum. Çocukluğumdan beri süregelen bir şey bu. Mektuplara olan ilgim de. Sadece mektuplar da değil. Pullar, tebrik kartları. Hep ilgimi çekmiştir. Ve bir gün büyüdüm. Kendi isteğimle farklı kültürleri merak etme, farklı ülkelerden arkadaş edinme, dil öğrenme merakım katlanarak arttı. Bir kartopu misali. Tam 9 yıl önce ilk mektup arkadaşlığıma adımımı attım.

Sevgili dost,

Hayatta yeni şeyler denemek gerek. İnsana iyi gelen, kendini mutlu hissettiren şeyler. Ve bu mutluluğu diğer insanlarla da paylaşmak gerek. Evet, mutluluk paylaştıkça çoğalır ama en önemlisi iyi hissettiren duyguları cömertçe çevremizle de paylaşabilmektir.


2 Aralık 2023 Cumartesi

Penceredeki Kadın

 


The Woman in the Window, ABD 2021.

A. J. Finn’in aynı adlı romanından uyarlanan filmde, Anna’nın yaşam hikayesini izliyoruz. Anna geçmişte başarılı bir doktor olan, mutlu bir aileye sahip bir kadındı. Yaşadığı tramvatik hadiseler sonucunda Anna’nın psikolojisi bozulur ve tek başına yaşadığı evine kendisini kapatır. Evden dışarıya adımını atmayan Anna’nın evine psikolojik danışmanı dışında kimse girmez. Kendisine agorafobi tanısı konan genç kadının hayatı, karşı binalarına yeni komşuları Russell ailesinin taşınmasıyla değişir.

Evde kaldığı süre zarfında günlerini film izleyerek, dinlenerek ya da kamerasıyla pencereden dışarıyı izlerek geçiren Anna, Russell ailesinin açık olan perdelerinden görmemesi gereken bir olaya tanıklık eder. Bunu fark eden Anna durumu polise bildirir. İhbar edilen eve gelen polisler hiçbir sorunla karşılaşmaz. Bunun üzerine karşı binada oturan Bay Russell, Anna’dan evlerini izlediğine dair şikayetçi olur ve yaşadığı bu olayın onun psikolojik rahatsızlığından dolayı olduğunu ileri sürer. 

Anna, o korkunç geceye dair gördüklerine ve Russell ailesinde bir tuhaflık olduğuna fazlasıyla emindir. Anna her ne pahasına olursa olsun o gece yaşananların peşini bırakmaz ve hem kendi geçmişiyle hem de o geceye dair korkunç gerçeklerle yüzleşir.

Film, psikolojik gerilim türündedir.

1 Aralık 2023 Cuma

İkigami -1- | Motoro Mase

 


İkigami "İntikamın Sonu", Motoro Mase.

10 seriden oluşan manga kitabı orijinal basımına sadık kalınarak soldan sağa okunacak şekilde dilimize çevriliyor. 

Ulusal refahı korumak ve bunu geliştirmek için ilkokula geçen her çocuğa ülke genelinde ölümcül hastalıklardan koruyacak bir aşı programı yapılmaktadır. Ancak her bin aşıdan birinde -bir kişiye denk gelecek şekilde- içinde bir kapsül olan aşı vurulur. Kapsüllü aşının özelliği ise kalbe yerleşmesi ve kapsülün yerleştiği kişinin 18-24 yaş aralığında kendi kendini imha edip ölmesidir. Böylelikle vurulan aşı ile insanların verimli ve doğru bir hayat sürmeleri amaçlanır. Bu aşının kime denk geldiği kime yapıldığı toplumdaki insanlar arasında asla bilinmemektedir. Ta ki İkigami adı verilen ölüm bildirgesi içeren kartın, kapsüllü aşıyı olan kişiye son 24 saat kala verilmesine kadar.

Kengo Fujimoto, kitabın ana karakteri. Sağlık Bakanlığı’nda çalışan genç adam, İkigami adı verilen ölüm bildirgelerini ölecek olan kişilere son 24 saat içerisinde ulaştırmakla görevlidir. Fujimoto’nun ilk seriden itibaren uygulanan aşıların meydana getirdiği kayıpları vicdanen sorgulamaya başlamasına da tanık oluyoruz.

Kitabın ilk serisinde iki farklı kişinin İkigami’den önceki ve sonraki hayatlarına dair hikayeleri okuyoruz.


