31 Ağustos 2019 Cumartesi

NORTHANGER MANASTIRI







'' Elde etmek istediğin hiçbir şey için umutsuzluğa düşme çünkü istediğimizi elde ederiz bıkmadan gösterilen bir gayretle.''


Northanger Manastırı, Jane Austen.
Austen'in bu kitabı 1797-98 yılları arasında kendisi tarafından yazılır.Ancak roman, onun ölümünden bir yıl sonra yani 1818 yılında yayımlanır. Jane Austen her kitabında olduğu gibi bu romanında da bir çok karaktere yer veriyor.

Bu kitabında yer alan baş karakterimiz Catherine Morland. Romanda yer aln oly örgüsünde bol bol bu kadın karakteri ve onun aklından geçen düşünceleri okuyoruz. Catherine, gösterişten ve abartıdan uzak bir yaşam süren ailenin kızlarından biridir. 
Bir gün bir komşuları Bath isimli başka bir kasabaya gideceklerini Catherine'nın ailesini söyler. Ailesi Catherine'nın bu komşularıyla birlikte Bath'e yolculuk yapmasını ve orada bir süre vakit geçirmesini uygun görür. Catherine için bu büyük bir fırsat olur. Çünkü Bath'te yeni insanlar tanıyıp, birçok konu üzerine sohbetler edip, balolara davet edilecektir. 

Kitapta yine bir sürü aile ve karakterler var. Austen, diğer kitaplarında olduğu gibi bu romanında da kadın karakterlerin düşüncelerine, duygularına önem vermiş. 

ORDINARY PEOPLE






Sıradan İnsanlar, Güney Kore 2018.
Oyuncu kadrosu ünlenmiş isimlerden oluşan bir film.
Ma Dong Seok, Ki Cheol isimli karakteri canlandırır. Ki Cheol, sessiz bir kasabaya sözleşmeli beden öğretmenliği yapmak için taşınır. Kasabadaki lisede bir kız öğrenci kaybolmuştur. Fakat bu durum ne yerel halkın ne de polislerin pek umrunda değildir.

Kayıp kızın en yakın arkadaşı bu duruma her geçen üzülür. Çözüm yolu olarak kayıp arkadaşının izini tek başına sürmeye gayret eder. Bu süreçte okula yeni gelen beden öğretmeni de bir şekilde dahil olur. Hep birlikte kayıp kızın izini sürerler.

Her geçen gün yeni bir ipucu bulurlar fakat kayıp kızdan hala bir iz yoktur. Beden öğretmenini ve kayıp kızın arkadaşını gerilim dolu bir süreç bekler.

Filmde beklenmedik karakterlerden sürpriz olaylar ortaya çıkıyor. Şaşırtan, gerilim dolu, akıcı bir film.




30 Ağustos 2019 Cuma

DEFTERLER





Birkaç tane deftere sahibim. Gezip gördüğüm yerleri çizip karalamalar yaptığım bir gezi defterim, çantamda muhakkak bulundurduğum minik bir not defteri, blog yazılarımla ilgili olan bir defter ve  bir de günlüğüm var.

Çocukluğumdan beri yazmayı, çizmeyi çok seviyorum. Hatta çocukken aklımdan hikayeler uydurup onu defterlere yazdığım bile olurdu. Sonra bol bol kompozisyon yazardık okulumuzda da, çok severdim. Mesela şiir, hikaye yarışmaları yapılırdı ortaokuldayken. Ben bunlara muhakkak katılırdım.😊

Bir de çok günlük bitirdiğim olurdu eskiden. Bir de anı defterleri. En sevdiklerim hatıra defterlerim olabilir. Şimdilerde de blogumda en çok yazıyor ve bundan keyif alıyorum. Yazmayı, yazılarımla başka insanlara ulaşabilmeyi seviyorum.

Şu günlerde elime günlüğümü tekrar alıp yazmak isteği geçiyor aklımdan. Günlük yazmayı özlemiş gibiyim. 

29 Ağustos 2019 Perşembe

ORTA BAHÇEDE PİKNİK







Bugün çok keyifli bir gündü. Kız kardeşim ve arkadaşıyla dünden kararlaştırdığımız pikniğimizi yaptık. Sabahleyin erkenden yola koyulduk. Rotamız kız kardeşimin ve arkadaşının okuduğu üniversiteydi.
Okulun kampüsü büyük ve yemyeşil olunca bu fırsatı değerlendirelim dedik. Ve böylece yola koyulduk ve kampüse vardık.

Pikniğimize hoş muhabbetlerimiz eşlik etti. Hava da serindi. Gün bizden yanaydı. Sonrasında kampüsün kütüphanesine gittik. Kız kardeşim aldığı kitapları iade etti. Daha sonra koskocaman kampüste doğa yürüyüşü yaptık. Açıkçası çok hoşuma gitti ve beğendim bu kadar yeşilin içerisinde olmayı. Çünkü kendi üniversitemde böyle bir kampüs havası ne yazık ki yoktu..




Bugün bol bol yeşile ve maviye doydum. Uzun zamandır da piknik yapmayı istiyordum. Nihayet bugün gerçekleştirdik. Daha nicelerini yapmak dileğiyle...


