Jane Eyre, İngiltere 2011.
Charlotte Bronte’nin aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan film; feminist edebiyatının en önemli eserlerinden biri sayılmaktadır.
Filmdeki ana karakter Jane, 10 yaşındayken babasının da ölümüyle tek aile üyesini yitirir ve teyzesinin evine gönderilir. Teyzesi ise Jane’ye uzun süre bakamayacağını anlayarak onu yatılı bir okula kaydettirir.
Jane, on yıl boyunca bu yatılı okulda çeşitli alanlarda dersler alarak kendini eğitir ve yetişkin bir genç kız olur. Eğitim aldığı yurtta öğretmenliğe başlayan Jane, bir süre sonra Edward Rochester’ın malikanesinden çocuklara mürebbiyelik yapmak için iş teklifi alır.
Çocukluk hayatının geçtiği yurttan ayrılan ve yeni hayatına doğru yolculuğa koyulan Jane Eyre, malikanede geçireceği süre boyunca dostluk, aşk, merhamet, ihanet gibi birçok farklı duyguyu tecrübe edecektir.
Malikanenin sahibi olan Bay Rochester gizemli karakterinin yanı sıra bir o kadar da kibar bir erkektir. Jane’nin genç kızlık yaşamı boyunca ilk tanıştığı beyefendi olan Bay Rochester ile aralarında zamanla bir dostluk bağı oluşur. Bu dostluk bağı ise yerini aşka bırakmaya başlar ancak Jane’nin uzun süreceğini düşündüğü bu aşk, Bay Rochester’ın gizlediği bir sırla bozulacaktır.
Bu kitabı hep duysamda ismen bilsemde ilk kez bu kadar yalın anlatılmış bir içerik yazısı okudum kitap hakkında, teşekkürler. :)
YanıtlaSildövüşürken hanımefendi değilim,
SilEvet, yazarın en popüler kitaplarından biri olabilir. Rica ederim. :)
çok ama çok severim kitabı da filmi de :) dizisi de vaaar :)
YanıtlaSildeeptone,
SilDizisi de mi varmış? Hemen bakmalıyımm. ^-^
Kitabın/Filmin önermesi nedir?
YanıtlaSilSelimhan Kalkan,
SilKitapla filmin ana fikri hemen hemen aynı diyebiliriz. Ancak kitapta işlenen olayların ayrıntıları daha fazlaydı.
Jane’ nin on yaşındayken öksüz kalması üzerine akrabası olan teyzesine gönderilmesi; burada ona bakılamayacağı anlaşılınca yatılı bir yurda verilmesiyle hayatında meydana gelecek değişiklikler işleniyor.
Teşekkürler
SilSelimhan Kalkan,
SilRica ederim.
İlkay,
YanıtlaSilEvet, kitabını ben de sevmiştim. :)