Fotoğraf karesi bayramdan önceki haftadan kalan bir güne ait. Her yıl Emirgan Korusu’nda gerçekleşen lale festivali, sosyal medyada karşıma çıkmıştı ve benim de henüz insan kalabalığının ilgisine maruz kalmadan ikinci gününde ziyaret etme fırsatım olmuştu.
Sabahın erken saatlerinde gitmiş olmanın avantajı ile koruda ağırlıklı olarak turistler ve makinesini eline alan fotoğraf tutkunu insanlar bulunuyordu. Sonrasında “Sahi, ben neden makinemi yanıma almadım?” sorusu zihnimde yankılansa da artık pişmanlık yaşamadan anın tadını çıkarmayı ve telefonumla resim çekinmekle yetinmeyi kabullenmiştim.
Çektiğim lale fotoğrafları arasında seni İstanbul lalesi ile tanıştırmak isterim. Kendisi zerafeti, duruşu ve görüntüsü ile diğer lalelerden hemen ayırt ediliyor.
Korunun içinde yer alan rengarenk laleler arasında gezinirken bir yandan da fotoğraflar çektim. İşte o günden geriye kalan bazı fotoğraf kareleri.
Japon Bahçesi’nde rüzgar estikçe yere dökülen sakuraların manzarası, adeta Japon animesinde gördüğümüz bahar anında arka fonda çalan bir müzik eşliğinde yere dökülen kiraz çiçeklerini andırıyordu.
Burada çektiğim fotoğraf karelerini Japon mektup arkadaşıma bu yerin açılma nedenine dair kısa bir tarihçesini de anlatarak gönderdim. Baltalimanı’ndan geriye kalan fotoğraf kareleri.
sakura ağacı
Doğaya doyduğumuz güzel günlerden biriydi. Sonrasında hem bayram koşuşturması hem de insan kalabalığı derken buraların ziyaret edilmek için epey rağbet gördüğünü öğrenmemle erkenden gidip gezmiş olmanın sevincini yaşamak da keyifliydi.
Yakın zamanda bir tiyatro oyunu için aldığım bilete aniden çıkan başka bir program sebebiyle yine gidemedim. Artık bu oyunda bir uğursuzluk olduğunu düşünmeye başladım. Oyun Hamlet idi. Geçmişte bu oyuna iki farklı zamanda yine bilet almış ve gidememiştim.
Bu yıl havaların ısınmasıyla çevremizde tek tük kalmış olan yeşil alanları bina dikme yarışına dahil eden müteahhitler sayesinde gürültümüz eksik olmuyor. Bugün havanın yağışlı olmasına rağmen belli bir saate kadar çalışmayı bile sürdürdüler. İnşaat demişken, üst katımız bir süredir boştu ve satıldığını öğrenmiştik. Taşınacak olan aile, bayram öncesinde bir haftalık bir tadilat yaptı. Adı bir haftalık tadilat olsa da bir haftayı elbette aştı. Anlayacağınız üzere apartmanda epey gürültü olmuş. Sonradan öğrendiğimize göre yeni ev sahipleri dairenin içinde yer alan dış duvarlar dışındaki tüm duvarları yıktırıyor; dairenin planını yeniden yapmaya karar veriyorlar. Yasal olarak bu durumun yasak olduğunu ve kolon niteliğinde olmasa bile perde ve ara duvarların belediye izni olmadan yıkılamayacağı en başından belliymiş. Tüm bu süreç boyunca apartman yöneticisi ne yapıyordu diye soracak olursanız her şey yıkılıp bittikten sonra kendileri aydınlanma süreci yaşamış olmalı ki yakın zamanda bir toplantı düzenleneceğine karar verilmiş.
Müsatakil bir ev için iç duvarların komple yıktırılıp isteğe göre tekrar düzenlenmesi kararını anlayışla karşılarım ama bir apartman için diğer katlarda yaşayan insanların canını hiçe sayıp deprem ülkesinde yaşadığımız gerçeğini göz ardı etmek ve daire içindeki duvarları yıktırmak bencillik değil de nedir?
Tüm bu olup bitenler boyunca biz bir apartman sakini olarak elbette hakkımızı aradık ve yöneticiye fikirlerimizi ilettik. Başka bir apartman sakini ise bu durumu belediyeye şikayet etmiş. Beni hayal kırıklığına uğratansa bu olup bitenlere bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda hiçbir şeye karışmayan insanların tepkisi oldu.
Fotoğraflar müthiş, elbette anlatımda lakin tatlı tatlı giderken son bölümdeki inşaat meselesi pek hoş olmadı, ne diyelim geçmiş olsun. Umarım duvar yıkmak dışında kolon kesmek gibi işlemler yapmamışlardır. Çünkü -ne yazık ki- yapanlar var.
