Kara Keşiş

 

“Ama neden? -diye şaşırdı keşiş.- Sevinç doğaüstü bir his mi? İnsanın normal hali bu olamaz mı yani? İnsanın akli ve ahlaki gelişimi ne kadar yüksekse, ne kadar özgürse, hayat ona o kadar keyif verir.”

“Dostum, sadece sürüden ayrılmayan sıradan insanlar sağlıklı ve normaldir.”

Kara Keşiş, Anton Çehov.

Çehov’un Kara Keşiş adlı öyküsü yazarın kendi rüyasından esinlenerek yazmasından oluşuyor. 1890’lı yıllarda Çehov rüyasında bir kara keşiş görür, uyandığında aklındakileri kağıda döken Çehov’un rüyası o yıllarda Artist dergisinde yayınlanır ve Tolstoy’un da beğenisini kazanır.

Kara Keşiş öyküsünde Kovrin adındaki bir biliminsanı kendisin dahi olmakla birlikte seçilmiş kişi olarak düşünür. Çevresindeki insanlara da bunu sık sık dile getiren Kovrin felsefi düşünceleriyle insanları etkilemeye çalışır. Çevresindeki insanlara göre Kovrin, bilimle ığraşmaktan kafayı sıyırmış olarak görülür. Bunun aksini ispatlamaya çalışan Kovrin ise akademik kariyer elde etmek için var gücüyle çalışır. İyi bir akademik kariyer elde eder ve sevdiği kadınla evlenir. Her şey olumlu ilerliyor gibi görünse de hayallerinde yer alan Kara Keşiş -onun tabiriyle ara ara yeryüzüne iner- Kovrin’le konuşur.

Dahilik ve delilik arasında kalan Kovrin, hayatında yer edinen değerli insanları da birer kaybetmeye başlar. Yazar kendi romanı için “tıbbi bir öykü” niteliği taşıdığını bir mektubunda belirtiyor.

I 2021

 

I, Güney Kore 2021.

A Young, yetimhanede büyüyen bir çocuktur. Yaşı 18’e yaklaşınca kaldığı yurttan çıkmak zorunda kalan genç kızın para kazanıp yaşamını devam ettirebileceği bir ev kiralaması gerekir. Kendisi gibi kimsesiz büyüyen bir arkadaşıyla çalışıp ev kiralayan A Young, birden fazla yarı zamanlı işlerde çalışır. Bir yandan da okulunda çocuk eğitimi ile ilgili bir bölüm okur. Hem okul hayatı hem de iş hayatı genç yaşında onu yoğunluğun içine sürükler.

Bir gün bir arkadaşı tarafından ona iyi bir iş teklifi gelir. Bekar bir annenin bebeğine bakıcılık yapması istenir. İlk başlarda bu iş teklifini olumsuz düşünen genç, paraya ihtiyacı olduğundan işi kabul etmek zorunda kalır. Anne ve bebeği ile tanışan genç kız, annenin bebek bakımı ile ilgili pek bir bilgisinin olmadığını fark eder. Küçük bebeğe bakıcılık yapacağı sırada anne de dışarıda çalışma hayatına sürüklenir. 

Genç kız ve bebek arasındaki bağ gün geçtikçe güçlenir. Onu kendi bebeği gibi seven ve yüten gen kız, annenin çalışma hayatının ona yıpratıcı geldiğinin farkındadır. Bir gün anne ve bebeği evde olduğu vakit bebek bir kaza geçirir. Bu kazayı genç kızın üstüne yıkan anne, genç kızı işden kovar ve bebeğini bir kadına para karşılığında satar. Genç kız bebeğin peşini bırakmaz ve sattığı kadından onu tekrar geri almanın planını yapar.

Dram türündeki film, gerçek hayattan kesitleri izleyenlere sunuyor. Yaşamda karşımıza çıkan veya çıkabilecek olaylar filmin konusu olmuş. 

Açığa Çıkanlar

 

Nasıl başlanır bilmiyorum. Dersime aldığım her öğrencimi selamla karşılar hal hatır sorarım. Dün bir öğrencimi derse alırken çok üzgün olduğunu fark ettim. Nasılsın diye sorduğumda ve göz göze geldiğimde şişmiş bir çift gözden başka bir şey göremedim. Bir şeylerin olduğunun farkındaydım. Sessizce sınıfıma geçtik. Sınıfa girdik ve bir sorun varsa bana anlatabileceğini söyledim. Bu süre zarfında da sınıfın kapısını kapalı tutubileceğimizi de belirttim.

