27 Şubat 2022 Pazar

Kitap fuarı ve söyleşi

 


Üsküdar’da bir haftadır gerçekleştirilen kitap fuarının bugün son günüydü. Kardeşimin takip ettiği yabancı bir yazarın söyleşisi ve imza günü de bugün olunca öğleden sonra söyleşiyi dinlemek ve kardeşimin kitabını imzalatmak için yola çıktım.

Fuar alanına vardığımda karmaşık bir kalabalığın içine sürüklendim. Kitapseverleri bir arada görmek güzel de; acaba alınan o kitaplar gerçekten okunuyor mu yoksa satın alınan kitaplar raflarda yıllarca bekletiliyor mu? Kitap fuarlarını gezmeyi sevsem de bu gibi yerlerin insanları çılgınlar gibi tüketiciliğe teşvik ettiğini düşünmeden edemiyorum. 

Stantlara hiç göz atmadan kalabalıktan sıyırılıp söyleşinin gerçekleşeceği salona doğru çıktım. Söyleşi, çevirmen eşliğinde gerçekleştikten sonra elimdeki kitabı imzalatıp kongre merkezinin çıkışına doğru ilerlemeye başladım. Mekandan tam çıkacakken bugünün kandil olamasından dolayı Üsküdar Belediyesi’nin misafirlere sunmuş olduğu kandil simidi kutularından ikram edildi. Bu güzel ikramı alıp eve dönüş için yola koyuldum.

Nedendir bilmiyorum ama artık kalabalık ortamlarda vakit geçirmek çok boğucu geliyor. İnsan kalabalığı, büyükşehirlerde en yorucu ve insanın tahammül sınırlarını zorlayan şeylerden biri olabilir. Pandemi ile birlikte daha bireysel hayatlar yaşamımız da acaba bu durumu etkiliyor olabilir mi, bilinmez.

Yeni bir hafta kapıda.

Huzurlu ve mutlu akşamlar.


26 Şubat 2022 Cumartesi

Sulu boya ile çizimler

 


Öğleden sonra okuduğum kitaba kısa bir ara verip sulu boyamı ve sulu boya kağıtlarımı çıkartıp bir şeyler yapmaya karar verdim. Aklımda olan sulu boya yapma fikrini epeydir erteliyordum. Nihayet bugün bu fikrim eyleme geçti ve bir şeyler yapmak için kolları sıvayıp çalışma masamın başına oturdum.

Koreli arkadaşımın göndermiş olduğu kartpostal şeklindeki bu sulu boya kağıtlarını hem çizim yaparken hem de sulu boya çalışmalarımda değerlendiriyorum. Bugün yaptığım çizimler biraz küçük oldukları ve detay içerdikleri için elimde olan en ince uçlu fırça ile boyamalarını yaptım. 

Çizmek istediğim desenleri önce kurşun kalemle çiziyorum sonrasında ise sulu boyamda olan ve renkleri karıştırarak elde ettiğim yeni renklerle çizimleri boyuyorum. Küçük desenlerin boyaması biraz zorlayıcı olsa da boyama işlemini bitiriyorum. Son olarak da micron sakura 005 siyah kalemle desenlerde belirginleştirmek istediğim kısımların üzerinden geçiyorum.

Resimle uğraşmanın en muhteşem yanı da insanı farklı bir dünyaya itmesi. O dünyada bir süreliğine de olsa insan kendi sessizliğinde kendi çizimiyle baş başa kalıyor; kendi düşüncelerine kulak veriyor, duygu ve düşünceleri çizimlerinde renk buluyor.

O halde sevgili okur,

Daha çok çizelim daha çok resmedelim.

23 Şubat 2022 Çarşamba

Çizgili Pijamalı Çocuk

 


The Boy In The Striped Pajamas, Birleşik Krallık-ABD 2008.

2.Dünya Savaşı’nın 8 yaşındaki bir çocuğun gözlerinden aktarılan film yine aynı isme sahip kitaptan uyarlamadır.

Babası rütbeli bir Alman askeri olan Bruno, savaşın gerçekleştiği sıralarda Berlin’de her şeyden habersizce mutlu bir şekilde yaşar. Arkadaş çevresini ve gittiği okulu çok seven Bruno, babasının görevi üzerine ailesiyle birlikte Polonya’ya yerleşmek zorunda kalır.