"İntikam alabilirsem kalbimdeki yaranın iyileşeceğine inanmıştım. Fakat şimdi bu yara daha da derinleşti."


"İkigami bir “ölüm kağıdı” veya “yaşam kağıdı” olabilir."



29 Kasım 2023 Çarşamba

Yağmur sesinin eşlik ettiği bir günden

 


Merhaba yağan yağmur, merhaba sonbaharın son günleri, merhaba gelmekte olan kış ve merhaba canım okur.

Dün geceden başlayan fırtına şu anda yerini aralıksız yağan yağmura bıraktı. Bu yıl kış, erken geleceğe benziyor. Bursa’da fırtına epey şiddetli olmuş. Orada yaşayan teyzem sarsıntıyı evden bile hissettik diyordu. Öyle ki bugün orada okullar bile tatil edilmiş. Geçen yıl çok kurak geçti. Bu yıl sonbaharla yağmurlar da çok şükür başladı. Hem toprağın ve bitkilerin hem de insanların ve diğer canlıların bu yağmurlara fazlasıyla ihtiyacı vardı. Umarım yağmur ve fırtına sonrası gerçekleşen taşkın ve sel felaketlerinde hiçbir can kaybı yaşanmaz.

Geçtiğimiz günlerde kütüphaneye uğramıştım. Ziyaretim sonrasında karşıma çıkan sergiyi de ziyaret ettim. Birbirinden güzel el emeği eserler vardı. Özellikle çini ile yapılanlara bayıldım.

Başka bir gün uzun süredir görüşme fırsatı bulamadığım bir arkadaşımla buluştum. Yine soğuk bir gündü. İki kahve eşliğinde uzun uzun sohbet ettik. Zaman öyle hızlı geçti ki… Oturduğumuz mekandan ayrılacağımız vakit akşam yağmuruna yakalandık.  Arkadaşım küçük de bir hediye almış. Bu ince düşüncesi beni çok mutlu etti. Üstelik öyle bir tevafuk yaşadım ki… Van Gogh’u okuduğum sırada yine onun eseriyle ilgili bir hediye almak. Beni hem şaşırttı hem de tebessüm ettirdi.




Birkaç gün öncesinde geçmişte çok iyi bir dostluğumuz olan ancak bir süredir arkadaşlığımıza ara verdiğimiz yakın dostumdan bir mesaj aldım. Bu yeniden konuşmamız için de atılmış olan bir ilk adımdı. Buna çok sevindim çünkü bir süredir bu dostum benim de aklımdaydı. Belki de ilk adımı atma cesaretini kendimde bulamadım. Yaşım ilerledikçe bir insan kazanmanın zor, bir insan kaybetmenin ise çok kolay olduğunu fark ediyorum. Geçmişte yaşanan kırgınlıklar ya da kızgınlıklar bir kenarda kalabiliyor. Tabii bu her insan için de geçerli olamayabilir. Önemli olan o kişi ile aranızdaki samimiyet ve bağın ne derece olduğu. 




İki hafta öncesinde Güney Koreli arkadaşım için mektup hazırlayıp postaneden göndermiştim. Mektubumdan hâlâ bir ses yok. Üstelik takip numaralı göndermiş olmama rağmen. Takip numarasından baktığımda ise en son ülkeden çıkış gözüküyor ancak sonrasında herhangi bir güncelleme yok. Umutsuz olmak istemiyorum. Bir süre daha ulaşması için bekleyeceğim. Umarım sahibine sağ salim ulaştığı haberini birlikte alırız.


Yazımın son satırlarına geçmişken sevgili okur, yağmur bardaktan boşalırcasına yağmaya devam ediyor. Şu sıralar mum eşliğinde kitap okumayı çok seviyorum. Yakın zamanda birkaç kitap siparişi verdim. Gelmelerini dört gözle bekliyorum. 

Bir sonraki yazımda görüşünceye dek, hoşçakal!

28 Kasım 2023 Salı

Theo’ya Mektuplar | Vincent Van Gogh

 


Theo’ya Mektuplar, Vincent Van Gogh.

Van Gogh’un erkek kardeşi Theo’ya yazmış olduğu, kendini bulma macerasından başlayıp ressam olma ve sonunda hastalığıyla mücadele etme üzerine yazmış olduğu mektuplarının derlendiği kitap.

