4 Aralık 2023 Pazartesi

Yağ Yağ Yağmur

 



Çok mu çok yağmurlu bir gün. Sabahın erken saatinde uyandım. Çünkü bugün spor günü. Spor çantamı hazırlarken bir yandan da yağmura uygun kıyafetler seçtim ve sonra evden çıktım. Çıkarken yanıma şemsiye alıp almamak konusunda kısa bir tereddüt yaşasam da almamaya karar verip on dakikalık yürüme mesafesindeki spor merkezine doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım.

Havada buram buram toprak kokusu var. Temiz havayı bol bol ciğerlerime çekmek istiyorum. Çiseleyen yağmur, yürüyüşü keyifli kılıyor. Kaldırım kenarında duran ağaçlara içimden selam veriyorum. Yağan yağmurlara sevinen en çok onlar olmalı. Kurak bir yazdı. Bu yağmurlara en çok onların ihtiyacı vardı. Rüzgar estikçe bir ritim tutturmuş gibi sallanan ağaç yapraklarının keyfi pek yerindeydi. 

Kas kütlem arttığı için sanırım artık spor yapmak daha eğlenceli ve kolay gelmeye başladı. Değişimleri ve gelişimleri görmek motive edici. Sporu geçmişte ara ara yapmış olsam da hayatımın her zaman bir parçasıydı. 

Salondayken deprem olduğu haberini alıyorum. Marmara Denizi açıklarında 5 büyüklüğünde bir deprem olmuş. İstanbul’dan da hissedilmiş. Beklenen İstanbul depremi beni en çok endişelendiren şeylerden biri. Dilerim yaşanan depremlerden artık bir ders çıkartılır ve bir plan program, kentsel dönüşüm için erken müdahaleler yapılır. 

Yıllar önce izleyip çok beğendiğim Lost dizisine yeniden başladım. Birinci sezonu bitmek üzere. Diziyi olduğu gibi hatırlayıp sıkılacağımı düşünmüştüm ancak yanıldım. Üzerinden çok uzun bir zaman geçtiği için diziyi pek hatırlayamadım. İzlemesi ise şimdilik pek keyifli.  

Yazımı sonladırırken dışarıda hâlâ yağmur yağmaya devam ediyor. Bu sabahki yürüyüş kendimi iyi hissettirdi. Sağlıklı ve güzel bir hafta geçirmeni diliyorum. 

Hoşça kal!

3 Aralık 2023 Pazar

Sevgili Dost #56

 



Sevgili dost,

Bu defa arayı çok açmadan yazmak istedim sana. Zira en son kasım ayının başlarında bu satırlarda buluşmuşuz seninle. Şu sıralar birçok düşünce tarafından zihnim kurcalanmış vaziyette. Adeta bir sarmaşık misali. Neye nasıl karar verip adım atacağım bilmiyorum. Belki bu bilinmezlik beni karar almaktan da alıkoyuyordur.

Sevgili dost,

Artık yaz kış fark etmiyor. Bu şehrin akşamları da gündüzleri gibi kalabalık. İnsan her şeye alıştığı gibi buna da alışıyor. Hayatın yoğunluğuna kalabalık da pek normal gelmeye başlıyor. 

Sevgili dost,

Sanki üstünden uzun bir zaman geçmiş gibi unuttuğumuz o virüslü dönem aslında pek yakın bir zaman diliminde yaşanmıştı. O dönemlerde uygulanan sosyal mesafe kuralını belki şu anki sosyal hayatımızda bazılarına uygulamamız gerekti. Bazen kimi insanlarla olan iletişime bile sosyal mesafe gerekebiliyor. Tabii bu durumu fark etmek, anlamak ve üzerine düşünmek de önemli. Hemen şu akla geliyor: “Her insan aynayı kendine tutma cesareti gösteremez”.

Sevgili dost,

Havalar bir güneşli bir bulutlu, bir yağışlı bir rüzgârlı. Değişken hava koşullarında kendine dikkat et, her nerdeysen.

Sevgili dost,

Mektuplaşmaya yeniden başladım. Nasıl özlemişim mektuplaşmayı bir bilsen. Yazmaktan, okumaktan uzak kalamıyorum. Çocukluğumdan beri süregelen bir şey bu. Mektuplara olan ilgim de. Sadece mektuplar da değil. Pullar, tebrik kartları. Hep ilgimi çekmiştir. Ve bir gün büyüdüm. Kendi isteğimle farklı kültürleri merak etme, farklı ülkelerden arkadaş edinme, dil öğrenme merakım katlanarak arttı. Bir kartopu misali. Tam 9 yıl önce ilk mektup arkadaşlığıma adımımı attım.

