Nasıl başlasam, ne yazsam bilmiyorum. Kalbim kırık ve hüzünlüyüm. Bir süredir ücretli öğretmenlik yapmaktayım. Sistemin kendisi başlı başına bozuk, adaletsiz ve eksikken; hadsiz, ukala ve cahil veli profiline sahip olan kesimle uğraşmak da kalan sabrınızı sınamaya yetiyor.
Çalıştığım hiçbir özel okul ya da özel eğitim kurumunda, devletin ilkokulunda karşılaştığım bu kendini bilmez veli profiliyle hiç karşılaşmadım. Sınıfı aldığım ilk günden problemler baş göstermişti. Benden önceki öğretmen, çocukları -bu örneği vermiş olduğum için özür diliyorum- sanki bir ahırdaymış gibi kendi hallerine salmış; çocuklara ne bir kural ne bir saygı ne de bir sevgi aşılamıştı. Zor bir sınıf ve zor bir veli profili ile karşı karşıyaydım.
Kendimi motive ederek başarabilirsin dedim. Çünkü mesleğim insan eğitmek. Yalnızca akademik bir eğitim vermek değil; yarınlara ahlaklı, erdemli, saygılı, vicdanlı insanlar da yetiştirmek. Benim eğitim anlayışım nerede kiminle olursam olayım hep bu yönde olmuştur.
Sınıf kurallarımı, kendi kurallarımı öğretmekle başladım. Beni üzdüklerinde ya da kırdıklarında duygularımı asla saklamadım. Onlara sevgimi, ilgimi gösterdim. Zamanla kurallarım oturmaya başladı. Tabi arada sesimin yükseldiği, sınıf kontrolünü ve düzenini sağlamak için bağırdığım anlar da oldu. Karşılıklı olarak saygı, sınıf ve okul kuralları arasındaki dengeyi yavaş olsa da sağlamaya başladık.
Bir şeyler düzene girerken düzeni bozacak kişiler buna ant içmiş olacak ki bugün hayatımın en kötü en tatsız deneyimini yaşamış oldum. Sınıfım bir veli tarafından basıldı. Evet, yanlış duymadınız. Tam anlamıyla böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Hem ben, bir öğretmen olarak; hem de öğrencilerim. Veliyi sakinleştirmeye çalışıp sınıfa bu şekilde girip dersimi bölemeyeceğini kapının önünde konuşabileceğimizi sakince söylesem de karşımda öfkeden sinir küpüne dönmüş beden dili beni dövecekmiş gibi nefret saçan bir insan vardı.
Ortaya attığı iddialar, iftira niteliğinde değer taşırken kadın, öfkesini hâlâ kontrol edemiyor ve bağırmaya devam ediyordu. Sınıfımı karşımdaki zümreme teslim edip müdürün odasına gidebileceğimizi söyledim. O odanın içerisinde de bana ahkam kesmeye çalışan hadsizce konuşan kadın, ortaya asılsız bir şeyler atıyor ama kendi çocuğunun problem davranışlarının olduğunu asla kabul etmiyordu. Benimle bu şekilde konuşamayacağını, üslubunu düzeltmesi gerektiğini söyledim ve ardından müdürüme bu şartlar altında konuşmaya devam edemeyeceğimi söyleyip o ortamı terk ettim.
Elbette moralim bozuldu, duygusal bir çöküş yaşadım. Hâlâ kendimi pek iyi hissetmiyorum. Kadın, aslında bugün eşinin okula geleceğini ama eşini tuttuğunu ve kendisinin geldiğini söyledi. Bu tam olarak ne demek oluyor? Beni tehdit etmek mi? Benim sakinliğim karşısında karşımdaki kadının öfkesi, siniri, ses yüksekliği suçluluk psikolojisinin göstergesi değil de nedir? Sınıfımı basmak, bağırıp çağırmak, öğretmene had bildirmek. İşte bunlar tam olarak günümüzün veli profilleri. Bu zihniyette anne babanın aynı bu zihniyette çocukları yarın öbür gün topluma karışacak. Çok yazık çok üzücü.
Olay sonrası müdürüm tutanak tutmamı istedi. Sınıf annemiz güzel sözler içeren ve o veli adına özür dileyen uzun bir mesaj atmış. Şimdilik ne yapacağımı bilmiyorum. Bir gün de olsa yaşadığım bu korkunç olaydan ve o ortamdan uzak kalmaya ihtiyacım var.
hımm geçmiş olsun ama olur böyle şeyler geçer zamanla kötü bir anı olarak kalır yaa üzülme hadiiii :)
YanıtlaSildeeptone,
SilYani her gün farklı farklı olaylar yaşanan bir sınıf. Çocuklar desen çocuk gibi değil hep kötü düşünce içindeler. Çok değişik gerçekten.
