30 Kasım 2022 Çarşamba

Geçmişe Yolculuk

 


Dün gece blogumda bir zaman yolculuğuna çıktım. Yedinci yılımı doldurmama sayılı günler kamışken blogumda bu yolculuğu ilk defa yapmış olmam da bana biraz tuhaf hissettirmedi değil. Yazdığım her yazıya bakamamış olsam da genel anlamda her yıl paylaştığım, gözüme çarpan yazı başlıklarına tıklayıp yazdıklarımı okumaya başladım. 

Geçen yıllarda yaşadığım hayat telaşelerin şu an hiçbir anlam ve önem ifade etmemesi garipti. Çünkü hepsi öyle ya da böyle gelip geçmişti yaşamımdan. Birçok konu hakkında farklı farklı yazdığım yazıların değişik duygular hissettirmiş olması da kaçınılmaz bir gerçekti elbette. 

Yaşamımız bir yolculuktan ibaretti. Bu yolculukta yeni yeni sürprizlerle karşılaşıyor, yeni insanlar tanıyor; uygun durakta kimilerini uğurlayıp hayatımıza kaldığımızdan yerden devam ediyorduk. Yaşamdaki yolculuğum hâlâ böyle devam ediyor. Çevremde eskiden olduğu gibi daha az insan barındırıyor, az insan çok huzur cümlesini hayatımın bir köşesine yerleştiriyordum.

Blog yazmanın en iyi taraflarından biri de şüphesiz ki unutulan anlara ışık tutup geçmişe yolculuk yapma imkanı vermesiydi. Blog yazma sürecimin ilk günden bugüne kadar nasıl gelişip kendine özgü bir şekil aldığını görmekte elbette en çok yazarını mutlu etmekteydi. Zamanla yazılan yazıların bir okur kitlesiyle buluşması da yazarı daha çok yazmaya teşvik etmesiyle birlikte okurların da olumlu geri dönüşleri çok kıymetli bir his olsa gerekti. 

Blogum zamanla yaşamımın bir parçası haline geliverdi. Kendimi içerik oluşturmaya zorlamadan, anlık paylaştığım yazılarımdan oluşan ve kendime blog yazarlığı yolculuğumda edindiğim birbirinden değerli sevgili okurlarımla yolumun kesiştiği bu toplulukta yer almaktan dolayı oldukça memnun ve mutluyum. 

Yazmanın zorla değil de sevgiyle geldiğine inanırım. Tıpkı okumak gibi yazmak da içten gelmeli. Çünkü keyif alınmadan yazılan kelimelerin verdiği his, satırları oluşturan cümleler okurlar tarafından fark edilir. Bu yüzden kalpten geldiğince yazmalı, yazılmalı.

Beni en çok mutlu eden de okurlarımın zamansız bir şekilde blogumla karşılaşmasıyla kalbinden gelen samimi ve içten duygularını yorum kutuma veya e-postama bıraktığı düşünceleri okumak olurdu. Şüphesiz bu davranış her blog yazarını sürpriz bir şekilde mutlu eder, sevindirirdi. 

Yazılarımda çıktığım bu yolculuk bana bir kez daha iyi ki blog yazma serüvenine adım atmışım hissini yaşattırdı. Bu yolculukta bana eşlik eden sevgili okurlarıma teşekkür ederim.

9 yorum:

  1. 7. yaşınız kutlu olsun... İnsan geçmişteki yazılarını okudukça; zaman tünelinden geçmiş gibi oluyor gerçekten. Nice 7 yıllara..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emine Öztürk,
      Çok teşekkür ederim. :) Nicelerine inşallah.

      Sil
  2. Blog benim de hayatımda önemli bir yer tutuyor. Düşüncelerimizi, fikirlerimizi paylaşmak güzel. 😊 Blog sayesinde daha çok okumaya yazmaya da başladım. Bizler için artık ihtiyaç gibi oldu, tabi sürekli gelenler olduğu gibi gidenler de oluyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygu emanet,
      İnsanın hissettiği gibi yazma özgürlüğünün bulunması çok güzel gerçekten. :)
      Evet, yolculuk gibi.

      Sil
  3. İlkay,
    Sen de iyi ki yazıyorsun Sevgili İlkay. Yazılarınla buluşmak bir okurun olarak beni mutlu ediyor. :)
    Çok teşekkür ediyorum iyi düşüncelerin için.
    Daha çok yazmak daha çok paylaşmak dileğiyle öyleyse.

    YanıtlaSil
  4. eveeet sen spontane yazıyon hoş oluyor ivit :)

    YanıtlaSil
  5. Blogunuzun yeni yaşı kutlu olsun efenim. :) Zaman zaman blogda geriye dönüş bende yaparım, pek nostaljik oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dövüşürken hanımefendi değilim,
      Teşekkür ediyorum. :)
      Eski yazılara bakmak, o nostaljiyi hissettiriyor gerçekten.

      Sil

 

BİRPEMBESEVER