Bu şarkıyı da kız kardeşim sayesinde keşfettim. Şarkının tonu, görüntüsü huzur verici.. Bu da günün anısına kalsın o halde, iyi geceler sevgili okur!





28 Ağustos 2019 Çarşamba

THE END OF APRIL





Nisan Sonu, Güney Kore 2018.
Dram,korku ve bol bol gerilim içeren karanlık bir film.
Hyun Jin adında bir kız memurluk sınavlarına hazırlanıyordur. Sınava çalışmasının yanı sıra bazı ek işler de yaparak kendi gelirini kazanarak hayatını sürdürmeye devam eder.

Hyun Jin, sınavına daha iyi odaklanıp çalışabilmek adına kendine yeni bir daire bulur ve oraya kısa süre içerisinde tanışır. Taşındığı apartmandaki komşuları pek tuhaftır. Geceleri diğer odalarda yaşayan komşuların evlerinden tuhaf sesler gelir. Bu komşulardan birinin de liseye giden bir kızı vardır. Hyun Jin, bu kızla tanışır ve kız hakkında bazı sırlar öğrenir. 

Günler sonra apartmanda bazı cinayetler işlenir ve Hyun Jin bu cinayetlerden sorumlu tuttuğu lise öğrencisi kızın peşine düşer.

Tuhaf bir film. Sonu, izleyiciyi şaşırtan türden. Film biraz durağan ilerliyor. Bu da konusundan kaynaklı olsa gerek.

27 Ağustos 2019 Salı

LOVE ALARM





Aşk Alarmı, Netflix ortak yapımı Güney Kore dizisi.
8 bölümlük mini bir romantik gençlik dizisi. Aynı zamanda da Webtoon'dan uyarlama.

Başrolde gençlik ve okul temalı dizilerde görmeye alışkın olduğumuz Kim So Hyun var.

Dizi günümüzde başlayıp bizi karakterlerin lise zamanına kadar götürüyor. Ülkede son günlerde popüler olan bir uygulama neredeyse herkesin telefonunu esir etmiş durumda. 

Bu uygulamanın adı ise Joalarm'dır. Eğer biri sizden hoşlanıyorsa ya da seviyorsa ve 10 metre yakınınızdaysa bu uygulamadaki alarm çalmaya başlıyor. Yani sizden hoşlanan kişinin size yaklaştığını haber veriyor.
Fakat uygulamanın kötü yanı ise sizden kimin hoşlandığını söylememesi. Sadece sayı belirtiyor. İşte bu uygulama özellikle gençler arasında oldukça yaygın kullanılır. Aynı lisede okuyan üç gencin hayatlarını konu alan bir dizi.

Şimdilik ilk sezonu yayınlandı. Devamı geleceğe benziyor.


FIRÇANI AL GEL, SULUBOYA YAPALIM





Fırçalar, suluboya ve kağıdımız hazırsa eğer ortaya harikalar çıkartmaya başlayalım. 

Uzun zamandır elime boya fırçalarımı, boyalarımı almadığımı fark edince bugün neden suluboya yapmıyorum ki dedim kendi kendime.
Bu sefer diğer yaptığım suluboya desenlerinden farklı olarak daha küçük boyda çiçekler yapmaya çalıştım.

Ana renkleri, ara renkleri hatta bazen de farklı farklı renkteki boyaları karıştırarak yeni tonlar elde ettim. Ve ortaya böyle rengarenk minik minik bahar ve yaz esintisi taşıyan çiçekler çıktı.

Bu çalışmayı yaparken 8 numaralı suluboya fırçası ve 300 g/m Van Gogh suluboya kağıdı kullanarak yaptım. Siz de yapmak isterseniz eğer dilediğiniz renkleri kullanarak hatta birbirleriyle karıştırarak ortaya farklı farklı çiçekler çıkartabilirsiniz.




Eğer güzel bir çalışma ortaya çıkartmak istiyorsanız önceliğiniz kaliteli ve aynı zamanda uzun süre kullanabileceğiniz iyi bir suluboya defteri almak olsun. Çünkü suluboya kağıtlarının pamuk kullanılarak yapılıyor olması hem boyanın emilimini hem de hata düzeltme payınızın olmasını sağlıyor. Benim önceliğim bu yöndeydi. Sonra zamanla yavaş yavaş diğer malzemelerinizi de alabiliyorsunuz. 

Suluboyayı yapması çok keyifli ve eğlenceli. Ortaya çıkarttığınız ürünü en son gördüğünüzde yüzünüzde kocaman bir tebessüm olabiliyor.
O zaman bir sorum olacak sevgili okur,
Fırçalar hazır mıı? 😊










26 Ağustos 2019 Pazartesi

GÜNEY AFRİKA'DAN KARTPOSTAL







Merhaba sevgili okur!
Kartpostal takası sayesinde Güney Afrika'dan da bir arkadaş edinme fırsatım oldu.
Gönderen arkadaşımın ismi Khaya.
Khaya, kartpostalının arkasına kendi kültürlerinden bahsetmiş. Yazmış olduğu el yazısı pek okunaklı değil. Bu yüzden ne yazdığı konusunda biraz zorlandım. Ama yine de bir şeyler yazıp pul yapıştırmış olması beni oldukça mutlu etti.

