28 Aralık 2022 Çarşamba

Kütüphane Günlükleri

 


Sevgili okur,

Günlerden 28 Aralık Çarşamba. Bugün kitap tesliminin son günüydü. Gittiğim kütüphane kurallarına göre kitap okuma ve teslim etme için verilen süre üç hafta. Tek seferde iki kitap alma izniniz var. Bu durum biraz hayalkırıklığı yaşatsa da yine de bu kütüphanenin kitaplarının güncel oluşunu ve çok çeşitli olmasını seviyorum. 

Dün akşamdan almak istediğim kitapların rafta olup olmadığını uygulama üzerinden kontrol ettim. Alacağım bir kitap hakkında kesin karar vermiş oldum ve diğer kitabımı da raflara göz gezdirip yine spontane bir şekilde ödünç alma işlemini gerçekleştirmeye karar verdim. 

Bugün gökyüzünde hiç güneş yoktu. Kapalı ve bol rüzgar eşliğinde kütüphaneye doğru yola koyuldum. Soğuk hava, sabah evden çıkmadan önce yanıma aldığım eldivenlerimi iyi ki almışım dedirtti. Kütüphane, olduğundan daha az kalabalık ve sakinlikle karşıladı bizi. Bir müddet kitap arayışından sonra kitaplarımı alıp kütüphaneden ayrıldım. 

Yine dün akşam kardeşimle aramızda kütüphane üyeleri sayısı ve kitap okuma oranları ile ilgili istatistiksel verilerin güncellenmesiyle yaşanan artış hakkında kısa bir sohbet ettik. Verilere göre her ikisinde de artış yaşanmış. Buna içten içe çok sevindim. Kütüphanelerin unutulması ve kitapların raflarda kaderine terk edilmesi düşüncesi oldukça üzücü. Umarım yeni yılla birlikte belirlenen hedeflere daha çok kütüphane gezmeyi ve kitaplar okumayı da ekleyebiliriz.


 

26 Aralık 2022 Pazartesi

Günaydın Pazartesi

 


Aralık ayının son haftasından merhaba sevgili okur.

Bugün de dışarıda güneşli bir hava var ancak bir o kadar da üşüten ve soğuğu hissettiren bir hava. Bulutlar gökyüzünde dolaşırken tıpkı her pazartesi olduğu gibi pencereden baktığımda cadde kenarına çiçeklerini satmak için yere sermiş olan çiçekçi amcayı görüyorum. Her hafta olduğu gibi bugün de çiçeklerini güzelce kaldırıma dizmiş. 

Bu sabah güne normalden de erken başladım. Dışarıda nereden geldiğini bilemediğim bağrış sesleriyle gözlerimi açmış bulunup uykumu yarıda bırakmış olabilirim. Seslerin geldiği tarafa istekli bir şekilde bakmasam da sesler öyle yüksek olmalı ki sabahın erken saatlerindeki tartışma seslerinden otopark yeri yüzünden meydana geldiğini anlıyorum. Uykuma devam etmek istiyorum fakat geri uyuyamıyorum. Hafif olan uykum ve ben güne böyle başlamış oluyoruz.

Bu ay okumakta olduğum üçüncü kitabımı elime alıyorum ve biraz kitap okuyorum. Neyse ki dışarıdaki bağrışlar da bir kadının polis çağırıyorum demesiyle son bulmuş oluyor. Kitaptaki konu beni içerisine merakla çekmeye devam ediyor. Bir kez daha Sabahattin Ali’nin ne kadar iyi kitaplar yazıp kitapseverlere iyi bir armağan olarak bıraktığını düşünüyorum. 

Kahvaltıyı erken yapanlardan değil de geç yapanlardan olmalıyım. Saat 11.30’dan sonra kendime en sevdiğim tabakta kahvaltı hazırlıyorum ve yanına yine çok sevdiğim vanilyalı bitki çayını da ilave edip kahvaltımı hazır hale getiriyorum. Kahvaltı sonrası ise kitabım ve ben baş başa kalıyoruz.

