5 Şubat 2024 Pazartesi

Cam İnciler | Emeric Pressburger

 


Cam İnciler, Emeric Pressburger.

1933 yılındaki Nazi Almanya’sından Londra’ya kaçan ve kendini Karl Braun olarak tanıtan adam, savaşta karısını ve çocuğunu kaybetmiş; tek başına yeni geldiği bu şehirde kendi karanlık geçmişinden kaçmaya çalışmaktadır.

1965 yılının bir yaz ayında Karl, Londra’ya yerleşir. Kiraladığı dairede komşularına kendini, savaş mağduru bir adam rolünü oynamakla birlikte müzikten anlayan bir piyano akortçusu olarak tanıtır. Zaman geçtikçe yeni arkadaşlarla birlikte ona güvenen komşular edinir. 

Almanya’da Doktor Otto Reitmüller olarak bilinen Karl Braun, bilimsel deneyler yapmak için onlarca insanı öldüren biridir. İnsanların beyni üzerinde aşamalı olarak ameliyatlar gerçekleştiren Dr. Otto Reitmüller, ünlü bir Nazi doktorudur. Gizlilikle yürütülen deneysel çalışması ortaya çıkınca ve mahkemelerde yargılamalar başlayınca kendi ülkesini terk etmiş olur.

Ancak bu terk edişi geçmişini hafızasından sildiği anlamına gelmez. Gittiği her mekanda ve tanıştığı her yeni insanda yakalanma korkusu peşini bırakmaz. Onun karanlık geçmişi, yeni bir isimle başka bir kimliğe bürünmüş olsa da gittiği her yerde  kendisini takip etmeyi asla bırakmayacaktır.


“Ancak bütün umutlarınızdan vazgeçtiğinizde kaybolursunuz.”

“Büyüyen çocuklara nasıl da aptalca davrandığımızı gösteriyor bu. Her zamankinden daha duygusal oldukları bir zamanda onlara X’lerin öpücük, O’ların kucaklaşma anlamına geldiğini unutmalarını söylüyoruz. Yetişkinlerin dünyasında X’in "bilinmeyen sayı" ve O’nun "sıfır" anlamına geldiğini biz söylüyoruz onlara.”


“Mantıksız meselelerde mantığın tamamen faydasız olduğu gerçeğinden daha fazla mantıklı zihni rahatsız eden bir şey yoktur.”

“Ama biliyordu ki insan bir yere ilk defa gittiğinde kar mı yağıyordu, yoksa bir kafenin terasında, kızgın güneşe karşı açılan tentenin altında mı oturmuştu ya da bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında şemsiyesiz mi kalmıştı, her zaman hatırlardı.”


“Sırlarınızı açık etmeniz için başkalarının size kendi sırlarını anlatmasından daha cazip bir şey yoktur. Hein şöyle öğüt vermişti: "Biri sana doğrudan bir şeyler sorarsa ihtiyatlı olmak kolaydır. Ama biri sana kendi hayat hikayesini anlatıyorsa ağzından çıkana dikkat etmenin tam vaktidir." “

“Bazı şeyleri yapmayı ne kadar çok seversen, onlardan vazgeçmek o kadar zor olur, fakat kimliğini gizlemek için bunu yapman çok yararlı olacaktır.”


10 yorum:

  1. Kitabın film uyarlaması var mı bilmiyorum ama olsa o da güzel olurmuş. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlkay,
      Acaba film uyarlaması var mı? Ben de merak ettim şimdi. :)

      Sil
  2. Kitabı ilk kez görüyorum sanırım. Bayağı değişikmiş, merak ettim. Aklımda bulunsun, teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygu özkan,
      Kütüphanemde okunmayı bayadır bekliyordu. Sonunda okumaya fırsat buldum. :)
      Rica ediyorum.

      Sil
  3. Gerçekler mi kitaba yoksa kitaplar mı gerçeğe dönüşüyor artık gündemden düşmeyen savaş suçları bilemiyorum bizler iyi kötü yaşadık ama gelecek nesillere nasıl bir dünya bırakıyoruz okuduğumuz kitaplardan tahmin yürütebiliyoruz tanıtımınız çok güzel emeğinize sağlık kandilimiz mübarek gecemiz mirac olsun muhabbetle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonsuzluk ve Ötesi,
      Dedikleriniz o kadar doğru ki…
      Hatta artık bir müddet sonra bazı olaylara karşı gerçeklik algısını bile yitirebiliyor insan ne yazık ki.
      Biraz geç oldu, geçmiş kandiliniz mübarek olsun inşallah.
      Sevgiler!

      Sil
  4. ooooo bunu okurum tabiii duymadıydım :) ya bu seriye de yetişmek zor yaa :)

    YanıtlaSil

 

BİRPEMBESEVER