Kız öğrencim kabul etti ve kapı kapandı. İşte dün ve bugünümü hüzünle etkileyen sözcükleri kız öğrencimin bana ağlayarak anlattıklarını işitmemle başladı her şey. Öğrencimin anlattıklarıyla cinsel istismara uğradığını fark ettim. 

Tevafuğa bakın ki yaklaşık üç hafta evvel bu öğrencime dersimde içimden geldiği için istismar ile ilgili bilgiler vermiştim. Kelimelerimi bir çocuğun anlayabileceği dile indirgeyerek özel bölgelerini ve kendini nasıl koruması gerektiğini anlatmıştım.Bu anlattıklarımdan cesaret alarak istismar olayını ilk kez mahalledeki bir yakın arkadaşına anlatmış. O arkadaşı da annesine söylüyor ve annesi de öğrencimin ablasına haber veriyor. Olay bu şekilde aileye ulaşıyor. 

Dün de dersime üzgün gelen öğrencime hal hatır sormamla konuyu ben de öğrenmiş oluyorum. Olayın detaylarını o anlattıkça içten içe kanım donsa da karşısında soğuk kanlılığımı yitirmemek için elimden geleni yaptım. Daha sonra kurumdaki psikologa da anlatmasını istedim. İlk başta kabul etmedi. Yanında olacağımı söyledim ve birlikte gittik, psikologa da aynı durumu anlattı.

Bugün kuruma anne ve abla geldi. Olayı henüz baba bilmiyor. Bir süre daha söylemeyi düşünmüyorlar çünkü babasının ciddi rahatsızlıkları var. Anne çok perişandı. Hep gözü yaşlıydı. Benim içim buruk. Öğrencim için çok üzgünüm. İçindeki ruhsal yarayı bir an evvel iyileştirmemiz gerekiyor. Kurumda bugün psikolog eşliğinde müdür, aile ve ben konuştuk. Aile süreci polise de bildirmeyi düşünüyor. 

Etrafınızdaki tüm küçük çocukları böyle sapkın zihniyetlerden korumak için istismarın ne olduğunu, bir çocuğun kendini tanıdığı ya da tanımadığı diğer insanlardan nasıl koruması gerektiğini anlatın, anlattırın.

Gölün Dibindeki Ev

 

“"Hayır!" dedi Amelia. Aniden aklına gelen şeyden ötürü gözleri fal taşı gibi açılmıştı. "Kimseye anlatamayız. İnsanlar tıpkı diğer her şeye yaptıkları gibi bunun da canına okurlar."”

“İnsanların, özellikle de yetişkinlerin güzel şeyleri kasten kötü şeylere dönüştürdüklerini duymuştu.”

Gölün Dibindeki Ev, Josh Malerman.

Amelia ve James adındaki iki genç bir yaz gününde tanışırlar. Her iki genç de birbirini daha yakından tanımak ister. Yaz tatilinde daha çok vakit geçirmek için James, amcasının kanosunu ödünç alarak yakınlarda bulunan gölde Amelia ile gezintiye çıkmanın planını yapar. 

Plana uyan Amelia ve James, gölde kano ile kürek çekerken gölün dibinde ilginç bir şey görürler. İki katlı, küçük bir bahçesi olan ev gölün dibinde batmış haldedir. Bu duruma kayıtsız kalmayan Amelia ve James, gölün dibind dalış yaparlar ve evi yakından keşfetmeye karar verirler. 

Nefeslerini tutmakta zorlanan çocuklar, bu bilgiyi herkesten gizli tutmaya karar verip dalış dersleri almaya başlarlar. Bu dalış dersleriyle gölün dibindeki evi daha yakından keşfetmeyi amaçlarlar.

İkili bu gizli sırlar birlikte gölün dibindeki evde fazlaca vakit geçirirler. Bu keişifle birlikte bu gizemli evle ilgili gerçekler de bir bir ortaya çıkmaya başlar.

Kafes kitabının yazarı Josh Malerman’dan yine macera ve gizem dolu bir kitap.