Mektuplarda Theo’yu Paris’te galeri yöneticiliği yapmaktayken Van Gogh’u ise farklı şehirlerde ve ülkelerdeki yaşamı sürecinde bir ressam olmak için nasıl adım atmaya karar verdiğine, içindeki sanat sevgisine, kardeşiyle mektuplarında bahsettiği ressamlar ve eserleri hakkındaki sohbetlerine okurlar olarak bizler de kısa bir yolculuğa çıkıyoruz.

Kitapta yalnızca Van Gogh’un Theo’ya yazdığı mektuplara ve bazı eskiz çizimlerine de rastlıyoruz. Oluşturduğu eserlerin ardında saklı kalan gerçek hikayelerini, oluşum süreçlerini ve Theo’un Van Gogh’a olan sonsuz desteğini mektup satırlarında görüyoruz.


“Hiçbir kadın yaşlı değildir(Dünyada hiç yaşlı kadın yoktur anlamına gelmiyor bu; sevdiği ve sevildiği sürece hiçbir kadın yaşlanmaz,demek.)”


“Doğa karşısında hemen hemen herkes duygulanır, ama daha az, ama daha çok…”

“Sevgili Theo,

Yürüyeceğimiz yol dar, onun için dikkatli olmalıyız. Bizim varmak istediğimiz yere başkaları nasıl gittiler, biliyorsun. Biz de o basit yolu seçmeliyiz.”


“İnsan okumasını öğrenmek zorunda, tıpkı görmeyi,yaşamayı öğrenemk zorunda olduğu gibi…”


“Duygu birliğinin doğduğu yerde yaşam yeniden başlar.”


“Ah, Theo, tonlar ve renkler ne büyük şeyler! Bunları hissetmeyi öğrenemeyen biri ise yaşamdan ne kadar uzakta!”

“Kendini kötü ifade etmektense hiçbir şey dememeyi yeğlerim.”

“İnsanların olduklarından başkaymış gibi görünmek istemeleri bana gülünç(anlamsız) geliyor.”


“Birçok şeyi çok sevmek de iyi bir şey, çünkü insana güç kazandıran budur. Çok seven kişi çok da çalışır ve çok şey başarabilir, sevgiyle yapılmış bir iş iyi yapılmıştır.”


“İlkbahar, taze, körpe heşil mısır yaprakları ve pembe elma çiçekleridir.

Güz, sarı yapraklarla menekşemsi tonların birbirine karşıtlığıdır.

Kış, beyaz kar üstüne çizilmiş siyah siluetlerdir.”


“Sevgili Kardeşim,

Düşüncelerim hep seninle dolu, bu yüzden bunca sık yazıyorum herhalde.”

“İnsan ressamların dilini değil, doğanın dilini dinlemeli.”


23 Kasım 2023 Perşembe

From

 


From, ABD 2022.

Amerika Birleşik Devletleri’nin farklı bölgelerinde yaşayan insanların yaptıkları seyahatlar sonucunda gizemli bir şekilde mahsur kalacakları bir kasabaya yollarının düşmesiyle insanların, korku dolu bir hayatta kalma mücadelesine dönüşen yaşamlarını izliyoruz.

Buraya gelen insanların esrarengiz kasabaya yollarının neden düştüğüyle ilgili hiçbir fikirleri yoktur. Kasabada güneşin batmasıyla insanların yaşadıkları evlere girmeleri ve kapı pencere açmamaları gerekmektedir. Çünkü havanın kararmasıyla kasabanın etrafında çevrili olan ormanda yaşayan insan görünümlü gizemli yaratıklar, kasaba sakinlerinin zihinlerini ele geçirip onları ölümle cezalandırmaktadır. 

Her gün aynı döngünün içinde yaşamaya maruz kalan bu insanlar ne yapacaklarını, nasıl hayatta kalıp gerçek yuvalarına döneceklerinin bir yolunu bulmaya çalışırlar. Ancak kasaba sakinlerinin bu merakı ve eve dönme çabası ormanda yaşayan yaratıkları ve gizemli kasabayı fazlasıyla rahatsız eder. Böylelikle ağır bedeller ödenmeye başlanır.

Dizi, yayınlandığı yıldan bu yana çok beğenilmiş ve ilgiyle takip edilmiş. Zaten her bölüm, bir sonraki bölümü bir an önce izleme isteği oluşturuyor. Dizi, 2 sezon 10’ar bölümden oluşuyor. Bilimkurgu, korku türdeki dizinin üçüncü sezonunun da geleceği söyleniyor.

