28 Eylül 2022 Çarşamba

Abdülmecid Efendi Köşkü | Sergi

 


Kuzguncukta’ki Bağlarbaşı Korusu içinde bulunan Abdülmecit Efendi Köşkü’nde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bir sergi düzenleniyor. 

"İsmi Lazım Değil" adıyla sanatseverlerle buluşma fırsatı veren sergi; bilinmezlik olgusunu hedef alarak içeride yer verilen eserleri ziyaretçilerin yorumuna ve bakış açısına bırakıyor.

Şehzade Aldülmecid yaşadığı dönemde bu  yeri yazlık konut olarak kullanmaktaydı. Aynı zamanda sanatsever kişiliğinden ötürü dönemin sanatçıları, siyasetçileri, edebiyatçılarının buluştuğu bir mekan olarak da bilinmektedir.

Köşk, 2019 yılında "İçimdeki Çocuk" sergisine de ev sahipliği yapmıştı. Bu yılki sergi de 20 Ekim - 11 Kasım tarihleri arasını kapsıyor. 

Abdülmecid Efendi Köşkü’ne her geldiğimde duvarlara resmedilen desenler, görkemli avizeler, tarihi dokusunu koruyan birbirinden harika çinilere her defasında hayranlıkla bakakalıyorum. 

Bu yıl gittiğimde ise gözüme ilk çarpan şey köşkün dışının bir an evvel restore edilmesi gerektiğiydi. İç mekana girişte de gittiğiniz saatin yoğunluğuna göre sıra olabiliyor. Sergiye girişler de ücretsiz. 




Bu yıl yer verilen eserler "İçimdeki Çocuk" sergisi kadar pek etkileyici gelmese de sergi ziyaretimde dikkatimi çeken ve objektifime yansıyan birkaç kareyi buraya bırakıyorum.

Sergi ziyaretinizden sonra köşkün bahçesinde doğayla baş başa vakit geçirme imkanınız bulunmakta. 


Aynı zamanda bahçede de görebileceğiniz sanat eserleri mevcut.

Sergi gezimizden sonra arkadaşımla sohbet eşliğinde Üsküdar’a doğru yola koyulduk. 


26 Eylül 2022 Pazartesi

BOSNA HERSEK GEZİSİ | SARAJEVO #2

 


Bosna Hersek gezi yazısının ikincisinden herkese merhaba!

Sarajevo’da geçirdiğimiz ikinci günde elime fotoğraf makinemi alıp kendimi kalabalık sokaklara attım. Hem Avusturya-Macaristan hem de Osmanlı tarihi dokusunu yansıtan şehre ait çektiğim fotoğraf karelerini burada sizlerle paylaşacağım.


İkinci günümüzde Kovaçi Şehitlik Mezarlığı’nı ziyaret etmek için yola koyulduk. Şehrin merkezi kısmına nispeten daha yüksek ve tepe bir konumda yer alan şehitlik; aynı zamanda yürüyerek de gidebileceğiniz bir mesafede yer alıyor. 

Üç bölümden oluşan mezarlık Osmanlı döneminden kalmaktadır. 1993/96 yılları arasında süren savaşta şehit düşen insanların mezarları ve ilk cumhurbaşkanı Aliye İzzetbegoviç’in anıt mezarı burada yer almaktadır.


Dönüş yolunda karşılaştığımız bu yerin dış mimari yapısı oldukça ilgimizi çekti.

Fakultet İslamskih Nauka u Sarajevu olarak bilinen yer, üniversite öğrenimi için ayrılan bir fakülte. Burada zaman geçirdikten sonra tekrar Başçarşı’ya doğru yürümeye devam ettik.


At Meydanı Parkı.
Savaş yılları sırasında orduda yer alan askerlerin atlarını burada tuttuğundan dolayı meydana bu adın verildiği söylenmektedir. Bir sürü ağaçlarla kaplı bu yemyeşil park, kaldığımız yere de oldukça yakındı.


Foça Alaca Camii.
Sarajevo’da en çok hoşuma giden ve dikkatimi çeken şey hemen hemen her camiinin avlusunda bir ıhlamur ağacının olması ve etrafına güzel bir koku yaymasıydı. Ayrıca girdiğim her camiinin tertemiz olması ve yine temiz kokması da beni etkileyen şeylerden biriydi.
Bu camii de savaş yılları sırasında Sırplar tarafından kepçelerle yıkılıyor. Geriye sadece temeli kalan camii, Türkiye’nin yardımlarıyla restore ediliyor ve 2019 yılında ibadete tekrar açılıyor. "Bosnanın İncisi" olarak da bilinen Foça Alaca Camii, Unesco Dünya Mirası Listesi’ne de dahil ediliyor.