Dalgaların Rengi

 

Günlerin hızlı bir şekilde gelip geçişi. Geçen hafta sonu bir deniz kenarına gittim. Denize sıfır olan yerleri daha çok severim. Plaj hele ki sessiz sakinse, fötr şapkamı takıp kumsalda kısa bir yürüyüşe çıkmayı seviyorum. Bir süre durup masmavi güzelliğin tadını, dalgaların kıyıya vuruşunu seyre koyuldum. 

Günler... 

Garip bir şekilde hıphızlı geçiyor. Özellikle iş hayatına tekrar geri döndükten sonra. Bugün de son dersler boş olunca kurumda geleneksel toplantılardan birini daha gerçekleştirdik. Her toplantıda konuşulan ancak bir çözüme ulaşılamayan meseleler silsilesi. Gerçekleştirdiğimiz her toplantı bir tiyatroda sergilenen oyun tadında. Bazı insanların bazı insanlar yokken arkalarından atıp tutmaları ama toplantılarda yüz yüze geldiğimiz ortamlarda cilveleşmeleri, süt dökmüş kediye dönüşmeleri; menfaat üzerine kurulu insan ilişkileri.

Her toplantıda konuşulan konular belli fakat çözüme ulaşan herhangi bir konu bulunmuyor. Toplantı ortamında tiyatro izler gibi izliyorum olan biteni. İnsanların büründükleri rolleri izliyorum. Bunlara gerek var mı diye aklımdan geçirsem de bazı insanlar için bu durum hayat felsefesi olmuş.

Ağustos da bitmekte, sonbahara merhaba demek dileğiyle.

Feniçka

 

“Bakış açımızı genişleten, hayatı önümüze seren ve bizi bağımsızlaştıran kitaplar niye bir cephe hizmeti olsun ki.”

“Bu dünyada bizi özgürlüğe yaklaştıran tek bir şey varsa o da zihinsel çalışmalardır.”

“Geceleri kitapların başında oturmayı tercih ederim. Ortalık o kadar sessizken.”

Feniçka, Lou Andreas-Salome.

Yazar ve psikanalist Salome yaşadığı dönemde, Sigmund Freud’un  öğrencisi ve yakın dostu olmuştur. Yazdığı eserlerle çarpıcı konulara değinen Salome, geniş bir yelpazede eserler vermiştir. Ayrıca yaşadığı dönemde feminizm çalışmalarıyla kuşaklar boyunca rol model alınmıştır.

Feniçka, İsviçre’de doktorasını yapmış Moskovalı bir kadının hikayesini konu alıyor. İnsan ilişkilerinde kadın-erkek arasındaki ilişkileri umursamayan, söylentilere kulak asmayan bir kadın Feniçka. O dönemde akıllarda yer edinen şemaların aksi davranan Feniçka, bu tutumuyla Psikolog Max Werner’ın dikkatini çeker.

İkili bir gezi esnasında tanışırlar ve yolları bu tanışma sayesinde tekrar kesişir. Aralarında geçen konuşmalar ise: kadın-erkek arasında ideal iletişimin nasıl olması gerektiği, aşk ve huzur üzerine.

Kitap biraz da olsa yazarın kendi hayatından izler taşıyor gibi. Salome da Avrupa’da öğrenim gören ilk kadınlardan biri ve özgürlükçü yaşamına oldukça düşkün. Bu eserinde yer verdiği kadın karakter Feniçka’yla özdeşleşmiş diyebiliriz.

Mission: Possible

 

Mission: Possible, Güney Kore 2021.

Woo Soo Han, gizli bir dedektiflik bürosu işletmektedir. Bir gün gerçek bir ajan, Soo Han’ın bürosuna uğrar ve ondan para karşılığında birilerinin peşine düşmesini ister. Teklifte bulunan ajan ortadan kaybolur ve Woo Soo Han bu işin iptal olduğunu düşünür.

Da Hee ise Çinli bir kadın ajandır. Kimliğini herkesten saklayan kadın ajan, Kore’ye kaçak yollarla sokmak istenen silahların ticaretini engellemek için görevlendirilmiştir.   Bu gizli görevinde ise ona Koreli bir ajan yardım edecektir. Fakat ortağı ortadan kaybolmuştur. Bu durumdan habersizce ipuçlarını takip eden Da Hee kendini Woo Soo Han’ın bürosunda bulur ve onu ortaklık yapacağı ajan sanır.