Kendisini yeni bir hayatın beklediğinin farkında olan Bruno, yeni evlerinin çevresini keşfe çıktığı zaman etrafı tellerle kaplı bir alan görür. Bu alanda herkesin numaralandırılmış çizgili kıyafetler giydiğini gören Bruno, ailesinden gizlice oraya gitmeye başlar. Tellerden öteye geçemeyen Bruno, tel örgülerin ardında yaşayan ve onunla yaşıt olan Shmuel ile tanışır. Aralarındaki tanışıklık günler geçtikçe arkadaşlığa dönüşmeye başlar. Bruno bu dostlukla; savaştan ve insanlara yapılan soykırımdan habersizce yaşadığı hayatında, olan bitenleri fark etmek için de bir adım atmış olur.

John Boyne’nin aynı adlı romanından uyarlanan film; dram, savaş türünde.

22 Şubat 2022 Salı

Kendime İtiraflarım

 


Bir süredir erteledeğim diş tedavilerim çok şükür bugün itibariyle bitmiş oldu. Geçen hafta gerçekleşen diş çekimi ve sonrasında geçen ağrılı üç dört gün benim için epey zorlayıcı olmuştu. Bir yirmilik dişimin çekimi ve sonrası ilk defa böyle ağrılı geçti. Komplikasyonlu bir çekim olması bunun en büyük sebebiydi.

Bugün de gece plağı için kalıpla ölçü alındı. Yarın plak gelecek ve kullanmaya başlayacağım inşallah. Diş hekimim şu sıralar gelen hastalarının dokuz kişiden sekizinin gece plağı kullandığını söyledi. Bu plaklar birçok rahatsızlık için kullanılıyor. Son  zamanlarda bu plağın kullanımında epey artış olduğunu ve kesin sebebinin de bilinmediğini belirtti. Etkenlerden birinin stres olabileceğini ifade etti. Stres, her hastalığın başını çeken çağımızın modern hastalıklarından biri olsa gerek.

 Gün içinde farkında olduğumuz ya da olmadığımız, bizi ilgilendiren ya da ilgisi olmayan durumlar bilinçaltımıza bir şekilde yerleşiyor ve strese sebep oluyor. 

Hayatıma kattığım pilatesi korona geçirdiğim dönemimde bırakmak zorunda kaldım ve sonrasında geri de dönmedim. Şu günlerde yeniden başlayan kas ağrıları beni fazlasıyla spora dönmeye teşvik ediyor.  Kişiyi olumlu anlamda motive eden aktiviteleri, hobileri ve insanları kendi hayatının döngüsüne alıp hiç bırakmaması gerektiği bilincindeyim. Ama istikrar konusunda biraz sıkıntı yaşıyorum.

Bir şeyler karşısında silkelenip, kendimin farkında olmam da iyi bir şey diye düşünüyorum. Umarım bu döngü içinde çok fazla kalmadan bir şeyler yapmak için adım atarım.

Huzurlu ve mutlu akşamlar.


21 Şubat 2022 Pazartesi

Pride and Prejudice

 


Aşk ve Gurur, Fransa-Birleşik Krallık-ABD 2005.

Jane Austen’in Gurur ve Önyargı kitabından uyarlanan film, George dönemi İngiltere’sinde geçiyor. Beş kız kardeş ve ailesinin yaşamı, Bay Bingley ve arkadaşı Bay Darcy’nin yaşadıkları bölgeye taşınmasıyla değişmeye başlar.

O dönemlerde gerçekleşen balolar genç kızların iyi bir eş adayı bulmaları ve yuva kurmaları için iyi bir fırsattır. Bayan Bennet’in en büyük hayali de beş kızının iyi bir adamla tanışıp güzel bir evlilik kurmalarıdır. Bayan Bennet Bay Bingley ve Bay Darcy’nin kendi kızlarından birini seçerek tanışmalarını çok istemektedir. Gerçekleşecek balolarda da Bayan Bennet’in kızları, yeni adaylar tanıyıp kendilerine en uygun eşleri bulmak için çaba göstereceklerdir.