Kartpostalın arkasında Güney Afrika'ya ait bazı bilgiler var. Mesela bunlardan biri, Güney Afrika'da 11 tane resmi dillerinin olduğundan bahsetmiş.
1967 yılında ilk kalp nakli Güney Afrikalı Doktor Chris Bernard tarafından yapılmış.  

Postcrossing sayesinde Güney Afrika'dan da bir kartpostal edinmiş oldum. 
Ancak şunu belirtmeliyim ki kartpostal bana geldiğinde ortadan bükülmüş şekildeydi. Yani kartpostalın yüzeyinde iki üç tane kat izi mevcut. Nasıl deforme oldu bir bilgim yok. Yine de ulaşması bile mutluluk verici.

Yaşasın kartpostal arkadaşlığı!


25 Ağustos 2019 Pazar

SEVGİLİ KAPLUMBAĞA






Sevgili kaplumbağa,
Diyerek başlamak istiyorum satırlarıma.
Kavurucu bir güneşin vurduğu sıcağın altında her zaman olduğu gibi ağır ağır ilerliyordun. Yalnız, acaba yürüdüğün her yolun belki de bir sürü tehlike içerdiğini de biliyor muydun?

Bugün bir yolculuk sırasında karşılaştık seninle. Yanına yaklaşınca tıpkı diğer kaplumbağalar gibi hemen kabuğuna saklandın. Sonra seni biraz sevince başını biraz da olsa çıkartıp bize baktın. Kendini korumak için ve gövdeni sakladığın o görkemli kabuğa bakınca biraz üzüldüm.  Çünkü ezilmişti. Kim bilir başına neler neler gelmişti.

Seni yolun kenarında bırakmaya gönlüm razı olmadı. Seni alıp etrafıma bakındım. Dikensiz bir yeşillik bulana kadar biraz yürüdüm. Bu sırada seni alıp yerden birden yükseltip hızlanıyor olmam sanırım korkutmuş olacak birden ellerimde tırnaklarını hissettim. Bu da senin bana yaptığın bir oyundu sanırım.😊



24 Ağustos 2019 Cumartesi

THE ODD FAMILY ZOMBIE ON SALE






Tuhaf Aile : Satılık Zombi, 2018 Güney Kore.
Tatlı komik bir korku filmi. 
Filmde Man Deok, çocukları ile birlikte küçük sessiz bir kasabada yaşamaktadır. Üç çocuğu da yetişkindir. Çocukları ile birlikte yaşadıkları evin altındaki benzin istasyonunu işletmektedirler. Ancak şu günlerde işler çok durgundur. 

Bu küçük kasabaya bir gün yabancı bir genç ayak basar. Bu genç ise bir yerden kaptığı virüs sonucu zombi olmuştur. Zombi genç, yaşlı adam Man Deok'u ısırır ve böylelikle zombi virüsü yavaş yavaş kasabadaki diğer insanlara da yayılmaya başlar.

Klasik zombi filmlerinden farklı bir konu işleniyor. Buradaki zombiye, kasaba halkının davranışları oldukça eğlenceli ve komik. Bol bol güleceğiniz komik bir korku filmi.



23 Ağustos 2019 Cuma

MİM | KİTAP MİMİ








Merhaba sevgili okur!
Mim yazısı yazmayalı epey bir zaman geçti.
Şimdilerde blog dünyasında gezinen kitap kokulu bu mime beni davetleyen sevgili DEEPTONE arkadaşıma teşekkür ediyorum. Onun yazısı için ismine tıklaman yeterli.😊


1. Kitap size ne kattı?

Güzel bir alışkanlık edinmeme sebep oldular. Kitap okuma alışkanlığı gibi. Kütüphaneye gitmek gibi. 

2. Kitap arkadaş mıdır sizce?

Hem de en sadık arkadaştır, kitaplar. Hiçbir zararı olmaz size. Okura yoldaş olur,sırdaş olur. Hayatımızın temellerine yerleştirmeliyiz kitapları.

3. Neden kitap okuyorsunuz?

Okumayı seviyor olmam başlıca nedenlerden birisi. Sonra yazmayı da seviyorum.Kitaplarla birlikte farklı öykülere yolculuk yapma şansı buluyorum. Ve bu yolculuklar sırasında da yeni yeni bilgiler keşfettiğim ve öğrendiğim de oluyor.

4. Kitabı ne sıklıkla okuyorsunuz?

Haftada bir kitap bitirmeye gayret ediyorum. Hayat koşuşturmacasına kapılıp bazen benim de aksattığım oluyor elbette. Ancak tam anlamıyla kitaplarımdan kopmamaya çalışıyorum.

5. Hangi tür kitapları okuyorsunuz?

Konusu, beni içine sürükleyen kitapları okumayı seviyorum. Okuyup, kalemini sevdiğim yazarların diğer kitaplarına da şans verdiğim olur.
Yabancı edebiyat kitaplarını okumayı severim. Yerli olanları da okurum. İçinde gizem, polisiye barındıran türde kitaplar da ilgimi çekmeyi başarır. 