Sarajevo, gezintiniz sırasında sizi hiç susuz bırakmayan bir şehir olabilir. Şehrin her yanında akan tarihi çeşmelerden gönül rahatlığıyla su içip mataranızı da doldurabilirsiniz. Bu resimdeki çeşmenin adını hatırlayamadım ancak çeşmenin bilgilendirme kısmında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından onarımının yapıldığına dair yazı yer alıyordu.

Zaten şehirde gezdiğiniz camiilerde, çeşmelerdeki onarımların çoğunun Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığını da görmeniz mümkün. Sarajevo tarihi dokusuyla da adeta küçük bir Bursa gibi.


Saint Anthony Katolik Kilisesi.


Başçarşı’da gezinirken mimari yapıları hoşuma gittiği için fotoğrafladığım bir kare.
Sevgili okur,
Bugünkü gezi yazımda paylaşmak istediklerimden dilerim okurken sen de keyif almışsındır. Bir sonraki yazımda tekrar görüşmek dileğiyle.
Sağlıcakla kal!


23 Eylül 2022 Cuma

Yaşamak

 


"Umudumuzu yitirirsek nasıl yaşardık?"

"Yaşamın her şeyi kapsaması gibi, yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla."

"Her gün yorgunluktan ölene kadar çalışınca, başka şeyler için endişe edecek vaktiniz kalmıyor."

"Bir felaketten kurtulunca ardından güzel günler gelir."

"Zaman gerçekten uçup gidiyordu."

"Anne yüreği her zaman biraz daha yumuşaktır."

Yaşamak, Yu Hua.

Fugui, genç yaşında babasından kalan varlığına güvenip elindeki parasını savurganlıkla harcamaktadır. Fugui’nin eşi ve annesi ona her gün öğütler de bulunsa da gençliğin verdiği düşüncesizlik ve ileriyi görememek, onu ve ailesini büyük bir felakete sürükleyecektir.

Fugui, kendisine ve ailesine kalan parayı şehre inip kumarda harcar. Kazanmakla daha çok kazanacağına inanan Fugui, kaybetmenin eşiğine gelir ve böylelikle elindeki tüm varlığını kumarda kaybeder. Üstelik bununla yetinmeyip kendisini ve tüm bunlardan sorumlu olmayan masum ailesini de bu duruma sürükler. 

Zaman ilerledikçe yaşadıkları dönemin Çin’inde savaş başlar ve seferberlik ilan edilir. Yoksullukla mücadele eden halktan yardım isteyen devlet bir yandan da  erkekleri askere toplar. Fugui, borca sürüklediği ailesini ardında bırakır ve yıllarca askerde ülkesine hizmet eder. 

Tüm bunlardan habersiz olan ailesi, Fugui’nin öldüğünü düşünür ve kalan borçlarını ödemek için canla başla çalışmaya devam ederler. Fugui, kendisiyle birlikte altı insanın hayatını ve kaderini büyük ölçüde etkileyecektir. Aradan uzun yıllar geçer ve bir gün bir tarladan geçmekteyken tarlayı süren yaşlı bir adamla tanışır. Bu yaşlı adama gençliğinden şimdiki anına kadar yaşadığı tüm tecrübeleri anlatmaya başlar.

Kitap, yaşlı adamla Fugui’nin tanışması üzerine başlar ve Fugui’nin gençlik yılları anlatımıyla devam eder.

5 Eylül 2022 Pazartesi

Special Delivery

 



Special Delivery, Güney Kore 2022.

Park So Dam, filmde kendi aracıyla "özel teslimat" adı altında birtakım kirli işler yapan ve işinde sıfır hata ile çalışan mükemmel bir sürücüdür.
Onun işindeki bu profesyonelliği suç çetelerinde de bilinmekle birlikte kimi zaman onu çok aksiyonlu maceralara itse de teslimatının sonunda yüklü miktarlarda para kazanmasıyla sonuçlanır.

Bir gün patronundan aldığı görev mesajı üzerine verilen adrese doğru arabasıyla yola koyulur. Görevi, gönderilen mesajdaki pasaportta yer alan adamı alıp istediği adrese peşindeki adamlardan koruyarak götürmektir. Adamı teslim alacağı adrese ulaşan genç kadın bir süre bekler ve kimse gelmez. Tam gitmek üzereyken patikadan ona doğru koşan bir erkek çocuğunu görür. Peşinde bir sürü adam küçük çocuğu kovalarken genç kadın ani bir karar verir ve çocuğu arabasına alarak oradan hızlıca uzaklaşır.

Çocuğun arabaya binmesiyle genç kadının aksiyonla dolu hayatı daha da gerilim dolu bir hal alacaktır. Aksiyon-suç türündeki filmin konusu ve işleyişi izleyiciyi film sonuna kadar ekranda tutmayı başarıyor. 
 

BİRPEMBESEVER