Bay Bingley gerçekleşen bir baloda Bayan Bennet’in en büyük kızı Jane ile tanışır ve aralarında duygusal bir yakınlaşma olur. O gece Bay Darcy de Bayan Bennet’in ikinci kızı Elizabeth ile tanışır. Bay Darcy’nin soğuk ve duygusuz bir kişiliği varmış gibi dursa da Elizabeth ona karşı bir şeyler hisseder. Bay Darcy ve Elizabeth arasında gerçekleşecek duygusal kapışma, aşk ve gurura dönüşecektir.

20 Şubat 2022 Pazar

Kendimle Bir Gün

 


Sevgili okur,

Ocak ayında yürüme ve koşma mesafemin az olması sebebiyle bu ay için kendime daha çok yürüyüş yapma sözü vermiştim. Dün akşamdan hava durumuna baktım ve bugün için eğer hava uygun olursa kendimle vakit geçirmeye niyetlendim.

Sabah kahvaltısından sonra termosuma çayımı koyup; bez çantama da okuma kitabımı, alıntılarımı yaptığım defterimi ve suyumu ekleyip evden çıktım. Hafta içi hafta sonu fark etmeksizin kalabalık olmaya devam eden İstanbul’da sakin bir yere gidip orada vakit geçirmenin doğru olacağını düşündüm. Zihnimde kalabalıklaşmaya devam eden düşüncelerin de bir sakinliğe, huzura fazlasıyla ihtiyacı vardı. 

Çamlıca’ya doğru yola koyuldum. Her ne kadar toplu taşımalar kalabalık olsa da vardığım yer sakinliği ve tenha oluşuyla beni çok şaşırttı. Virüsten önceki zamanlarda oldukça kalabalık olan böyle yerler unutulmuş; şimdilerde ise alışveriş merkezleri daha çok rağbet görmeye başlamış ve tercih edilmişti.

Böylesi elbette benim için çok daha iyiydi. Nefes alabileceğim, doğanın sesine kulak verebileceğim yerlerin sakin oluşunu seviyorum. Yürüyüş yolunu takip edip kendime oturacak bir yer buldum. 


Ortamın huzuruna ve sakinliğine kendimi o kadar kaptırmışım ki iki saate yakın kitap okumuşum. Termosla getirdiğim çayımı biraz yudumlayıp kuşların sesini dinledim. Az sonra gelen davetsiz bir misafir -büyük bir eşek arısı- beni biraz komik hallere soksa da kendimce gülmeme sebep oldu. 

Daha sonra eşyalarımı toparlayıp korudaki yürüyüş parkurunda yürümeye başladım. Doğada başlayan bahar hazırlıklarını görmek sevindirici bir haber. Çimenlerde boy gösteren papatyalar, ilkbaharın en güzel en özel müjdesi. 



18 Şubat 2022 Cuma

Mother!

 


Mother! , ABD 2017.

Sakin ve sıradan bir hayat süren çift, gözlerden ve şehirden uzakta bir yere taşınırlar. Eşlerden kadın olan ressam, erkek ise yazardır. Taşındıkları evin her odasını ince düşüncelerle dekore eden kadın, eşi için kusursuz bir kadındır. 

Yazar olan erkek, çalışma hayatını evinden sürdürür. Yazmakta olduğu bir eser üzerine yoğun emekler harcayan adam, son günlerde aklına bir ilham gelmemesinden şikayetçi olur ve umutsuzluğa kapılmaya başlar. Eşi ona bu konuda da moral ve destek olur. 

Çiftin sakin geçen hayatı bir gün kapı zillerinin çalmasıyla değişmeye başlayacaktır. Eve gelen bir yabancı, buranın pansiyon olduğunu düşünerek geldiğini söyler. Çiftlerden erkek olan, eşine sormadan gelen misafiri içeri alır ve ona burada kalabileceğini söyler. Evlerinde bir yabancının konaklayacağından rahatsız olan kadın huzursuz olmaya başlar. 

Aradan birkaç gün geçer ve bu sefer de eve başka insanlar akın etmeye başlar. Ev sahibi adam, eve gelenleri koşulsuzca içeriye kabul eder. Kadın ise olan bitenlere anlam veremez ve ruh sağlığı bozulmaya başlar. Eve gelen ve gelmeye devam eden yabancı insanlar, çiftin sıradan hayatını tersine çevirecektir.

Filmin başrollerini Jennifer Lawrence ve Javier Bardem paylaşıyor.