İkili birbirini farklı kimliklerde tanısalarda her ikisi de aynı kötü adamın peşine düşerler. Bu ortaklıkta her ikisinin farklı çıkarları vardır. Çıkarları için kötü adamlara karşı birlikte mücadele eden ikiliyi eğlenceli maceralar beklemektedir.

Komedi-aksiyon türdeki filmdeki başrol karakterler birbirine çok uyumlu. Tereddüte düşmeden keyifle izlenilecek bir film.

Doktor Hastalandı

 

Doktor Hastalandı, Anthony Burgess.

Burma’da dilbilim dersleri veren Doktor Edwin, aniden rahatsızlanır ve kapsamlı bir tedavi alması için işine ara verir ve İngiltere’ye gönderilir. İngiltere’ye eşiyle varan Doktor Edwin, Londra’da bir hastaneye yatırılarak rahatsızlığına bir tanı konması için tedavi sürecine başlanır.

Hastanede kaldığı günlerde hastane çalışanlarının acıyan sözlerine ve aşağılayıca tutumlarına maruz kalır. Tetkiklerin ardından Doktor Edwin’ın beyninde tümör olduğu anlaşılır. Beyin ameliyatı operasyonu geçireceğine karar verilir.

Tüm bunlar olup biterken Dr. Edwin’ın karısı hastane ziyaretlerini aksatıp ihmal etmektedir. Karısının hastane civarlarındaki barlarda vakit geçirdiğini öğrenen Edwin, operasyonun gerçekleşeceği geceden önceki gün pijamalarıyla hastaneden kaçar. Karısını bulma umuduyla gerçekleştirdiği bu kaçış macerası onu bilinmeyen bir aleme sürükler. Edwin kendisini daha önce hiç bulunmadığı yeraltı dünyasında bulur. Bu karanlık, kirli ve tekinsiz yeraltı dünyasında Edwin insanlığın görülmemiş yüzüyle yüzleşecektir.

Sully

 

Sully, ABD 2016.

Gerçek hayattan esinlenerek beyaz perdeye taşınan sinema filminde; gerçekleşen bir uçak kazasında kritik bir karar vererek uçağı nehrin ortasına indirmeyi ve uçaktaki yolcuları kurtarmayı başaran Pilot Chesley Sullenberger’in hayatını anlatıyor.

Kaptan Sully olarak bilinen Chesley Sullenberger, 15 Ocak 2009’da havalandırdığı uçakta 155 yolcusuyla her zamanki uçuşunu gerçekleştirecektir. Uçak havalanır ve havadayken uçağın her iki motoruna da gökyüzündeki kuşlar çarpar. Motorlar hasar alarak otomatik olarak kendini kapatır. Bu durum karşısında kule ile irtibata geçen Kaptan Sully, kulenin önerisini ed geçer ve ani bir kararla yoşcu uçağını  Hudson Nehri’ne indirir.

Medya ve halk tarafından kahraman ilan edilen Sully, yetkili kesimlerce suçlu ilan edilir ve uçakta gerçekleşen hata Kaptan Sully’e yıkılmaya çalışılır. Adına açılan soruşturma ve davalarla Kaptan Sully’i zorlu bir süreç bekler. Çünkü uzun yıllardır emek verdiği pilotluk kariyeri tehlikeye girmiştir. Başrolünde Tom Hanks yer alırken, filmin yönetmenliğini ise Oscar ödüllü yönetmen Clint Eastwood yapmaktadır.

Pandemi Sürecinde Ukrayna’ya Nasıl Gidilir?

 

Geçtiğimiz ay kurban bayramı tatilinde yurt dışı planı yaparken vizesiz ülkeler seçeneğini göz önünde bulundurarak Ukrayna Lviv’de karar kıldık. Aslında gönlümüz başkent Kyiv’e gitmekti fakat ziyaret edilecek yerlerin çokluğundan ve yakınlığından dolayı Lviv şehrini tercih ettik.