19 Aralık 2022 Pazartesi

Pierre ve Jean

 


"Görünüşe göre darbesine sadece önceki gün maruz kaldığımız bir felaket, dinlendiğimiz sırada bedenimize işliyor ve onu hastalık ateşi gibi yorup bitkin düşürüyordu."

Pierre ve Jean, Maupassant.

Yazarın, kendi adını verdiği Maupassant Tarzı Hikaye terimi Edebiyat dilinde karşımıza çıkmaktadır. Maupassant Tarzı Hikayelerin özelliği ise vaka (olay) hikayesi olmasıdır. Realizm akımını eleştirel bakış açısıyla ele alan Maupassant, kendi hikayelerini yazarken realizmden uzaklaşıp fantastik edebiyata yakınlaşmasıyla tanıyoruz. Yazarın kaleme aldığı eserlerinde karakterlerin hayatını derinden etkileyen veya seyrini değiştiren, onların üzerinde derin izler bırakan olayların okurlara aktarıldığını görüyoruz.

Pierre ve Jean isimli eserinde, her iki karakter de erkektir ve aynı zamanda iki erkek kardeştirler. Pierre, Jean’in ağabeyidir. Pierre doktor adayı, Jean ise avukat olma yolundadır. Her iki kardeşin de hayatlarında gelecek telaşı olduğu esnada ailenin çok yakın dostu olan Parisli bir beyefendiden oğulları Jean’a miras kaldığı haberi gelir. 

Aile üyeleri yakın dostlarının öldüğü haberini öğrendiklerine üzülürken diğer taraftan da oğulları Jean’a böyle sürpriz bir miras bıraktıkları için de kalplerinde şükran duygusu beslerler. Bu duruma sevinmeyen tek kişi de Pierre’dir. Mirasın neden sadece Jean’a bırakıldığına anlam veremez ve bu aile dostuyla birlikte geçirdikleri zamanları düşünerek çocukluk anıları içerisinde kaybolur. Anılarıyla birlikte ortaya çıkacak ve aile bağlarını etkileyecek gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacak olan Pierre, geri dönüşü olmayan olayların içerisinde kendisini bulacaktır.

17 Aralık 2022 Cumartesi

Güneşli bir cumartesi günü

 


Güneşli bir cumartesi gününden merhaba sevgili okur. Bugün sanki hiç aralık ayının ortasında değilmişiz gibi hissettiğimiz bir gündü. Güneşli ve soğuk hissettirmeyen bir gün. Güneşli havada ani gelişen bir karar üzerine dışarıya çıktık. 

Dışarısı, benim gibi düşünüp bu güzel havanın keyfini çıkartmak isteyen insanlarla doluydu. Öyle ki trafik, korna sesleri ve insanların oluşturduğu kalabalık gruplar günün her saatinde her yerdeydiler. 

Önce Kore yemekleri yiyebileceğimiz bir mekana gittik. Yeni açılan bu yere üçüncü gidişimdi. Öncekine göre yemeklerin tadı daha lezzetli ve sunum daha hızlıydı. Bu durum bizi oldukça memnun etti. Sonrasında biraz yürüyüşün ardından birkaç fotoğraf karesini de telefonumuza ekleyip başka bir yere doğru yola koyulduk.

Bu sabah bitkilerime bakarken sukulentlerimden bir tanesinin ikinci kez çiçek açacağını fark ettim. Şu günlerde çıkan kış güneşi bitkilerimi de memnun etmişe benziyor. Bu durum beni biraz şaşırttı çünkü kış aylarından birinde çiçek açıyor olması pek olağan bir durum değildi. Hem bu yılın ilkbaharında bana güzel mi güzel çiçekler vermişti. Yeniden çiçek açacak olması beni çok mutlu etti. Heyecanla bekliyor olacağım.

Sevgili okur,

Orada hava nasıl? 



15 Aralık 2022 Perşembe

Okullarda öğretmenler öğrencilerin okuma ve yazma becerilerini geliştirmek için onları bilgisayardan uzak tutmalı mı? | Ağaç Ev Sohbetleri 173

 


Sevgili Deeptone bizler için ağaç ev sohbetlerinde yine yeniden çok güzel bir konuyla sohbeti başlatmış. Bu haftanın konusu ise öğrenciler ve onların eğitimleri üzerine. Sevgili Deeptone’nun yazısını okumak için lütfen buraya tıklayınız.