17 Şubat 2022 Perşembe

Free Guy

 


Free Guy, ABD 2021.

Free City isimli bir şehirde sıradan bir yaşamı olan ana karakterimiz Guy için her gün birbirinin tekrarıdır. Bir bankada çalışan Guy’ın yaşamı; evi, çalıştığı iş ortamı ve her sabah kahve almak için uğradığı kafe ortamı arasında geçmektedir.

Aslında bir oyunda yine oyun karakteri olan Guy, sanal ortamdaki yanıltıcılığın ve tekdüzeliğin farkında olmaksızın her yeni güne tekrar tekrar başlamaktadır. Oyundaki karakterler kendi aralarında seviyelere ayrılmıştır. Gözlük takan karakterler daha üst seviyede olmaktadır. Guy ve diğer gözlüksüz insanlar bunun sebebini sorgulamaksızın oyunu oynayan gerçek insanların komutlarını yerine getiren oyun karakteri olma görevini gerçekleştirirler. 

Guy, bir sabah yine kahvesini alıp işe gittiği esnada yoldan geçmekte olan gözlüklü bir kadın karaktere aşık olur. İşte o günden sonra Guy’ın hayatı sanal dünyada gerçek benliğini fark edip keşfetmesiyle değişmeye başlayacaktır. Sanal dünyada kendini fark eden ilk yapay zeka oyun karakteri olan Guy, çevresindeki diğer insanların da kendilerini fark etmesini sağlamaya çalışır. Ancak bu zorlu yolda gerçek dünyada onun karşısına engeller çıkartacak olan birtakım kötü düşünceli insanlar çıkacaktır.

Ryan Reynolds, Jodie Comer’in başrollerini paylaştığı film; aksiyon, komedi ve bilim kurgu türünde. Filmde ayrıca çok kısa süreliğine de olsa Chris Evans’ı da görüyoruz. Filmde gerçek görüntülerle birlikte sanal bir ortamda geçtiği için ara ara oyun içinde yer verilen animasyon görüntüleri filme çok güzel bir renk katmış.

16 Şubat 2022 Çarşamba

Kendine Ait Bir Oda

 


"Hayat her iki cins için de -kaldırımda ite kaka yürüyen kadınlarla erkeklere baktım- çetindi, zordu, sürekli bir mücadeleydi."

"İsterseniz kitaplarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de sürgü, ne de kapatabileceğiniz bir kapı."

"Başarı kişiyi çaba göstermeye sevk eder; alışkanlık da başarıyı kolaylaştırır."

Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf.

Virginia Woolf kaleme almış olduğu bu eserinde; yaşadığı dönemde ve öncesinde kadının, edebiyat üzerindeki rolünü ve o dönemin baskıcı tutumunu kurgusal bir anlatım ve karakterleriyle eleştirel bir şekilde ele alıyor.

1800’lü yıllarda ve sonrasında kadın yazarların kimliklerini ve cinsiyetlerini gizleyerek bir şeyler yazıp üretmeye ve sunmaya çalışma çabaları, özgürce davranamıyor olmaları, fikirlerin toplumun beklentileriyle çelişmesi yine yazarın kitabında anlatmayı amaçladığı konular arasında yer alıyor.

Jane Austen, Charlotte Bronte, Shakespeare’in hayali kız kardeşi ve birçok kadın yazar yine Virginia Woolf’un kitabında kurgusal karakterlerin başında yer alıyor.



14 Şubat 2022 Pazartesi

Sevgili Dost #48

 


"Doğum gününün silinip sadece öldüğün günün kalması çok üzücü."

Sevgili dost,

Nasıl bencilce yaşanır?

Hayattayken ölümün varlığını unutup, yaşama körü körüne sarılmanın insanın gözlerini ve kalbini karartığını söylersem haklı olur muyum?

Tüketmenin zorunlu kılındığı ve daha çok tüketmenin teşvik edildiği bir zamanda duygularımız da birer birer tükettiklerimiz arasında. Duyguların kötü olanı terazide daha ağır daha baskın gelince iyi olan duyguları unutuyor olmamız, hafızamızdan siliyor olmamız ne kadar üzücü.

Sevgili dost,

Hayal ettiğin dünya bu muydu? 

Olmasını istediğin dünya ile yaşadığın dünyanın farklılığı seni de hayal kırıklığına uğrattı, biliyorum. 