21 Kasım 2023 Salı

Gökkuşağı Renklerinde Kaybolan Günler

 


Haftasonu hem AFAD hem de meteoroloji yaşadığım şehir için günler öncesinden uyarı mesajları vermişti. Pazar günü bazı ilçelerde çok şiddetli yağış ve fırtına olmuş. Tabii çevreye olan etkisi de büyüktü. Yaşadığım ilçede az yağış ve fırtına oldu. Yağmurlu havaların da etkisiyle çok sevdiğim ve emek vererek büyüttüğüm sukulentimi ne yazık ki kaybettim. Yaprakların çok su almasıyla gövdesi çürüdü. Ne yaptıysam bitkimi kurtaramadım. Elimde kalan yapraklarını toprağa yatırdım ancak  -bitki türünden dolayı- yapraklardan da çoğaltma yapma konusunda pek de ümitli değilim. 

Dün yaşadığım şehrin farklı yerlerinden gökkuşağı gözlemlenmiş. Üstelik tam daire bir gökkuşağı. Normalde tam daire olan gökkuşağını karadan yarım şekilde görürüz. Ortaya sonbaharda yaşanacak bir renk cümbüşü çıkıvermiş. Gün batımına yakın pencereden içeriye yansıyan pembemsi tonları görünce gökyüzüne bakmak istedim. Camdan gökyüzüne bakınca hilâl şeklindeki ay’a, gecenin karanlığına hazırlık yapan mavinin ve pembenin tonlarını eşlik ederken buldum. Biraz gökyüzünü izledim ve yuvalarına dönmeye hazırlanan kuşların sesini dinledim. 

Geçtiğimiz hafta hasta olmamın da etkisiyle günlerimin çoğu istirahat ederek geçti. Olabildiğince izole ettim kendimi. Bu hafta yeniden spora başladım. Okuduğum kitaplara ise kaldığım yerden devam ediyorum. Bugün Malezyalı arkadaşımla sohbet ettik. Gönderdiğim hediye ve mektubum ulaşmış. Sağ salim ulaşması ve ulaştığı yere mutluluk götürmesi günümü güzelleştirdi. 



Yağmurlu günlerden önce penceremizin önündeki saksıya yine bir kumru kuşu yumurtasını bırakmıştı. Bu yıl iki kez balkonumuzda iki farklı kumru çiftini misafir etmiştik. Birinin yavrusu olmuştu. Kumrular yavrusunu büyütmüş ve yuvadan uçup gitmişlerdi. İlk defa bu kadar yakından bu unutulmaz anlara tanıklık etmiştim. 

Yeni yumurta bırakan kumrular için şiddetli fırtına öncesinde çok endişelenmiştik. Gün içerisinde kuşlara ara ara ne durumlar diye bir göz atarken yumurtanın saksıda olmadığını gördüm. Zaten sonrasında kuvvetli rüzgar ve sağanak yağışlar başladı. Umarım kumru kuşu, yumurtasını daha korunaklı bir yere taşımıştır.

Burada hava kararmak üzere… 

Sonbaharın son ayı kasım ayını da uğurlamamıza az kaldı. Günler, pek tabii çabuk geçiyor. Zamanın hızına yetişilmiyor. 

18 Kasım 2023 Cumartesi

Balerin

 


Ballerina, Güney Kore 2023.

Ok Ju, en yakın arkadaşı olan Min Hee’nin ani ölümüyle sarsılır. Min Hee, baleyi çok seven bir baletti. Neşeli ve renkli karakteriyle; sakin, ağırbaşlı, karamsar ruh haline sahip olan Ok Ju’ya yaşam enerjisi verir ve onu her zaman desteklerdi.

Ok Ju ise ailesini küçük yaşta kaybetmiş olmanın hüznünü içine atmış ve hayatta tek başına mücadele etmenin zorluğunu üstlenmiştir. Hayatta ilk ve tek arkadaşı Min Hee’nin ölümü onu fazlasıyla sarsmış ve ardında bıraktığı gizemli bir not ile onu ölüme sürükleyen insanlardan intikam almasını vasiyet etmiştir. Ok Ju kaybettiği arkadaşıyla yaşadığı anıları kalbinde yaşatırken diğer yandan ise onu hayattan koparan insanlardan intikam almak için peşlerine düşmeye hazırdır.

Arkadaşının son dileğini yerine getirmeye kararlı olan genç kadın intikam duygusu ile yanıp tutuşur. Öyle ki karşısındaki kötü adamların ne kadar korkutucu ve karanlık insanlar olmasını umursamaz. Aklındaki tek düşünce geriye kalan mektuptaki dileği yerine getirmektir. 