6. Kitap yazmayı düşündünüz mü?

Evet, düşündüm. Hala gerçekleştirmek istediğim hayallerimden biri. 
Çocuk kitapları yazmak ve resimlendirmek isterim.

7. En sevdiğiniz yazar kim?

Agatha Christie.

8. Kitapları ciltler misiniz?

Hayır hiç denemedim. Fakat kitaplığımdaki kitapların tozunu muhakkak alırım, güzel bakarım.

9. Gezi kitaplarını sever misiniz?

Gezmeyi çok sevdiğimden olsa gerek, evet severim. 

10. Kitap alırken kapağına göre mi seçersin?

Çoğunlukla içeriğine ve yazarına göre seçerim. İllaki kapağını görüp de etkilendiğim kitaplar olmuştur fakat muhakkak konusuna bir göz atarım. 



Benim mim cevaplarım bu kadardı.
Yapmak isteyen herkesi mimliyorum!

MONEY







Money, 2019 Güney Kore.

Filmde birçok tanıdık yüz var. Onlardan biri de başrol oyuncusu Ryu Jun Yeol. Film, borsa sektöründe çalışanların etrafında geçiyor. Jun Yeol, borsacı olarak yeni bir yerde işe başlıyor. Onun ilk iş deneyimidir. Oldukça heyecanlı ve heveslidir. En büyük hayali ise zengin olup rahat bir hayat sürmektir.

Bir gün aynı iş yerinde çalıştığı bir arkadaşında teklif alır. Bu teklif borsa dolandırıcılığı ile ilgilidir. Bu işi zengin olmak hayalleri için kabul eder. Ve böylelikle istediği zengin hayata adım adım yaklaşmaya başlar. 

Dolandırıcılık sayesinde başarı elde etmeye başlayan Jun Yeol, istediği zengin hayatın içinde bulur kendini. Ancak ondan yapması istenen kirli işlerden de uzak kalamaz. Onun yaptığı borsa dolandırıcılığından şüphelenen denetleme ekibi bu işin peşine düşer.

Film kendini merakla izlettiriyor. Suç türünde ağır ilerleyen bir konuya sahip.




21 Ağustos 2019 Çarşamba

MR. NOBODY





mr nobody konusu


Bay Hiçkimse - Kanada,2009.
Film 11 ödül ve 5 aday almaya layık görülmüş.
Uzun bir film olmasının yanı sıra konusu itibari ile de biraz dikkat ederek izlemeniz gerebilir.
Başrolde Nemo isimli küçük bir çocuğun hayatına konuk oluyoruz. Nemo'nun daha küçükken alacağı kararların onun hayatını nasıl etkileyeceğini görüyoruz. 

Filmin ana karakteri Nemo, 2092 yılında yaşayan 117 yaşındaki son ölümlü insandır. Haliyle de tüm insanlar ve medya tarafından onun öleceği gün merakla bekleniyordur. Son günleri canlı yayınla tün insanlara izlettiriliyor. Fakat Nemo, diğer insanlar tarafından Bay Hiçkimse olarak anılmaktadır. Çünkü onun geçmişteki hayatına dair bilgileri yoktur. Bay Hiçkimse, ölümüne az bir zaman kal geçmişteki hayatına zamanda yolculuk yapar.

Film başlarda biraz karmaşık gelebilir. Çünkü anlatılmak istenen birden verilmiyor izleyiciye. Nemo'yu çocukluğundan itibaren birden çok hayatta izliyoruz. Onun aldığı kararların hayatına ne gibi tesiri olacağını ve nasıl sonuçlandığını izliyoruz. Bu yüzden de birden fazla paralel evrende Nemo'yu izliyoruz. Her birinde farklı farklı hayatlar yaşayan Nemo'nun seçimleriyle karşı karşıya geliyoruz.

Sakin kafayla izlenilecek filmlerden.

20 Ağustos 2019 Salı

MEKTUP GÖNDERMENİN GİDEREK ZORLAŞTIRILMASI







2015'den beri mektup arkadaşlığı yapıyorum. Bu yüzden de ücretler konusunda az çok fikir sahibi oldum. Göndereceğim paketlerin 1 kilogramı aşmamasına gayret ediyorum çünkü Asya ülkeleri, özellikle Endonezya ve Malezya için posta veya mektup gönderileri biraz pahalı olabiliyor.

Daimi olarak mektup gönderdiğim iki tane arkadaşım var. Biri Malezya'dan diğeri de Güney Kore'den. Bu iki arkadaşımla her yıl muhakkak mektuplaşırız. 


Bugün Malezyalı mektup arkadaşım için hazırlamış olduğum paketi göndermeye postaneye gittim.  Ptt'de paket tartılınca 580 gram geldi. Kayıtlı göndermek istediğimi belirttim. 80 liraya yakın bir ücret söylendi. Şaşırdım. Ve sonrasında öğrendim ki tıpkı her yıl olduğu üzere zam gelmiş gönderi ücretlerine. Sanırım artık 500 gramı aşmamasına dikkat etmem gerekecek. Mektuplaşmak da giderek zorlaştırılıyor ne yazık ki.. Keşke başka alternatif postaneler de olsa ama maalesef ki yok.

