28 Eylül 2018 Cuma

MİSYONER BİR GRUPLA KARŞILAŞMAK






Henüz çok taze olan bir olayı anlatmak istiyorum. Dün, kız kardeşim arkadaşıyla buluşmak için Ümraniye'de bulunan Can Park Alışveriş Merkezine gidiyor. Arkadaşını görüyor ve yanına yaklaştığında üç tane daha kızın, arkadaşıyla sohbet ettiğine şahit oluyor. Şaşırtan şey ise bu üç kızın yabancı olması.

Kız kardeşimin aklına gelen ilk düşünce: ''Yabancı arkadaşları da yanında mı getirdi acaba?'' oluyor. Daha sonra yanlarına yaklaşıyor ve kız kardeşimin arkadaşının bu üç kızla daha önce Üsküdar'da karşılaşmış olduğunu ve şimdi de bu Avm'de karşısına çıktıklarını öğreniyor. Evet, şansın böylesi!

Ardından bu üç yabancı kız, kız kardeşim ve kardeşimin arkadaşı bir kafede oturmaya karar veriyorlar. Hala düşünceler masum tabi. Oturuyorlar. Ardından bu üç yabancı kızın ikisinin Güney Koreli, diğerinin de Moğolistanlı olduğunu öğreniyorlar. Hepsi yaşamlarından bahsediyorlar. Türkiye'ye dil öğrenmeye gelmişler. 1 yıl kalacaklarmış ülkemizde. Taksim'de bir dil kursuna gidiyorlarmış. Ümraniye'de oturuyorlarmış. Türkiye'nin insanları çok iyiymiş, yardımsevermiş, güleryüzlüymüş falan derken kız kardeşim bunların bu kadar cana yakın davranıp sohbet etmelerinden şüphelenmiş. O kadar çok Koreli mektup arkadaşı edindikten sonra, Korelilerin çok da sıcakkanlı insanlar olmadıklarını öğrenmiş olduk nihayetinde.

Daha sonra içlerinden biri, önce üniversiteden sonra aileden daha sonra evlilikten ve en son ''hristiyanlıkta kadın erkek birbiri için yaratılmıştır'' cümlesine bağlıyor konuyu. Ve ''biz hristiyanız'' diyor. Kız kardeşim de ''Biz de müslümanız'' diyor. Ardından misyoner kızlardan biri ''Aslında benziyorlar'' cümlesini kuruyor. Kız kardeşim karşı atağa geçerek ''Farklılıklar var baya'' diyor. Tam o esnada kız kardeşim içtiği içeceği eline döküyor ve konu dağılıyor. Kalkmak için bir bahane söyleyip oradan ayrılıyorlar.


Belirtmeliyim ki ısrarla fotoğraf çekinmek istemişler. Sonra evlerine davet etmişler. Her birinin Türkçe bir adı varmış. Ve bunlar ülkemizin iç meselelerini de çok iyi biliyorlarmış. Hatta konuşmalar esnasında bazı sorunları da söylemişler. Kız kardeşim bunları bana anlattıktan sonra internette ufak bir araştırma yapınca bir sürü yazıya, haberlere ve videolara rastladık. Gerçekten inanılır gibi değil. Özellikle misyonerliği yaymak için kendine bunu meslek edinmiş binlercesi var ülkemizde. Güneydoğu'da misyonerliği yaymak isteyen Koreliler ile ilgili bir yayını görmüştüm. Ama bu kadar yakınımda yaşanacak böylesi bir olayı da hiç tahmin etmezdim. Özellikle orta okul ve liseye giden, Kore'yi seven çocukları ve gençleri bu konuda uyarmak istedim. 


8 yorum:

  1. aaaa bunu hiç duymadım yaaa güney koreliler he alla allaaaa çok ilginçmiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkemizde yaşayan Korelilerin çoğu bu amaçla yerleşiyormuş.

      Sil
  2. Ben de daha önce hiç duymamıştım, ilginçmiş gerçekten. Dikkatli olmak lazım.

    YanıtlaSil
  3. Soktayim çok şaşırtıcı iyi niyet suistimal ediliyor resmen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu iş için yetiştiriyorlar. Resmen yaptıkları beyin yıkamak.

      Sil
  4. Gerçekten öyle İlkay'cığım, dikkatli olmak gerek.

    YanıtlaSil
  5. neler var yaa... gelmişsin gurbet ellere kendini düşüneceğine misyonerliği düşünüyorsun. Artık turistlere bile elimizi uzatsak kolumuzu kaptırır duruma geldik anlaşılan

    YanıtlaSil

 

BİRPEMBESEVER