28 Ekim 2020 Çarşamba

Köpek Kalbi

 





''Kimseyi cezalandırmak yok,'' dedi Filip Filipoviç heyecanla,''bunu iyi yaz aklına! İnsana da, hayvana da yalnızca telkinle yaklaşılabilir.''


''Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması.''


''Her konuşanın insan olmayacağını bilmeniz gerekirdi.''


''Canlıları değiştirebilecek tek şey sevgidir.''


Köpek Kalbi, Mihail Bulgakov.

Sovyet Rusya'nın köhne sokaklarından birinde yaşamaya çalışan sokak köpeği Şarik'in değişim öyküsünü içermekte.

Köpek Şarik bir gün sokakta dolaşırken önünden geçtiği bir mekanın aşçısı tarafından yaralanır. Yarası günden güne kötüleşen Şarik, ölümü beklerken sokaktan geçen insanlardan da yaşamak için medet umar. Tam umudunu yitirdiği bir anda karşısına Filip Filipoviç çıkar.

Dünya çapında bilim insanı olan Profesör Filip Filipoviç, Şarik'i evine götürür ve besler. Tedavisi yapılan Şarik, sıcacık bir yuva bulmanın sevincini yaşar. Ve ev ortamındaki insanlara uyum sağlamaya çalışır, bir yandan da kendini sevdirmek için çaba gösterir. Çünkü tekrar o unutulmuş, köhne sokağa geri dönmek istemez.

Filip Filipoviç'in ise aklında çok başka planları vardır. Oturduğu evi muayene ve ameliyathane olarak kullanan Filip Filipoviç, bir sabah Şarik'i alır ve ameliyat masasına yatırır. Köpek Şarik olan bitenden habersizce doktora kendini teslim eder. Şarik'in er bezlerini, hipofiz bezini insan olan başka bir adamınkiyle değiştirir. Ve o günden sonra da Şarik üzerinde hem fiziksel hem de ruhsal olarak bazı değişiklikler meydana gelir. Köpek gün geçtikçe arsız, kaba, şehvet düşkünü bir insana dönüşür. Filip Filipoviç gözlemlediği bu süreçte Şarik'teki değişiklilerle başa çıkmaya çalışacaktır.

Köpek Kalbi, komünistlerin kendi küçük burjuva değerlerinin çok çok üstünde yeni bir Sovyet insanı oluşturabilme ideallerini içeriyor.


26 Ekim 2020 Pazartesi

Kim Ji Young: Born 1982

 




Kim Ji Young:Born 1982, Güney Kore 2019.
Başrollerini Gong Yoo ve Yu Mi Jung'un paylaştığı film gündelik hayatın içinden bir konuyu içermekte. 

30'lu yaşlarının başında bir kadın olan Yu Mi Jung, Gong Yoo ile evlidir. Evliliklerinin ardından da bir tane kız çocukları olur.
İş hayatını yarıda bırakan kadın, ev hanımlığını ve anneliği bir arada yürütmeye gayret eder. Tabii bir yandan da hem toplum baskısı hem de ailelerin davranışlarıyla baş etmeye çalışır.

Aslında film bizim toplumumuzdaki bazı insanların bakış açıları ile çok içli dışlı. Bu benzerlikleri filmden bazı kesitlerle şöyle de açıklayabiliriz. Henüz bekarken çalışma hayatına adım atan kadın başrol, bir taraftan kendi ailesinin diğer taraftan da sosyal çevresinin evlilik üzerine açılan konularına maruz kalır. Aradığı aşkı bulur ve mutlu bir evlilik yapar fakat bir süre sonra da etraftaki seslerden çocuk sahibi olmaları konusunda baskı görmeye başlar. Hiç kimse Yu Mi Jung'un ne istediğini sormaz. Onun isteklerinden ve düşüncelerinden çok etraftaki insanları susturmak daha da önem kazanmaya başlar. Ancak bir süre sonra Yu Mi Jung'un sağlık problemleri baş gösterir.