Postane işimden sonra kütüphaneye doğru yola koyuldum. Kütüphane her zamanki gibi tıklım tıklım doluydu. Böyle görmek sevindirici.
Almak istediğim kitapların kodlarını not defterime yazdığımdan oraya vardığımda raflarda kolaylıkla bulmuş oldum. Kütüphane görevlisinin masasının üzerinde kaktüslerimin aynısından görünce aynısından bende de olduğunu söyledim. Onun üzerine biraz kısık sesle de olsa sohbete koyuldum. 😊


19 Ağustos 2019 Pazartesi

SEVGİLİ DOST #25













Sevgili dost,
Sana sevgi ile hitap etmeyi seviyorum.
Sevgi her kapının sihirli anahtarı bence. Mutluluğun, iyiliğin, yardımlaşmanın, başarmanın ve daha nicesinin kapısını aralayacak kadar tesiri büyük  bir duygu.

Sevgili dost,
İnsan her şeye sevgisini katmalı.
Eşlik ettiği bir şarkıya, yolda gördüğü bir hayvana tebessüm ederken, yaptığı bir yemeğe, insanlar arasındaki iletişime, bulutlara, güneşe, aya hatta kendine bile.

Kendine nasıl sevgi katar ki bir insan diye düşünme.
İnsan önce kendini severek başlamalı geldiği bu hayata, ki etrafındaki diğer insanlara ve canlılara da sevgi kırıntılarından dağıtsın.

İşte sevgili dost,
Sevgi bu kadar mühim bir şey. 

KARTPOSTAL GELDİ !




kartpostal arkadaşlığı


Çok uzak diyarlardan selam getirdim sevgili okur! 😊
Bugün göstereceğim kartpostal bir Güneydoğu Asya ülkesine ait.
Tayland'a.

Yine instagram üzerinden bulduğum arkadaşımla birbirimize kartpostal gönderdik. Her ikimiz de seçtiğimiz kartpostalı yazıp pullayıp gönderdik. Fakat bana ulaşan bu kartpostalda biraz hüsrana uğradım çünkü göndermiş olduğu kartpostalın arkasına geçek pul yerine sticker şeklinde pula benzeyen bir şey yapıştırmış.

Tayland'ın plajlarından, turistik mekanlarının çokluğundan, tarihi tapınaklarının olduğundan ve deniz ürünlerinden yapılan yemeklerin oldukça popüler olmasına değinmiş. 

Bu kartpostal sayesinde Taylandlı sevgili Pam'i tanımış oldum. Onu birebir görmesem de kartpostal arkasına yazdığı cümle kırıntılarını okumak sanki Tayland sokaklarında gezmişim gibi hissettirdi.

Kartpostal arkadaşlığı çok çok güzel bir şey! Haydi eline bir kalem, kartpostal al ve en yakınına bir kart göndermekle bu güzel duyguyu tat.


18 Ağustos 2019 Pazar

SAFE







Safe. 2018 yılı, ABD ve Fransa yapımı ortak dizi. 8 bölümden oluşuyor. Şimdilik birinci sezonu var.

Dizinin senaristliğini gerilim kitapları yazmakla adını duyuran Harlan Coben yapmakta. Başrollerde Dexter dizisinde gördüğümüz oyuncu Michael Hall var. Safe dizisinde evli ve iki kız çocuğunun babası rolündedir. Lüks bir hayat yaşmakla birlikte sadece elit insanların yaşadığı bir sitede hayat sürerler. 

Michael, kısa bir süre önce karısını kaybetmiştir. Karısının ölümünden sonra iki kızıyla birlikte hayatlarını düzene sokmaya çalışsa da kızlarından büyük olan Jenny, babasına karşı agresif tutumlar içerisindedir. Jenny bir gün yaşadıkları sitede bir arkadaşının davet ettiği partiye katılır. Gecenin ilerleyen saatlerinde  babası Jenny'den haber alamaz ve kızına ulaşmanın yollarını arar. Jenny'e ait hiçbir iz yoktur ve artık polis de devreye girer. 

Micheal çaresizce kızına dair bir ipucu aramaya çalışır. İlerleyen bölümlerde cinayetler,sırlar ve ölümlerle karşılaşır. Karanlık ve gerilim kokan bir dizi.




17 Ağustos 2019 Cumartesi

ALAYCI ÖYKÜLER






Alaycı Öyküler, Adnan Özyalçıner.

Kitapta birçok farklı öyküler yer alıyor. Öyküleri kaleme alan yazar, kendi yaşamından esinlendiğini vurguluyor. Kitapta geçen karakterler de bilindik isimler. Kimisi sanat camiasından duyduklarımız kimisi de edebiyat camiasından aşina olduklarımız.

Kitapta geçen kişiler, olaylar ve mekanlar gerçek. Bunu da yazar, okuyucuya belirtmiş kitabının ilk sayfalarında.