Kalp kırıp yaşamak, haram kazanıp yine haram lokma yemek, yalanların renklerinin arkasına sığınarak yaşamak ve kartopu misali büyüyen bir sürü kötülükler silsilesinin peşinden koşmak.

Sevgili dost,

Hayattaki amacını unutma ve inandığın yolda ilerle.

O yolda düşersen eğer üzülme, tekrar kalk ve yoluna devam etmek için çabala.

Sevgili dost,

Çiçekli yollar seninle olsun.



12 Şubat 2022 Cumartesi

All of us are dead

 


All of us are dead, Güney Kore  2022.

Bir bilim insanının laboratuvar ortamında ürettiği zombi virüsünün ülkede yavaş yavaş yayılmasını ve insanların başlarına gelenleri anlatan 8 bölümlük dizi.

İlk bölüm izleyicileri bir lise ortamına götürüyor. Virüsün ilk yayılma anı da bu lisede gerçekleşiyor. Virüsten haberdar olan bilim insanı da bu lisede fen öğretmeni olarak çalışıyor. Fen öğretmeni, virüsün bir öğrenciye yayıldığını fark edip o öğrenciyi bir yere hapseder. 

Zombiye dönüşen öğrenci, mahsur kaldığı yerden kaçmayı başararak okuldaki diğer öğrencilere virüsü bulaştırır. Bunun ardından hayatta kalma mücadelesi vermeye çalışan bir grup öğrenci, okulun içerisinde saklanmaya ve yardım beklemeye başlıyorlar.

Aradan saatler geçer ve beklenen yardım gelmez. Hayatta kalan öğretmenler ve öğrenciler elektriklerin kesilmesiyle yakınlarıyla da iletişim kuramazlar. Büyük bir çıkmazın içine sürüklenen hayatta kalanlar için zombi virüsü; ölümle yaşam arasında ince bir çizgi halini alır.

10 Şubat 2022 Perşembe

Sukulentlerde saksı ve toprak değişimi

 


Havaların güneşli olmasıyla balkonda kapalı mekanda duran bitkilerimi pencere önüne çıkartmıştım. Birkaç gün önce çıkan kuvvetli ve rüzgarlı yağış sonucunda birkaç Sedum aşağıya düşmüştü. Olayın ertesi gününde rüzgardan uçan sukulentleri bahçede bulmuş olsam da geriye yalnızca kurtarabildiğim bir bitkim kalmıştı. 

Eve gelince çoktandır aklımda olan saksı ve toprak değişimini gerçekleştirmek istedim. Toprak saksıda yer alan Echeveria Lilacina türünde uzun zamandır iyi bir gelişim gözlemleyemedim. En son eylül ayında güneş ışığına maruz kalmış ve yapraklarında yanıklar olmuştu. 

Bitkiyi eski toprağından ayırıp köklerini kontrol ettim. Köklerinde biraz kısaltma yapıp, en altındaki yaprakları da kopartıp yeni saksısında yeni toprağıyla buluşturdum. 

Çok sulamadığım ve susuz kalmadığını da düşündüğüm halde Echeveria Lilacina’nın yaprak içleri çok boş, tok durmuyor. Mevsimsel bir şey mi ya da sorun neyden kaynaklı hiçbir fikrim yok. İnşallah bu toprak ve saksı değişimi başta ona ve diğer bitkilerime iyi gelir.

En solda yer alan farklı türdeki pembe Echeveria’lar da küçük saksıdaydılar. Saksı boyutuna göre gelişim gösterdiklerini öğrendikten sonra onları daha büyük bir saksıya yerleştirdim. İki yıldır benimle olan bu tür, diğer Echeveria gibi çiçek açmıyor. İnşallah bu yıl bu türün de çiçek açımına birlikte şahit oluruz.

En sağda başta yer alan Sedum’lar, sonbahar ayıyla birlikte hızlı bir şekilde yaprak kaybı yaşamaya başladılar. Boyuna uzama gösteren bu tür güneş aldıkça bronzlaşıp yaprakları kahverengi, pembe bir görüntü alıyor. Aşağıya düşen ve parçalanan Sedum’lardan kurtarabildiğim sağlam yaprakları üretim için saksı toprağının üstüne koydum. Bakalım yeni yavrular gelecek mi?