Bu yazımda Ukrayna’ya seyahat etmeden önce uygulanan prosedürü açıklayacağım. Ancak şunu belirtmem gerekiyor ki pandemi sürecinde olduğumuz için uygulan prosedür her an değişiklik gösterilebilir. O yüzden Ukrayna’ya seyahat planı düşünenler için burada paylaşacaklarıma ilaveten Ukrayna konsolosluğunu arayarak ya da web sitesinden pandemi süreci ile bilgi almanız daha sağlıklı olur.

Ülkeye giriş yapmadan (Ukrayna’ya) evvel istenilen belgeler:

Çipli kimlik kartı veya geçerliliği olan pasaport

72 saat geçerliliği olan pcr testi(negatif) (çıktısını almanız gerekiyor)

Gidiş-dönüş uçak biletlerinizin çıktısı(fiyatları ödenmiş olacak)

Konaklayacağınız yerin çıktı belgesi (rezervasyonu yapılmış olmalı)

Kalacağınız süreyi kapsayan sağlık sigortası(çıktı olarak almanız gerekiyor ve covit19’u da içinde barındıran bir sigorta olacak)

Kalacağınız her bir gün için nakit 50 dolar yanınızda bulundurmanız gerekiyor (ek olarak artı beş günü de kapsayan 50 dolar paranızın olması gerekmekte) (Artı beş günlük parayı banka hesabınızda da bulundurabilirsiniz.)

Ülkeye Girişte Sizi Bekleyenler:

Gerçekleşen uçak yolculuğundan sonra Lviv’e varıyoruz. Pasaport kontrolü için diğer insanlar gibi biz de sıraya dahil oluyoruz. Polis memuru pasaportumuza baktıktan sonra bizi sırada bekleyen bir insan topluluğuna dahil olmamızı istiyor. (Sırada bekleyen herkesin pasaportu yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı pasaportuna sahip olanlardı.)

Burada sorgu odasının önünde sorguya alınmak için bir süre bekletildik. Sorgu odasına girdiğimizde farklı masalarda oturan iki kadın polis bizi karşıladı. (Anlaşılmayan İngilizceleri ile iletişim kurmak için epey çaba sarf ettik.)

Sorgu odasında ülkeye neden geldiğini, kaç gün kalacağını, mesleğini, yanında getirdiğin nakit parayı+beş günlük parayı (beş günlük parayı havaalanında internete bağlanarak banka hesabım üzerinden gösterdim) masada bulunan kameraya göstermeniz isteniyor. Bu konuşmalar sürerken polis memuru bir yandan ülkeye giriş için çıktı olarak aldığınız belgeleri kontrol ediyor. 

Bu kontrollerin ardından diğer masaya yönlendiriliyorsunuz. Bu masadaki polis memuru telefonunuzun İmei numarasını alıyor ve önündeki bilgisayardan telefonun size ait olup olmadığına bakıyor. Ardından 10 parmağınızın parmak izi alınıyor. Daha sonra ön ve yan profilden resminiz çekiliyor.

Tüm bu işlemlerden sonra nihayet valizlerimizi alma kısmına geçiş yapabiliyoruz.

Ülkemize dönme sürecinde de yalnızca son 72 saati kapsayan negatif pcr testi veya son 48 saatinizi kapsayan negatif antijen testi yaptırmanız gerekiyor. Ukrayna havaalanında testlerin fiyatları pahalı. Bunun yerine şehir merkezinde yer alan laboratuvar merkezi gibi yerlerde bu testleri daha uyguna yaptırabilirsiniz. Ayrıca taksilerde taksimetre yok. Yani herkese farklı mesafelerde tutarsız ücretler söylenebiliyor. 

Tüm bunların dışında belirtmek istediğim bir şey var ki; yerli halkın farklılıklara ve yeni kültüre çok kapalı olduğu gözlemlerimden biri. Ve şehrin içerisinde zaman zaman islamofobiyi hissettiğimiz anlar yaşadık. Turistik yerlerde İngilizce bilgilere çok az yer verilmiş. Hatta bazı yerlerde yalnızca Ukraynaca ve Rusça bilgilendirmeler vardı. Buradan da farklı milletlere kapalı insanlar olduğunu çıkartabiliriz. 