Her hikayede günlük yaşamdan izler taşıyan olayları okuyoruz. Kişiler arası diyaloglara da değiniyor yazar. İstanbul'da geçen öyküleri okuyoruz. İstanbul'un semtlerinin geçmişteki hallerinin tasvir edilişlerini de görmek pek mümkün.

Kitabın yalın bir dille yazılmış olması da iyi. Okumayı keyifli kılıyor. Kitapta bol bol şairleri, yazarları görüyoruz. Edebiyat severler için yazarın arkadaşlarıyla anıları olan kaçırılmayacak bir kitap.




16 Ağustos 2019 Cuma

BE MELODRAMATIC







Be Melodramatic, 2019.
Yaz sezonunda çıkan Güney Kore dizisi. Romantik komedi türünde. Henüz iki bölümü yayınlandı. 16 bölümlük bir dizi.
Dizide üç farklı kadın karakter var. Ve bunlar aynı evi paylaşıyorlar. Dostlukları çok eskiye dayanıyor. Bu karakterlerin yaşamlarına konuk oluyoruz. 

Üç arkadaş da 30 yaşında. İlk bölümde karakterleri tanıyoruz. Onların üniversite yaşamlarını izliyoruz. Arkadaşlıklar, ayrılıklar, aşklar, fedakarlıklar, üzüntüler, iş yaşamları. Gerçek hayatta yaşadığımız sorunları dizide görebiliyoruz. Hayatın içinden kesitlerle ve gündelik yaşamı yansıtan bir atmosferi var.

İlk bölüm itibari ile diziyi çok sevdim. Bana Age Of Youth dizisindeki havayı verdi. Bu yazın kaçırılmaz dizilerinden.


15 Ağustos 2019 Perşembe

KİMLİK






Identity, Kimlik. 
2003 yılı ABD yapımı film.
Şiddetli yağmurun olduğu karanlık bir gecede kasabanın izbe yerlerinden birinde yer alan bir otelde on insanın yollarının kesişmesiyle olaylar ilerliyor. Olumsuz hava koşulları ve sonradan gelişen bazı olaylar sebebi ile bu otele sığınan on kişinin  başına gelecek felaketleri izliyoruz.

On kişinin, gittikçe şiddetlenen yağmurdan dolayı dışarısı ile irtibatları kesilir. Onlar da ilerleyen saatlerde mecburen birer oda anahtarı alıp odalarına çekilirler. Fakat ilerleyen dakikalarda otelde cinayet yaşanır. On kişinin içindeki iki kişi de polistir. Polisler katille ilgili delil aramaya çıkmışken peşi sıra bir cinayet daha işlenir ve bu cinayetlerin devamı da gelir. Geriye kalanlar korku, şüphe ve panik içerisinde olan biteni izlerler. Bir yandan da sağ olanlar otelde hayatta kalma mücadelesi verirler.

Filmde olay tek bir mekanda ve zamanda geçiyor. Bitmek bilmeyen gerilim dolu bir geceye tanıklık ediyor izleyen. Psikolojik gerilim türünde bir film. Olayları izlerken bir yandan da izleyici olayları çözmeye çalışırken bulabiliyor kendini. Kaliteli bir kurgusu var. 





DENİZ KABUKLARI







Dün deniz kıyısında bir gün geçirdim. Dalga sesleri, kumların yüzeyinde güneş vurdukça ışıl ışıl parlayan deniz kabukları ve çakıl taşları ile iç içeydim. 
Denizin karşısına oturdum. Şile taraflarında olmanın güzel yanı da plajlarının genellikle sessiz ve sakin olması. Böyle yerlerde sessizliği daha çok seviyorum. Sanırım bu da atmosferin o anki büyüsünün ve hissinin bozulup kaybolmasını istemediğimden olsa gerek.

Bir sürü deniz kabukları vardı. Çocukken de çok toplardık deniz kabuklarını. Onlarla oynadığımız bir oyun da vardı. Deniz kabuklarını ön ve arka olacak şekilde üst üste koyar ve kırmaya çalışırdık. Kırılan kaybeder, kırılmayan bir sonraki tura geçmeye hak kazanırdı. 

Kumsala vuran dalgalar eşliğinde gezindim kıyı boyunca. Bir yandan da deniz kabuklarını topladım. Bir ara güneş bulutların arasına saklandı ve yerini karanlık yağmur bulutlarına bıraktı. Neyse ki yağmur yağmadı. 




Bu dalgalarda da yüzmeye pek yeltenen yoktu elbette. Dalgalar ardı arkası gelmeden vurdu vurdu... 
Bunlar benim topladığım deniz kabukları. Hepsi birbirinden farklı ve güzel değiller mi? Bir de minik minik taşlar topladım. Rengarenkler.







14 Ağustos 2019 Çarşamba

POLAROID






Polaroid, 2019 yılı ABD yapımı korku türünde film.

Filmdeki olaylar Bird isimli liseli bir genç kızın antika olan polaroid makinenin eline geçmesiyle gelişenleri konu alıyor. Bird, içine kapanık sessiz bir kızdır. Geçmişte trajik bir kaza geçirmiş ve bunun sonucunda da bazı kayıplar vermiştir. Gittiği lisede de pek arkadaşı yoktur. Bird, fotoğraf çekmeyi çok sever, fotoğraf makinelerine karşı da ilgisi vardır.