Okullarda öğretmenler öğrencilerin okuma ve yazma becerilerini geliştimek için onları bilgisayardan uzak tutmalı mı?

Öncelikle ucu çok açık bir soru. Soru üzerine düşününce hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin olabileceğini görmek oldukça aşikâr.

Branşım sınıf öğretmenliği değil. Fakat çalıştığım sektör özel eğitim ve rehabilitasyon olduğundan ötürü birçok farklı tanı koyulmuş çocuklarla çalışma fırsatım oluyor. Özellikle okuma ve yazma kısmını da kaplayan özel öğrenme güçlüğü tanısı koyulan çocuklarla harf öğrenimi, sesleri doğru ve düzgün çıkartma, okuma ve yazma, dikte çalışmaları gibi farklı alanlarda etkinlikler yapmaktayım. 

Bu çalışmaları yaparken çocukların bireysel olarak ihtiyaçlarını tanıyıp ona göre eğitim-öğretim imkanları sunmak da önemli. Çünkü her bireyin alıcı ve algıları, dikkat süresi farklı düzeydedir. Ayrıca eğitimde sunulan imkan ve koşullar da ortamdan ortama farklılıklar gösterebilir. 

Okuma-yazma öğretirken ses temelli harf çalışmalarında bazen teknolojik araç gereçlerden, görsel kavramlardan veya videolardan yararlanmak öğrenmeyi daha kalıcı ve akılda kalır hâle getirebiliyor. 

Teknoloji çağında yaşadığımız kaçınılmaz bir gerçek. Çocukları da bu ortamlardan tamamen uzak tutmak ne yazık ki imkansız gibi bir şey. Fakat yetişkin kontrolü altında çocuğun bilgisayar üzerinden gerekli öğrenimlerden yararlanması da gerekir diye düşünüyorum. Elbette yetişkinlerin kontrolü ve koyulan kurallar burada devreye giriyor.

14 Aralık 2022 Çarşamba

Wednesday

 


Wednesday, ABD 2022.

The Addams Family’nin devamı niteliğini taşıyan dizinin yönetmenliğini Tim Burton üstleniyor.

Dizideki ana karakter Wednesday, psişik yeteneği sayesinde temasta bulunduğu insanların ölümlerini görebilme gücüne sahiptir. Wednesday, ailesi tarafından kendisi gibi özel yetenekli çocukların bulunduğu Nevermore Akademisi adındaki okulda yatılı kalması ve burada eğitimini tamamlaması için gönderilir.

Evden ayrılan Wednesday için bu durum yeni maceralara atılmak demektir. Gittiği okuldaki diğer öğrenciler tarafından karanlık ve gizemli bulunan Wednesday, 25 yıl önce gerçekleşmiş bir cinayeti çözmek için kolları sıvar. İşlenen cinayete geçmişte babasının da adı karışmıştır. Bu cinayeti çözmekte ısrarcı olan Wednesday bununla uğraşırken diğer yandan yaşadıkları yeri yeni ölümlere saracak olan bilinmeyen bir canavarla karşı karşıya gelecektir. Kimseye güveni olmayan Wednesday, elindeki ipuçlarını takip ederek canavarı ve ardındaki kişileri bulmaya çalışacaktır.

8 bölümden oluşan dizi, korku-komedi türünde. 

13 Aralık 2022 Salı

Yağmur, yağmur ve daha fazla yağmur

 


Yağmurun yağmaya devam ettiği bir akşamdan merhaba sevgili okur.

Cumartesi günü Afad’dan gelen uyarı mesajı pazartesi sabaha doğru başlayan şiddetli yağmurla ve rüzgarla kendini gösterdi. Hava henüz aydınlanmamışken, sabaha karşı başlayan yağmur sesine gözlerimi açtım. Camdan dışarıya baktığımda etrafta uçuşan yapraklar, kendini sıkı sıkıya toprağa bağlamış ama şiddetle esen rüzgara karşı koyamayan ağaç gövdeleri ve cama vuran yağmur damlalarından başka bir şey göremedim. Sokakta kalmakta olan insanlar ve hayvanların barınacak, sıcacık bir yerler bulmuş olmasını ümit ederek perdeyi kapadım.