Maske takma zorunluluğu yalnızca toplu taşıma araçlarında var. Buna da uymayan birkaç tane yerli insan gördüm. Trafik kurallarına muntazam bir şekilde uyuyorlar. Yaya geçitlerinde yaya olduğumu hatırlattılar.  Şehrin kaldırımları, yolları çok kötü. Arnavut kaldırımına benzer hatta ondan daha da kötü taşlar yürümeyi zaman zaman zorlaştırıyor. 

Lviv’de turistik yerler birbirine çok yakındı. Çıktığınız bir sokaktan herhangi bir tarihi eserle karşılaşmanız çok olası. 

Benim deneyimlerimi paylaşacağım yazımın sonuna geldik. Eğer sormak istediğiniz bir şey olursa buradan ya da mail yoluyla cevaplarım. Huzurlu günler!

Sweet and Sour

 

Sweet and Sour, Güney Kore 2021.

Bir hastanede sözleşmeli personel olarak çalışan hemşire Da Eun, bir gün hastaneye getirilen bir adama aşık olur. Jang Ki Young ve Da Young arasında oluşan karşılılı romantik ilişki ilk başlarda her ikisine de çok güzel gelir. Çift gelecek planları kurarken Jang Ki Young, çalıştığı iş yerinden bir teklif alır ve daha iyi bir pozisyon elde etmesi için başka bir şirkete gönerilir. Bu teklifi değerlendiren ve kabul eden genç adam, Da Eun ile uzak mesafe ilişki içerisine girer.

Farklı şehirlerde yoğun iş tempolarıyla yaşayan genç çift, ilişkilerini ayakta tutmanın zorluklarıyla yüzleşirler. Bu sırada Jang Ki Young, yeni girdiği şirkette ön plana çıkıp kalıcı bir pozisyon elde edebilmek için gayretle çalışıyordur. Onunla aynı zamanlarda şirkete girmiş olan Krystal de kalıcı pozisyon elde edebilmek için Jang Ki Young’la rekabet içerisine girer.

İkili ilk başlarda birbirine rakip iş arkadaşlarıyken zamanla birbirlerine yakınlaşmaya başlarlar. Üç insan arasındaki duygusal ilişkilere ve iş hayatlarına değinen bir film.

Romantik komedi olarak başlayan film, orta sahnelere doğru melodram bir hal alıyor. Filmin konusu gerçek hayatta yaşanalabilecek duygusal ilişkilere değiniyor. 

Zamansız

 

Zamana karşı yarış içerisindeyiz.

Ve şüphesiz ki her birimiz zaman içerisinde kaybolmuş yarışçılarız.

Günlerin içinde kayboldum. Her gün bir öncekinin tekrarı olmazmış gibi bir de en yorucu olanı insanların hayatı zorlaştırması. Hayat yeterince zor değilmiş gibi. İçinde olduğumuz anın bile garantisi yokken. 

İnsanlar, küçük hesaplar peşindeler. Kafalarında kurdukları küçük planlar, zihinlerinde ve kalplerinde kara delikler açmaya başlıyor.

Gülüp geçiyorum. 

Sessizce. 

Küçük hesaplar peşinde koşan insanların çırpınışlarını izliyorum. 

Edvard Munch’ın o meşhur sanat eseri ''Çığlık'' tablosu ile tanışmam orta okul zamanlarımdaydı. Bu güzel eserle tanışmamın daha erken bir zamanda olmasını dilerdim. Orta okulda resim öğretmenimiz bizlere ünlü ressamların sanat eserlerini sıklıkla tanıtırdı. Bu resimler nasıl aklımda yer edinmişse yine aklımda kalan tek öğretmenimin adı da resim öğretmenimin ismi.

Bir çığlık tablosu.

Zamanın içinde sıkışıp kalan zamansız bir insanın anı gibi.

Zamana sığamayan bir insanın. 

İzdiham

 

''Hayvanın saldırganlığı ne kadar korkutucuysa insanın saldırganlığı o kadar acınası.'' (Dilek Kartal)

''Kağıdın üstüne kuru bir kır çiçeği çiziyorum. Yanına eski zamanlardan kalma solgun bir memleket manzarası.''

''Ne kadar geç olmuş vakit, yaşadığım onca şey sanki uzaklardan geçen sessiz bir gemi.'' (Gökhan Özcan)

''İnsan susması kıyamet alametleri arasında sayılmamıştır fakat kıyamet  susanların rövanşıdır.''