Sevgili dost,

Hayatta yeni şeyler denemek gerek. İnsana iyi gelen, kendini mutlu hissettiren şeyler. Ve bu mutluluğu diğer insanlarla da paylaşmak gerek. Evet, mutluluk paylaştıkça çoğalır ama en önemlisi iyi hissettiren duyguları cömertçe çevremizle de paylaşabilmektir.


2 Aralık 2023 Cumartesi

Penceredeki Kadın

 


The Woman in the Window, ABD 2021.

A. J. Finn’in aynı adlı romanından uyarlanan filmde, Anna’nın yaşam hikayesini izliyoruz. Anna geçmişte başarılı bir doktor olan, mutlu bir aileye sahip bir kadındı. Yaşadığı tramvatik hadiseler sonucunda Anna’nın psikolojisi bozulur ve tek başına yaşadığı evine kendisini kapatır. Evden dışarıya adımını atmayan Anna’nın evine psikolojik danışmanı dışında kimse girmez. Kendisine agorafobi tanısı konan genç kadının hayatı, karşı binalarına yeni komşuları Russell ailesinin taşınmasıyla değişir.

Evde kaldığı süre zarfında günlerini film izleyerek, dinlenerek ya da kamerasıyla pencereden dışarıyı izlerek geçiren Anna, Russell ailesinin açık olan perdelerinden görmemesi gereken bir olaya tanıklık eder. Bunu fark eden Anna durumu polise bildirir. İhbar edilen eve gelen polisler hiçbir sorunla karşılaşmaz. Bunun üzerine karşı binada oturan Bay Russell, Anna’dan evlerini izlediğine dair şikayetçi olur ve yaşadığı bu olayın onun psikolojik rahatsızlığından dolayı olduğunu ileri sürer. 

Anna, o korkunç geceye dair gördüklerine ve Russell ailesinde bir tuhaflık olduğuna fazlasıyla emindir. Anna her ne pahasına olursa olsun o gece yaşananların peşini bırakmaz ve hem kendi geçmişiyle hem de o geceye dair korkunç gerçeklerle yüzleşir.

Film, psikolojik gerilim türündedir.

1 Aralık 2023 Cuma

İkigami -1- | Motoro Mase

 


İkigami "İntikamın Sonu", Motoro Mase.

10 seriden oluşan manga kitabı orijinal basımına sadık kalınarak soldan sağa okunacak şekilde dilimize çevriliyor. 

Ulusal refahı korumak ve bunu geliştirmek için ilkokula geçen her çocuğa ülke genelinde ölümcül hastalıklardan koruyacak bir aşı programı yapılmaktadır. Ancak her bin aşıdan birinde -bir kişiye denk gelecek şekilde- içinde bir kapsül olan aşı vurulur. Kapsüllü aşının özelliği ise kalbe yerleşmesi ve kapsülün yerleştiği kişinin 18-24 yaş aralığında kendi kendini imha edip ölmesidir. Böylelikle vurulan aşı ile insanların verimli ve doğru bir hayat sürmeleri amaçlanır. Bu aşının kime denk geldiği kime yapıldığı toplumdaki insanlar arasında asla bilinmemektedir. Ta ki İkigami adı verilen ölüm bildirgesi içeren kartın, kapsüllü aşıyı olan kişiye son 24 saat kala verilmesine kadar.

Kengo Fujimoto, kitabın ana karakteri. Sağlık Bakanlığı’nda çalışan genç adam, İkigami adı verilen ölüm bildirgelerini ölecek olan kişilere son 24 saat içerisinde ulaştırmakla görevlidir. Fujimoto’nun ilk seriden itibaren uygulanan aşıların meydana getirdiği kayıpları vicdanen sorgulamaya başlamasına da tanık oluyoruz.

Kitabın ilk serisinde iki farklı kişinin İkigami’den önceki ve sonraki hayatlarına dair hikayeleri okuyoruz.


"İntikam alabilirsem kalbimdeki yaranın iyileşeceğine inanmıştım. Fakat şimdi bu yara daha da derinleşti."


"İkigami bir “ölüm kağıdı” veya “yaşam kağıdı” olabilir."



 

BİRPEMBESEVER