22 Eylül 2021 Çarşamba

Suçluyorum

 




"Gerçeği gömmemiz boşuna, toprağın altında yol alıyor; bir gün, her yandan fışkıracak, öç bitkileri olarak açılacaktır."

"Tüm baskılara tüm aldatmacalara tüm saptırmalara karşın, dürüst insanlar tükenmez."

"Gerçek toprağın altına kapatıldığı zaman, orada öyle bir toplanır öyle bir patlama gücü kazanır ki, patladığı gün her şeyi kendisiyle birlikte havaya uçurur."

"Borçlar ve suçlar altında ezilmiş kişiler suçsuz ilan ediliyor; buna karşılık, onurun ta kendisi, yaşamı lekesiz bir adam cezalandırılıyor. Bir toplum bu noktaya geldiği zaman, artık çürümeye başlamış demektir."

"Gerçek su yüzüne çıkıyor ve hiçbir şey onu durdurmayacak. Bir yanda, ışığın parlamasını istemeyen suçlular; öbür yanda, ışığın parlaması için canlarını verecek doğrucular."

Suçluyorum, Emile Zola.

19. yüzyılın Fransa’sında döneme adını "Dreyfus Davası" olarak duyurmuş olan bir olayın yine dönemin cesur yazarlarından Emile Zola’nın kaleme almış olduğu eserinde yer verilen konu.

Emile Zola olayın patlak verdiği ilk zamanlarda dönemin Fransız Genelkurmay’ına yönelik "Suçluyorum" başlığı adı altında kaleme almış olduğu mektubuna L’Aurore gazetesinde yer veriliyor.

Yahudi kökenli Yüzbaşı Alfred Dreyfus haksız yere casusluk yapmakla suçlanır ve suçu dönemin yöneticileri tarafından yargıya taşınır. Yargı sürecinde hukuksal boşlukların ve ayrımcılıkların Dreyfus’ü açık hedef haline getirdiğini gören Emile Zola sessiz kalmayarak tepkisini yüksek makamlara ithafen yazacağı mektupla ifade eder.

O dönem yazmış olduğu mektupla Emile Zola’da tepkiler alır. Haksızlığa sessiz kalmayan Zola da tıpkı Dreyfus gibi iftiraya uğrar ve yargılanır. Dava tam on iki yıl sonra aklanmış olsa da geçen bu zamanda Fransa için bu olay güç dağılımı, kilise ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması adına dönüm noktası niteliği taşır.

1 yorum:

 

BİRPEMBESEVER