Havalar ise gün geçtikçe soğuyor. Birkaç gündür beni yoklayan boğaz ağrısını bitki çayları ve vitaminlerle geçiştirmeye çalışıyorum. Geçtiğimiz günlerde kütüphaneden spontane bir şekilde aldığım Maupassant’in kitabının akıcılığı beni şaşırttı. Bugün okumaya başladım ve kitabı elimden düşüresim de gelmedi. Kitap bittiğinde yazarın başka eserlerini de incelemek ve okumak istediğime karar verdim.

Bu aylarda çıkan yapraklı mandalinanın tadı diğerlerine göre daha lezzetli olmuyor mu? Yapraksız olanlar bana hep daha az lezzetli gelmiştir. Bu yüzden kış ayının başlarında çıkan yapraklı mandalinalar bana sınırlı sayıda satışa sunuluyormuş gibi bir his verir.

Bir elimde kitabım, diğer elimde mandalinayla yağmurlu geceye doğru yola çıkıyorum.

Huzurlu ve mutlu akşamlar.

12 Aralık 2022 Pazartesi

Ermiş

 


"Ses onu kanatlandıran dili ve dudakları taşıyamaz. O esîre doğru yalnız bulmak zorundadır yolunu."

"Bu hep böyledir, sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar."

"Aşk sizi çağırdığı zaman, onu izleyin… Yolları zorlu ve dik olsa da."

"Kendinden başka bir şey vermez aşk ve kendinden başkasından almaz. Ne sahip olur aşk ne de sahip olunmak ister. Çünkü aşka aşk yeter."

"Yüreklerinizi verin, fakat teslim etmeyin birbirinizin eline. Çünkü bir tek Hayat’ın avucuna sığar yürekleriniz."

Çocuklar sizin sayenizde gelir ama sizden değildir. Sizinle birlikte olsalar da size ait değildir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil… Zira kendi düşünceleri var onların."

"Çünkü ne geri gider yaşam ne de oyalanır dünle. Sizler yaysınız, çocuklarınız da bu yaylardan fırlatılan canlı oklar."

"Sanki alıkoyabileceğiniz bir şey mi var? Tüm sahip olduklarınız bir gün verilecek. Öyleyse şimdiden verin de, size ait olsun verme mevsimi, mirasçılarınıza kalmasın."

"Hayatı çalışmak yoluyla sevmek hayatın en derin sırrına ermek demektir. Fakat eğer ıstırap çekerken, doğduğunuz güne lanet edip bedeninizin yükünü taşımayı alnınızın kara yazısı sayıyorsanız, o zaman size cevabım şudur: Yazılanı silecek olan sadece alın terinizdir."


"Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla."

"Ruhunuz çoğu zaman bir savaş alanıdır, burada aklınız ve yargılama gücünüz, tutkunuz ve iştahınıza karşı savaşır."

"Dostunuz ihtiyaç duyduğunuzda yanınızda olandır."

"Dostunuz fikrini söylerken aklınızdan geçen “hayır”dan korkmaz, 

“evet”i kendinize saklamazsınız. O sustuğu zaman da yüreğiniz onun yüreğini dinlemekten geri durmaz."

"Dün, bugünün anısından ve yarın, bugünün düşünden başka bir şey değildir."

"Eğer düşüncenizde zamanı mevsimlerle ölçmeniz gerekiyorsa, bırakın her mevsim bütün diğer mevsimleri sarsın. Bugün geçmişi anılarla, geleceği ise özlemle kucaklasın."


Ermiş, Halil Cibran.

Yıllardır yaşadığı kentten ayrılmakta karar kılan Ermiş, limana yanaşan gemiye bineceği esnada köy halkı tarafından yolu kesilir ve gitmeden önce kendilerine aşktan, evlilikten, suçtan, ölümden ve yaşama dair daha nice konudan öğütler vermesi istenir.


