Zamana karşı yarış içerisindeyiz.
Ve şüphesiz ki her birimiz zaman içerisinde kaybolmuş yarışçılarız.
Günlerin içinde kayboldum. Her gün bir öncekinin tekrarı olmazmış gibi bir de en yorucu olanı insanların hayatı zorlaştırması. Hayat yeterince zor değilmiş gibi. İçinde olduğumuz anın bile garantisi yokken.
İnsanlar, küçük hesaplar peşindeler. Kafalarında kurdukları küçük planlar, zihinlerinde ve kalplerinde kara delikler açmaya başlıyor.
Gülüp geçiyorum.
Sessizce.
Küçük hesaplar peşinde koşan insanların çırpınışlarını izliyorum.
Edvard Munch’ın o meşhur sanat eseri ''Çığlık'' tablosu ile tanışmam orta okul zamanlarımdaydı. Bu güzel eserle tanışmamın daha erken bir zamanda olmasını dilerdim. Orta okulda resim öğretmenimiz bizlere ünlü ressamların sanat eserlerini sıklıkla tanıtırdı. Bu resimler nasıl aklımda yer edinmişse yine aklımda kalan tek öğretmenimin adı da resim öğretmenimin ismi.
Bir çığlık tablosu.
Zamanın içinde sıkışıp kalan zamansız bir insanın anı gibi.
Zamana sığamayan bir insanın.
İlkay,
YanıtlaSilHer öğretmenimden farklı bir şey öğrenmeyi dilerdim. Ama senin de dediğin gibi çok azı hafızamızda yer edinmiş oluyor.
oooo hımmm çığlık tablosu ve zaman :) güzel bir yaklaşım olmuş :)
YanıtlaSildeeptone,
SilTeşekkürler! :)