''Doğru söz doğru kişiye söylendiği sürece doğrudur.''

''Toplumun suskunluğu örgütlü bilinçsizlik halinin bir karşılığı olarak ajandamızda yer alırken ümitsizliğin hükümdarlığına davetiye çıkarmaktadır.''

''Tüm susuşlarımız bizi insanlaştırırken toplumun susması bizi vahşileştirmektedir.''

''Susmaya başladığımız andan itibaren büyüdüğümüzün farkına varıyoruz.'' ( Halil Ecer)

''Çocuklar susmayı öğrenmek için okullara, yüksek sesle konuşmayı öğrenmek için de üniversitelere gidiyorlar.'' (Jean Paul Richter)

''Evinden dışarı ve diğer insanların arasında karışan her insan ister istemez imaj derdine düşer. Nasıl tanınmak ve bilinmek istiyorsa o rolegirer ve rolüne uygun elbiseler giyer. Bu sebeple her insan bir oyuncudur. Kendi dahil herkesi rolüne inandırmak ve böylece saygınlık elde etmek ister. İnsanın, insan olmasından bahsetmek bir hayaldir. İnsan, insan dışında her şey olabilendir.'' (Sulhi Ceylan)

İzdiham. Kültür, sanat, edebiyat dergisi.

Derginin iç tasarımı gibi içerisinde yazanlar da çok güzel. Hem göze hem de gönle hitap eden dergi iki ayda bir yayımlananıyor. Dergi yazarlarının paylaşmış olduğu yazıların hiçbirinde üç noktaya yer verilmiyor. Her sayfası farklı bir içerikle okurun karşısına çıkıyor.

Ukrayna Gezisi | Lviv #2

 

Ukrayna’nın Lviv şehrindeki sokaklarda gelin hep birlikte kaybolalım. O halde gezimizin ikinci kısmından kaldığımız yerden devam edelim.

                                              1. Potocki Sarayı

Potocki Sarayı 1880’li yıllarda yapılıyor. Sarayın yapımı için Fransız Mimar tutuluyor. Bu yüzden de sarayın mimari yapısı Fransız yapılarını andırıyor. İlk katta 15. yy’dan kalma Meryem Ana Heykeli bulunuyor. Sarayın ikinci katında  ise Lviv Sanat Galerisi’ne bağlı Avrupa Sanat Müzesi bulunuyor. 

İkinci katında kendinizi geçmiş yıllardaki sanat eserlerine yolculuk yapıyormuş gibi hissedeceksiniz. Potocki Sarayı’na giriş ücreti ise 90 Uah.

Sarayın içinden bir fotoğraf karesi.

2. Virmenska Caddesi

(Ermeni Sokağı)

Sokağın ortaya çıkışı 13. yy’ı buluyor. O dönemlerde Moğolların işgali üzerine bölgede yaşayan Ermeniler buraya yerleşiyor ve günümüzde de bu sokak üzerinde yaşayan Ermeni halk mevcut durumda. 

Bu sokak üzerinde eski evler, Ermeni Katedrali ve Ermeni Avlusu yer almakta.

3. Lviv Ermeni Katedrali

Ermeni sokağında yer alan yapı Unesco tarafından koruma altına alınıyor. Tarihi 14. yy’a kadar uzanıyor. Yapının ilk tasarımında ise Kars’ta yer alan Ani Katedralinden esinleniliyor. Mimarisi Kafkas esintileri taşıyor.

4. Lviv Açık Hava Müzesi

Açık hava müzesi 1971 yılında kurulmuş. Batı Ukrayna’nın ahşap işçiliğinde öne çıkan mimarisine ve kırsal yaşama dair bilgiler bu geleneksel evlerle yansıtılıyor. Buraya ulaşım kent merkezinden 7 numaralı tramvaylarla sağlanıyor. Doğa ile baş başa kalacağınız aynı zamanda içerisinde çeşitli hayvanların da bulunduğu harika bir mekan.  Giriş ücreti ise 40 veya 70 grivna olarak hatırlıyorum.

5.Dominikan Katedrali ve Manastırı

Lviv’in en eski katedrallerinden biri. Ukrayna Prensi Lev Dantlovych’in eşi Macaristan Prensesi Constance’nin isteği üzerine 13. yy’da kuruluyor.