11 Aralık 2022 Pazar

The Notebook



The Notebook, ABD 2004.

Ryan Gosling ve Rachel Mcadams’ın başrollerini paylaştığı film; bakımevinde kalmakta olan yaşlı bir adamın elinde tuttuğu eski bir defterde yer alan aşk hikayesini, geçmişini ve hafızasını kaybeden yaşlı bir kadına anlatmasıyla başlıyor.

Kitaptaki hikaye ise bizi 1940’lı yıllara götürüyor. Güney Carolina’da yer alan Seabrook Adası’nda yaşayan Noah’ın tüm yaşamı, aynı yıl adaya yaz tatilini yapmak için gelecek olan Allie’nin gelmesiyle alt üst olacaktır. İki genç, adada gerçekleşen bir karnaval gecesinde tanışırlar. Aralarında sınıfsal ve ekonomik farklılıklar olmasına rağmen iki genç gün geçtikçe birbiri hakkında daha çok şey bilmek isteyecektir. Böylelikle aralarında arkadaşlıkla başlayan yakınlık aşka dönüşmeye başlar. 

Allie’nin ailesi bu aşka karşı çıkarak onun Noah ile görüşmesini istemezler. Adadan apar topar ayrılırlar. O dönem 2. Dünya Savaşı’nın yaklaşmasıyla her ikisi de ayrılıkla gelişen hayatlarında yeni değişikliklere gitmek zorunda kalırlar. Noah her şeye rağmen Allie’ye ayrıldıktan sonra bir yıl boyunca her gün mektup yazar. Yazdığı mektuplar ise Allie’ye asla ulaşmaz.

Aradan yıllar geçer. Noah ve Allie’nin çok başka yaşamları vardır. Allie yeni bir hayata adım atacakken Noah ile yeniden karşılaşır.

Film, dram-romantik türdedir.

10 Aralık 2022 Cumartesi

Bir Küçük Cumartesi Meselesi

 


Teslim tarihini birtakım sebeplerden dolayı erteledğim kitaplarımı, nihayet bugün geri vermek için yola çıktım. Öncesinde güne erken başlamanın verdiği zindelik, kapalı ama soğuk olmayan hava, kimileri için henüz başlamamış bir gün… Ben ise etraf kalabalıklaşmadan hazırlanıp evden çıkıp yola koyuldum.

Durağa vardığımda giyinişiyle geçmişi adeta günümüze getiren yaşlı bir amca görüyorum. Bana kütüphane yolculuğumda eşlik eden kız kardeşimin, yaşlı amca dikkatini çekmeyi başarıyordu. Zihnimden geçen düşünce ise yanımda fotoğraf makinesinin oluşu ve o anın resmini çekip sonrasında çizim defterim ve boya kalemlerimle ve tabii biraz da hayalgücümün kattığı renklerle yaşlı amcayı çizmek oluyordu.

Kütüphaneye varıyoruz ve farklı raflarda kitap arayışlarına girişiyoruz. Uzun zamandır rafta olmasını beklediğim bir kitabın ödünç durumunun müsait olduğunu görmek beni sevindiriyor ancak kitabı bulamıyordum. Bu konuda görevliden istediğim yardım sonucunda kitabımı buluyorum ve ödünç alacağım ikinci kitap için arayışlara giriyordum. İkinci kitap seçimim ise tamamen spontane bir şekilde gerçekleşiyordu. 

Dönüş yolumuzda bize çiseleyen yağmur eşlik etti. Aralık ayının ortasına yaklaşmışken bugün havanın nasıl oluyor da bu kadar ılık hissettirmesi hakkında konuşuyoruz. Akşamüstü Afad’dan aldığım iki günlük acil hava durumu duyurusu üzerine bugün ılık geçen havanın sebebinin aslında beklenen fırtına öncesi sessizliği çağrıştırdığı aklıma geliyordu. 

Şimdi, yeni kitaplarım ve ben baş başayız. 

Uzun zamandır okumak istediğim kitabı neredeyse bitirmek üzereyim. 