Filmdeki ana karakter Ok Ju’nun inişli çıkışlı duyguları, kaybettiği arkadaşıyla geçirdiği anılar filmin işlenişinde bizlere sunuluyor. Film aksiyon, gerilim türündedir.

15 Kasım 2023 Çarşamba

Maskemizi Unutmayalım

 


Havaların bir gün güneşli bir gün yağmurlu olmasından ben de mahrum kalmadım ve etrafta insan avına çıkmış salgına yenik düştüm. Bir ay kadar önce hafif burun akıntısı ve soğuk algınlığı ile ucuz atlattığımı düşünmüşken birkaç gün öncesinde halsizlikle başlayan ve beraberinde ateş, burun akıntısı, baş ağrısı, eklem ağrılarıyla bir zamanlar geçirdiğim koronayı aratmayan o anları yine tekrar yaşadım. Bugün daha iyiyim. Her gün farklı bir belirti ile karşılaşıyorum. Bugüne ise öksürük ve burun akıntısı eşlik ediyor. 

Korona ile birlikte gelen kapanma günlerini çok çabuk unutmuş olacağız ki sosyal hayatta maske takmayı ihmal eden nice insan var. Özellikle yoğunluğun ve kalabalığın fazla olduğu şehirlerde maske kullanımına daha çok dikkat edilmeli diye düşünüyorum. En azından hasta olan ya da olacağını düşünen kişiler toplu taşıma araçlarında ya da kapalı alanlarda maske kullanmalı. Kişinin hem kendini koruması hem de çevresindeki insanlara bulaştırma riskini minimum düzeye indirmesi açısından önemli.

Ülkemizde maske kullanımı koronadan önce de pek yaygın değildi. Korona ile birlikte maske kullanma yaygınlaşsa da sonrasında rehavete kapılıp çoğumuz maskeleri kenara kaldırmış olduk. Yakın zamanda siparişini verdiğim yeni maskelerim bugün elime ulaştı. Mevsim geçişlerinin yaşandığı ve havaların çok değişken olduğu bu günlerde ortak alanlarda ve toplu taşımalarda maskelerimizi takmalıyız.



9 Kasım 2023 Perşembe

Malezya’ya Giden Mektup

 


Sevgili okur, 

sabaha sağanak yağışla başladık. Gün doğmaya yakın öyle güzel yağmur yağdı ki. Cama vuran yağmur sesine güneşin doğuşunu haber veren kuş sesleri de eşlik etti.

Farklı ülkelerden mektup arkadaşlarım olduğunu ve onlarla mektuplaştığımı çok kez burada seninle paylaştım. Çok uzun zamandır mektup göndermiyordum. Buna en büyük etken ilk başlarda Corona’ydı. Sonrasında artan ve artmaya devam eden gönderi ücretleri eklendi. Ama içimdeki mektuplaşmak sevgisi tüm bunlara rağmen hiç mi hiç eksilmedi.

Bugün güne içimde hoş bir heyecanla başladım. Çünkü upuzun bir aradan sonra yeniden mektup gönderecektim. Malezya’da yaşayan mektup arkadaşım için. Aramızdaki sevgi ve samimiyet iki kız kardeşinki gibi. Dün akşam özenle mektubumu yazmaya başladım ve güzelce süsledim. Yakın zamanda yaptığım Arkeoloji Müzesi’nden aldığım kartpostallardan bir tane hazırlayıp pulunu da üzerine yapıştırdım.




Zarfın içine benden anı olarak kalması için ona bir bileklik de koydum. Mektuplarımın yanına bebeği için aldığım kıyafetleri de paketledim ve bugün postahanenin yolunu tuttum. Çok şükür ki kolaylıkla kargolandı ve paketim artık Malezya yolcusu oldu. Dilerim ulaştığı yere sağ salim varır ve mutluluk, sevinç, tebessüm getirir.

Yavaştan da olsa mektuplaşmak için yeniden ilk adımı atmış gibi görünüyorum. Mektubum sahibine ulaştığında burada yeniden seninle paylaşmak dileğiyle sevgili okur.

Huzurlu ve mutlu günler seninle olsun.

8 Kasım 2023 Çarşamba

Level 16

 


Level 16, Kanada 2018.