Son olarak, yaprakları büzülen sukulentim ile ilgili bilgilerinizi ve tavsiyelerinizi benimle paylaşırsanız çok memnun olurum.


8 Şubat 2022 Salı

Tiyatro : Ölü Ozanlar Derneği | Arkadaşıma doğum günü hediyesi

 


"Kelimeler, fikirler dünyayı değiştirecek güce sahiptir."


"Nâramı, bütün dünyanın çatılarından salıveririm."


"Vazgeçtim bu dünydan, tek ölüm paklar beni..."


Pazartesi akşamı gerçekleşen tiyatroyu izleme şansım oldu. Tiyatro ekibinde sahne alan tüm oyuncular rollerini layıkıyla sahiplenmiş ve biz izleyenlere oyunu başarılı bir şekilde aktardılar.

Welton Academy’de okuyan bir grup genç, ailelerinin hırsları ve istekleri doğrultusunda burada eğitim almaktadır. Çocuklar, hayallerini bir kenara bırakıp ailelerinin kendilerinden olmak istediği kişiye ve kariyere bürünmenin çıkmazı içindedir.

Okula yeni gelen Öğretmen Keating, çocuklara hayata karşı yeni bir bakış açısı kazandırmakla birlikte onları; sonu gözükmeyen bir şiir yolculuğuna çıkartır.

İki perdeden oluşan tiyatroda; sahne geçişlerinde dönemi yansıtan müzikler, öğrencilerin film karakterleriyle uyumları, yine oyuncuların o döneme ait konuşma tarzları, seslendirilen şiirler mükemmelin ötesindeydi.

Öğretmen Keating’i canlandıran Hakan Altıner, aynı zamanda tiyatronun da yönetmen koltuğunda yer alıyor.

Uzun zamandır tiyatroya gitmemiş olmanın açlığını dün izlediğim tiyatro sayesinde fark etmiş oldum. 



Geçtiğimiz pazar günü de bir arkadaşımla buluştuk. Ona doğum günü hediyesi olarak çizim yapacağımdan burada bahsetmiştim. Çizimim çoktan bitmişti ancak araya giren bazı sebeplerden dolayı buluşamadık. Çizimime güzel bir çerçeve alıp yanına da doğum günü mektubu ve kartı ekleyip arkadaşıma buluşmamızda verdim. Çok beğendi ve mutlu oldu. 

6 Şubat 2022 Pazar

Vahşetin Çağrısı

 


"Varoluşun zirvesini gösteren, hayatın artık daha fazla yükselemediği bir kendinden geçme hali vardır. Yaşamanın çelişkisi de odur ki bu kendinden geçme, esrime hali, insan ancak en hayat doluyken ve insanın ancak hayatta olduğunu tamamen umutmasıyla gelir."

"Ölüm, hareketin sona ermesiydi, yaşamaya devam edenlerin hayatından çıkmak demekti, bunu biliyordu."

Vahşetin Çağrısı, Jack London.

Buck, Alaska’nın zorlu ve çetin şartlarında kızağa koşulan bir kurt köpeğidir. Buck, yaşamı boyunca birbirinden farklı insanlara hizmet etmektedir. Öyle ki karşılaştığı insanlar, bu zamanki yaşamı boyunca ona kaba davranıp temel ihitiyaçlarını gözetmeksizin karlı şartlar altında gücünden yararlanmanın derdine düşmüşlerdir.

İnsanoğlunun acımasızlığına her zaman şahit olan Buck, kızakta geçirdiği anlarda birçok köpek dostunun ölümüne şahitlik etmiş; yine insanların emrettiği işleri iyi yapmadığı takdirde şiddete maruz bırakılmıştır.

Buck’ın zorlu geçen yaşamında onun son sahibi olan John Thornton ile yolu kesişir. Bu kesişmeyle Buck ve Thornton arasında sıkı bir bağ oluşur. Hayatında hiç ilgi ve sevgi görmeyen Buck, sahibi Thornton’dan fazlasını görür ve onu işlerinde memnun etmek için elinden gelenin fazlasını yapar.

Özgürlük ve sevginin farkına varan Buck’ın, kaldıkları kamp yerinin baskına uğraması üzerine değişen yaşamını okuyoruz.

5 Şubat 2022 Cumartesi

Sil Baştan

 


"Sürekli konuşmak iletişim kurmak değildir."

