Bugün birçok kez yine fark ettim. Akıp giden zamanı. Hayatımda, ne geri getirebileceğim ne de ileri sarabileceğim zamandan bahsediyorum. Aslında hepimiz için geçerli bu.
Sence de zaman çok hızlı akıp gitmiyor mu? Sanki bir kırsala yerleşsem zamanım daha bereketli, verimli olacakmış gibi hissetsem de zaman, aynı her yerde derken buluyorum kendimi. Önemli olan kişinin zamanı nasıl değerlendirdiği, değil mi?
Eğer çalışan biriysen, belirlenmiş olan işe giriş-çıkış saatlerin, gün içerisinde uyman gereken kurallar ve bir programın varsa zamanı değerlendirmenin de pek bir önemi kalmıyor, tatil günlerinin dışında.
Bu arada görselde gördüğün ağacın adı Gülibrişim . İsmini öğrendiğimde çok şaşırdım. İlk defa duyup, görmüş oldum.
Kendi gibi kokusu da çok hoştu. Rengi de beni yansıtmıyor mu?😊
Çok teşekkürler de oldu mu bilmiyorum bir dener misin?
YanıtlaSilBenim yazdıklarım yayınlanıyor ama Deep’inkiler olmuyor sanırım, ondan bana diyor.😊
Silof zaman haklısın, momo adlı kitabı okusanaaaa, zamanla ilgili nefis bir çocuk kitabııı. gülibrişim ve pembiş efet hıhım :)
YanıtlaSilMomo’yu okumuştuumm. ☺️
SilNe derler değişen çağda zaman bence de çok çabuk geçip gidiyor. Kaimvalidemin bir sözü var belki çok bağlantılı değil ama "Biz çürüğüz bizden olanlar bizden de çürük" Eskilerin gün içerisinde yaptığı onca işi düşününce aslında zaman kavramını biz teknoloji çağında biraz da tükettik.
YanıtlaSilZaten teknoloji hayatımızın merkezinde olduğundan beri bu zaman kavramı bir değişik olmaya başladı..
SilKayınvalidenizin sözü de pek anlamlı olmuş. Teşekkürler.🌸
Kesinlikle çalıtığın iş bütün hayatını bağlar hale geliyor bir müddet sonra. Ben sınıfçı olduğum için şuan tatildeyim ve son tatil günlerimi yaşıyorum ve bu günler geçmesin istiyorum. Ama bunu isterken de bu boş vaktimi istediğim gibi değerlendiremiyorum, bu da beni üzüyor. Sanki hepsi bir kısır döngü gibi işte :)
YanıtlaSilEvet ya tatilde de ne yapsam ne yapsam diye düşünüyor insan. Kesinlikle hepimiz bir kısır döngünün içierisindeyiz.🙈
SilYarışa, başarıya ve hazza ayarlı günümüz insanı uydurulmuş ihtiyaçlarını tatmin edebilmek için daha fazla hıza ve zamana ihtiyaç duyuyor. Gün 48 saat olsa yetmeyecek gibi geliyor. Üzerimizde hissettiğimiz zaman baskısı maalesef maddi değeri olmayan ancak ruhumuza iyi gelecek birçok etkinliği, ahlaki duyarlılıklarımızı da hep ertelememize sebep oluyor.
YanıtlaSilDeep gibi bende öncelikle Momo’yu tavsiye etmekle birlikte bu konuda Kemal Sayar’ ın “Yavaşla” kitabını da tavsiye etmek isterim.
Dedikleriniz duygularımı özetler nitelikte olmuş.. Momo’yu çok severek okumuştum. Kemal Sayar’ın Yavaşla isimli kitabını not edeceğim. Teşekkür ediyorum.🌸
SilZaman konusunda sana katılıyorum. Çok hızlı geçip gidiyor ama sürüklenmekten başka hiçbir şey yapamıyor gibi hissediyorum bu sıralar. Buna bir çare arıyorum ben de...
YanıtlaSilGülibrişim ağacını ben de senin sayende ilk kez görmüş oldum. Çok şirin. :)
Hayatın yoğunluğuna kapılıp gidiyoruz.. Buna bir çare bulabilmek dileğiyle diyeyim o zaman. :')
Sil