16 yaşındaki Vivien, küçüklüğünden beri yatılı okul ve yetiştirme yurdu gibi bir düzene sahip olduğu sanılan Vestalis Akademisi’nde yaşamaktadır. Aynı yaşta olan genç kızlar yaş gruplarına göre seviyelere ayrılıp her gün belirlenmiş saatlerde yeme-içme, günlük görevler ve ders olmak üzere farklı kategorileri yerine getirirler. Bulundukları ortam yüksek korunaklıdır. Akademide kızların iyi terbiye almaları ve dış güzelliklerine önem vermeleri onların, evlat edinecek aileye teslim edilme olasılığını arttıracağına dair bir söylenti vardır. 

Ancak Vestalis Akademisi göründüğü gibi masum bir yer değildir. Hapishaneyi aratmayan bu yerde korkunç düşüncelere sahip yetkili insanlar ve hayata geçirmek istedikleri kötü emelleri vardır. Vivien’in yakın bir arkadaşı Sophia, günlük olarak verilen vitaminleri bir süre almayınca korkunç gerçeğin farkına varır ve Vivien’i vitamin adı altında verilen ilaçları içmemesi konusunda uyarır.

Bu uyarıyı dikkate alacak olan Vivien çok geçmeden yıllardır yaşadığı akademinin karanlık ve korku dolu sırlarıyla yüzleşecektir. Vivien ve Sophie bu hapishaneden kurtulmanın bir yolunu arayacak ve onları bu hayata zorlayan insanlardan intikam alacaklardır.

Film; bilim-kurgu ve gerilim türündedir.

6 Kasım 2023 Pazartesi

Merhaba Yeni Yaşım | Yenilenmiş Haliyle İstanbul Arkeoloji Müzesi | Ahmet Hamdi Tanpınar Müzesi

 


Merhaba sevgili yeni yaşım.

Aslında geçirdiğim günden galerimde yer alan en son fotoğrafla başlıyorum bu yazıma. Bugün doğum günüm. Spontane başlayan bir günümün doğum günü pastasıyla bitişine sen de tanıklık ediyorsun sevgili okur. Gelen her yeni yaşımda kendimi daha iyi tanıdığımı hissediyorum. Zaman su misali hızla akıp giderken sevdiğim ve beni seven insanların çevremde olmasına, sağlığıma, huzuruma şükrediyorum. Ve daha çok şükretmeyi kendime ödev veriyorum.

Burada hava yeniden güneşli olmaya başladı. Sonbahar yine bir yerlere gizlendi ve yerini güneşli günlere bıraktı. Bir süredir müze kartımı yenilemeyi düşünüyordum. Bugüne kısmet oldu ve kendimi Gülhane civarlarında buldum. Havanın güneşli ve sıcak olması hem turistleri hem de yerli halkı dışarıya çıkartmaya yetmişti.



Gülhane Parkı’nın içi cıvıl cıvıl idi. Girişin hemen sol kısmında yer alan Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat ve Müze Kütaphanesi’ni ziyaret ediyoruz. İçeride resim çekmenin yasak olmasından dolayı çantalarımızı girişte yer alan kilitli dolaplara bırakıyor ve keşfe koyuluyoruz. Kütüphanede 1000’i aşkın yazar, 9000 eser ve koleksiyon kitaplar yer almaktaydı. Kitaplar ödünç verilmiyor yalnızca orayı ziyaret ettikçe okuyabiliyorsunuz. Ayrıca içeride çalışma alanları da mevcuttu. Müze eskiden Alay Köşkü olarak kullanılmaktaydı. İçeriyi gezerken güleryüzlü görevli bir hanımefendi bize güzel bilgiler vermeyi de ihmal etmedi. 


Buradan ayrıldıktan sonra bir süredir yapılan tadilattan dolayı kapalı olan Arkeoloji Müzesi’ne giriyoruz. Buraya en son ziyaret ettiğimde müzenin belli bir kısmı açık olup içeride sınırlı sayıda eserlerle buluşmuştum. Bugünkü gezim ise beni adeta büyüledi ve kendine hayran bıraktı. Çünkü Arkeoloji Müzesi’nin tamamı açılmıştı. Burada epey bir vakit harcadım. Çektiğim birkaç fotoğraf karesini de aşağıya bırakıyorum.







Yolda karşılaştığım sevimli hayvan dostlarımızın resimleriyle bu güzel geçen günü noktalıyorım. Tekrar görüşmek dileğiyle sevgili okur.





 

BİRPEMBESEVER