Film dram türünde. Ve konusu itibariyle içerisinde çok mühim mesajlar barındırıyor. Toplum baskısı ve cinsiyetçiliğin bir insanı nasıl etkilediği başarılı bir şekilde izleyiciye yansıtılıyor.


25 Ekim 2020 Pazar

Sonbaharda Kaktüsler ve Sukulentler

 




Sevgili okur,
resimde görmüş olduğun bitkinin adı Opuntia, tavşan kulağı kaktüs.
Yaklaşık bir aydır bizimle birlikte. Bitkilerimin arasına son katılanlardan biri. 

Tavşan kulağı kaktüsün görüntüsü sevimli görünse de acı bir gerçek var ki o da elle temas halinde canınızı fazlasıyla acıtan minik dikenleri. Üzerindeki beyaz noktacıklar dikenleri oluyor. Bu kaktüsten önceden almıştım. Fakat fazla su vermemden dolayı kaktüsüm çürümüştü. Kurtarma çalışmalarım başarısız olunca bir daha da almamıştım. Yeni tavşan kulağı kaktüsüne daha dikkatli ve bilinçli bakıyorum. Sukulentlerimin aksine bu kaktüs daha az su istiyor. Zaten sonbaharın gelmesiyle iki üç günde bir verdiğim sularının süresini biraz daha uzattım. 



Kenarından minik bir yavru daha katıldı aramıza. 
Çok mutluyum.



Bu sukulentin adını bulamamıştım. Fasulye filizi gibi yukarıya doğru büyüyen bu bitkinin tohumları da kendi taneleri. Taneleri düştükçe toprağına bırakıyorum ve iki üç haftaya çimlenmiş oluyor. Mesela aşağıda paylaşacağım resimdekiler bu yazımda çok küçüktüler. 

Bu da büyümüş halleri.



Son olarak büyük bir sukulentim daha vardı. Onun yapraklarındaki şekil değişikliğinden daha önceki bir yazımda bahsetmiştim. Saksısını ve yerini değiştirmiştim. Yerini sevmemi olacak ki yapraklarından bir şeylerin ters gittiğini anladım. Sonrasında ana gövdesinden sukulenti kestim ve küçük bir saksıya ekip havadar, aydınlık bir yere aldım. Sukulentler kapalı yerleri sevmiyorlar.

Bunlar da kopardığım yapraklarından çoğalttıklarım.





Bitkilerle uğraşmak, onları seyretmek, onlarla konuşmak çok güzel.
Beni mutlu eden küçük şeylerden biri de bitkiler.
Huzurlu akşamlar sevgili okur!


 




21 Ekim 2020 Çarşamba

The Wailing

 




The Wailing, Güney Kore 2016.

Güney Kore'nin bir ilçesinde sakin bir dağ kasabasında yaşam süren insanların birdenbire şüpheli ölümlerin artmasıyla olaylar başlar. Bu ölümler olmadan önce hangi insana bulaştıysa hastalık gibi belirtiler gösterir. 

Kasaba sakinleri arasında bir adam vardır ki ölümler başlamadan önce Japonya'dan bu sessiz kasabaya gelip yerleşmiştir. Bu gizemli adam gözlerden uzak bir hayat yaşamakla birlikte hiçbir yerli insanla da iletişim kurmamaktadır.

İlk başlarda yerli halk bu adamdan şüphelenir. Ölümler artmaya başlar ve polis güvenliği sağlamakta zorlanır. Polis ise bu ölümlerin sebebini zehirli bir mantardan kaynakladığını düşünür. Soruşturmayı yürüten baş karakter Jong Goo'nun küçük kızı da bu hastalığın belirtilerini göstermeye başlar.

Küçük kızının ölmesini istemeyen polis memuru baba, köy dışından bir şaman getirerek kızına ne olduğunu anlamaya çalışır. Ancak olaylar pek de polis memurunun istediği gibi gelişmeyecektir.

Gizem, gerilim türündeki filmin senaryosu çok kaliteli ve izlemesi de bir o kadar heyecanlı. Film kareleri soğuk biraz da karanlık gösterilmiş. Böyle olması da filmin konusunun yansıtılmasını daha da gerçekçi kılmış. 

 

BİRPEMBESEVER