Sevgili okur,
İnsanlar neden kendi içinde yaşadığı olumsuz duyguları başka insanlara o duyguları bulaştırmaya ya da yıkmaya çalışır?
Bu soruyla başlamak istedim çünkü geçen haftanın perşembe gününde iş yerimde haksız sebepten ötürü tatsız bir olay yaşadım. Karşı tarafın haklı olmadığı bir sebepten dolayı çirkinleşen tarafı ve yersiz öfkesi yükselen sesine yansırken beni, kendi çirkinliğine sürükleyememesinden artan öfkesi yalnızca kendisine kaldı. Ben mesleki kimliğimi unutmadan söylemek istediklerimi söylemiş olmanın rahatı ve huzuru içerisindeyken kendisi, öğretmen kimliğini ve benden fazlaca olan mesleki tecrübesini öfkesine yenik düşmesi ile unutmuş oldu.
Olayın nedenini tam olarak bilmiyorum. Karşı tarafın gerçek niyetini bilmediğimden ötürü. Yaptığım şey ise boş dersimde kütüphanede kitap okumak. Okul kütüphanesini kullanım amacı dışında kullanan öğretmenler oluyor zaman zaman. Mesela öğrenciye bireysel ders anlatmak gibi. Kütüphaneyi ben amacına uygun kullanırken ders bitiş zili çaldığında bireysel dersini anlatan bir öğretmen tarafından yüksek sesle ve öfkeli bir şekilde uyarılmaya başlıyorum. Kütüphanede kitap okumamamı gidip öğretmenler odasında okuyacağımı söylüyor kendisi. Sanki kütüphane yalnızca ona tahsis edilmiş gibi kimin orada olup olmayacağına o karar veriyor. İçeride sessiz bir şekilde kitap okuyan ben, yalnızca yüzü öğretmenine bakan öğrencinin dikkatini dağıtıyormuşum. İşte ona göre sebep bu. Okul kütüphanesi oldukça büyük ve çok sayıda da masa ve sandalye bulunuyor.
Sonrasında bu olay sakız gibi uzamaya başladı. Ona verdiğim sakin ve yerinde yanıtlar onu çıldırtmış olacak ki öfkesini alamayıp yine onu, beni müdür yardımcısına şikayet etmeye kadar götürdü. Meğerse ben kütüphane içinde sesli şekilde kitap okuyormuşum, telefonla konuşuyormuşum daha neler neler duydum. Uzun lafın kısası iftiraya uğradım. Ne kütüphaneymiş dedim kendi kendime. Müdür yardımcısına koşmasından hızına alamayan öğretmen hanım sınıfıma gelip yine benimle bağırır bir şekilde konuşmaya başlarken kendi öfke ve nefret duygusuna beni çekmeye çalışsa da yine başarılı olamadan benden yerinde ve ölçülü cevaplarını fazlasıyla aldı.
Kütüphane içerisinde duran başka bir velinin bu olaya şahit olması ve benim lehime şahitlik yapması; olayın detaylarının benden de dinlenilmesiyle geçtiğimiz cuma günü okul müdürünün gruba attığı mesaj ile öfkeli öğretmene gereken cevaplar verildi. Bu arada öfkeli öğretmen o velinin de kütüphanede durmasını istemiyormuş. Kendisi bu tutumundan pişmanlık duyar ya da duymaz pek umursamıyorum ama gerçek en nihayetinde gün yüzüne çıktı. Merak ettiğim şey bu öfkeli öğretmenin neden ders zili çaldığında kütüphanede ders verdiği öğrencisinin ders saatine beş dakika kadar geç gelmesi, çayını alıp dersini öyle işlemesi, öğrencinin yapamadığı soruları anlatmak yerine telefonundan soruyu Qr kodu ile okutup o şekilde dinletmesi?
Böyle kötü insanlar lütfen kendi kötülükleriyle birlikte kendi kabuklarına çekilip yaşamayı sürdürebilirler mi? Dünyada iyiliklerin çoğalıp yayılması için buna fazlasıyla ihtiyaç var.
Mikrop gibiler temas ettikce ürüyorlar sanki.geçmş olsun
YanıtlaSil