Tıpkı yazdığı yazının sonuna yaklaşmakta olan bir yazar gibi.

Huzurlu ve mutlu akşamlar.

6 Aralık 2022 Salı

Character

 


Character, Japonya 2021.

Keigo Yamashiro, manga sanatçısıdır. Yaptığı çalışmaların iyi bir sonuç getirmemesi iş vereni tarafından pek hoş karşılanmasa da Keigo, manga çizimlerine hız kesmeden devam eden azimli bir karakterdir.

Bir gün asistanlığını yaptığı manga ustasından bir görev alan Keigo, çizim defterini ve kalemlerini yanına alıp görevi gerçekleştirmek üzere yola çıkar. Görevi ise mutlu bir aile ortamını yansıtan ev bulup bunu çizimine yansıtmaktır. Sokak sokak dolaşan Keigo nihayet bir evde karar kılar ve o evi uzaktan seyredip bir yandan da çizmeye başlar. Tam bu sırada evin içinden yüksek sesle çalmakta olan bir müzik işitir. Etraftaki komşular gürültüden dolayı bağrışmaya başlar fakat içeriden kimse bu kargaşıyı işitmez. Keigo da evdekilerin duymadığını düşünerek evin kapı ziline basar. Ancak bu esnada evin kapısının açık olduğunu fark eder. İçeriye giren Keigo, salona vardığında yemek masasında katledilen dört aile üyesiyle karşılaşır. Olayların şokunu henüz atlatamamışken evden çıkmakta olan katili de gizlice görür. 

Olay yerine gelen polisler, Keigo’yu sorguya alırlar. Keigo, polislere yalan söyler ve katili görmediğini belirtir. Bu dehşet verici ölümü ve katili bir sonraki manga çizimlerinde kullanır. Çizdiği manga çok satanlar listesine girer ve Keigo birden popülerlik kazanmaya başlar. Böylelikle diğer mangalarında da katili kullanmaya devam eder ancak ortaya kurgusu olan yeni ölümleri de çizmesi gerekmektedir. Katil ise Keigo’nun manga çizimlerindeki ölümleri taklit ederek ona akılalmaz bir oyun oynamaya başlayacaktır.


5 Aralık 2022 Pazartesi

Olsaydı veya olursa, evrenin neresine gitmek isterdiniz, istersiniz? | Ağaç Ev Sohbetleri 171

 


Olsaydı veya olursa, evrenin neresine gitmek isterdiniz, istersiniz?

Sevgili Deeptone’nun blogunda rastladığım yine çok mu çok güzel bir Ağaç Ev Sohbetleri konusuna denk geldim. Bu konuyla ilgili onun yazısına ulaşmak için buraya tıklayınız.

Uzayı ve zamanı içeren evren, gözle gördüğümüz ya da göremediğimiz birçok maddeyi de kapsar. Eğer sorulan sorudaki gibi bir şansım olsaydı öncelikle zamanda yolculuk yapmayı isterdim. İlk insan topluluklarını ve yerleşim yerlerini gözlemlemek heyecan verici olurdu. Aynı zamanda o ana şahitlik ettiğimden dolayı günümüzle kıyaslama imkanım da daha objektif olurdu. İlk insanların aralarında kurdukları iletişim, yeme-içme alışkanlıkları, kıyafetleri, hayatta kalma mücadeleleri ilgimi çeken ve görmek istediğim şeylerden birkaçı olurdu. 

Arkeolojiye olan ilgimden dolayı bir kez daha tarihsel bir yolculuk yapmak isterdim sanırım. Bu sefer Mısır Piramitleri’ne olan ilgim, onların nasıl yapıldığı ve kullanıldığı konusunda merakla gözlem yapmama sebep olurdu. 

Sonra yeryüzünden yukarıya, gökyüzüne bakıp geceyi aydınlatan aya bir yolculuk yapmak isterdim. Fakat zorluklarla ve risklerle dolu bu yolculuktan önce büyük bir cesarete ihitiyacım olabilir. Daha sonra uzaya ve dünya dışındaki diğer gezegenlere de ziyarette bulunmak ve bizden başka canlıların var olup olmadığı sorusuna yanıtlar bulup tekrar dünyaya dönerdim. 