"Biriyle bu kadar zaman harcayıp da onun tamamen yabancı biri olduğunu öğrenmek ne büyük kayıp."

Eternal Sunshine of the spotless mind, ABD 2004.

Joel Barish, birlikte iki yıl geçirdiği sevgilisinden hüzünlü bir şekilde ayrılır. Ayrılıkları sonrasında eski sevgilisinin deneysel bir çalışmayla ilişkilerine dair hatıraları kendi hafızasından tamamen sildirdiğini öğrenir. Bunun üzerine Joel de aynı şirkete eski kız arkadaşıyla ilgili olan anılarını sildirmek için başvuruda bulunur. 

Eski kız arkadaşı Joel’i ve ona dair olan tüm anıları kendi hafızasından sildirmiştir. Joel başvurduğu deneysel çalışmayla ona dair tüm anılarını hafızasından sildirerek hayatının geri kalanını mutlu bir şekilde sürdüreceğini düşünür. Çünkü karşılaştığı eski kız arkadaşını hayat dolu ve neşeli bir halde görür.

Joel’in anılarını sildireceği gün gelip çatar. Hafıza silme işlemi gerçekleşmeye başlayınca Joel’in kız arkadaşıyla olan ilişkisi gözler önüne serilir. Joel, güzel anıların teker teker silinmeye başlamasıyla hafıza silme işlemine zihninde müdahale etmeye ve eski ilişkisini kurtarmaya çalışır.

Bilimkurgu ve dram türdeki filmin başrollerinde Jim Carrey ve Kate Winslet yer alıyor.

4 Şubat 2022 Cuma

Kore Restoranı | Kitap ve Tiyatro

 


Merhaba sevgili okur,

Günler öncesinden geçtiğimiz pazar günü için bir plan yapmıştık. En son 2017 yılında ilk kez Kore restoranına gitmiş ve nasip olursa tekrarını gerçekleştirmek üzere arkadaşlarımla sözleşmiştik.

Pazar günü sabahın erken saatlerinde henüz kalabalık olmadan yola koyulduk. İçimizde, günün ilk açılışını Kore yemekleriyle yapacak olmanın heyecanıyla mekana vardık. Kore yemeklerini ilk deneyimimde tatlarını fazla beğenmemiştim. Kendi kültürümüzden oldukça uzak bir tata sahip olması ve yemeklerinde tatlı-acı oranının çok belirgin olması başlıca sebeplerden birkaçıydı. 

Bu defa gittiğimizde denemediğimiz lezzetler denemeye ve önceki gelişimizde denediğimiz iki yemeği de sipariş etmeye karar verdik. Yemekler geldi ve bizim için lezzet şöleni başladı. Hepimiz yemeklerin lezzetine hayran kaldık. Üstelik biten yemeklerin ardından midemizde ne bir şişkinlik ne de tıka basa doymuşluk hissi vardı.

Yine bu hafta kütüphanenin yolunu tuttum. Okuduğum kitapları iade edip yeni kitaplarımı teslim aldım. Her ay için en az üç kitap bitirme gibi bir hedefim var. Bu hedefime birkaç aydan beri riayet ediyorum. 

Bugün de haftaya gerçekleşecek olan bir tiyatro etkinliği için ön kayıt yaptırdım. Tiyatro adı: Ölü Ozanlar Derneği. Uzun zamandır tiyatroya gitmiyordum. İnşallah güzel geçen bir etkinlik olur.

Şimdiden huzurlu ve mutlu akşamlar dilerim.


2 Şubat 2022 Çarşamba

Dark Figure of Crime

 


Dark Figure of Crime, Güney Kore 2018.

Hyung Min, suç davalarında başarılı bir polistir. 10 yıldır çözülememiş bir cinayetin izini süren polis, olayla ilgili bir muhbirin ihbarı üzerine katil olduğu öne sürülen Tae Oh ile tanışır. İkili karşı karşıya gelir ve polis, şüpheliyi olayla ilgili konuşturmaya çalışır. Tam bu sırada başka bir şubeden gelen ekipler, Tae Oh’u tutuklayarak hapse atılmasına sebep olurlar.