Bir gün bir arkadaşı ona antika bir makine hediye eder. Bird bu makinenin onda olmasına çok sevinir. Fakat makine ile resmini çektiği insanlar tehlikededir. Çünkü bu makine ile resim çekinen insanlar teker teker öldürülürler. 

Başroldeki kız ölümlerin sebebinin makineden kaynaklandığını anlar ve bu fotoğraf makinesinin geçmişte kime ait olduğunun izini sürer. Bird ve arkadaşları için olaylar hiç beklenmedik şekilde korku dolu anlarla geçer.



13 Ağustos 2019 Salı

MAGNET KOLEKSİYONUNA NASIL BAŞLANIR?





magnet koleksiyonu


Merhaba sevgili okur!
Bugün bahsetmek istediğim bir konu var. Magnetler üzerine konuşacağımız bir konu olacak. Öncelikle resimde görmüş oldukların, çeşitli ülkelerden edindiğim arkadaşlarımın gönderdiği magnetler. Tabii bu sadece fotoğraf karesine sığmış olanlar. 😇 
Aslında bu koleksiyona sadece ben sahip değilim. Kız kardeşimle ortak koleksiyonumuz. Bildiğiniz üzere uzun zamandan beri mektup arkadaşlığı ve postcrossing (kartpostal takası) yapmaktayım. Bu hobilerimi keyifle sürdürmekteyim. Bunların yanı sıra karşıma çıkan magnet takasını da denemek istedim. Gezdiğim yerlerde gözlerim ya magnet ya da kartpostal arayışı içerisine girer. Oraya ait küçük bir anı almak isterim. Dünyanın farklı ülkelerinden topladığım bu magnetler sayesinde de o ülkeye ait bir anı biriktirmiş oluyorum.

Magnet koleksiyonunu İnstagram üzerinden yapıyorum. Öncelikle bununla ilgili bir hesap oluşturabilirsiniz. Ve burada yaşadığınız şehre ait magnetlerden biraz satın alıp resimlerini çekip hesabınızda paylaşın. Ardından yine instagram üzerinde yer alan arama kısmından #magnetcollecter   #magnetswap  #swapmagnets hashtaglerini yazarak aratıyoruz. Burada karşımıza yüzlerce magnet takası yapmak isteyen arkadaşlar çıkıyor. Resimler arasında beğendiğimiz magnetlerin hesaplarına girip sahipleriyle DM (direkt mesaj) yoluyla iletişime geçiyoruz. Ve bunu İngilizce yapıyoruz. Eğer İngilizcem iyi değil diye düşünüyorsanız da  Google Çeviri 'den yardım alabilirsiniz.

İletişime geçildi ve o arkadaş da sizin hesabınızdan bir magnet seçti. Adresler de verildi. Şimdi gelelim magnetleri gönderme kısmına.
Burası çok önemli. Çünkü göndereceğimiz magnet eğer taş magnet ise kırılma ihtimali bulunuyor. Bu yüzden magneti göndereceğiniz pakete koymadan önce etrafını balonlu naylon ambalaj ile sarın. Kırılmayacağından emin olduğunuz takdirde de göndereceğiniz pakete koyun. Ve magnet takasınız böylelikle gerçekleşmiş olacaktır.😊

12 Ağustos 2019 Pazartesi

YENİ BİR ROTA BELİRLEMEK












Son birkaç gündür yazmıyordum. 
Ve inan ki çok özledim yazmayı. Şuan yazarken fark ediyorum.
Peki neden yoktum?
Blogumda da biraz bahsetmiştim önceden. Hayatımda yolunda gitmeyen şeyler vardı. Ve ben de öncelikle kendim için bir karar vermek zorundaydım. Bu kararı aylar öncesinden almış olmama rağmen karşıma hep bir engeller çıkıyor, ben de eyleme dökemiyordum. Gelin görün ki bu durumun böyle olması beni hem fiziksel olarak yoruyor hem de zihnimi gereksiz yere meşgul ediyordu.

Dört ay öncesinde yeni bir yerde işe başlamıştım. Ve bu dört ay içerisinde hayal kırıklıkları yaşamakla birlikte dilinden hak,adalet,dürüstlük gibi kavramları düşürmeyen insanlara körü körüne güvenmemem ve inanmamam gerektiğini öğrendim. İşe girdiğimden beri aykırı bir şey yapmamış biri olarak iş yerine uygun ve uyumlu çalıştım. Fakat bunun karşılığını düzenli ve sistemli bir şekilde alamadım. 
Yani maaşımı. 
Anlamadığım ve hala anlayamadığım şey şu ki; orada çalışan diğer öğretmenlerden bazılarının artık bu durumu kabullenmiş olmaları ve hiç ses etmemeleri. Bir şekilde suistimal, haksızlık yapılıyor hala bu gecikmenin bir şekilde tolere edilebileceğini söylüyorlar. 
Fakat alışmış kudurmuştan beter denir ya işte bu durumda olan insanlarla da aynı ortamda çalışıyor olmak fazlasıyla boğucu gelmeye başlamıştı.