Yine hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan ve aynı zamanda hayal gücümüzü besleyen harika bir sohbet konusuydu.

2 Aralık 2022 Cuma

Sevgili Dost #51

 


Sevgili dost,

"Ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden."

Yine, çok sevdiğim bir kitaptan alıntıya yer vererek yazıyorum sana. Tırnak içine alınan cümle öyle anlamlı öyle çok şey ifade ediyor ki yalnızca kalpten sevgiyi bilenler ve hissedenler anlar bunu. 

Kalbe sevgi tohumlarını ekebilmek, ekilen tohumları büyütmek ve çiçek açıp meyve vermesini sağlamak gerek. Zira sevgisiz bir kalp kurumuş bir ağaca benzer.

Sevgili dost,

Arada sırada da olsa iyilikler yapmalı. İyi insan olmak aynı zamanda iyi davranmayı da gerektirir. Ayrıca iyilikler de kalbi besleyen en belirgin özelliklerden biridir.

Sevgili dost,

Gönül bağı kurduklarımızla birlikte gönül bağı kurduğumuz meşgaleler de önemli. İnsan, kendisine kötülük edenlerden uzak durmaya ve yaşam kalitesini arttıran şeylere yönelmeyi bilmelidir. Bunu yapabilmenin ilk kuralı da insanın önce kendini tanımasından geçmektedir. Kendini tanıyan insan, kendini gerçekleştirme yolunda ilk adımı da atmış demektir.

Sevgili dost,

Başkalarını sevebilmek, insanın önce kendisini sevmesiyle başlar. Kendini seven insan aynı zamanda kendi benliğinin de farkındadır. Sevginin ilk adımı önce kendini sevmektir.



1 Aralık 2022 Perşembe

Glass

 


Glass, ABD 2019.

Serinin ilk filmi 2000 yılında izleyiciyle buluşuyor. Bu ilk film yani Unbreakable’de Bruce Willis ve Samuel L. Jackson rolleri paylaşıyor.

İkinci film 2016’da izleyici karşısına geçiyor. İkinci film Split’te ise çoklu kişilik bozukluğuna sahip olan ana karakterin rolünü üstlenen oyuncu James McAvoy, filmin devamı olarak karakter rolünü de üstleniyor. İkinci film serisinde yalnızca bu karaktere odaklanıyoruz. Tıpkı serinin ilk filmi olan Unbreakable’da Bruce Willis ve Samuel L. Jackson’ın başından geçenlere tanık olduğumuz gibi film, belli bir akış içerisinde ilerliyor.

Glass filmi ise serinin üçüncü filmi. Bu filmde birinci ve ikinci filmde yer verilen üç karakterin yolunun kesişmesini ve sonrasında gerçekleşen olayları seyrediyoruz. 

Bruce Willis filmde, aşırı güçlü ve bedensel olarak asla zarar görmeyen bir yapıya sahip karakteri canlandırırken; Samuel L. Jackson ise cam kemik hastalığına sahip olmakla birlikte şeytani zekasıyla düşmanını yenen özel gücü sayesinde kendini koruyan bir karakteri canlandırır. James McAvoy’u ise kişilik bozulukluğunun meydana getirdiği en zor ve başa çıkılması en güç karakteri olan The Beast’i canlandırırken izliyoruz. 

Bu üç karakter tedavi amaçlı bir psikiyatri kliniğine yatırılır. Birbirinden asla haber alamayan karakterlerin eski sağlığına kavuşmasından sorumlu olanlar psikiyatr, onları tekrar topluma kavuşturmayı ve kendilerini süper kahraman sanrısından kurtarıp eski yaşamlarına döndürmeyi hedefler. Ancak klinikte gerçekleşecek bazı olaylar sonucunda üç karakter bir araya gelirler ve onları buraya kapatan insanların gerçek niyetlerini gün yüzüne çıkartmayı amaç edinirler. 

Film, gerilim-fantastik türdedir.

 

BİRPEMBESEVER