YanıtlaSilburaneros,
SilBeğenmenize sevindim. :) İstanbul’da yaşamanın olumsuz yanlarından biri bu oluyor. Çok şükür şu sıralar eskisi gibi pek ses yok. Belediyeden gelip inceleme yapmışlar ve kolon kesilmemiş. Dediğiniz gibi ne yazık ki kolon kesenler de var. Sonrası da bir depreme bakıyor işte…
ah ne güzel yaa içimiz açıldı :) sufleyi kabartmak zor oluyo yaa :)
YanıtlaSildeeptone,
SilBaharın güzelliklerii. :)
Ben kabartma tozunu en son katıyorum acaba o da etkiliyor olabilir mi, bilemedim. :) Kek yaptığımda da en sona doğru koyarım.
Ben de tam Deep gibi içim açıldı yazacaktım :) Çok güzeller. Japon bahçesi de ayrıca ilgimi çekti.
YanıtlaSilSufle güzel görünüyor, eminim tadı da güzeldir. Ellerine sağlık. :)
Hamlet olayı ilginçmiş gerçekten. Benim de izlemek istediğim bir oyun.
Son olaysa çok tatsız. Keşke en başında müdahale edilseymiş.
İlkay,
SilYaa çok sevindim. :) İstanbul’a yolun düşerse hele ki baharda muhakkak buraları da gezmeni öneririm.
Artık Hamlet oyununa bilet kovalamaktan vazgeçtim. :) Pes ediyorum. ^-^
Çiçekler harika görünüyor, hepsi çok güzeller. :)
YanıtlaSilHerkes kafasına göre bir şey yapıyor malesef. Sormak, danışmak yok. Bu rahatlığa anlam veremiyorum.
duygu özkan,
SilBeğenmene sevindim. :)
Gerçekten öyle…
İş ahlakı kimsede kalmadı mı merak ediyorum.. Tamir ve tadilat işlerini yapanlar bu kadar sorumsuz olamaz ve denetim mekanizmasının hiç çalışmadığını görüyorum yeni yapılan binalarda kolonlar ince ve aynı anda bir mahallede çok fazla inşaat hem trafiği durduruyor hem bizlere çekilmez ızdıraplar veriyor ses toz stres vb.. Esnaflardan evime gelen sesler "abi geri git yol kapalı.. sağ yap.. geri git.. " küfürlere de kulak tıkıyorum... Doğa tüm güzelliğini bize sunarken bizler de nasıl koruyabilir gelecek nesillere nasıl emin bırakabilir derdi olsaydı önce kendi mekanlarımızı güvenli olmaktan çıkarmazdık... İnsan olma adına bilinçli ve Allah korkusu olan nesiller yetiştirmek lazım Allah yardımcımız olsun...
YanıtlaSilSonsuzluk ve Ötesi,
Silİş ahlakı, ne yazık ki her sektörün kanayan yarası.
İnsanlar gün geçtikçe daha da bencilleşiyor ve öncelikler insanların kendi zevki ve egosu oluyor. Doğayı da yine biz insanlar kendi çıkarlarımız doğrultusunda gün geçtikçe kötüye kullanıyoruz. Yeşil alan bulmak eskisi kadar kolay değil.
Allah yardımcımız olsun inşallah…
İstanbul'da yaşayan ya da bir şekilde İstanbul'a yolu düşen herkesin lale zamanına denk gelmişse burada laleli bir fotoğrafı ya da laleleri çektiği fotoğrafı vardır, çok güzeller :)
YanıtlaSilSenay Bn,
SilKesinlikle. :)
Gülhane’de lale zamanı çok güzel oluyor. Orayı da görmenizi tavsiye ederim.
Yıllar önce ailemle laleleri görmek için Emirgan Korusu'na gitmeye kalkmıştık. Daha korunun içine girmeyi bırak, çook daha gerisinden trafiğe takılmıştık. İnsanlar akın akın oraya gidiyorlardı ve bizde tıpış tıpış geri dönmüştük. Anadolu yakasından kalkıp oralara gidip sonra geri dönüşümüz üzücüydü :D Fotoğrafların hepsi birbirinden güzel. Keşke bu yıl senin gittiğiniz zaman gitseymişiz güzel zamanlama olmuş. Ahh sakura en çok görmek istediğiiimm :) Japon Bahçesi de gitmek istediğim yerlerden birii ama çok uzak bana :) Bu güzel yazının devamında üzücü, daha doğrusu sinir bozucu olay olmasaymış keşke. Allah sabır versin sanaa
YanıtlaSilBUFFIY,
SilTarfiğe takılıp laleleri görmeden dönmüş olmanıza sizin adınıza ben de üzüldüm. İnşallah diğer sefere görmüş olur güzel güzel resimler çekinirsiniz. :)
Sabah saatleri özellikle tatil günlerinde insanların çoğunun uyuduğu ya da kahvaltısını yaptığı zamanlar oluyor. Bu gibi yerlere tatil günlerinde giderken erken yola çıkmanın avantajı kalabalık olmaması oluyor.
Sakuraların olduğu bahçe de buraya çok yakın. Emirgan’dan yürüme mesafesi ya da araba ile de gidilebilir. Ancak arabayla park sorunu yaşanabilir. Biz o gün biraz park sorunu yaşamıştık. :')
Ne kadar güzel iç açıcı fotoğraflar :)
YanıtlaSilEcem,
SilSizi mutlu etmesine sevindim. :)