Bende öğretmen ile yaşadım birşeyler. Ama asla saygısız davranmadım. Ki haklı idim hep. O ise kendini haklı gördü. İnsanın kişiye olmasa da mesleğine saygı duymak lazım.
YanıtlaSilAma işte saygı nedir bilmeyene bunu anlatmaya çalışmak zor. Zorun ötesinde imkansız. Bu yüzden kendinizi fazla üzmemeye çalışın. Mümkünse eğer o öğrenci ile yolunuzu ayırın başka öğretmenin sınıfına katılsın.
Suç sizdeymiş ya.
Uyuşuk Hayalperest,
SilDediğiniz gibi öğretmen haklı da olabilir haksız da. Ya da iyi de olabilir kötü de. Bu karşımızdaki insana saygısızca davranabileceğimiz anlamına gelmemeli. Sizi güzel davranışınızdan dolayı kutluyorum.
Öğrenci bu olay sonrasında başka bir sınıfa gönderildi.
O an ve sonraki birkaç gün gerçekten pek iyi değildim. Şu an çok daha iyiyim. Teşekkür ederim.
Çok zor ve üzücü..
YanıtlaSilSenay Bn,
SilNe yazık ki… Kötü bir tecrübeydi.
Çok üzücü ve sinir bozucu bir durum. Malesef haklısın. Böyle insanlar var ve gözlerini, kulaklarını öyle tıkamışlar ki, öfkeyle oraya buraya saldırmaktan iletişim kuramıyorlar. Her neyse. Çok üzüldüm. Seni çok uzun süredir takip ediyorum. Öğrencilerine ne kadar ilgili ve öğretmenliği seven, bunun sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan ve yıllar içinde heyecanını hep koruyan biri olarak gördüm bildim seni. Hatta bu konuda bana ilham bile oluyorsun diyebilirim. Çok geçmiş olsun. Çok sevgiler.
YanıtlaSilİlkay,
SilBenim için alışılmış ve normal kabul edebileceğim bir durum değildi. Bazı insanlar öfkeden, nefretten, kötü duygu ve davranıştan beslenirler. Bu kişi de yukarıdaki cümlemde belirttiğim kategoriye ait biri.
İyi düşüncelerin ve dileklerin için teşekkür ederim Sevgili İlkay. Şu an çok daha iyiyim.
Benden de sevgiler.
Keşke bu üzücü, kırıcı durum hiç yaşanmasaydı sevgili meslektaşım. Ama ne yazık, farklı kişilikte, çok farklı insanlarla karşılaşabiliyoruz hayatta. Sizi çok iyi anlıyorum. Üçüncü , dördüncü paragraflarda iyi niyetli çabalarınızı, beklentilerinizi öyle güzel özetlemişsiniz ki. Bazen hayal kırıklıklarımız, karşılaştığımız davranışlar enerjimizi , gücümüzü zayıflatabilir. Anlık kızgınlıklarla, birikmiş öfkelerle baş edebilmek çok kolay değildir.
YanıtlaSilKeşke olay çocukların önünde olmasaydı. Onlar için hoş olmayan bir durum. Her isteyen sınıfa izinsiz girememeli.
Haklı iken haksız duruma düşmeyin. Gereken yapılmalı elbette, ancak sakin ve eğitimci kimliğinizle davranın lütfen.
Geçmiş olsun. Sınıfınızdan alacağınız güzel sonuçlarla eminim kendinizi daha rahat hissedeceksiniz.
Makbule Abalı,
SilYorumunuz öyle iyi geldi ki… Çok teşekkür ederim Makbule Öğretmenim. Bu üzücü olayın bir kısmının çocukların önünde yaşanması daha da moral bozucu oldu ne yazık ki. Dediğiniz gibi sınıfa her isteyen izinsiz girmemeli. Bence burada okul yönetiminde ve güvenlik kısmında büyük bir sorun var.
İnanın, olabilecek en sakin halimle tepki verdim bu kişiye. Zaten karakter olarak da böyle bir insanım. Eğitimci kimliğimden ötürü -haklı da olsam- bu kişi ile hiç münakaşaya girmedim; o kişinin beni çekmeye çalıştığı o öfke çemberine dahil olmamayı seçtim. Olaydan sonraki günlerde kişi, yaptığı davranışın yanlış olduğunu kabul etmiş ve benden özür dileyebileceğini söylemiş. Kabul etmedim ve o kişi ile yüz yüze aynı ortamda bulunmak dahi istemediğimi belirttim.