Şehrin içerisinde doğa ile yalnız kalabileceğiniz parklar bulunuyor. Kaldığımız günlerde bu parka iki üç kez uğramıştık. Lviv’de toplam 4 gün geçirdik. Bu yüzden biraz da yeme-içme konusuna da değinmek istiyorum.

İlk iki gün Green Kafe’de yemeklerimizi yedik. Menüde yer alan her şey vegan içeriğe sahipti.

Son iki günümüzde de Türk yemekleri yapan Sultan adlı mekanda yemeklerimizi yedik. Her iki yerde de hem hizmet iyiydi hem de yediğimiz yemekler güzeldi.

The Spy Gone North

 

The Spy Gone North, Güney Kore 2018.

1993 yılında Soğuk Savaş’ın yalnızca Güney Kore ve Kuzey Kore arasında devam ettiği sıralarda ''Black Venus'' kod adıyla bilinen ve ordu personeli olan Seok Young Park, Kuzey Koreli bir iş adamı kılığına girerek ülkesi Güney Kore’ye hizmet etmek için görevlendirilir.

Nükleer silahların gelişmeye başladığı sıralarda her iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler de gerilim noktasına ulaşmıştır. Seok Young’ın gizli görevi ise Kuzey Korelilerin arasına sızıp nükleer silahların kurulduğu yerlerle ilgili bilgi edinmektir.

Bu zorlu görev yıllarca sürecektir. Her şeyden habersizce ülkesi için casusluk yapan Seok Young’ın da arkasından işler çeviren bazı ordu personelleri vardır. Bu kötü adamlar da işlenmiş suçları gizlice Seok Young’a yıkmanın peşindedirler. Tüm bu kirli planlara karşı tek başına mücadele etmek zorunda kalan Seok Young’ı zorlu bir mücadele beklemektedir.

Gerçek bir yaşam hikayesinden esinlenen filmde, dönemin siyasi isimleri de ekranlarda oyuncularla yer göstermekte. Hem Kuzey Kore lideri hem de Güney Kore lideri izleyicilerle buluşmakta. Aynı zamanda aynı milletin insanlarının birbirlerinden ayrılıp nasıl farklı hayatlar yaşadıkları da izleyiciye gösterilmiştir. Gerçek hayat hikayesine dayanan filmde o dönemlerde iki ülke arasındaki siyasi gerilimi hafifletmek adına reklam bile çekiliyor. Bu reklam filme bile konu oluyor.

Go Back

 

Go Back, Güney Kore 2021.

Bir kurumda sosyal hizmet görevlisi olarak çalışan O Sun, gözetim ve denetim altında tutukları küçük kızın ailesini belli aralıklarla ziyaret etmektedir. 

Küçük kızın annesi ölmüştür. Annesinin ölümünden sonra babası ile yaşayan küçük kız, kendini alkole veren babasından fiziksel şiddete ve istismara maruz kalıyordur. Yeterli delil bulamayan polis memurları içerisinde O Sun’un da bulunduğu sosyal hizmet görevlileri küçük kızı koruma altına almak isterler.

Bu sıralarda ülkede bir çocuk kaçırılma davası ses getirmektedir. Kaçıran kişi eğer çocuğu kurtarmak istiyorsanız sosyal yardım merkezine insanların belli bir miktarda para yatırmalarını talep eder. Polisler bu dava üzerine yoğunlaşırken ortada ne kaçırılan bir çocuğa dair bir iz ne de kaçırana dair bir ipucu bulabilirler. 

Bir gün O sun ve küçük kız aniden ortadan kaybolur. Ve ortada bir cinayet davası da vardır. Tüm gözler O Sun’a çevrilmiştir. Mesleğinde yeni olan Jiwon adlı polis memuru kadın, hem kaçırılma davasını hem de O Sun ve küçük kızın peşine düşer.

Dram, gerilim, aile türündeki film izleyiciyi farkındalık sahibi olmaya sürükleyen anlamlı ve oldukça önemli bir konuya sahip. Gerek filmde yer alan oyuncuların rolleri ne iyi bürünmesi ve izleyiciye yansıtması gerekse filmdeki görüntü karelerinin soğukluğu ekrana güzel bir şekilde yansıtılıyor.