Aradan bir ay geçer. Tae Oh kaldığı  hapishaneden Hyung Min’i arayarak 7 kişiyi daha öldürdüğünü itiraf eder. Hyung Min, Tae Oh’la yüz yüze görüşmeye gider fakat katilin itirafını detaylı anlatması için birtakım şartları vardır. Polis eğer bu şartları yerine getirirse kalan 7 cesedin kimlere ait olduğunu ve nereye gömüldüklerini söyleyecektir.

Tae Oh, polisle gerçekleşen görüşmelerde beklenmedik şekilde kurnaz ve akıllı davranacaktır. Hyung Min ve Tae Oh arasındaki iletişim, cesetler bulunana kadar devam edecektir.

Gerçek olaydan esinlenerek sinemaya uyarlanan film; suç, dram ve gerilim türündedir.

1 Şubat 2022 Salı

Goriot Baba

 


"Gerçek duyguların gözü ve zekası vardır."

"Yüreğimiz bir hazinedir, onu bir çırpıda boşaltırsanız, iflas edersiniz."

"Küçük insanlar, bitip tükenmek bilmeyen küçüklüklerle iyi, ya da kötü duygularını tatmin ederler."

"Kim bilir, belki de bazı kimselerin birlikte yaşadıkları insanlardan artık elde edecekleri hiçbir şey yoktur. Ruhlarının boşluğunu onlara gösterdikten sonra, hak edilen bir sertlikle o kişiler tarafından gizlice yargılandıklarını hissederler. Ama, yoksun oldukları yüze gülmelere karşı konulmaz bir ihtiyaç duyduklarından, ya da sahip olmadıkları niteliklere sahipmiş gibi görünme isteğiyle yanıp tutuştuklarından, bir gün oradan düşme pahasına da olsa, kendilerine tamamiyle yabancı olan kimselerin saygısını, ya da sevgisini kazanmayı umarlar."

"İnsan tamamlanmamıştır, kusurludur. Bazen az çok ikiyüzlüdür, yüze gülücüdür."

"Yürek, iyi bir yönetici, yanılmaz bir yol göstericidir."

"Duygu, her şeye izini bırakır, uzayları aşar. Bir mektup bir ruhtur."

"Bir de borçlu oldukları için, dostlarına, ya da yakınlarına hiçbir iyilik etmeyen, hiçbir yardımda bulunmayan ücretli asker yaradılışlı kişiler vardır. Bunlar, yabancılara yardım ederek, karşılığında bir özsaygı kazancı sağlarlar: Sevgilerinin çemberi kendilerine yakın olduğu oranda az severler bunlar. Çember genişleyip yayıldıkça daha iyiliksever, daha yardımsever olurlar."

Goriot Baba, Honore de Balzac.

Tel şehriyeci ve ekmek fabrikatörü olan Mösyö Goriot, emekliliğe ayrıldıktan sonra cimri bir kişiliği olan Madam Vauquer’in pansiyonunda yaşamak için oraya yerleşir.

Goriot’un iki yetişkin kızı vardır. Kızlarını çok seven Mösyö Goriot, onlar için malını mülkünü feda eder. Tek isteği ise kızlarının mutlu ve rahat bir yaşam sürmeleridir.

Goriot kaldığı pansiyonda diğer misafirler tarafından zamanla Goriot Baba olarak çağrılmaya başlanır. Goriot Baba pansiyonda geçirdiği zamanın büyük çoğunluğunu kızlarını düşünerek harcar. Goriot’un iki kızı da evlidir ancak evliliklerinden mutlu değillerdir. Damatları, Goriot Baba’yı evlerinde görmek dahi istemezler. Bu yüzden de kızlarıyla görüşemez. 

İçinde kızlarına karşı büyük bir özlem taşıyan Goriot Baba, kaldığı pansiyonda hukuk öğrencisi olan Eugene de Rastignac ile tanışır. Rastignac, soylu ama fakir bir aileden gelmektedir. Onun hayali ise Paris’in sosyetik yaşamında iyi bir statü edinip zengin bir adam olmaktır. Henüz okulu bitirmeyen Rastignac için bu hayali ona çok uzak gelir.

Rastignac bir gün katıldığı bir davette Goriot Baba’nın kızlarıyla tanışır. Kızlardan birine duygusal yakınlık göstererek zengin olma hayalini kısa yoldan elde etmenin peşine düşecektir.

 

BİRPEMBESEVER