Haksızlık karşısında susan insanlardan olmadım hiçbir zaman. İnşallah da olmam. Kimsenin gözüne girmek ya da kimseyi tolere etmek zorunda olmadığımı biliyorum. Ama bu düzensiz maaş  ödemesi beni yeterince demoralize ediyordu. Bu yüzden buna bir son vermek kendim için en iyisi olacaktı. 

Sebepler..
Yalnızca birer perdedir hayatımızda. 
İnşallah dürüstlüğü, doğruluğu ilke edinmiş vicdanlı insanlarla karşılaşırım. 
Şimdi daha da mutluyum.😊

8 Ağustos 2019 Perşembe

HERKESLEŞME






'' Balıkların oldum olası hapsedilmeyi en az hak eden yaratıklar olduğunu düşünmüşümdür. Kuşların kafese kilitlendiği bir dünyada bunu yersiz bulabilirsiniz. Ancak balıklar tamamıyla yabancısı oldukları, yaşam için gerekli atmosferi bile sağlayamayan kocaman  bir dünyanın ortasında, nefes alabilecekleri daracık bir alanda hapisti. ''


'' Size en başında söylediğim gibi, mutluluk yalnız uzaktan izlenebilir. Bu açıdan yağmur sonrası beliren bir gökkuşağını andırır.''


'' Mutluluk bir ışık oyunudur. Onun göz alıcı renklerine kapılmamaksa hakikaten zor. ''


Herkesleşme, Tunç İLKMAN.

Hayatımızdan izler taşıyan, duyguları en derinine kadar işleyen bir kitap. 
Kitaptaki karakter Ömer'in etrafında geçiyor öykü. Ömer kısa bir süre önce babasını kaybeder. Onun ölümü ile hayatı paramparça olur ve bir türlü toparlanamaz. 
Kitaptaki karakterin duygu değişimlerini fazlasıyla görüyoruz. Aldığı kararlarının hayatına olan tesirini okuyoruz. Ciddi kararlar. Belki geri dönüşü asla olunamayacak kararlar..
Sevgi, aşk, hüzün, ayrılık, ölüm gibi duygulara da fazlasıyla değiniliyor. Kitaptaki öykü bu duyguları okuyucuya hissettirerek ilerliyor. Olaylar bir geçmiş zamanda bir de günümüzde işleniyor.

Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Dilinin sade ve sürükleyici olması beni kitaptaki öyküye fazlasıyla çekti. Duygulardan duygulara geçişi hissettiren iyi bir öykü.




7 Ağustos 2019 Çarşamba

ADATEPE KÖYÜ





Adatape Köyü, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde yer alan Kaz Dağlarının eteklerinde kurulu eski bir köy. Taş evler, doğa ile iç içe bir ortam, şehirden uzakta sessiz bir gün için çok ideal ve güzel bir köy. 
Serin ve temiz havasının yanı sıra köy içerisinde gezinen keçileri ve kuzularıyla karşılaşmak da pek mümkün.



Bu köyün tarihi çok eski yıllara kadar dayanıyor. Truvalılara kadar izler taşıyor. Zaten bunu köyün yollarında gezerken anlıyorsunuz. Buram buram tarih kokan bir köy. 
Köyün içerisine doğru aşağılara yürüdükçe tarihi bir çınar ağacı var. Burada birçok doğal ürünler satılıyor. Küçük bir çay bahçesi de mevcut.  Ayrıca buraya kadar gelmişken Otlu Dondurma yemenizi de tavsiye ederim.  Buranın Otlu Dondurması meşhur.





Köyün bir tarafı Kaz Dağlarına diğer tarafı da denize bakıyor. Geçmişten izler taşıyan taş evler hala daha oldukça ihtişamlı ve ilgi çekici. Biz gittiğimizde devam eden tadilatlar da vardı. Buna rağmen oldukça kalabalık ve rağbet gören bir yerdi.


Adatepe Köyünün her köşesinde durup resim çekmek istiyor insan. Ki gelen turistlerin çoğu da bunu yapıyor. Gezip görülesi yerlerden biri de bu köy olmalı.














5 Ağustos 2019 Pazartesi

SEVGİLİ DOST #24





Sevgili dost,
Kararsızlıklar içerisinde yüzüyor gibi. 
Bir sürü derin, karmaşık ve bazen de karanlık düşünceler. Çok düşünsem de bir sonuca varmış olduğumu hissetsem de  yine başa dönüp kararını vereceğim o süreci tekrar tekrar düşünürken buluyorum kendimi.

Sevgili dost,
Sanırım bir defter tutmalıyım kendime. 
Karar vermem gereken yani bir sonuca ulaştırmayı düşündüğüm konuları yazmalıyım uzun uzun. Belki de iç dökmeliyim sana. Tüm ihtiyacım olan şey bir günlük mü acaba?

Sevgili dost,
Karanlığı gökyüzünde yıldızlar varsa eğer seviyorum. Yıldızları saymak, kayan bir yıldızı görmeyi ummak çocukken geceleri en çok yaptığım şeylerden biriydi.

Sevgili dost,
Bu gece haydi yıldızları say benimle!




 

BİRPEMBESEVER